Kitapları okudun mu? Yoksa internette, orada burada yazılan her komplo teorisi kabul ederek; kaleminden çıkmış bir cümleyi bile okumadığın bir yazarı faşist olarak damgalamak daha mı kolayına geldi?
Yüzüklerin Efendisi serisinde Orta Dünya olarak betimlenen,
aslında Orta Çağ Avrupasından başka bir yer değildir.
Orta Dünya'da Eriador olarak adlandırılan yer Batı Avrupa'yı
sembolize eder. Bu bölge içinde yer alan, Hobbitlerin yaşadığı ülke olan Shire, Britanya'nın tıpatıp benzeridir. Hobbit kültürü ise; kıyafetleri, yaşayış biçimleri ve genetik özellikleri ile tamamen İrlanda kültüründen alınmadır. Shire kelimesi zaten İngiltere'de şehirler ile kullanılan bir sözcüktür (Hertfordshire ve Bedfordshire gibi şehirler bulunuyor).
Kuzeydeki savaşçı, fazla medenileşmemiş, at efendisi Rohan Krallığı ise Germenleri yani Almanya'yı temsil eder. Özellikle Orta Çağ döneminde Almanlar milli birliklerini sağlayamamasına rağmen, üstün savaş yetenekleri sayesinde Avrupa'da güçlü bir konumdaydılar. Rohan insanları da aynı Germenler gibi sarışın, güçlü yapılı, iyi savaşan ve Gondor'a göre daha az medeni olarak betimlenmiştir.
Güneydeki medenileşmiş ve insanlığın asıl merkezi olarak
görülen Gondor Krallığı ise Roma İmparatorluğu'dur (İtalya, Vatikan). Tarihte Roma için olduğu gibi Gondor da doğulu kavimlere karşı tek başına savaşmak durumunda kalmıştır. Gondor, deniz kıyıları ve dağ dizilimi ile aynı Kuzey İtalya gibi bir coğrafyada bulunur. Halkı da Romalılar gibi, Kuzeylilere göre daha koyu bir tene
sahiptir. Ayrıca Rohan ile Gondor'un arasındaki dağlar ise şüphesiz İtalya ile
Almanya arasındaki Alplerdir.
Mordor bölgesi, çok açık bir şekilde Anadolu'yu temsil eder.
3 tarafının dağlarla çevrili olması ve batıda tek bir giriş kapısının
bulunması, aynı Haçlı Seferleri sırasında Avrupalıların Anadolu'yu gördüğü
şekildedir. Bilindiği gibi Anadolu üç tarafı denizlerle çevrili olduğu için Haçlı Kara Orduları İstanbul'a sadece Trakya üzerinde saldırabilmekteydi. Mordor aynı Anadolu gibi dağlık ve iklim olarak karasal bir yapıya sahiptir. Nurnen, Tuz gölü; Gorgoroth ise Marmara Bölgesidir.
Mordor'da yaşayan ırk olan orclar ise Türkleri ve diğer Avrasyalı Müslüman kavimleri sembolize eder. Batı kültüründe orc sözcüğü tam kesin olmamakla birlikte orkun'dan (ork-hun, orhun) türetilmiştir. Hatta bazı bölgelerde Türk ve orc efsaneleri birbirine karışmış haldedir. Bilindiği gibi Tolkien bir filolog yani dil bilimcidir ve bu nedenle Orta Dünya'da kullandığı fantastik isimlerin çoğunu çeşitli dillerden türetmeyle oluşturmuştur. Ayrıca yine Batı fantastik edebiyatı tarafından orc ve çeşitli karanlık ırkların ordusu anlamında kullanılan "Horde" kelimesi Moğollar'ın kurduğu Altın Orda (Golden Horde) Devleti'nden alınmıştır. Horde İngilizce'de de sürü, ordu anlamına gelir. Orclar, Türklerle (ve diğer doğu kavimleri) özdeşleşmiş bir şekilde kurtlarla dolaşmakta, savaşa giderken davul çalmakta ve hilal taktiği kullanmaktadır (Black Gate önündeki son savaş).
Aynı şekilde Uruk-Hai ırkının ismi de Türklerin güçlü savaşçıları Yörük askerlerinden türetilmiştir. Tolkien, Uruk-Hai'lerin dış görünüşünü ise Macarlardan türetmiştir. Uruk-Hai'ler ile Avrupa Hun Devleti askerleri arasındaki benzerlik reddedilemeyecek biçimdedir. Aslında Isengard, ana Hun kenti "Hungary"den başka bir şey değildir.
