Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] Tower of God ''Spoiler'' Tartışma

V ile Arlen yukarıdaki katlara çıkmak istediler, fakat Zahard izin vermedi. Ondan sonra Zahard Arlen'e evlenme teklif ediyor, fakat V ile nişanlı olduğunu öğrenince V'yi öldürme amacına girişiyor... falan.
Ayrıca V seride gözüktü bence. 2. katta Rachel'ın kırmızı bir yaratık takım arkadaşı vardı. O yaratık daha sonra Yama'nın kafesinde ortaya çıkmıştı, FUG elçisinin yanında gelmişti. Yaratığa dikkat edersen bir dalga tutucuydu ve kuralsızlara ait olan siyah shinsu kullanıyordu. Ve saçına dikkat et aynı V gibi at kuyruğu yani bence V ölmedi. O yaratığa dönüştürüldü.
Olabilir ama V'yi bu kadar severken ondan nefret edenlere bi bakmak lazım. Gustav neden Zahard'tan bile daha büyük bir nefret potasına koyuyor V'yi. Bir yerde bi kaşmerlik yapmış bence. :)
 
Olabilir ama V'yi bu kadar severken ondan nefret edenlere bi bakmak lazım. Gustav neden Zahard'tan bile daha büyük bir nefret potasına koyuyor V'yi. Bir yerde bi kaşmerlik yapmış bence. :)
Gustang'in Arlen'den hoşlanma ihtimali var ya da onunla Arlen yakından ilgilendiğinden dolayı sevdiği bir arkadaşıydı. Bence Gustang'in V'ye nefret beslemesinin sebebi de Arlen'in ölümünden V'nin sorumlu olduğunu düşündüğü için. Zahard'ı indiremeyeceğini bildiğinden Baam'ın gelmesini bekliyordu, gelince harekete geçip Zahard'ın arkasından iş çevirdi.
 
200 küsür bölüme kadar geldim.

Ama serinin tarzı nasıl desem biraz yorucu değil mi?

Şimdi normalde ben karakter zenginliğini seven, hatta OP'da bile uzayan arclarda eklenen çok da gerekli olmayan karakterlere zenginlik diyen birisiyim.

Ama bilader bu seride her arc yan karakterlerin devamlı değişmesine alışamadım :/. Tam karakterlere alıştık derken hop o kadro kayboluyor yerine bir tanesi daha ekleniyor. Onlara alıştık derken hop tekrardan. Bu daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum ama ana karakterlere alışma süreci genelde bir seriye başlarken en zorlandığım kısımlardandır. Ama burada o süreç sürekli kendini tekrar ediyor. İlk takım, Baam'ın ezikler takımı sonra Koon'un intikam takımı en son tek gözlü kızıl hatunun tren için buldurduğu takım falan derken çorba oldu resmen. Bir tek gözlü eleman var mesela şuan bizimkilerle takılıyor ne ara çıktı da hikayeye dahil oldu hiçbir fikrim yok. Bir de çizim tarzı yüzünden tüm karakterler de birbirine benziyor, karışıyor da. Araya ben kaynasam sırıtmayacak bu gidişle.


Neyse bu arada Baam'ın küçük Emrah halleri hoş ama Hüüüüğğğğ Rachel mevzusunu ne kadar daha devam ettirecek bilmiyorum. Lan kız şerefsizin teki sana ihanet etti seni kullandı sen hala "hüüüüğğğğ Rachel hadi geri dönelim". Ulan gerçekte yaşasan karın seni 100 adamla boynuzlayınca "boşver geçmişi unutup yeni sayfa açalım" diyen erkek olurdun Baam. Hadi anladık en başta kimse yokken kız sana eşlik etti falan filan ama dünya'nın Rachel'den ibaret olmadığını da anla be artık. Bak sen ihanete uğradığında kendi ihanete uğramış gibi hissedip yıllarca intikamın için çalışan Koon var, sana abayı yakmış güzeller güzeli premses Androssi var..... Varoğlu var... Cidden şu oğlanı kulağından çekip konuşmak gerek.
 
200 küsür bölüme kadar geldim.

Ama serinin tarzı nasıl desem biraz yorucu değil mi?

