Serinin çizimleri övüldüğü kadar varmış. Özellikle ilk bölümlerdeki tapınakta muazzam bir atmosfer hissi vardı. Seriyi okurken en çok keyif aldığım bölümler de onlardı diyebilirim. Özellikle Lord'un gülüşü falan efsaneydi.
Karakterin hızlı güçlenmesi konusunda endişe taşıyan bazı yorumlar görmüştüm. Bu konu beni fazla rahatsız etmedi. Seviye gelişimini güzel işlemişler bence. Sadece Kerberos'un yenilişi beni rahatsız etti. O zamanki seviyesiyle Kerberos'u yenmesi pek mantıklı gelmedi bana. Üstelik aralarındaki savaş çok hızlı geçiştirildi. Affedersiniz, kıçı b.klu bosslara daha fazla kare ayrılmıştı. Kısaca o dövüş beni tatmin etmedi.
Onun dışında İgris'in etkisi de çok çabuk söndü. Onun daha büyük işler yapmasını beklerdim.
Karakterimizin ölüm büyücüsü olması ise güzel düşünülmüş. Ne tür yaratıkları uyandıracağını falan düşünmek hoş oluyor.
Babasının, babası olduğunu tahmin etmek zor değildi. Çok ''kör göze parmak,'' yazılmış. Ancak o konunun ardında başka sırlar olduğu için -babası gerçekte kim, zindanda ne işi vardı, tam olarak güç seviyesi nedir vb.- bu hoş görülebilir bir durumdu.