Öncelikle Kyros'un tarihsel anlatısıyla başlayalım...
Şimdi de benim Dressrosa tarihine dair analizime hatta tabiri caiz ise kurguma ve aşağı yukarı nasıl şekilleneceğine dair teorilerime geçelim...
GOda-Samanın dediği gibi Tayfa için dönüm noktası yaklaşıyor Bu yüzden ben sorular üzerinden yürümeyi tercih ediyorum. Ben Dragonun şu " " anketindeki iki şıkkı birden işaretlemekten yanayım açıkçası. Dress Rosanın eski kralı ve Reveccanın babası. Aslında bu ikili aynı kişi ve Kyrosun bizzat kendisi.
Hatta bu Kyros bana kalırsa bir D. Ve yine bana göre bu D. Amcamız ülkesini Sekai Seifunun bir parçası yapmak istemedi. Ayrıca hükümet için büyük bir tehlike içeren Poneglyphlerden biri de bu adadaydı. Ancak bu ülkede Kyros ve hanesinin geliştirdiği bir teknoloji vardı ki hükümet için müdahale hakkını dolduruyordu. Yaşayan oyuncaklar yapma teknolojisi. Ve hükümet bu teknolojiyi ele almak istiyordu. Water 7dekine benzer bir şekilde çeşitli yollar denedi, ancak hiçbiri fayda etmedi. CP0 denen ekipte biraz bunun intikamını göstere göstere alma biçiminin bir sonucu aslında. Öncesinde hem insanlar, hem oyuncaklar hem de Kobito Kabilesi denen cüceler birlikte barış içinde yaşıyorlardı. Hatta bu oyuncak teknolojisinin ilk ürettiği oyuncak ikari no kaminari hei denen (öfkenin yıldırım askeri mi ne diye çevriliyorsa artık) vatandaştır. Aslında bu vatandaş da asker masker olarak üretilmiyor, büyük yıkımdan sonra kendini modifiye ediyor bu biçimde. Bu krallığın düşüşünden beridir de tarihine tanıklık eden bir vatandaş. Reveccayı da buradan tanıyor, doğumundan beridir bu hatuna destek olan bir arkadaş aslında. Reveccanın gerçek kimliğini de Kobitolar dışında bir tek bu biliyor. Ve taa o zamanlardan beridir gerçek krallık adına tek kişilik ordu gibi bir savaş yürütüyor.
Velhasıl bu amcamı bir biçimde tahttan indirmek istediler. Bunun içinde ailedeki sürtüşmeyi fırsat bilip namlı bir korsan olan sürgün yeğeni D. Oflamingoyu kullandılar. Klasik Ortadoğu Trajedisi yeğenin amcaya ihanetiyle birlikte krallık el değiştirdi ve Dof tahta geçti. Hemen ardından ülkede birkaç değişikliğe gittiler. Bunun içinde Dofun özel yeteneği olan Algı-Hafıza manipülasyonunu kullandılar. Demek istediğim özel yetenek; "Ten Yasha"nın bir çeşit "Anti-D." olduğunu göz önüne alırsak, 700 bölümdür ince ince işlenen bu Dof karakterinin asıl gücü diyorum... Nasıl ki Hasır'ı Hasır yapan düşmanlarını müttefike çevirme yeteneğiyse, Dof'ta buna benzer olarak hafızaları zehirleme, bir nevi türk medyası gibi işlev var Hemen ardından orijinal oyuncakların kıyımı, Krallarına bağlı, güçlü ama bir o kadar da saf Kobitoların ülkeden kovuluşu var. Ama Kobitolar boylarına rağmen güçlü ve hızlı oldukları, bir de sayısal olarak çoğunluk oldukları için bir anlaşmaya gidildi. Kobitolarla yapılan özel anlaşma sonucunda bir daha kimseye görünmemeleri, görünürseler kıyıma uğrayacakları söylendi