Şimdi normalde ben karakter zenginliğini seven, hatta OP'da bile uzayan arclarda eklenen çok da gerekli olmayan karakterlere zenginlik diyen birisiyim.

Ama bilader bu seride her arc yan karakterlerin devamlı değişmesine alışamadım :/. Tam karakterlere alıştık derken hop o kadro kayboluyor yerine bir tanesi daha ekleniyor. Onlara alıştık derken hop tekrardan. Bu daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum ama ana karakterlere alışma süreci genelde bir seriye başlarken en zorlandığım kısımlardandır. Ama burada o süreç sürekli kendini tekrar ediyor. İlk takım, Baam'ın ezikler takımı sonra Koon'un intikam takımı en son tek gözlü kızıl hatunun tren için buldurduğu takım falan derken çorba oldu resmen. Bir tek gözlü eleman var mesela şuan bizimkilerle takılıyor ne ara çıktı da hikayeye dahil oldu hiçbir fikrim yok. Bir de çizim tarzı yüzünden tüm karakterler de birbirine benziyor, karışıyor da. Araya ben kaynasam sırıtmayacak bu gidişle.


Neyse bu arada Baam'ın küçük Emrah halleri hoş ama Hüüüüğğğğ Rachel mevzusunu ne kadar daha devam ettirecek bilmiyorum. Lan kız şerefsizin teki sana ihanet etti seni kullandı sen hala "hüüüüğğğğ Rachel hadi geri dönelim". Ulan gerçekte yaşasan karın seni 100 adamla boynuzlayınca "boşver geçmişi unutup yeni sayfa açalım" diyen erkek olurdun Baam. Hadi anladık en başta kimse yokken kız sana eşlik etti falan filan ama dünya'nın Rachel'den ibaret olmadığını da anla be artık. Bak sen ihanete uğradığında kendi ihanete uğramış gibi hissedip yıllarca intikamın için çalışan Koon var, sana abayı yakmış güzeller güzeli premses Androssi var..... Varoğlu var... Cidden şu oğlanı kulağından çekip konuşmak gerek.
Sırf merakımdan 400 bölüm okudum. Güzel başlıyo ama ortalara doğru batırıyor ve toparlayamıyor.
 
200 küsür bölüme kadar geldim.

Ama serinin tarzı nasıl desem biraz yorucu değil mi?

Şimdi normalde ben karakter zenginliğini seven, hatta OP'da bile uzayan arclarda eklenen çok da gerekli olmayan karakterlere zenginlik diyen birisiyim.

Ama bilader bu seride her arc yan karakterlerin devamlı değişmesine alışamadım :/. Tam karakterlere alıştık derken hop o kadro kayboluyor yerine bir tanesi daha ekleniyor. Onlara alıştık derken hop tekrardan. Bu daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum ama ana karakterlere alışma süreci genelde bir seriye başlarken en zorlandığım kısımlardandır. Ama burada o süreç sürekli kendini tekrar ediyor. İlk takım, Baam'ın ezikler takımı sonra Koon'un intikam takımı en son tek gözlü kızıl hatunun tren için buldurduğu takım falan derken çorba oldu resmen. Bir tek gözlü eleman var mesela şuan bizimkilerle takılıyor ne ara çıktı da hikayeye dahil oldu hiçbir fikrim yok. Bir de çizim tarzı yüzünden tüm karakterler de birbirine benziyor, karışıyor da. Araya ben kaynasam sırıtmayacak bu gidişle.


Neyse bu arada Baam'ın küçük Emrah halleri hoş ama Hüüüüğğğğ Rachel mevzusunu ne kadar daha devam ettirecek bilmiyorum. Lan kız şerefsizin teki sana ihanet etti seni kullandı sen hala "hüüüüğğğğ Rachel hadi geri dönelim". Ulan gerçekte yaşasan karın seni 100 adamla boynuzlayınca "boşver geçmişi unutup yeni sayfa açalım" diyen erkek olurdun Baam. Hadi anladık en başta kimse yokken kız sana eşlik etti falan filan ama dünya'nın Rachel'den ibaret olmadığını da anla be artık. Bak sen ihanete uğradığında kendi ihanete uğramış gibi hissedip yıllarca intikamın için çalışan Koon var, sana abayı yakmış güzeller güzeli premses Androssi var..... Varoğlu var... Cidden şu oğlanı kulağından çekip konuşmak gerek.
Bende 250li bölümlerdeyim hikaye, kurgu güzel güç dengeleri iyi ama şu karakter mevzusu çok yoruyor cidden İsim hafızası berbat olan biri olarak acı çekiyorum.
 
