[Tanıtım] Sousou no Frieren

Baryshx dedi ki:

Bu seri faşist seriymiş. Yazarı da zaten faşistmiş. Antisemitikmiş cart curt.

Bunlar bu kafaya nasıl ulaşıyorlar bilmiyorum. Ne kulllanıyorlar acaba...?!

Bir kere Japon animasyonu olduğu için asla antisemitik olamaz. Çünkü, Japonlar abd'den korkan, abd yalakası ve özentisi bir millet, harcarlar o adamı ve şirketi.

Bunun gibi binlerce japon animesi var. Şeytanlı/iblisli hepsi mi öyle? Hepsi şeytanları/iblisler kötü gösteriyor. Şeytanlar/iblisler zaten kötüler de, birde onlarla empati kuruyor arkadaş

Genişletmek için tıkla ...

Hayatımdan 10 dakika çaldın Belki bir temele oturtuyordur diye izledim ama 10 dakika dayanamadım, Muhtemelen birkaç anime izleyip anime eleştirmeni olan yaşı küçük tiplerden. Tahminimce ecnebilerin Irkçı Frieren geyiklerini görüp gerçek sanarak ya da fazla ciddiye alarak böyle bir video hazırlamış.

Irkçı Zoro geyiklerini görürse işimiz zor, One Piece'nin Şaşırtıcı Alt Metni: Irkçılık diye video gelir.

Frieren izleyip ana temayı ırkçılık almak.

Cem Yılmaz-İstanbul örneği yine devrede.


Frieren aynı Frieren ama bünyedeki reaksiyon başka.

Irkçılığını falan bilmem, ilgilenmem de fakat ima edildiği kadar derin bir seri olduğunu düşünmüyorum. Atmosfer güzel, müzikler, seslendirmeler gayet yerinde. Madhouse'un hayatta kalan parçaları ile bile bunlar yapılabiliyor. Fakat bahsettiği konu bundan daha fazlasını hak ediyor. İkinci sezonda işler değişebilir pekala da koskoca bin yıllık bir ömür geçiren, binlerce tecrübeden geçmiş olması gereken bir karakterin bu kadar ham olması çok tuhaf. Hadi diyelim böyle bir durum var. Aura'nın da dediği gibi boş beleş dolaşmış olabilir dünyayı. Bin yıl onun için sıradan bir zaman dilimi olsun. Fakat böyle bir amaç belirledikten sonra söz gelimi Kino no Tabi gibi sarsıcı deneyimler görmek isterdim. Çünkü karşımızda Serie gibi tereddütü olmayan bir karakter yok. Tam tersi bunu yaşamak isteyen, yaşamadığı duyguların pişmanlığını hissetmek isteyen bir karakter var. Fakat bize sunduğu haliyle düz bir yolculuk hikayesinden farklı hissettirmiyor şu an. Böyle kabul ettiğimde güzel bir seri. Ama en iyi seri falan demek gerçekten şaka olmalı. Hoş bocchi gibi içi boş bir serinin girdiği sıralamayı düşününce bu da anormal gelmiyor. Yeni moda sanırım bu. Çok da etkiliyici olmayan şeylerden devasa etkiler yaşamamız bekleniyor. Artık beklentinin üstünde kaliteli seri çıkmamasını da biraz buna bağlıyorum.

Zogolo dedi ki:

Irkçılığını falan bilmem, ilgilenmem de fakat ima edildiği kadar derin bir seri olduğunu düşünmüyorum. Atmosfer güzel, müzikler, seslendirmeler gayet yerinde. Madhouse'un hayatta kalan parçaları ile bile bunlar yapılabiliyor. Fakat bahsettiği konu bundan daha fazlasını hak ediyor. İkinci sezonda işler değişebilir pekala da koskoca bin yıllık bir ömür geçiren, binlerce tecrübeden geçmiş olması gereken bir karakterin bu kadar ham olması çok tuhaf. Hadi diyelim böyle bir durum var. Aura'nın da dediği gibi boş beleş dolaşmış olabilir dünyayı. Bin yıl onun için sıradan bir zaman dilimi olsun. Fakat böyle bir amaç belirledikten sonra söz gelimi Kino no Tabi gibi sarsıcı deneyimler görmek isterdim. Çünkü karşımızda Serie gibi tereddütü olmayan bir karakter yok. Tam tersi bunu yaşamak isteyen, yaşamadığı duyguların pişmanlığını hissetmek isteyen bir karakter var. Fakat bize sunduğu haliyle düz bir yolculuk hikayesinden farklı hissettirmiyor şu an. Böyle kabul ettiğimde güzel bir seri. Ama en iyi seri falan demek gerçekten şaka olmalı. Hoş bocchi gibi içi boş bir serinin girdiği sıralamayı düşününce bu da anormal gelmiyor. Yeni moda sanırım bu. Çok da etkiliyici olmayan şeylerden devasa etkiler yaşamamız bekleniyor. Artık beklentinin üstünde kaliteli seri çıkmamasını da biraz buna bağlıyorum.

Genişletmek için tıkla ...

Hayatta bir yolculuk değil mi arkadaşım ya

O çok ünlü, milletin ölüp bittiği romanlarda Frieren'den pek farklı değil.

Zogolo dedi ki:

Irkçılığını falan bilmem, ilgilenmem de fakat ima edildiği kadar derin bir seri olduğunu düşünmüyorum. Atmosfer güzel, müzikler, seslendirmeler gayet yerinde. Madhouse'un hayatta kalan parçaları ile bile bunlar yapılabiliyor. Fakat bahsettiği konu bundan daha fazlasını hak ediyor. İkinci sezonda işler değişebilir pekala da koskoca bin yıllık bir ömür geçiren, binlerce tecrübeden geçmiş olması gereken bir karakterin bu kadar ham olması çok tuhaf. Hadi diyelim böyle bir durum var. Aura'nın da dediği gibi boş beleş dolaşmış olabilir dünyayı. Bin yıl onun için sıradan bir zaman dilimi olsun. Fakat böyle bir amaç belirledikten sonra söz gelimi Kino no Tabi gibi sarsıcı deneyimler görmek isterdim. Çünkü karşımızda Serie gibi tereddütü olmayan bir karakter yok. Tam tersi bunu yaşamak isteyen, yaşamadığı duyguların pişmanlığını hissetmek isteyen bir karakter var. Fakat bize sunduğu haliyle düz bir yolculuk hikayesinden farklı hissettirmiyor şu an. Böyle kabul ettiğimde güzel bir seri. Ama en iyi seri falan demek gerçekten şaka olmalı. Hoş bocchi gibi içi boş bir serinin girdiği sıralamayı düşününce bu da anormal gelmiyor. Yeni moda sanırım bu. Çok da etkiliyici olmayan şeylerden devasa etkiler yaşamamız bekleniyor. Artık beklentinin üstünde kaliteli seri çıkmamasını da biraz buna bağlıyorum.

Genişletmek için tıkla ...

Frieren tabiri caizse ot gibi yaşıyor. Yani yaşının aslında pek bir önemi yok. Himmel onu davet edene kadar insanlarla etkileşimi belki de 0. Bu yüzden savaş tecrübesi de çok az.

Serideki yolculukta aslında biz bir nevi Frieren'in ilk yolculuğunu takip ediyoruz. Frieren bir nevi aynı duyguları yaşamak için aynı izlere basıp yürüyor, Frieren ilk yolculuğunda tadını çıkaramadığı duyguları hatırlıyor, yeni keşfettiği duygularda söyleyemediklerini söylemeye çalışıyor veya tadını çıkarmaya çalışıyor vs. duyguyu öğreniyor bir nevi. Çünkü normalde öyle bir yapısı yok.

Yani savaş, hikaye veya duygu olarak tecrübesizliğin temeli var hikayede. Karakter böyle olmasaydı yanlış olurdu.

Tabii şuna bir şey diyemem. Seri bir baş yapıt olmayabilir. Ben de baş yapıt diyemem. En azından bu noktada. Yine çok fazla ve kalitesiz iş olduğu için ekstra övgü verildiğine de katılıyorum ki bu da biraz normal. Kötü ve sıradan seriler arasında parlıyor resmen. Ama başarısının anime kalitesi ile tamamen açıklanacağını düşünmüyorum. Solo Leveling öyle olabilir ama bu seri öyle bir seri değil. SL'nin aldığı krediyi görünce de Frieren az abartılıyor diye düşünmek bile mümkün bence.

Baryshx dedi ki:

Hayatta bir yolculuk değil mi arkadaşım ya

O çok ünlü, milletin ölüp bittiği romanlarda Frieren'den pek farklı değil.

Genişletmek için tıkla ...

Dediğim gibi hani bence hoş seri ki yolculuk serilerini çok seven biriyim. Serinin kendisi o detayları vermese o beklentiye girmem zaten. Dragon ball izleyip bu seri hiç derin değil diye aşağılanır mı mesela adamın öyle bir derdi hiç olmadı sonuçta ikinci sezonda derinliği artırsın da bu dediklerimi unutayım ben de

justahuman dedi ki:

Frieren tabiri caizse ot gibi yaşıyor. Yani yaşının aslında pek bir önemi yok. Himmel onu davet edene kadar insanlarla etkileşimi belki de 0. Bu yüzden savaş tecrübesi de çok az.

Serideki yolculukta aslında biz bir nevi Frieren'in ilk yolculuğunu takip ediyoruz. Frieren bir nevi aynı duyguları yaşamak için aynı izlere basıp yürüyor, Frieren ilk yolculuğunda tadını çıkaramadığı duyguları hatırlıyor, yeni keşfettiği duygularda söyleyemediklerini söylemeye çalışıyor veya tadını çıkarmaya çalışıyor vs. duyguyu öğreniyor bir nevi. Çünkü normalde öyle bir yapısı yok.