Ancak! Dofun bile ülkede değiştiremeyeceği bir tutku vardı. Bu da arenanın kendi kurallarıydı. Atalarına ait bu kurallara karşı halkı zehirleyemedi. Ve Kyros tahttan düşürüldükten sonra hayatta kaldı ve kimliğini gizleyerek arenada büyük zaferler kazandı. Haykırdığı sözler, zaferleriyle halkın gönlünde taht kuran Kyrosu unutturmayacak, insanlara direnme umudunu aşılayacak sözlerdi. Bu sözler sayesinde Kaminari Hei ve Revecca gibi kişiler kişisel savaşlarını devam ettirebildiler. Bu hanedan kıyımından sağ kurtulan bebek Revecca da Kobitolar tarafından büyütüldü. Şu zamana kadar bir biçimde kendini korumayı başaran Oyuncak asker de bu arenanın koruyuculuğu altında bunu yapabildi. Hatta Poneglyphin kendisi de bir biçimde bu Kyros statüsü içerisinde, ya da ormanda Kobitolar ve boynuzlu balıklar tarafından gizlendi ve korundu
Amma ve lakin şimdiye kadar dengede ilerleyen her şey, Hasırların adaya gelişiyle beraber sekteye uğradı. Buradan artık tayfayla birleşen Kobitolar ve oyuncak askerin anlattığı tarihi gerçeklerle beraber, Reveccanın da zor duruma düşmesiyle beraber, Luffyler adayı yakıp yıkacak. Hatta bu yıkımdan mütevellit Smile Factory'nin ortaya çıkışı da yüksek ihtimal Luffy'nin arenayı kırışıyla birlikte Collesium'un altında çıkan fabrika sayesinde gerçekleşecektir. Sonuç olarak krallık tekrar el değiştirerek gerçek sahiplerine geçecek ve halk ayaklanması sonucu denizcilerde etkisiz kalacak. Luffy bir adayı daha kendi bölgesi yapacak ve maceraya devam Şahsen ben kabataslak olarak hikâyenin Dressrosada aşağı yukarı bu eksende gelişeceğini düşünüyorum.
KEYler soyundan biri olarak size Keyhüsrev'in; The Great Kyros'un her yerde bulamayacağınız, herkesten öğrenemeyeceğiniz eski bir hikayesini anlatayım izin verirseniz... Bu yaşanmış tarihsel bir gerçeklik olduğu kadar, aynı zamanda benim için bir mirasın anlatısıdır
Oda-Sama artık hangi hikayeyi göz önüne alırsa artık
.
Medel Basar (Gözün görebildiği yere kadar),
Medel Avam (Yılların bitimine kadar),
Meded Dühur (Dünyanın sonuna kadar),
Medel Eyyam (Günlerin bitimine kadar),
Medel Ezman (Zamanın sonuna kadar)
Kralların nasıl kral olduğu, fethedilemeyenin nasıl aşıldığı, zamanının Bediüz-Zamanlarının, kader denen bulanık sularda nasıl kirlenmeden yol aldığının anlatısıdır bu. Kulaklar duymayı unuttuğunda, gözler görmekten acı duyduğunda, derinlikler dile gelmekten bitap düşüp hicap olduğunda, bunlar anlatılacak güneşin sonsuz yokluğunda.
633 denen yılda, doğudan yükseldi Keyaksar. Med altın çağını getirdi 7 Surlu kente, Asurun zulmüne son verdi ve soyunu lanetledi Ninovanın yıkıntılarında... İskitleri Medyadan kovduğunda, güneşin yürüyüşünü başlattı doğudan batıya, Hurri atalarının Marassantiya dediği Kızılırmak sularına, 585 yılının baharında
618 denen yılda, Şahin Krallar denerek anılan o yüce soydan Alyat geçti Lidyanın başına. Huzuru ve barışı getirdi güneşin dinlenmeye çekildiği batı yurtlarına ve kovdu Kimerlerin korkusu olmayan okları ve baltalarını Dugdammenin cesediyle tarihin karanlık sularına ve başlattı yürüyüşünü atalarının Hallys dediği Kızılırmaka, 585 yılının arifesinde, doğudan ayak sesleri gelen aslanları karşılamaya
Savaş 60 gün doğumu sürdü, ama yıkıcı, ama tarihin en kanlısı, ama sonuçsuz kaldı çatışmalar. Aynı yılın ortalarında, Maianın ayının 28. gününde, mümkün olmayan hakikate büründü ve karardı dünya, güneş simsiyah bir örtüye büründü Miletli Thalesin haberini verdiği Tutulmanın gerçekliğe bürünmesiydi orduların üstünde, evrenin kayıtsız ve sonsuz devinimi Bilge krallar, ordularının yorgunluğuna ve korkusuna kulak verip, Tanrılar savaş istemiyor dediler, akan kanla Kızıllaşan Marassantiyadan, kandan Kızıla kesen Hallysten bir sınır çektiler topraklarının arasına ve başladılar en kudretli soyun yaratımına
Keyaksar, oğlu yeteneksiz ve kibirli Astiyagı, Şahin Kral Alyatın kızıyla evlendirdi. Astiyagdan doğan kız çocuğu da, Med Krallığının en namlı komutanıyla, köle halk denen Perslerin biricik gururuyla, Komutan Kambises ile evlendirildi. Astiyag daha doğduğu gün korktu bebek torunundan Kehanetler iyi değildi, iyi işaretler vermiyordu yıldızlar Astiyagın şansına. Öldüremedi torununu, ama bakamadı da kudretle büyüyen bu yüze ve tüm ailesini sürgüne gönderdi Babilin lanetli topraklarına
O kudretli çocuk; atalarının mirasını yüklenen Keyhüsrev büyüdü Babili eline aldı, esir tutulan İbranileri özgürlüklerine kavuşturup, Kenan diyarına geri gönderdi. Özgürlüğün ve erdemin ilk kayıtlarını, adıyla anılan bir silindire, üzerine kendi soyunun kayıtlarını da kazıtıp Keyaksarın ve Alyatın mirasını sahiplenmeye ilerledi. Ne ilk Aryen Medlerin sonsuz kibri, ne zenginlikten başı dönmüş Lidyalıların sonsuz altını duramadı kudretinin karşısında İşte böyle başladı sonsuz yükselişi, Ahamenişin Şahı, Anshan Kralı, Medya Kralı, Babil ve Sümer Kralı, Dünyanın Dört Köşesinin Kralı Keyhüsrevin hayatı Güneş İmparatorluğunun kendi yazgısında
- Saklı Lotus Tarihi
Ortadoğu Demir Kayıtları
Medel Basar (Gözün görebildiği yere kadar),
Medel Avam (Yılların bitimine kadar),
Meded Dühur (Dünyanın sonuna kadar),
Medel Eyyam (Günlerin bitimine kadar),
Medel Ezman (Zamanın sonuna kadar)
Kralların nasıl kral olduğu, fethedilemeyenin nasıl aşıldığı, zamanının Bediüz-Zamanlarının, kader denen bulanık sularda nasıl kirlenmeden yol aldığının anlatısıdır bu. Kulaklar duymayı unuttuğunda, gözler görmekten acı duyduğunda, derinlikler dile gelmekten bitap düşüp hicap olduğunda, bunlar anlatılacak güneşin sonsuz yokluğunda.
633 denen yılda, doğudan yükseldi Keyaksar. Med altın çağını getirdi 7 Surlu kente, Asurun zulmüne son verdi ve soyunu lanetledi Ninovanın yıkıntılarında... İskitleri Medyadan kovduğunda, güneşin yürüyüşünü başlattı doğudan batıya, Hurri atalarının Marassantiya dediği Kızılırmak sularına, 585 yılının baharında
618 denen yılda, Şahin Krallar denerek anılan o yüce soydan Alyat geçti Lidyanın başına. Huzuru ve barışı getirdi güneşin dinlenmeye çekildiği batı yurtlarına ve kovdu Kimerlerin korkusu olmayan okları ve baltalarını Dugdammenin cesediyle tarihin karanlık sularına ve başlattı yürüyüşünü atalarının Hallys dediği Kızılırmaka, 585 yılının arifesinde, doğudan ayak sesleri gelen aslanları karşılamaya
Savaş 60 gün doğumu sürdü, ama yıkıcı, ama tarihin en kanlısı, ama sonuçsuz kaldı çatışmalar. Aynı yılın ortalarında, Maianın ayının 28. gününde, mümkün olmayan hakikate büründü ve karardı dünya, güneş simsiyah bir örtüye büründü Miletli Thalesin haberini verdiği Tutulmanın gerçekliğe bürünmesiydi orduların üstünde, evrenin kayıtsız ve sonsuz devinimi Bilge krallar, ordularının yorgunluğuna ve korkusuna kulak verip, Tanrılar savaş istemiyor dediler, akan kanla Kızıllaşan Marassantiyadan, kandan Kızıla kesen Hallysten bir sınır çektiler topraklarının arasına ve başladılar en kudretli soyun yaratımına
Keyaksar, oğlu yeteneksiz ve kibirli Astiyagı, Şahin Kral Alyatın kızıyla evlendirdi. Astiyagdan doğan kız çocuğu da, Med Krallığının en namlı komutanıyla, köle halk denen Perslerin biricik gururuyla, Komutan Kambises ile evlendirildi. Astiyag daha doğduğu gün korktu bebek torunundan Kehanetler iyi değildi, iyi işaretler vermiyordu yıldızlar Astiyagın şansına. Öldüremedi torununu, ama bakamadı da kudretle büyüyen bu yüze ve tüm ailesini sürgüne gönderdi Babilin lanetli topraklarına
O kudretli çocuk; atalarının mirasını yüklenen Keyhüsrev büyüdü Babili eline aldı, esir tutulan İbranileri özgürlüklerine kavuşturup, Kenan diyarına geri gönderdi. Özgürlüğün ve erdemin ilk kayıtlarını, adıyla anılan bir silindire, üzerine kendi soyunun kayıtlarını da kazıtıp Keyaksarın ve Alyatın mirasını sahiplenmeye ilerledi. Ne ilk Aryen Medlerin sonsuz kibri, ne zenginlikten başı dönmüş Lidyalıların sonsuz altını duramadı kudretinin karşısında İşte böyle başladı sonsuz yükselişi, Ahamenişin Şahı, Anshan Kralı, Medya Kralı, Babil ve Sümer Kralı, Dünyanın Dört Köşesinin Kralı Keyhüsrevin hayatı Güneş İmparatorluğunun kendi yazgısında
- Saklı Lotus Tarihi
Ortadoğu Demir Kayıtları
Şimdi de benim Dressrosa tarihine dair analizime hatta tabiri caiz ise kurguma ve aşağı yukarı nasıl şekilleneceğine dair teorilerime geçelim...
GOda-Samanın dediği gibi Tayfa için dönüm noktası yaklaşıyor Bu yüzden ben sorular üzerinden yürümeyi tercih ediyorum. Ben Dragonun şu " " anketindeki iki şıkkı birden işaretlemekten yanayım açıkçası. Dress Rosanın eski kralı ve Reveccanın babası. Aslında bu ikili aynı kişi ve Kyrosun bizzat kendisi.
Hatta bu Kyros bana kalırsa bir D. Ve yine bana göre bu D. Amcamız ülkesini Sekai Seifunun bir parçası yapmak istemedi. Ayrıca hükümet için büyük bir tehlike içeren Poneglyphlerden biri de bu adadaydı. Ancak bu ülkede Kyros ve hanesinin geliştirdiği bir teknoloji vardı ki hükümet için müdahale hakkını dolduruyordu. Yaşayan oyuncaklar yapma teknolojisi. Ve hükümet bu teknolojiyi ele almak istiyordu. Water 7dekine benzer bir şekilde çeşitli yollar denedi, ancak hiçbiri fayda etmedi. CP0 denen ekipte biraz bunun intikamını göstere göstere alma biçiminin bir sonucu aslında. Öncesinde hem insanlar, hem oyuncaklar hem de Kobito Kabilesi denen cüceler birlikte barış içinde yaşıyorlardı. Hatta bu oyuncak teknolojisinin ilk ürettiği oyuncak ikari no kaminari hei denen (öfkenin yıldırım askeri mi ne diye çevriliyorsa artık) vatandaştır. Aslında bu vatandaş da asker masker olarak üretilmiyor, büyük yıkımdan sonra kendini modifiye ediyor bu biçimde. Bu krallığın düşüşünden beridir de tarihine tanıklık eden bir vatandaş. Reveccayı da buradan tanıyor, doğumundan beridir bu hatuna destek olan bir arkadaş aslında. Reveccanın gerçek kimliğini de Kobitolar dışında bir tek bu biliyor. Ve taa o zamanlardan beridir gerçek krallık adına tek kişilik ordu gibi bir savaş yürütüyor.
