Peki ya yeni Wonder Woman rolü Filistinli bir oyuncuya verilirse 

Bu genocide barbie'nin çoktan kensıllanması lazımdı.Peki ya yeni Wonder Woman rolü Filistinli bir oyuncuya verilirse
Oynayabilen birine versinler.Peki ya yeni Wonder Woman rolü Filistinli bir oyuncuya verilirse
Elbette ama büyük yıldız olma konusunda farklı etkenler de var.Bazı isimler saf oyunculuğuyla o noktaya geldiler bazıları da sahne şovlarının gücüyle.Rita Hayworth Gilda filminde şarkılarla benzer etki yaratmıştı evet ama Katharine Hepburn tamamen oyunculukla yükseldi güzellik konusunda Hollywood’a göre geride olmasına rağmen.Vivien Leigh örneğin hem güzel hem de iyi oyuncuydu.Audrey Hepburn ise zarafet ve eşsiz güzelliğiyle yıldız oldu oyunculuğunun önüne geçti haliyle.Yani o açıdan böyle ayrımlar var her yıldız farklı.Marlene Dietrich kabare sanatçıları gibi sahnelerden başladı bu işe Almanya’da sonra oradan Hollywood’a geldi diye biliyorum.Mavi melek isminde çok eski bir filmi vardır sahne yetenekleri oradan görülebilir.Marlene Dietrich etkisiyle bir sonraki döneme damga vuran Vivien Leigh, Rita Hayworth, Susan Hayward, Audrey Hepburn, Katherine Hepburn gibi isimler sadece sinema dünyası değil moda dünyası için de ilham olmuş isimlerdir. Onlardan sonra sadece Jane Birkin o noktaya kadar gelebildi galiba.
Bahsi geçen dönemlerde zaten kadınlar için oyunculuk eğitimi söz konusu değildi. Ya pin-up kızları, ya dansçı ya da kabare sanatçıları içerisinden seçiliyordu kadın yıldız adayları. Strasberg, Stanislavski, Meisner gibi tekniklerle metot oyunculuğu yaygınlaşmaya başladığında daha ciddi eğitim alan kadınları görüyoruz sonraki dönemlerde. Bugün daha aşina olduğumuz Diane Keaton, Kate Winslet, Meryl Streep, Hilary Swank, Michelle Williams, Rooney Mara, Anne Hathaway gibi oyuncular bunlara bazı örnek isimler. Ha bir de bu teknikler konusunda şüpheli olan oyuncular da var. Lee Strasberg tekniğini uygulayan Dustin Hoffman, Laurence Olivier ile birlikte başrol oynadığı Marathon Man filminde Olivier’in onu oyunculuğu konusunda uyarıp, oyunculuğun dayanıklılıktan çok beceriyle olması gerektiğini söyleyerek, neden gerçek bir oyuncu olmayı denemiyorsun, dediğini söyler. Şakayla karışık söylenen bu sözü, hele ki oyunculuk dünyasının en büyük devinden geliyorsa bu, dinlememezlik edemezsiniz der.Elbette ama büyük yıldız olma konusunda farklı etkenler de var.Bazı isimler saf oyunculuğuyla o noktaya geldiler bazıları da sahne şovlarının gücüyle.Rita Hayworth Gilda filminde şarkılarla benzer etki yaratmıştı evet ama Katharine Hepburn tamamen oyunculukla yükseldi güzellik konusunda Hollywood’a göre geride olmasına rağmen.Vivien Leigh örneğin hem güzel hem de iyi oyuncuydu.Audrey Hepburn ise zarafet ve eşsiz güzelliğiyle yıldız oldu oyunculuğunun önüne geçti haliyle.Yani o açıdan böyle ayrımlar var her yıldız farklı.Marlene Dietrich kabare sanatçıları gibi sahnelerden başladı bu işe Almanya’da sonra oradan Hollywood’a geldi diye biliyorum.Mavi melek isminde çok eski bir filmi vardır sahne yetenekleri oradan görülebilir.
Heretic'i izledim bugün, çok beğendim. Diyalog ağırlıklı bir film olacağını düşünmemiştim, ilk yarısında konuşulan konuların birbiriyle bağlantısı ve ilerleyişi çok iyi yazılmış. Radiohead, fast food, intihâl davaları, Monopoly, dinlerdeki ortak ve popüler benimseyişler falan derken sonuna kadar izleyiciyi sorgulatması çok hoştu. Grant'in bu kategorideki bir filme yakışacağını hiç tahmin etmezdim valla adamın yaşlılığı kesinlikle daha iyi olmuş, kızlar da bayağı iyi uyum sağlamış. Korkunç cadı görünümü, ıslak bodrum klişeleri falan var ama filmde genel olarak yürek hoplatmadan, sinsice germe düşüncesini sevdim. Sonlardaki kanlı sahnelere hazırlıklı değildim tabii. Böyle derli toplu konusu olan gerilim filmleri güzel oluyor ya geçen sene 2009 yapımı Orphan filmini izlemiştim, onu da beğendim. Yazdığın diğer film de ilgimi çekti aslında ama bayağı dram yüklü gözüküyor, onu daha sonra izlerim.İzlemediysen The Room Next Door ve Heretic’i tavsiye ederim ben önce. Bu yılın en iyi filmleri bence bunlardı.
Aslında klişe dediğin sahneler de filmin psikolojisinin içinde. Reed, inancı ve ideolojileri klişe bulduğunu, bunları karşısındaki kişiye en basit yöntemlerle empoze ettiğinde bile karşılığının nasıl olacağını kendisine göstermek istiyor bir nevi.Heretic'i izledim bugün, çok beğendim. Diyalog ağırlıklı bir film olacağını düşünmemiştim, ilk yarısında konuşulan konuların birbiriyle bağlantısı ve ilerleyişi çok iyi yazılmış. Radiohead, fast food, intihâl davaları, Monopoly, dinlerdeki ortak ve popüler benimseyişler falan derken sonuna kadar izleyiciyi sorgulatması çok hoştu. Grant'in bu kategorideki bir filme yakışacağını hiç tahmin etmezdim valla adamın yaşlılığı kesinlikle daha iyi olmuş, kızlar da bayağı iyi uyum sağlamış. Korkunç cadı görünümü, ıslak bodrum klişeleri falan var ama filmde genel olarak yürek hoplatmadan, sinsice germe düşüncesini sevdim. Sonlardaki kanlı sahnelere hazırlıklı değildim tabii. Böyle derli toplu konusu olan gerilim filmleri güzel oluyor ya geçen sene 2009 yapımı Orphan filmini izlemiştim, onu da beğendim. Yazdığın diğer film de ilgimi çekti aslında ama bayağı dram yüklü gözüküyor, onu daha sonra izlerim.
Elle Fanning var izlenir.
Preyle aynıymış yönetmeni, guzel bir is olabilir