Şu kısmı hakkında farklı düşünen birisi yok zaten. Ama Roger'in isteyerek korsan olduğu açık. Dilediğimi yapamayacaksam korsan olmanın amacı nedire benzer bir cümleyi Roger kullandı. Roger için korsanlık amacına giden yolu açmak için bir araçtı. İstediğini, dilediğini yapmak için korsan oldu. Zaten amacı korsan olmak değil. Dünyayı alt üst etmek. Bellliki bu adam birşeyler biliyor. Luffy gibi korsanlar kralı olacağım diye yola çıkmadı. Yola çıktı ve istediklerini yapmanın yolunun korsanlıktan geçtiğini anladı. Rayleigh ile karşılaştıklarında korsan olduğu bile şüpheli. Belki bazı gerçekleri öğrendi ve amaçlarına tek başına ulaşamayacağını anladı ve geri dönerek tayfa topladı. Bunlar anlatılmadığı sürece bilemeyeceğiz. İşte bizde o benzerliklerin temelinde neyin yattığına ve Shanks'ın şapkayı Luffy'nin kafasına neden taktığına açıklık getirmek için bu yazıyı yazdık. Olmaya da bilir. İllaki bağımsız kişiler ama aynı zamanda da bağlı. Robin'inde Skypiea da Gan Fall'ın sözleri üzerine söylediği gibi. Aralarındaki ilişki ayrı bir kayıp tarih.Roger korsan kral olmak istemedi.Amacı farklıydı.Hükümet ona korsanlar kralı ünvanını verdi.
Ama Luffy direk korsanlar kralı olmak istedigini söyledi.amaçları aynı olduğunu bilemeyiz
Shanks ve Ray ikiside onda Rogerı gördü ve şaşırdılar.(Bunların ikiside D. olmadığı için anlayamazlar D.'liği).
Aralarında çok benzerlik olduğu gibi farklılıklar da var.Luffy ve Roger tamamen ayrı ve kendi iradelerine sahip bağımsız kişiler bence.
Zaten bu düşünceler ve benzetmeler bütünü olan yazı da D'ler arasındaki bağlantıyı kurmak amaçlı. Nasıl oluyorda Roger'in Will'i, isteği Luffy de ve başkalarında da devam ediyor. Yani bunu sadece özgürlük ve benzeri şekilde yorumlarsak(en azından ben) hata etmiş oluruz. Yani kayıp bir tarih olan şeyin(Roger ve Luffy arasındaki bağlantı) altında birşeyler yatıyor olmalı.
İntikam demiyelim. D'lerin ellerinden krallıkları ve barış alınmış. Onlar bu yüzden savaşmaya geliyorlar. Kendilerinin olanı geri almak ve kayıp yüzyıldan yani 900 yıl hatta daha öncesindeki düzeni geri getirmek için savaşıyorlar. Yani Roger ilk değildi. Ondan öncekilerde oldu. Ve ondan sonraki de olacaktı ve o da bunu biliyordu ki birilerini bekliyordu. Yani bunlar çok önceden görülmüş ve yazılmışta olabilir. Antik krallık yıkılacağını biliyordu belkide. O yüzden kitabeleri vblerini hazırladı. Yani kader ağlarını ördü ve yıkılışa engel olunamadı. Ama geri alınabileceği görüldü ve ona göre hazırlık yapıldı. Malum geleceği görme olayı One Piece'in kurgusu içinde var. Şeytan meyvelerini yapmış bir ırk içinde bu olay gerçekleştirilebilir bir durum olsa gerek. Ruh geri geliyorsa herşey olur.
Tamamlayamadı derken. Onu bilemeyiz. Roger kendinden sonra gelecek birilerini bekliyordu. Yani kendisinin zincirin son halkası olmadığının farkında. Bunu Wb söylüyor bizler değil zaten. Roger'in hikayeyi tam anlamı ile Wb'e çok çok uzaklarda ve uzun zaman önce diye başlayarak anlattığı düşünülürse, Will olayınıda ona anlattığı ve Wb'nin de Luffy de bunu gördüğü açık.
Dragona gelirsek. Dragon'un hazırlık peşinde olduğu açık. Ama düşünelim neden gitmiyor Raftel'e? Bulamaz mı? Ya da gitmiş olamaz mı? Dragon, Roger ilişkisini kendi çapımda açıklamaya çalışmış ve Dragon'unda Raftel'e gitmiş bir Roger tayfası korsanı olabileceğini ya da Roger'i dışardan bir şekilde korumaya çalışmış olabileceğini yazmıştım. Dragon, Shanks wb ve Rayleigh gibi herşeyi biliyor. Peki neden Luffy'e git bu senin kaderin diyerek onu dışarıdan desteklemek yerine kendisi bizzat bu işin peşine düşmüyor. Demek ki düşemiyor ya da gidemiyor. Beklenen koşullar sağlanmadan belkide bu işi yapabilmek imkansız. Ya da Dragon'da bu hikayedeki görevini yani kaderinin ne olduğunu biliyor.
Oz Luffy'nin golgesini aldiktan sonra onun kisiligini almis gibi gorundu, dogrudur. Fakat diger butun zombilerde oldugu gibi bir sure sonra kendi iradesi ve dusuncelerini tamamiyle kaybetti. Ha diyorsan bu sadece "Kage Kage No Mi" siradan bir meyve gucu ve benim bahsettigim olay bundan cok daha ustun bir sey, ona kismen katilirim. Kismen diyorum soyle ki; burada miras alinan istek gercegi var bunu kimse inkar edemez ve nasil oldugunu, nasil nesilden nesile kan bagi veya bir tanisiklik olmaksizin boylesine guclu bir sekilde aktarildigini bilemez. Ama yine de ustun bir guc sayesinde aktarildigini kabul edebilirim. Ama diyorum ki boylesine guzel orulmus, komplike bir olay var elimizde, bahsettigimiz bu ustun gucu, "golgenin mirasi" gibi basit bir mantikla aciklamaya calisirsan bu bize gercekci gelmez, gerceklesse bile herkesde bir hayal kirikligi yaratir.
) bu karakterde. Birilerini korumak için kendini feda edebilen ve kendi adalet anlayışlarını barındıran kişiler. Tabi Antik krallıktan sonrada bu soydan gelen kişilerde bu karakterristik özellikler çıkıyor. Olay sanmamki Rk yada gölge yoluyla böle bişeylerin bağlanmasına gelsin(tahmin). Benim düşüncem kitabeler deşifre edildiğinde bir araç, alet yada bir mekan yardımıyla ( Bu araç alet yada yerinde şeytan meyvesinin kaynağı olacağını düşünüyorum) bir D istediğinin yapmasını sağlayacak bir güce sahip olacak (plutondan öte bişey olacak) ve bizimki bunu istemeyip olayları insanlığın kendi iradesine bırakacak.
