Ey yel-i bahri susturan sultân-ı cüret,
Cihanı titretmiş idin bir bakışınla, ey Xebec!
Gökleri yarıp geçerken sancakların,
Artık semâ bile ağlar adının anılışına.
Imu denilen o mel‘un, taht-ı zulmün efendisi,
Bir nefes üfledi de, rahmetin yerine ateş indi.
Sen ki deryâya diz çöktürmüş idin vaktiyle,
Şimdi cehennemin dalgaları sarar bedenini.
Ey mazlum kaptan-ı fırtına,
Şeytan dediler sana, hâşâ,
Senin günahın yalnızca hür olmaktı!
Yüreklerin zincirini kırmak istedin,
İşte bu yüzden lanet oldun ebediyete.
Gözyaşı döker rüzgâr, sancaklar eğilir,
Mürettebatın hatıranla yanar geceler.
Bir zamanlar denizler senin idi, şimdi ise sessiz,
Imu’nun gölgesi düşmüş her dalganın üstüne.
Ruhun şâd ola ey fırtınaların evlâdı,
Denizlerin şehidi, asi kaptan Xebec!
Bir gün doğar yine adaletin fecri,
Ve o gün, şeytan değil, aziz diye anılacaksın.
Cihanı titretmiş idin bir bakışınla, ey Xebec!
Gökleri yarıp geçerken sancakların,
Artık semâ bile ağlar adının anılışına.
Imu denilen o mel‘un, taht-ı zulmün efendisi,
Bir nefes üfledi de, rahmetin yerine ateş indi.
Sen ki deryâya diz çöktürmüş idin vaktiyle,
Şimdi cehennemin dalgaları sarar bedenini.
Ey mazlum kaptan-ı fırtına,
Şeytan dediler sana, hâşâ,
Senin günahın yalnızca hür olmaktı!
Yüreklerin zincirini kırmak istedin,
İşte bu yüzden lanet oldun ebediyete.
Gözyaşı döker rüzgâr, sancaklar eğilir,
Mürettebatın hatıranla yanar geceler.
Bir zamanlar denizler senin idi, şimdi ise sessiz,
Imu’nun gölgesi düşmüş her dalganın üstüne.
Ruhun şâd ola ey fırtınaların evlâdı,
Denizlerin şehidi, asi kaptan Xebec!
Bir gün doğar yine adaletin fecri,
Ve o gün, şeytan değil, aziz diye anılacaksın.