Velhasıl bu amcamı bir biçimde tahttan indirmek istediler. Bunun içinde ailedeki sürtüşmeyi fırsat bilip namlı bir korsan olan sürgün yeğeni D. Oflamingoyu kullandılar. Klasik Ortadoğu Trajedisi yeğenin amcaya ihanetiyle birlikte krallık el değiştirdi ve Dof tahta geçti. Hemen ardından ülkede birkaç değişikliğe gittiler. Bunun içinde Dofun özel yeteneği olan Algı-Hafıza manipülasyonunu kullandılar. Demek istediğim özel yetenek; "Ten Yasha"nın bir çeşit "Anti-D." olduğunu göz önüne alırsak, 700 bölümdür ince ince işlenen bu Dof karakterinin asıl gücü diyorum... Nasıl ki Hasır'ı Hasır yapan düşmanlarını müttefike çevirme yeteneğiyse, Dof'ta buna benzer olarak hafızaları zehirleme, bir nevi türk medyası gibi işlev var Hemen ardından orijinal oyuncakların kıyımı, Krallarına bağlı, güçlü ama bir o kadar da saf Kobitoların ülkeden kovuluşu var. Ama Kobitolar boylarına rağmen güçlü ve hızlı oldukları, bir de sayısal olarak çoğunluk oldukları için bir anlaşmaya gidildi. Kobitolarla yapılan özel anlaşma sonucunda bir daha kimseye görünmemeleri, görünürseler kıyıma uğrayacakları söylendi
Ancak! Dofun bile ülkede değiştiremeyeceği bir tutku vardı. Bu da arenanın kendi kurallarıydı. Atalarına ait bu kurallara karşı halkı zehirleyemedi. Ve Kyros tahttan düşürüldükten sonra hayatta kaldı ve kimliğini gizleyerek arenada büyük zaferler kazandı. Haykırdığı sözler, zaferleriyle halkın gönlünde taht kuran Kyrosu unutturmayacak, insanlara direnme umudunu aşılayacak sözlerdi. Bu sözler sayesinde Kaminari Hei ve Revecca gibi kişiler kişisel savaşlarını devam ettirebildiler. Bu hanedan kıyımından sağ kurtulan bebek Revecca da Kobitolar tarafından büyütüldü. Şu zamana kadar bir biçimde kendini korumayı başaran Oyuncak asker de bu arenanın koruyuculuğu altında bunu yapabildi. Hatta Poneglyphin kendisi de bir biçimde bu Kyros statüsü içerisinde, ya da ormanda Kobitolar ve boynuzlu balıklar tarafından gizlendi ve korundu
Amma ve lakin şimdiye kadar dengede ilerleyen her şey, Hasırların adaya gelişiyle beraber sekteye uğradı. Buradan artık tayfayla birleşen Kobitolar ve oyuncak askerin anlattığı tarihi gerçeklerle beraber, Reveccanın da zor duruma düşmesiyle beraber, Luffyler adayı yakıp yıkacak. Hatta bu yıkımdan mütevellit Smile Factory'nin ortaya çıkışı da yüksek ihtimal Luffy'nin arenayı kırışıyla birlikte Collesium'un altında çıkan fabrika sayesinde gerçekleşecektir. Sonuç olarak krallık tekrar el değiştirerek gerçek sahiplerine geçecek ve halk ayaklanması sonucu denizcilerde etkisiz kalacak. Luffy bir adayı daha kendi bölgesi yapacak ve maceraya devam Şahsen ben kabataslak olarak hikâyenin Dressrosada aşağı yukarı bu eksende gelişeceğini düşünüyorum.