Öncelikle okuduğum ilk bilimkurgu eserdi, onu belirteyim. Pek ilgimi çekmiyor bu tür konular ancak gayet beğendim okuduğum kadarıyla.
Devamını da okumayı bitirince eklerim.
Galaksi Şeytanları
İnsanların zihninde yaşayan ve uyku zamanı rüyalarla beslenen bir asalak fikri çok hoşuma gitti hatta gayet mantıklı geldi. Güzel açıklanmış bir fikirdi ama Drake'in amacını çözemedim. Kanser hakkında dedikleri tutarsızdı ve gerçekten asalağa neden ihtiyacımız olduğunu düşündüklerini açıklamadı kitap. Biraz daha açıklama bekliyodum hani. Hawkinslinin anlattıkları daha doğrucu geldi.
Drake'e sinir oldum, Rose'a acıdım. Kısa öykü olsa da güzel vermiş karakterleri.
Bunun dışında evlilik müessesine getirdiği yorum da güzeldi. :/ Öyle, güzeldi yani.
Karanlık Bir Dünya
Anladığım kadarıyla klasik mağara alegorisini terse çevirmiş gibi yazar, zaten her defasında müritler bir mağaradan bahsediyor. Gerçeğe bu defasında mağaraya girerek ulaşıyoruz ve karşılığında gözlerimizden değil aklımızdan oluyoruz.
Asimov'un hayal gücüne hayran kaldım. Çok beğendim bu hikayeyi. Sanırım bu hikayenin hatrına birkaç Asimov ve başka bilimkurgu eseri de okurum. Bayağı beğendim.
Lagash'daki insanların ufku açık insanlar olduğunu söyleyemeyiz sanırsam, bunun sebebi de belki de hayal güçlerini çalıştıracak bir karanlığa sahip olmamalarıydı, belki de, çünkü 2050 yıl boyunca 5 güneş gözle görülebilecek her şeyi apaçık ortaya koyuyordu ancak yalnızca arkasında kalan binlerce sırrı saklıyordu aslında. Bu insanlar hayatlarında ilk kez karanlığı tecrübe ettiklerinde zaten Aton'un sözleri de bunu açıklar nitelikteydi, bence.
İnsanların zihninde yaşayan ve uyku zamanı rüyalarla beslenen bir asalak fikri çok hoşuma gitti hatta gayet mantıklı geldi. Güzel açıklanmış bir fikirdi ama Drake'in amacını çözemedim. Kanser hakkında dedikleri tutarsızdı ve gerçekten asalağa neden ihtiyacımız olduğunu düşündüklerini açıklamadı kitap. Biraz daha açıklama bekliyodum hani. Hawkinslinin anlattıkları daha doğrucu geldi.
Drake'e sinir oldum, Rose'a acıdım. Kısa öykü olsa da güzel vermiş karakterleri.
Bunun dışında evlilik müessesine getirdiği yorum da güzeldi. :/ Öyle, güzeldi yani.
Karanlık Bir Dünya
Anladığım kadarıyla klasik mağara alegorisini terse çevirmiş gibi yazar, zaten her defasında müritler bir mağaradan bahsediyor. Gerçeğe bu defasında mağaraya girerek ulaşıyoruz ve karşılığında gözlerimizden değil aklımızdan oluyoruz.
Asimov'un hayal gücüne hayran kaldım. Çok beğendim bu hikayeyi. Sanırım bu hikayenin hatrına birkaç Asimov ve başka bilimkurgu eseri de okurum. Bayağı beğendim.
Lagash'daki insanların ufku açık insanlar olduğunu söyleyemeyiz sanırsam, bunun sebebi de belki de hayal güçlerini çalıştıracak bir karanlığa sahip olmamalarıydı, belki de, çünkü 2050 yıl boyunca 5 güneş gözle görülebilecek her şeyi apaçık ortaya koyuyordu ancak yalnızca arkasında kalan binlerce sırrı saklıyordu aslında. Bu insanlar hayatlarında ilk kez karanlığı tecrübe ettiklerinde zaten Aton'un sözleri de bunu açıklar nitelikteydi, bence.