ToG redditi takip ediyordum arada şu ara bakmıyorum, arcın da bitmesini bekliyorum adamakıllı okumak için. Gerçi genel olarak bir sıkıntı var. Hikayesel sıkıntılar hariç tutalım da Naver'in fast pass prosedürü topluluğu ayrıştırdı gibi.
Tower of God araya girmeden önce tek bir fast pass vardı, 1 veya 2 bölüm önden gidiyordu yanlış hatırlamıyorsam.
Şimdi 2 fast pass var. İngilizcesi için ayrı Korece için ayrı. Kore fast pass'i en güncel versiyon. Onu 4 hafta ara ile İngilizce fast paşa takip ediyor. Ondan 3 hafta ara ile de bedava olan versiyonu takip ediyor. Bedava takip edenler, İngilizce fast pass alanlar ve Kore sızıntılardan çevrilenleri takip edenler. İşin kötü tarafı çeviri olarak da millet İngilizce versiyonunun çevirisini beğenmiyor. Kore versiyonunu iyi bir çeviri ile çeviren bir grup varmış ama redditteki adminler de onların paylaşılmasını istemiyor.
200 küsür bölüme kadar geldim.

Ama serinin tarzı nasıl desem biraz yorucu değil mi?

Şimdi normalde ben karakter zenginliğini seven, hatta OP'da bile uzayan arclarda eklenen çok da gerekli olmayan karakterlere zenginlik diyen birisiyim.

Ama bilader bu seride her arc yan karakterlerin devamlı değişmesine alışamadım :/. Tam karakterlere alıştık derken hop o kadro kayboluyor yerine bir tanesi daha ekleniyor. Onlara alıştık derken hop tekrardan. Bu daha ne kadar böyle sürecek bilmiyorum ama ana karakterlere alışma süreci genelde bir seriye başlarken en zorlandığım kısımlardandır. Ama burada o süreç sürekli kendini tekrar ediyor. İlk takım, Baam'ın ezikler takımı sonra Koon'un intikam takımı en son tek gözlü kızıl hatunun tren için buldurduğu takım falan derken çorba oldu resmen. Bir tek gözlü eleman var mesela şuan bizimkilerle takılıyor ne ara çıktı da hikayeye dahil oldu hiçbir fikrim yok. Bir de çizim tarzı yüzünden tüm karakterler de birbirine benziyor, karışıyor da. Araya ben kaynasam sırıtmayacak bu gidişle.


Neyse bu arada Baam'ın küçük Emrah halleri hoş ama Hüüüüğğğğ Rachel mevzusunu ne kadar daha devam ettirecek bilmiyorum. Lan kız şerefsizin teki sana ihanet etti seni kullandı sen hala "hüüüüğğğğ Rachel hadi geri dönelim". Ulan gerçekte yaşasan karın seni 100 adamla boynuzlayınca "boşver geçmişi unutup yeni sayfa açalım" diyen erkek olurdun Baam. Hadi anladık en başta kimse yokken kız sana eşlik etti falan filan ama dünya'nın Rachel'den ibaret olmadığını da anla be artık. Bak sen ihanete uğradığında kendi ihanete uğramış gibi hissedip yıllarca intikamın için çalışan Koon var, sana abayı yakmış güzeller güzeli premses Androssi var..... Varoğlu var... Cidden şu oğlanı kulağından çekip konuşmak gerek.
Aman yavaş yavaş sindire sindire oku. Webtoonların diklemesine uzun panelleri insanı hızlı okutturuyor, sonra kim kimdi bu ne güçtü bir saat düşünüp zor hatırlıyorsun.
200lü bölümler çizimler iyi la. Hem güçlerin de uçmadığı zamanlar. Basit iyi dövüşlerin olduğu zamanlar. Sonra çok ararsın.
 
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık