şu bölüme bakarken one piecenin derinliğini anlıyoruz
birinci çağda benim anladığım Nikanın doğuşu . Nika arzularla doğuyor , köle insanlar bir kurtarıcı arıyor ve Nika doğuyor . Enteresan değil mi? Nika için gücü hayal dünyasıyla şekillenen en absürt güç dendi . Çok kötü durumdasınız ve çıkmaza girdiniz . O an bir kurtarıcı gelsin diye dua ediyorsunuz . Gelen ise şen şakrak sürekli gülen ve dans eden biri . İçinizi neşe kaplıyor onu görünce o sizi bu ümitsizlikten kurtaracak diye bekliyorsunuz ama olmuyor . Dünya alevler içinde , toprak tanrısı ( İmu ) herşeyi yok ediyor . Bir daha buluşamayacaklar Nika başaramıyor .
ikinci çağ başlıyor, Nika tam yok olmadı nefesi hissediliyor . İmu birinci çağda zafer kazandı ve onla birlikte olanlar Nikayı alt ettikleri için kendilerini tanrı olarak gördüler ( kutsal ejderler ) . Orman tanrısı ( imu ) şeytanlarını besliyor ( ne hikmetse şu an da şeytan orduları okuyoruz ) ama bu defa deniz
Tanrısı gazabını gösteriyor .Yine buluşamadılar çünkü Nika gelemedi .
Üçüncü çağ ise bence Luffynin getireceği çağ . Zaten resim gösteriyor ki Luffy her ırkı kendi safına çekip İmuyu durduracak ve şafağı getirecek . Bu defa buluşacaklar .
Peki bu buluşacak buluşmayacak kelamları kim için ediliyor? Burası en ilginç kısım . Kimler bu kavuşamayanlar ?