Yani savaş, hikaye veya duygu olarak tecrübesizliğin temeli var hikayede. Karakter böyle olmasaydı yanlış olurdu.

Tabii şuna bir şey diyemem. Seri bir baş yapıt olmaya bilir. Ben de baş yapıt diyemem. En azından bu noktada. Yine çok fazla ve kalitesiz iş olduğu için ekstra övgü verildiğine de katılıyorum ki bu da biraz normal. Kötü ve sıradan seriler arasında parlıyor resmen. Ama başarısının anime kalitesi ile tamamen açıklanacağını düşünmüyorum. Solo Leveling öyle olabilir ama bu seri öyle bir seri değil. SL'nin aldığı krediyi görünce de Frieren az abartılıyor diye bile düşünmek mümkün bence.

Genişletmek için tıkla ...

Bütün bunlara katılıyorum yani yazar frieren'i adeta cansız bir nesne gibi tasarlamış. Bin yıl mantık dışı bir süre olsa da elf olması hasebiyle ömrü sonsuz gibi ve o sonsuzlukta boşa geçen bir ömürmüş gibi davranmıyor. Ben şahsen böyle olmasını isterdim ama sınırsız sayılabilecek bir ömür olduğu için kayıp gibi görülmeyebilir. Dolayısıyla her şeye sıfırdan başlamasını anlayabilirim.

Fakat bunun için elde edeceği tecrübelerin biraz da çarpıcı olmasını beklerim. Çünkü bu karakter gördüğü şeylerden etkilenmemiş. Ve evren fantastik bir evren olduğu için büyünün de etkisiyle son derece farklı yaşamlar görmemiz gerekirdi. Yazar bence burada hayal gücü eksikliğine kurban gitmiş ya da o topa hiç girmeden büyü var ama insanlar sıradan moduyla işlemek istemiş. Büyüyü dünyaya yayma arzusu bin yıllık Bir bir mevzu olduğundan ve söz konusu insan gibi kolektif bir canlı olduğundan çoktan hayatın genel işleyişine yayılmasını beklerdim. Bu da daha değişik tecrübeler yaşamak anlamına gelirdi.


Başta da dediğim gibi bu seri hoş bir seri. İzlerken keyif de aldım. Günümüzde özellikle bu her şeyin saniyesinde var olup o dakika tüketilmesinin beklendiği bir çağda biraz daha ağırdan alıp doya doya, sindire sindire işlenmesini çok isterdim. Bu seri ne kadar uzun sürecek bilmiyorum ama çok ömrü olduğunu sanmıyorum tarzı sebebiyle. O sebeple bu "anlama" durumunun şak diye olmamasını arzu ediyorum. Bunun için de ikinci sezon bence iyi bir fırsat. Umarım o fırsatı güzel kullanır da bu dediklerimi yutarım ben de.

Baryshx dedi ki:

Bu seri faşist seriymiş. Yazarı da zaten faşistmiş. Antisemitikmiş cart curt.

Bunlar bu kafaya nasıl ulaşıyorlar bilmiyorum. Ne kulllanıyorlar acaba...?!

Bir kere Japon animasyonu olduğu için asla antisemitik olamaz. Çünkü, Japonlar abd'den korkan, abd yalakası ve özentisi bir millet, harcarlar o adamı ve şirketi.

Bunun gibi binlerce japon animesi var. Şeytanlı/iblisli hepsi mi öyle? Hepsi şeytanları/iblisler kötü gösteriyor. Şeytanlar/iblisler zaten kötüler de, birde onlarla empati kuruyor arkadaş

Genişletmek için tıkla ...

Hadi lan ordan!

Kuroashi no Sanji dedi ki:

Hadi lan ordan!

Genişletmek için tıkla ...

Anlattığı tüm sahnelerde bambaşka alt metinler var. Zamana karşı yenilen güç, insanın doğası ve bu doğaya karşı mücadelesi, ölümsüzlüğün manası gibi bir çok anlatım vardı. Bu gidip "hüüü şeytanların arasında da iyi birileri çıkabilir" diye ağlamış sadece. Lan şeytan bu. Şeytan!

Büyücülük konulu serilerin içinde izlediğim en iyi anime şu ana kadar. Daha iyisi varsa önerilere açığım.

-Abe şeytanlar neden kötü ?
+Çünkü kötüler.
-Ama neden kötü ?
+Çünkü doğaları o.
-Şimdi şeytanlar kötü olmak zorunda mı ?
-Evet kötü olmak zorunda.
-İyi ama neden kötüler ?
-Çünkü kötüler
+İyi şeytanlar da olabilir mi ?
+bilmem
-ama olabilir deme.
-Bilmiyorum ama yine de ben ne olur olmaz öldüreyim
-Sen foşiksin"