Mordor'un hemen kuzeyindeki Rhun toprakları ise, Anadolu'nun
kuzeyindeki Kafkasya ve Rusya'nın benzeridir (Rhun denizi de doğal olarak
Karadeniz oluyor). Elbette bu topraklar Rus varlığı ile değil, barbar
kavimlerin baskınlığı ile anlatılmaktadır. Öyle ki Orta Çağ da Rus toprakları
Moğol işgali altındaydı. Rhun'da yaşayan barbar halk, Mordor'a yardıma koşmuş ve Batılı insanlarla savaşmıştır. Mordor'un hemen güneyindeki Haradwaith ve Khand insanları ise diğer Müslümanları, yani Persleri ve Arapları betimlemektedir. Burada yaşan insanlar esmer, mizaçları ve kıyafetleri ile kesin bir şekilde Ortadoğulu görünümlüdür. Seride de doğulu olarka anılan bu insanlar, aynı tarihte Pers ordularının sahip olduğu gibi savaşlarda filleri kullanmaktadır. Ayrıca Orc orduları da, ortaçağda en iyi ve geniş kapsamlı kullanıcıları olan Eyyübiler, Selçuklular ve Osmanlı ile anılan kuşatma kulelerini kullanmaktadır. Ortaçağ tarihindeki gibi Doğulular yani Orclar kuşatma, Batılılar ise kale savunması yapmaktadır.
Yüzüklerin Efendisi'nde şehirler de tarihten alıntıdır.
Gondor'un merkezi olan Minas Tirith şehri Roma'yı, Mordor'un işgal ettiği eski Gondor şehri Minas Morgul ise İstanbul'u semboli etmektedir. Nasıl ki İstanbul Anadolu'nun sınır ucunda bulunuyorsa, Minas Morgul da Mordor'un ucunda bulunmaktadır.
*******
Yüzüklerin Efendisi, Orta Çağ Avrupası'ndan esinlenerek oluşturulmuş ağır ırkçı bir seridir (Yazar J. R. R. Tolkien'in aşırı milliyetçi
olduğu bilinmektedir). Dikkat edilirse Orta Dünya'da net iyiler ve net kötüler vardır. Batının insanları açık tenli, Avrupalı görünümlü ve iyi karakterlidir. Batının insanları arasında tek bir koyu tenli veya siyahi karakter yoktur. Diğer yandan bütün orclar ise siyah renklidir. Tolkien, doğuluları orc, uruk-hai ve barbar insanlar olarak göstermiştir. Doğulular koyu tenli, Ortadoğulu görünümlü ve kötü karakterlidir. Asla iyi karakterli bir orc olamaz ve seriye göre en iyi orc ölü orc'tur.
Dikkat edilirse Yüzüklerin Efendisi serisinde Batılılar kale
savunması yapmakta, doğulular ise kaleleri kuşatmaya çalışmaktadır. Bu durum,Avrupa ile Doğudan gelen barbar kavimler arasındaki çatışmalara göndermedir.
Tolkien anti-Türkçü, anti-Müslüman ve anti-Arap olduğu kadar aynı zamanda da anti-Semitik yani Yahudi düşmanıydı. Osmanlı'nın son dönemlerinde batıda yaygın olan düşünceye göre devlet kilit noktalara yerleştirilmiş Museviler (Sabetay) tarafından yönetilmekteydi. İşte Tolkien burada, Yahudi Kabbala felsefesinden gelen "tanrının gözü" (şeytanın tek gözü) ile Sauronu birleştirerek, "her şeyi gören göz" kulesini tasarlamıştır. Nefret ettiği bütün öğeleri Mordor altında birleştirmiş, halkını Türk ve Müslüman, liderlerini ise Yahudi yapmıştır.
******
Sürekli ezilmiş, dışlanmış ve nefret edilen orclar, batının kendini beğenmiş insanları tarafından patlayıp duran bir volkanın altında, mağaralarda ve kül kokan bir atmosferde yaşamaya zorlanmışlardır. Batının insanları bir orc gördüğünde sorgusuz sualsiz onu kılıçtan geçirmeyi doğru bir davranış olarak görürler. Derken bir gün bütün orclara eşitlik ve özgürlük vaat eden Sauron ortaya çıkar. Sauron, kendini beğenmiş insanlar ile kibirli ve ukala Elfleri adam etmek istiyor. Diğer yandan bacaksız hırsız Hobbitler ve "dinen günah" olmasına rağmen büyü ile uğraşan azgın Gandalf zaten Sauron'a ait olan yüzüğü çalmış ve ondan saklarar. Sauron garibanı aslında sadece kendi malını geri istemektedir. Kibirli batılı insanlar ise orcların Mordor'da bile yaşamasından haz edememekte, adeta nefes almalarından tiksinmektedirler...
*******