Bildiğim kadarıyla Cüneyt abimizin bir zamanlar ajan 007 olma ihtimali varmış.
Cüneyt abinin girmediği rol yok ki zaten.Bildiğim kadarıyla Cüneyt abimizin bir zamanlar ajan 007 olma ihtimali varmış.
Bu başlığın altındaki en iyi yorum. Cidden yazdıklarınla fikrimi bayağı değiştirdin.Yeşilçam'daki üretim anlayışının üstüne daha fazla imkan yalnızca daha da fazla film çıkarılmasını sağlardı muhtemelen. Türkiye'de sinema geçmişten beri tüm toplum için ulaşılabilir olacak bir şekilde yerleşmiş, film izlemek hep ucuz bir etkinlik olagelmiş. Bu da hep daha fazla sayıda film görme talebi oluşturmuştur, 60'larda ve 70'lerde yaşayan Türklerin izlediği ortalama film adedi Avrupa ülkelerinin çoğundan fazladır diye düşünüyorum. Tabii buna ilişkin elimde herhangi bir veri yok. Buna karşılık olarak da Yeşilçam'da üretilen filmler olabildiğince geniş kitleye hitap etme amacı güder ve bu ucuz ama yaygın sinema ağına ulaşabilenler de ancak belli başlı stüdyoların dağıtımından geçenlerdir. Bu stüdyoların kadrolu yönetmen ve oyuncularıyla kurulan birkaç haftalık setlerde kimi zaman iki film birden çekilerek kurguya giden bir düzen söz konusu. Bu kadar fazla üretimin olduğu bir sistemde, bir de bazı yılları Türkiye'de özgürlükçü düşüncenin filizlenebildiği bir dönemle kesişince elbette güzel filmler çıkmış ama daha fazla imkanla çok daha farklı bir senaryo oluşmazdı. Yani Yeşilçam'daki bu üretim anlayışıyla bu topraklardan bir French New Wave falan çıkmazdı.
Yıllar oldu ama yine de yazmak isterim. Öğretmen Kemal, Cengiz Aytmatov'un Duyşen Öğretmen kitabından çok esinlenmiş. Ayrıca Komünist propagandası için de çekilmiş bir filmi de var Duyşen Öğretmen kitabının. İsmi İlk öğretmen. konusu:Bence en iyi yeşilçam oyuncusu Sadri Alışıktır. En çok da Cüneyit Arkını severim. En sevdiğim film "Kemal Öğretmen"