Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] Berserk - Teşekkürler Kentaro Miura

Bence Berserk'in tutukluğu ve hikaye sorunu Miura'nın ölümünden bağımsız, zaten Miura yaşarken de çok ciddi bir ton ve tutum değişikliği var ve sonlara doğru bayatlar bir hali vardı. Erken ölüm tuz biber oldu sadece.
 
Miura'nın son dönemlerinde manganın tonunda bariz bir yumuşama/açılma hissetmiştim.
Bu yumuşama hissiyatı bana daha çok grif den dolayı geldi. Ondan önce malum her yer karanlık cenevar dolu, ne zaman modunu değiştirdi ışığa girdi ülkeyi kurdu her yer açıldı. Cenevarları da bir nevi himayesine aldı, girmeyenleri öldürdü falan. Miura-sensei bence hikayeyi yumuşatmadı şeklini değiştirdi. Karanlık 1 yere toplandı çünkü. Tabi rahmetli ne yola sokardı bilememek üzücü taraf...
 
@kennyscapula Bir çoğu açıklanıyor aslında. Hemen aklımda olan bazılarını cevaplıyorum.

Flora neden bu kadar çok bilgi sakladı?
Söylemesinin manası yoktu.


Perfect World Behelit bu hikayenin neresinde yer alacak?
Yer aldı zaten. Griffith yeniden doğarak dünyayı değiştirmiş oldu. Yumurta'nın da isteği buydu.

Skull Knight, Femto yeniden doğduğunda neden müdahale etmedi? Griffith’in yükselişini engelleyebilir miydi, yoksa bu da kaderin bir parçası mıydı?
Denedi. Yumurtanın peşindeydi sürekli. Luca ve sonrasında Zodd'la karşılaşması yüzünden başaramadı. Casuality'le alakalı bir durum. Luca'yı kurtarmayı seçmese, belki Yumurta'yı öldürecekti. Bilemiyoruz.


Berserk dünyası zaman döngüsünde mi kilitli? Guts, Skull Knight olursa, bu kader zinciri nasıl kırılacak?
Öyle bir şey yok. Guts ve Skull Knight benzer durumları yaşasa da aynı sonucu elde etmeyecekler. Flora bunu daha iyi açıklıyor:




  • Guts’ın “kendi iradesiyle” savaşması, gerçekten işe yarıyor mu? Kaderin zincirlerini kırmak mümkün mü, yoksa her özgürlük bir yanılsama mı?
Evet, yarıyor. Kader tanrı tarafından tayin edilse bile onu kucaklayıp, kucaklamamak insanın elinde.

 
Son düzenleme:
Hadi Miura hastaydı öyleydi böyleydi vs.Yardımcısı neden düzenli çıkarmıyor? Bu seriye neden hak ettiği ilgi ve alaka gösterilmiyor? Japonya'nın sınıfta kaldığı ender konulardan Berserk muamması. Hakkımız helal değildir.
 
Grifith yeni Gaiseric olma peşinde. Tek imparatorluğu kuracak.. Çarlotte de Gaiseric'in soyundan geliyor. Meşru bir kral olarak her şeyin üzerinde duracak. Tabi Gats'a göre bu sadece bir basamak ama ötesi zaten öteki boyuta geçen meseleler. Orada da Void var.

Void hikayenin asıl kahramanı, kötüsü, yazarı, yönetmeni... Her şeyin altındaki adam bu. Void ile Gaiseric arasında her ne geçtiyse sonunda Void el oldu. Hatta Kötülük İdea'sı ile temas kurup ilk el oldu. Reyiz davasında haklıdır bence. Gaiseric istilacı bir tipleme, ipin ucunu kaçırmıştır. Flora ile asıl kötü bunlar olabilir. Gördüğüm en ilginç fikir eskiden tüm dünyaların birleşik olması. Void eskiyi geri getirme peşindeyse ilk adımı tamam gibi,. Griffith sadece bir kukla.

Tabi Miura buraları miras bırakmıştır. Void'in asıl amacı nedir, çok muallak yine de. Ana hatlarda sorun olacağını sanmam ama detaylar arada kaynayacak. Pek çok soru cevapsız kalacak. Son bölümlerde rastgele büyü kullanılıyor. Deniz olmayan ülkede liman kenti kuruluyor. Havari'ye pıçak atıyorlar. İşin arka planı güzel ama gidişat kötü. Daha çok mesele var ama üzerine kafa yormak gerek, yeniden okuma gerek. Çok hevesim kalmadı, OnePiece takip eder gibi Berserk takip ediyorum artık.
Griffith ile alakalı ve Berserk'te kaderin ve tarihin nasıl manipüle edildiğiyle alakalı harika bir anekdot vermek istiyorum bu güzel yazına hitaben.
173. Chapterdaki bir yorum:
''Güneş tutulması sırasında Skull Knight Zodd tarafından engelleniyordu, bu da şu anki duruma benziyor. Griffith burada bir iblise dönüşüyordu, bu da "mükemmel dünya"yı doğurmaya çalışan yumurta gibi; Griffith'in gerçek dünyada yeniden doğuşunu simgeliyor. Vatikanın yazılarına uygun olarak “güneş beş kez ölünce beşinci melek doğacak” deniyor ve herkesin çektiği sıkıntılardan kurtulması için “Şahin”in geleceği rüyası var. Fark ettin mi bilmiyorum ama Vatikanın sembolü çarmıha gerilmiş bir şahin; bu, İsa’yı simgeliyor ama burada çarmıha gerilen İsa değil, Griffith’in bir mesih ya da bu dünyanın kurtarıcısı olarak temsil edildiği bir şahin. Bu, Vatikan dininin Griffith’in seçilmiş kişi olmasına yardımcı olmak için yaratıldığını gösteriyor.''
 
@kennyscapula Bir çoğu açıklanıyor aslında. Hemen aklımda olan bazılarını cevaplıyorum.



Söylemesinin manası yoktu.




Yer aldı zaten. Griffith yeniden doğarak dünyayı değiştirmiş oldu. Yumurta'nın da isteği buydu.



Denedi. Yumurtanın peşindeydi sürekli. Luca ve sonrasında Zodd'la karşılaşması yüzünden başaramadı. Casuality'le alakalı bir durum. Luca'yı kurtarmayı seçmese, belki Yumurta'yı öldürecekti. Bilemiyoruz.




Öyle bir şey yok. Guts ve Skull Knight benzer durumları yaşasa da aynı sonucu elde etmeyecekler. Flora bunu daha iyi açıklıyor:






Evet, yarıyor. Kader tanrı tarafından tayin edilse bile onu kucaklayıp, kucaklamamak insanın elinde.

Dediklerin oldukça güzel cevaplar fakat yine de konu açılmışken birkaç şey paylaşmak istiyorum; hem dediklerine hem de sorulara dair.

Yumurta havarisi, temelde dünyayı değiştirme gücüne sahip dev bir Behelit olarak karşımıza çıkar. Onun fedakarlığı, sadece bir ya da iki kişinin değil; kendisinin de dahil olduğu, derin bir nefret beslenen tüm dünyanın kaderini etkiler. Çünkü güçlü duygular, çok daha büyük fedakarlıkların doğmasına yol açar. Bu fedakarlık, hatta bir Godhand üyesinin yaptığı fedakarlıkla karşılaştırıldığında bile daha büyük bir anlam taşıyabilir.

Bir fedakarlığın doğasına baktığımızda, bunun aslında bir havari dileğinin gerçekleşmesi için bir şeylerin yok edilmesi olduğunu görürüz. Bu durumda yok edilen sadece kişi değil, aynı zamanda dünyadır. Griffith’in yeniden doğuşu ve dünya ağacının ortaya çıkışıyla aslında dünya yeniden yazılmıştır. Dolayısıyla "yumurta çocuğu" olarak adlandırılan havari, en güçlü havaridir çünkü eylemleriyle dünyayı kökten değiştirmiştir. Sıradan biri olmaktan çıkarak, daha iyi bir dünya için her şeyi feda eden bir varlığa dönüşmüştür.

