Eren zaten böyle bir karakter değil miydi? Kendisini içten içe hep haklı gören, ciddi ciddi duvarın ötesindeki, kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan insanların kendi özgürlüğüne engel olacağını düşünüyor. Ben buna Eren'in karakterini bok etti demem, karakter gerçekten de en başından beri böyleydi. Yazar en azından tutarlı ilerliyor bu konuda. Ki kendisi de bir röportajında bunu açıkça dile getirmiş.Ben hala Eren gibi berbat edilmiş bir karakter veya bu berbat manga finalinin tartışmaya değer görülmesine şaşırıyorum.
Eren çok daha karmaşık ve etkileyici bir karakter olabilecekken, eline güç geçmiş duygusal açıdan dengesiz bir aptaldan öteye geçemedi.
Seri, hikayesinden bile daha müthiş bir final yapabilecekken yine neyin nerede, kimin ne olduğunun anlaşılmadığı ve üstünkörü her şeyin boşa geçiştirildiği berbat bir manga finali olarak kaldı.
''Örneğin, Furuya Minoru’nun Himeanole'sini okuduğumda; toplumun, sosyal normlar altında, hikayedeki seri katili affedilemez bulacağını biliyordum. Ancak hayatını ve arka planını hesaba kattığımda hala merak ediyordum, ''eğer bu onun doğasıysa, onu kim suçlayabilir ki?'' Hatta ''katil olarak doğmamış olmam bir tesadüf mü''. ''
Eren'i haklı sebeplerden sevmesem de, bu çocuksu motivasyonu, direkt sosyopat bir ruh hastası olması hoşuma gidiyor. Motivasyonunun illa ki çok anlaşılabilir, mantıklı bir sebep olmasına gerek yok bence. Bu açıdan bana göre başarılı yazılmış bir karakter.
Final konusunda da katılıyorum. Çok acele edilmiş, bazı konularda sonuçsuz kalmış bir finaldi. Eren'in tüm dünyayı öldürmesini ve sadece Mikasa'nın anılara sahip olmasını tercih ederdim.
