Herkese iyi forumlar diyerek konuyu açayım ve yazmaya başlayayım.
Öncelikle burada çoğu kişinin bildiği veya tahmin ettiği şeyleri anlatıcam. Tabi ki sizi şaşırtacak bir kaç şey de ekleyeceğim buraya. Bazılarınıza saçma gelebilir ama yine de yazayım.
Bilindiği gibi her Amiral'in kendine göre bir rengi ve temsil ettiği bir hayvanı var.
Akainu'nun temsil ettiği hayvan köpek
Aokiji'nin temsil ettiği hayvan sülün
Kizaru'nun temsil ettiği hayvan maymun
Fujitora'nın temsil ettiği hayvan kaplan
Bilinmeyen amiralin ise temsil ettiği hayvan boğa.
Genel anlamda araştırmacı arkadaşlar bir bakmışlardır ama ben bakmayanlar için kısa bir araştırma yaptım ve bir kaç şey ortaya topladım.
Lakabı Yeşil Boğa olan bu amiralimizin şu şekilde karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
İlk önce lakabından gelen Yeşilden başlamak istiyorum.
Yeşil tabiatın rengidir.Büyümeyi, dengeyi, uyumu, ahengi,tazeliği, yaşamı ve verimliliği simgeler. Aynı şekilde yeşil iyileştirme gücünü de simgeler ve doğanın tekrardan kendini yineleyebilmesini simgeler. Bazı durumlarda dinginlik, sarsılmazlık, dayanıklılık ve sağlamlık anlamına da gelir yeşil renk. Yeşil rengin kullanımı deneyimsizliği ve acemiliği de simgelemektedir. Hanedan armalarında kullanılan yeşil renk ise büyümeyi ve umudu simgeler.
Koyu yeşil: Hırs, açgözlülük, kıskançlık anlamında kullanılır.
Sarımsı yeşil: Hastalığı, korkaklığı, dengesizliği ve kıskançlığı simgelemektedir.
Maviye çalan yeşil: Duygusal iyileşmeyi ve korunaklığı simgeler.
Zeytin yeşili: Barışı simgeler.
Ek olarak:
Boğaya gelecek olursak.
Boğa Mısır’da kutsal kabul edilmiştir ve boğaların Tanrısı Apis, Tanrıça İsis’i temsil etmiştir. Boynuzları arasında bir güneş ve bir ay diski taşıyan Apis, ölüm ve yeniden doğum tanrısı olarak da kabul edilir. Boğa simgesi aslında yeniden doğmanın simgesidir. Boğa’nın simgeselliğini hemen hemen tüm kültürlerde görmekteyiz. Yeniden doğuşun, doğurganlığın, yaşamın ve göklerin simgesi olarak karşımıza çıkmaktaydı.
Yeşil ve Boğa anlamlarında dikkatimi çeken yerlerin üstünü karaladım.
İki kelimenin de birbiriyle bağlantılı pek çok anlamı var. Yeniden doğuş, doğa, denge, yaşam, hastalık, iyileştirme, acemilik ve deneyimsizlik, korkaklık, barış gibi pek çok kelime mevcut bu kelimenin anlamında. Yani yeni amiralimizin gücü doğa ile ilgili bir şey çıkabilir. Kısaca iyileştirme, yeniden yaratabilme gibi bir güç görebiliriz kendisinden. Diğer yerlere gelirsek belki de en dayanıklı amiralimiz olabilir kendisi. Ama bence en güçsüz amiral de kendisi olacak. Lakabında olan iki kelimenin diğer bir anlamı ise acemilik ve deneyimsizlik. Bilindiği gibi özel kanunla amiral olan bir kişi kendisi yani en deneyimsiz denizcilerden biri. Yine lakabının anlamında bulunduğu gibi barış sever biri olup barışı sağlamaya çalışan tarafta olabilir. Yani nasıl Fujitora bir şeyler için denizci olduysa bu amiralimiz de dünyada barışı sağlamak için amiral olmuş olabilir. Kişilik olarak da hırslı ve biraz şaşıracaksınız ama korkak olabilir. Şimdi bazılarınız diyecek ki amiral olan biri korkak olur mu? Olur olur bal gibi de olur.
Neyse şimdilik bunu bir kenara bırakıp diğer düşündüğüm bir yeteneği size söylemek istiyorum. Bilindiği gibi meyvesinde yeniden oluşturma, yaratma, yenileme gibi şeyleri söyledim. Ama bu aslında bir nevi kopyalama, yaratma ve manipüle etme yeteneği de olabilir. Yani bozuk bir DNA'yı yenisiyle değiştirmek gibi ya da onu yenilemek gibi kopyasıyla değiştirmekte olabilir artık nasıl anlıyorsanız. Ama sorunsuz bir şekilde değiştirdiğini, yarattığını düşünebiliriz. Bu her şey için geçerli, yıldız,toprak,ağaç aklınıza ne geliyorsa.
Kısaca dünyada var olan her şeyi kopyalayabilen daha doğrusu yaratabilen bir insan olabilir bu kişi. Korkaklık olayına gelirsem kişiliğiyle ilgili olabilir. Mangakayı biliyorsunuz insanları şaşırtmayı sever. Yani karşımıza böyle bir karakter çıkartabilir. Normalde çekingen ve korkak hareketler sergileyen ama ciddileşince veya istediği şeylerin olmamasına engel olunan durumlarda ciddileşip gerçek gücünü ortaya çıkarabilen bir kişiyi görebiliriz.
Diğer taraftan ise Ryokugyu'nun başını üstünde görülen boynuz benzeri şey ise onnu şapkası veya simgesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü tüm amiraller kafalarında bu tip şeyler bulunduruyorlar. Diğer üç Amiral'in de başında bir eşya vardı. Kuzan'da uyku bandı, Borsalino'da turuncu güneş gözlüğü, Sakazuki'de ise bir Denizci şapkası vardı. Fujitora da ise bir şey yoktu
Diğer düşündüğüm yetenek ise yıldızlar ile ilgili.
Boğa takım yıldızları: Kuzey yarım kürede göze çarpan bir takım yıldızıdır. Bu takım yıldızının en parlak yıldızı Aldebaran’dır. Bu isim, Arapça’da takip eden anlamına gelen sözcükten yerleşmiştir. Aldebaran, boğanın “Avcıya (Orion, güneydoğusunda uzanan takımyıldız) tehditkâr biçimde ters ters bakan” kan çanağına dönmüş gözünü oluşturur.
Ayrıca bu takım yıldızında Pleiades(Ülker) yıldız kümesi bulunmaktadır. Yani bu kişi bir keskin nişancı olabilir. Kısacası yeteneğiyle yıldız düşürebilir. Ne kadar diğer güce göre biraz daha alakasız görünse de tayfada 4 haki kullanıcısı olması ve Usopp'un haki açarak yükselişe geçmesi ve Mangaka'nın onun üzerine devam ediyor oluşu seri sonunda olası bir vs de en güçsüz amiral olacağını düşündüğüm bu adamın Usopp ile karşılaşacağını düşünmeme yol açtı. Ek olarak da renkleri araştırmamda kelime anlamlarında korkaklık kelimesini görmem bunu biraz daha düşünmeme yol açtı. Ne kadar çoğumuz Usopp mu amiral seviyesine gelecek. Öyle bir adam alacak gibi yorumlar kullansak da ileride hemen hemen hepimiz onun bu seviyelere gelmesini isteriz. Hem de korkakların savaşına dönebilir bu olay...
Yani olası bir denizciler ile karşılaşmada
Luffy vs Akainu
Zoro vs Fujitora
Sanji vs Kizaru
Usopp vs Ryokugyu görebiliriz.
Ek olarak Usopp ile ilgili şu teoriyi de paylaşayım.
Öncelikle burada çoğu kişinin bildiği veya tahmin ettiği şeyleri anlatıcam. Tabi ki sizi şaşırtacak bir kaç şey de ekleyeceğim buraya. Bazılarınıza saçma gelebilir ama yine de yazayım.
Bilindiği gibi her Amiral'in kendine göre bir rengi ve temsil ettiği bir hayvanı var.
Akainu'nun temsil ettiği hayvan köpek
Aokiji'nin temsil ettiği hayvan sülün
Kizaru'nun temsil ettiği hayvan maymun
Fujitora'nın temsil ettiği hayvan kaplan
Bilinmeyen amiralin ise temsil ettiği hayvan boğa.
Genel anlamda araştırmacı arkadaşlar bir bakmışlardır ama ben bakmayanlar için kısa bir araştırma yaptım ve bir kaç şey ortaya topladım.
Lakabı Yeşil Boğa olan bu amiralimizin şu şekilde karşımıza çıkacağını düşünüyorum.
İlk önce lakabından gelen Yeşilden başlamak istiyorum.
Yeşil tabiatın rengidir.Büyümeyi, dengeyi, uyumu, ahengi,tazeliği, yaşamı ve verimliliği simgeler. Aynı şekilde yeşil iyileştirme gücünü de simgeler ve doğanın tekrardan kendini yineleyebilmesini simgeler. Bazı durumlarda dinginlik, sarsılmazlık, dayanıklılık ve sağlamlık anlamına da gelir yeşil renk. Yeşil rengin kullanımı deneyimsizliği ve acemiliği de simgelemektedir. Hanedan armalarında kullanılan yeşil renk ise büyümeyi ve umudu simgeler.
Koyu yeşil: Hırs, açgözlülük, kıskançlık anlamında kullanılır.
Sarımsı yeşil: Hastalığı, korkaklığı, dengesizliği ve kıskançlığı simgelemektedir.
Maviye çalan yeşil: Duygusal iyileşmeyi ve korunaklığı simgeler.
Zeytin yeşili: Barışı simgeler.
Ek olarak:
Mary Shelley’in romanı Frankenstein’i hepimiz biliyoruz değil mi? Romandan sinemaya birçok defa uyarlandı. Bu romanda yazar adeta bir simgeler diyarı yaratmış. Romanda yeşil rengin simgelenme şekli çok hoşuma gittiğinde burada Frankenstein’den örnek vermek istiyorum. Bildiğiniz üzere Dr. Frankenstein tıp ve bilim bilgisini ölü bir insan yaratmak için kullanmak ister. Bu tutkusu etik ve ahlak açısından yanlış olduğundan deneylerini gizli saklı yapar ve yeni ölen insanların işe yarar parçalarını, organlarını toplayarak bir araya getirir ve elektrikle ona hayat verir. Bildik bir öykü… Ancak yaratmanın yalnızca Tanrı tarafından yapılacağını ve bir ölümlünün Tanrı’yı oynayarak hayat yaratım sürecine girmemesi gerektiğini anlatan yazar, kusursuz bir şekilde yaratımın olamayacağını birçok simgeyi kullanarak yansıtır okura. İşte tam da bu noktada, Dr. Frankenstein kendi insanını yaratıp yorgun düşer ve uyur. Uyandığında ise korkunç bir yaratığın kendisini seyrettiğini fark eder ve korkup kaçar. Frankenstein sevgisiz kalmıştır ve bundan sonra hep sevgiyi arayacak hatta bunu Doktor’dan öç alacak kadar tutku haline getirecektir. Peki, gelelim en sevdiğim yere, yani yeşil rengin sembolik kullanıldığı bölüme. Dr. Frankenstein yarattığı “canavardan” öylesine tiksinmiştir ki hasta düşer. Ateşli geceler geçirir ve canavarının olduğu kâbuslar görür. Bir sabah ateşi düşen ve iyileşmiş bir biçimde uyanan Dr., gözlerinin açılır açılmaz gördüğü pencereden yeni filizlenmiş ağaç dallarını fark eder. Taze yaprakların yeşil rengi ona doğanın mucizevî var oluşunu, kendisinin hayat verdiği şeyin asla doğaya hayat veren Tanrı’nınki gibi kusursuz olamayacağını anlar. Tanrının verdiği yaşamın içinde neşe ve sevinç, göğsünde şefkat yarattığını düşünür. Bu “yeşerebilen” duygular sayesinde üstüne çöken karanlıktan kurtulup, ölümcül tutkusuna kapılmadan önceki neşeli haline döner. (Tabii bu neşesi öyle uzun sürmeyecektir, orayı sonra başka bir semboller silsilesiyle karıştırırım ) Gördüğünüz üzere, yeni filizlenen yaprakların yeşili, Dr.’u iyileştirmekle kalmamış, içine tanrının ona bahşettiği yaşama sevincini, sevgiyi, yeniden doğmayı da tattırmıştır. Ayrıca, Dr., kendisinin tanrı olmadığını ve hayat verirse bile kusursuz olamayacağını anlamasını sağlamıştır uyanıp da gördüğü bu yaprakların yeşili. Kendisini emniyette hissedip, içindeki karanlıktan da kurtulmuştur geçici bir süreliğine.
Boğaya gelecek olursak.
Boğa Mısır’da kutsal kabul edilmiştir ve boğaların Tanrısı Apis, Tanrıça İsis’i temsil etmiştir. Boynuzları arasında bir güneş ve bir ay diski taşıyan Apis, ölüm ve yeniden doğum tanrısı olarak da kabul edilir. Boğa simgesi aslında yeniden doğmanın simgesidir. Boğa’nın simgeselliğini hemen hemen tüm kültürlerde görmekteyiz. Yeniden doğuşun, doğurganlığın, yaşamın ve göklerin simgesi olarak karşımıza çıkmaktaydı.
Yeşil ve Boğa anlamlarında dikkatimi çeken yerlerin üstünü karaladım.
İki kelimenin de birbiriyle bağlantılı pek çok anlamı var. Yeniden doğuş, doğa, denge, yaşam, hastalık, iyileştirme, acemilik ve deneyimsizlik, korkaklık, barış gibi pek çok kelime mevcut bu kelimenin anlamında. Yani yeni amiralimizin gücü doğa ile ilgili bir şey çıkabilir. Kısaca iyileştirme, yeniden yaratabilme gibi bir güç görebiliriz kendisinden. Diğer yerlere gelirsek belki de en dayanıklı amiralimiz olabilir kendisi. Ama bence en güçsüz amiral de kendisi olacak. Lakabında olan iki kelimenin diğer bir anlamı ise acemilik ve deneyimsizlik. Bilindiği gibi özel kanunla amiral olan bir kişi kendisi yani en deneyimsiz denizcilerden biri. Yine lakabının anlamında bulunduğu gibi barış sever biri olup barışı sağlamaya çalışan tarafta olabilir. Yani nasıl Fujitora bir şeyler için denizci olduysa bu amiralimiz de dünyada barışı sağlamak için amiral olmuş olabilir. Kişilik olarak da hırslı ve biraz şaşıracaksınız ama korkak olabilir. Şimdi bazılarınız diyecek ki amiral olan biri korkak olur mu? Olur olur bal gibi de olur.
Neyse şimdilik bunu bir kenara bırakıp diğer düşündüğüm bir yeteneği size söylemek istiyorum. Bilindiği gibi meyvesinde yeniden oluşturma, yaratma, yenileme gibi şeyleri söyledim. Ama bu aslında bir nevi kopyalama, yaratma ve manipüle etme yeteneği de olabilir. Yani bozuk bir DNA'yı yenisiyle değiştirmek gibi ya da onu yenilemek gibi kopyasıyla değiştirmekte olabilir artık nasıl anlıyorsanız. Ama sorunsuz bir şekilde değiştirdiğini, yarattığını düşünebiliriz. Bu her şey için geçerli, yıldız,toprak,ağaç aklınıza ne geliyorsa.
Kısaca dünyada var olan her şeyi kopyalayabilen daha doğrusu yaratabilen bir insan olabilir bu kişi. Korkaklık olayına gelirsem kişiliğiyle ilgili olabilir. Mangakayı biliyorsunuz insanları şaşırtmayı sever. Yani karşımıza böyle bir karakter çıkartabilir. Normalde çekingen ve korkak hareketler sergileyen ama ciddileşince veya istediği şeylerin olmamasına engel olunan durumlarda ciddileşip gerçek gücünü ortaya çıkarabilen bir kişiyi görebiliriz.
Diğer taraftan ise Ryokugyu'nun başını üstünde görülen boynuz benzeri şey ise onnu şapkası veya simgesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü tüm amiraller kafalarında bu tip şeyler bulunduruyorlar. Diğer üç Amiral'in de başında bir eşya vardı. Kuzan'da uyku bandı, Borsalino'da turuncu güneş gözlüğü, Sakazuki'de ise bir Denizci şapkası vardı. Fujitora da ise bir şey yoktu

Diğer düşündüğüm yetenek ise yıldızlar ile ilgili.
Boğa takım yıldızları: Kuzey yarım kürede göze çarpan bir takım yıldızıdır. Bu takım yıldızının en parlak yıldızı Aldebaran’dır. Bu isim, Arapça’da takip eden anlamına gelen sözcükten yerleşmiştir. Aldebaran, boğanın “Avcıya (Orion, güneydoğusunda uzanan takımyıldız) tehditkâr biçimde ters ters bakan” kan çanağına dönmüş gözünü oluşturur.
Ayrıca bu takım yıldızında Pleiades(Ülker) yıldız kümesi bulunmaktadır. Yani bu kişi bir keskin nişancı olabilir. Kısacası yeteneğiyle yıldız düşürebilir. Ne kadar diğer güce göre biraz daha alakasız görünse de tayfada 4 haki kullanıcısı olması ve Usopp'un haki açarak yükselişe geçmesi ve Mangaka'nın onun üzerine devam ediyor oluşu seri sonunda olası bir vs de en güçsüz amiral olacağını düşündüğüm bu adamın Usopp ile karşılaşacağını düşünmeme yol açtı. Ek olarak da renkleri araştırmamda kelime anlamlarında korkaklık kelimesini görmem bunu biraz daha düşünmeme yol açtı. Ne kadar çoğumuz Usopp mu amiral seviyesine gelecek. Öyle bir adam alacak gibi yorumlar kullansak da ileride hemen hemen hepimiz onun bu seviyelere gelmesini isteriz. Hem de korkakların savaşına dönebilir bu olay...
Yani olası bir denizciler ile karşılaşmada
Luffy vs Akainu
Zoro vs Fujitora
Sanji vs Kizaru
Usopp vs Ryokugyu görebiliriz.
Ek olarak Usopp ile ilgili şu teoriyi de paylaşayım.