Burada Nina ve Luca karakterlerine de dikkat çekmek gerekiyor. Nina, zayıf, güçsüz, savunmasız ve korkak insanları temsil ederken; Luca ise, onları koruyup kollamanın yanı sıra, kendisi de kötü koşullarda yaşamasına rağmen diğer insanlara tepeden bakan, onlara zayıflıklarını hatırlatan güçlü bir figürdür. Yumurta havarisi mükemmel dünyayı yaratmadan önce, bu dünyayı gözlemlemiş ve kendisine benzettiği Nina’yı fark etmiştir. Nina’nın hayatında Luca olmasa ya da o acımasız işkencecilerin hayatında Mozgus olmasa, Nina muhtemelen kendisine benzeyen biri olurdu diye düşünmüştür. Böylece Luca, Mozgus’a hem ahlaken hem de teknik olarak benzetilebilir.

Behelitlerin kullanımıyla ilgili önemli bir not da "eşdeğer takas" prensibidir. Bu prensip, tıpkı Fullmetal Alchemist serisindeki gibi, bir şey elde etmek için ona denk bir şeyin feda edilmesi gerektiğini belirtir. Örneğin Griffith’in durumunda, en değerli şeyini feda etmek zorunda kaldığında, muhtemelen Guts’ı feda ederdi ama bunu yapmadı. Benzer şekilde, Rosine ebeveynlerini feda etti ama en değerli varlığı olan Jill’i korudu. Bu da kişinin değer verdiği şeyi feda etmek zorunda olduğunu ama bu şeyin her zaman en değerli olmak zorunda olmadığını gösterir.

Yumurta Havarisinin bilmecelerini anlamamızda da bu eşdeğer takas prensibi önemlidir. Godhand, Yumurta Havarisinden bir fedakarlık yapmasını istediğinde, Yumurta Havarisi hiçbir şeye değer vermediği için başta bunu yapamamıştır. Ancak Godhand, ona dünyanın karanlık gerçeklerini gösterdikçe, Yumurta Havarisi dünyayı sevmese bile ona değer vermeye başlamış ve böylece bilmeceleri çözmesi kolaylaşmıştır. Çünkü artık dünyaya karşı bir değer geliştirmiştir ve neyin önemli olduğunu kavramıştır.

Bir kişi Beheliti kullanabilmek için üzerine kan akıtmalı ve o anki en büyük dileğini tüm yüreğiyle haykırmalıdır. Bu gerçekleştiğinde, Sözde Godhands çağrıya cevap verir ve o kişinin dileğini, onun için en değerli kişiyi ya da kişileri kurban etmesi karşılığında kabul eder. Kalbi mühürleyerek o kişinin bedenini, zihnini ve ruhunu en uygun biçimde değiştirirler ki beden ona hizmet etsin. Bu havari, muhtemelen elindeki en değerli şey olan behelite öylesine bağlıydı ki onun şeklini almayı diledi.

174. bölümde yumurta adamın hikayesi, bir kullanıcının ağzından şöyle aktarılır: Bir adam cesetler tarafından gömülmüş, bir yumurtaya dönüşmüş, bir şeytan bebeği yemiş ve o şeytan bebeğinin babasının en iyi arkadaşı olan bir tanrıyı doğurmuştur.

175. bölümde ise Guts ve Casca’nın kaderin akışına dahil olmadığı, bu yüzden de eylemlerinin kaderin gidişatını değiştirdiği vurgulanır. Yıllarca kaderde yazılı olan olayların gerçekleşmesini beklerken, iki damgalı kurban ortaya çıkar ve kaderin durgun sularını bulandırarak olayların akışını değiştirir. Böyle bir durumda doğal olarak müdahale edilir. Bu karalıktan gözlerin sahibi de kendi doğasına aykırı davranarak müdahalede bulunur. Nina gibi yan karakterlerin eylemleri kaderde yazılıdır; teknik olarak suçlu değillerdir. Onlar sadece korkak ve sıradan insanlardır. Miura, hakikaten ustaca döktürmüş.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 3)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık