Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Dizi Sohbet, Soru, Haber ve Tartışma

Çernobil'in ilk bölümünü izledim az önce. Normalde bitmesini bekleyecektim ama 4 gün daha dayanamadım açıkçası.

Atmosfer cidden muazzam. O kadar iyi ki hayatımda ilk kez bir sahnede korku ve endişeyi bu kadar net hissedebilmiştim.

Ekrana bağladı resmen kafamı başka yöne çeviremedim. Bu tarz konular da hep ilgi alanın olduğundan beni ekstra kendine bağladı.
İkinci bölümü de izledim. Yine harika bir bölümdü ama benim gözümde ilk bölümden biraz daha gerideydi. İlk bölüm direkt santralin içinde geçtiği için beni daha çok içine çekmişti, bu bölüm daha çok "Biz bir halt ettik bunu nasıl çözeriz?" kafasıyla geçti. Mevki sahibi çoğu kişinin "Yav önemli bir şey yok hallolur." kafasında olması sinir etti bölüm içinde. Hoş bizde de vardı bunlardan "Azcık radyasyonlu çaydan bir şey olmaz." diye dolaşan.

Yetkililerin panik oluşturmamak için uğraşırken iyice koy vermeleri yapılan en büyük hataydı benim gözümde. En başından beri sürekli birisi "Çekirdek gitti kardeşim." diye çıkıyor bir köşeden ama kimse de dinlemedi. O kadar şeye rağmen yetkililerin cidden hiçbir şey yapmaması fark ettiklerinde de artık çok geç olması bu felaketin oluşmasındaki en büyük etken. Zamanında müdahale edilseydi belki bu kadar canlı zarar görmezdi.

Neyse biraz boş yaptım, 3. bölümü de izlemeye gidiyorum.
 
İkinci bölümü de izledim. Yine harika bir bölümdü ama benim gözümde ilk bölümden biraz daha gerideydi. İlk bölüm direkt santralin içinde geçtiği için beni daha çok içine çekmişti, bu bölüm daha çok "Biz bir halt ettik bunu nasıl çözeriz?" kafasıyla geçti. Mevki sahibi çoğu kişinin "Yav önemli bir şey yok hallolur." kafasında olması sinir etti bölüm içinde. Hoş bizde de vardı bunlardan "Azcık radyasyonlu çaydan bir şey olmaz." diye dolaşan.

Yetkililerin panik oluşturmamak için uğraşırken iyice koy vermeleri yapılan en büyük hataydı benim gözümde. En başından beri sürekli birisi "Çekirdek gitti kardeşim." diye çıkıyor bir köşeden ama kimse de dinlemedi. O kadar şeye rağmen yetkililerin cidden hiçbir şey yapmaması fark ettiklerinde de artık çok geç olması bu felaketin oluşmasındaki en büyük etken. Zamanında müdahale edilseydi belki bu kadar canlı zarar görmezdi.

Neyse biraz boş yaptım, 3. bölümü de izlemeye gidiyorum.
3. bölümü şimdi bitirdim ve bence bölümün en güzel kısmı mandecilerin şefinin konuştuğu sahnelerdi, "Maskeler işe yarasaydı siz takardınız." demesinden tut "12 metre derine değil 6 metre derine kazacağız. Şu an da yerin 12 metre altında değiliz." demesine kadar olayın ne kadar farkında olduğunu gözümüze soktu.
İtfaiye erinin ve karısının sahneleri de olayın biraz sivil halk tarafıydı ama kadına sinir oldum, sana demişler hamile isen hiç şansın yok, değilsen bile 30 dakikadan fazla durma ve sakın dokunma diye. Niye gidip saatlerce hatta belki de günlerce orada durup adamı öpüp kokluyorsun kızım sen mal mısın? Adamın halini görüyorsun hâlâ gelmiş "Sadece yanık" diyorsun, sadece ateş yanığı olsa böyle olur mu bu adam e geri zekalı. Vallahi ölürse, ki yaşama ihtimali çok az hayvan gibi radyasyon aldı,gram üzülmem iyi oldu.

KGB de işin içine biraz girdi. Diğer bölümlerde bu tarafı nasıl işleyecekler merak ediyorum.

Bir de Allah aşkına şu bilim adamlarını dinleyin kafayı yiyecek gibi hissediyorum, adamlar yıllarca bunu okumuş hatim etmiş "Şu tahliye sınırını genişletin 200 kilometreden bile bunun esintisini alıyor millet." diyor, dinleyen yok.
 
Dizide Sovyetler Birliğinin olayın başında pasif kalması gösteriliyor ve genelde bunun üzerine konuşuluyor. Fakat adamların olayın çözüm aşamasında ne kadar sistematik çalıştıkları göz önüne alınmıyor. Örneğin Legasov beş bin ton kum ve bor lazım olduğunu söylüyor, birkaç saat içerisinde yüzlerce helikopter ile malzeme geliyor. Şehrin tahliye edilmesi isteniyor, birkaç saatte elli binden fazla insan otobüsler ile taşınıyor. Temizlik için 750 bin kişi lazım olduğu söyleniyor, birkaç günde yüz binlerce kişi olay yerinde toplanıyor.

Dizide de vurgulandığı gibi; böyle bir felaket sadece Sovyetler Birliği'nin başına gelebilirdi ve sadece Sovyetler Birliği böyle bir sorunun altından kalkabilirdi.

En başta reaktörün patladığına kimsenin inanmama sebebi, teknik olarak böyle bir şeyin mümkün olmaması. Zaten gerçekte de reaktör değil, su tankı patlıyor. Patlamanın etkisi reaktörün üzerindeki grafiti parçalıyor ve çekirdek açığa çıkıyor. Zaten dikkat ederseniz reaktör nasıl patladı diye soran Dyatlov'a kimse mantıklı bir açıklama yapamıyor. Aynı şekilde Fomin bu soruyu Legasov'a sorduğunda cevap alamıyor. Hatta Minsk'ten gelen Khomyuk bile bunun nasıl mümkün olduğunu ilk etapta çözemiyor.
 
Dizide Sovyetler Birliğinin olayın başında pasif kalması gösteriliyor ve genelde bunun üzerine konuşuluyor. Fakat adamların olayın çözüm aşamasında ne kadar sistematik çalıştıkları göz önüne alınmıyor. Örneğin Legasov beş bin ton kum ve bor lazım olduğunu söylüyor, birkaç saat içerisinde yüzlerce helikopter ile malzeme geliyor. Şehrin tahliye edilmesi isteniyor, birkaç saatte elli binden fazla insan otobüsler ile taşınıyor. Temizlik için 750 bin kişi lazım olduğu söyleniyor, birkaç günde yüz binlerce kişi olay yerinde toplanıyor.

Dizide de vurgulandığı gibi; böyle bir felaket sadece Sovyetler Birliği'nin başına gelebilirdi ve sadece Sovyetler Birliği böyle bir sorunun altından kalkabilirdi.

En başta reaktörün patladığına kimsenin inanmama sebebi, teknik olarak böyle bir şeyin mümkün olmaması. Zaten gerçekte de reaktör değil, su tankı patlıyor. Patlamanın etkisi reaktörün üzerindeki grafiti parçalıyor ve çekirdek açığa çıkıyor. Zaten dikkat ederseniz reaktör nasıl patladı diye soran Dyatlov'a kimse mantıklı bir açıklama yapamıyor. Aynı şekilde Fomin bu soruyu Legasov'a sorduğunda cevap alamıyor. Hatta Minsk'ten gelen Khomyuk bile bunun nasıl mümkün olduğunu ilk etapta çözemiyor.
4'üncü bölümü seyrettin mi?
 
Seyrettim.

Çernobil merakım diziden bağımsız. Geçen yıl yerinde görmek için Ukrayna'ya gittim.
Dizide son sahnelerde patlamaya yönelik bilgiler vardı. Olay anında bir tane tuşa basılmış ve reaktör normalleşmesi gerekirken, daha da kritik seviyeye gelmiş ve anında patladı denilmişti. Ve bununla ilgili Çernobil patlamasından 10 yıl önce falan hükümete uyarı yapıldı denilmişti. Hatta o uyarının/araştırmanın iki sayfası eksikti. Tabi teknik detayları bilmiyorum. Gerçi kimileri de baş mühendisin haklı olduğunu isbat için deneme sırasında bu kadar kritik seviyelere çıkardığın söylüyor ama tam bilemiyorum.

Ben de diziden sonra biraz ilgim arttı bu tarz konulara. Ama dizi öncesinde de sonrasında da yine gitmem herhalde o tarz yerlere.
 
Dizide son sahnelerde patlamaya yönelik bilgiler vardı. Olay anında bir tane tuşa basılmış ve reaktör normalleşmesi gerekirken, daha da kritik seviyeye gelmiş ve anında patladı denilmişti. Ve bununla ilgili Çernobil patlamasından 10 yıl önce falan hükümete uyarı yapıldı denilmişti. Hatta o uyarının/araştırmanın iki sayfası eksikti. Tabi teknik detayları bilmiyorum. Gerçi kimileri de baş mühendisin haklı olduğunu isbat için deneme sırasında bu kadar kritik seviyelere çıkardığın söylüyor ama tam bilemiyorum.

Ben de diziden sonra biraz ilgim arttı bu tarz konulara. Ama dizi öncesinde de sonrasında da yine gitmem herhalde o tarz yerlere.
Çernobil müzesinde kazanın nasıl olduğunu saniye saniye gösteren bir santral maketi vardı. Orada da patlayan şeyin reaktör değil, su tankı olduğu söyleniyor. Normalde reaktörün 700 megawatt gücün altına düşmemesi lazım. O gece santralde eğer güç bunun altına düşerse neler olur, onun denemesi yapılıyor. Ayrıca dizide nasıl yaparlar bilmiyorum, ama reaktör düşük güçte uzun saatler boyunca rölantide çalışıyor, sonradan gücü biraz daha düşürüyorlar. Sistem bu düşük gücü kompanse edemiyor ve grafit çubuklar eriyip, soğutma için kullanılan su tankını patlatıyor. Basılan buton normalde reaktörü kapatıyor, ama basmakta geç kalınıyor.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık