Sonun ve başlangıcın ortasında, cehennem diye tabir edilen deniz ile dünyanın en sakin denizi arası Grand Line. Dünyanın denizlerle çevrili olduğu düşünüldüğünde, kuşkusuz en kutsal mesleklerden biride gemiciliktir. Bu mesleğin vatanı bilinen ada “Derevo”. Her bireyin daha 8 yaşında çivi çakmayı öğrendiği, ahşaba şekil verdiği yer olarak dillere dolanmıştır.
2 kanat şeklindeki sıkça yağmur alan kısım Puu ağaçları ile dolmuşken, Öfke Tanrısının yıldırım, kar, ve yağmuru adanın yuvarlak kısmından eksik olmazdı bu adada.
10 yıl önce;
Yine güneşin bulutların arkasında saklandığıö yıldırım ve yağmurun eksik olmadığı serin bir gündü. Derevo ise her zamanki gibi kendini adanın dört bir yanından gelen testerinin ahşabı keserken çıkardığı sese, tahtaya çakılan çivi sesinin ahengine bırakmıştı. Gemi satın almak ve tamir ettirmek isteyenlerin en büyük uğrak noktalarından biriydi elbette, bu konuda Water 7’a rakip sayılabilirdi. Tüccar Simon, Derevo’da yakından tanınırdı. Dışardan pek güvenilir biri gibi gözükmüyordu ancak her gelişinde yüklü miktarda beli bırakırdı. Kendisi kötü şöhretli kimselerinin eli görevini görüyordu, aldığı gemileri onlara ulaştırmakla yükümlüydü, elbette payını alıyordu ancak işini harfi harfine yerine getirmeliydi çünkü bu tür insanlarla çalışmak ölüm ile koyun koyuna olmak gibiydi. İşte o gün Simon 10 gemi almak için Derevo’da bulunuyordu elinde siyah deriden evrak çantası, iki yanında ikişer korumasıyla Gemici Mann’ın tershanesine doğru yürüyordu.
Rp Out: Simon tasviri;
Mann, tek başına çalışan biriydi. Bu yüzden müşteriler tarafından çokça tercih edilmez, insanlar genelde şirketlere yönelirdi. Ama gemi marangozluğunda iş aceleye gelemezdi son derece özen gösterilmesi gerekirdi. İşte tamda bu yüzden Simon yerinin veya rütbesinin hakkını veren biriydi, o mükemmel bir gözlemciydi. İyi bir gemici ustasını, çivi çakmasından dahi anlayabilirdi.
Mann’ın tershanesi Derevo’nun gölgesinde bulunuyordu şehrin en sakin ve iş için elverişle kısmındaydı, geniş bir araziye çift taraflı tek bir vinç, sadece tek bir geminin sığabileceği bir atölye ve atölyenin hemen bitişiğinde kendisine ait bir kulübe.
Simon, yavaş yavaş ilerlerken etraftan gelen tek çekiç sesi artık sadece Mann’ın tershanesinden geliyordu, bir müddet sonra tershaneye varmıştı. Mann elinde ki çekici bıraktı ve Simon’a döndü...