Şimdi öncelikle teori hikaye tarzında olacak.Hikayeyi anlatacağım.Biraz genel hatlarıyla ve yüzeysel olabilir tabii.Daha sonra da asıl kolon vazifesi gören dayanak noktalarını belirteceğim.Onun dışında hikaye biraz kurgu ve tahminlere dayalı.
Bundan uzun zaman önce kendilerine ejderler diyen birkaç kavimden oluşan bir topluluk vardı.Bu topluluk çeşitli kabilelerin liderleriyle birlikte tek bir lider tarafından yönetiliyordu.İstila ettikleri heryeri yağmalayıp kaynaklarını tüketiyorlardı.Karşılarında kimse duramıyordu.Özellikle liderler gizemli güçlere sahiptiler.Yok edilemeyen bir beden ve çeşit çeşit yeteneklere sahiptiler.Bu yüzden namlarını duyanlar onlardan korku ve saygıyla bahsediyor hatta onları önderlik eden tanrılar olarak görüyorlardı.Bu sayısı tam olarak bilinmeyen önderler logia meyvelerine sahiptiler.
Zamanla bu şekilde isim yapmalarının etkisiyle kendileri de Tanrı olduklarına inanmaya başladılar ve kendilerini Kutsal olarak adlandırdılar.Bu isim kısa süre sonra dillere yerleşmişti.
Bir süre sonra egemenlikleri altına almak için kendilerine farklı ve büyük bir ülke seçtiler.Burası her çeşit ırkın huzurla birarada yaşadığı mutlu ve huzurlu bir ülkeydi.Liderleri herkesi kendi etrafında toplamayı başarabilecek bir auraya sahipti.İnsanları barışçıldı ancak savaşçı kişiliklere de sahiptiler.Bu insanlar uzun zaman sonra D. olarak anılacaktı.
Bu insanların arasında özel bir iradeye sahip olanlar vardı.Hayvanları ve deniz canavarlarını kontrol edebilecek aurası ve iradesi olanlar...Bu kişiler yüzyıllar sonra anlatılacak olan antik silah efsanesinin başlangıç noktası olacaklardı.Bu antik silah gücüne sahip olanlardan birisi ise " Herşeyin sesini " duyabilme yeteneğine sahipti.D.halkının lideriydi.Onların yanı sıra zorlu eğitimlerden geçmiş güçlü savaşçılarda vardı.
En sonunda kaçınılmaz gerçekleşti ve savaş kapıya dayandı.Ejderler saldırmıştı.Herkesi ezip geçmelerine rağmen ejderler burada bozguna uğradılar.Liderler bile ne yapacağını şaşırdı.Çünkü dokunulmazlıklarını kaybetmişlerdi.D. halkının bir kısmı haki denilen bir güce sahipti.Ancak onlar bile bu gücün bu tarz garip yetenekler karşısında işe yaradığının bilincinde değildi.İlk defa bu savaşta deneyimleyerek gördüler.
Bu olaya şahit olanlar D.halkının onların doğal düşmanları olduğu kanısına vardılar.
D.ler bu savaşta birşeyin daha farkına varmışlardı.
Ejderlere dokunduklarında gerçek bedenlerine ulaşabilmişlerdi.Onların söylendiği gibi tanrısal güçlere sahip olmadıklarını anlamışlardı.Meyvelerin farkına vardılar.Ejderlere vurduklarında logia elementlerinin özünü hisseden,onların nefesini duyan liderleri sayesinde.
Hakide ustalaşmış olanlar yavaş yavaş durumu kavramaya başladılar.Herşeyin tek bir özü vardı.Daha doğrusu cansız varlıkların tek bir özü vardı.Bir ruha sahip olsalar bile meyveyi oluşturmak için bu öz gerekliydi.Element güçlerine sahip olanların neden birden fazla olmadığı böylece açıklanıyordu.Haki bu öze ulaşabiliyordu.
Daha sonra D.ler arasındaki bilimadamları bu konuya yoğunlaşmaya başladılar.Ancak varlıkların ve canlıların özüne ulaşamıyorlardı.Özün yerini bulabilmek için Herşeyin sesini duyabilen kişi onlara bu konuda yardım etti.Dahi isimlerin biraraya gelmesiyle yeni meyveleri oluşturdular.Ruhu ve özü meyvelere aktarmayı başardılar.Zoanlar güç gerektiren işlerde paramecialar ise çeşitli alanlarda kullanılmaya başlandılar.Ejderlerin aksine bu güçleri savaş amaçlı kullanmıyorlardı.Meyveleri duyan ejderler kendi halklarına şeytanların meyveler yarattıklarını söylediler.Çünkü D.leri kendilerine isyan eden şeytanlar olarak görüyorlardı.
Fakat D.lerin farkında olmadıkları bir olay vardı.Kullanıcı öldükten sonra meyve doğaya karışıyordu.Meyvenin özü ve ruhu birleşmişti.Meyvelerin yapımından 20 sene kadar sonra meyvelerin birçoğunu kaybetmişlerdi.Kullanıcılarıyla beraber öldüklerini düşünüyorlardı.
Ejderler ise önceki savaştan dersler çıkarmıştı.Hakinin varlığını öğrenip araştırdılar ve bu gücü kontrol altına almayı başardılar.İstihbarat örgütleri kurdular ve meyveleri de araştırdılar.Çünkü kendi logia güçlerinin de bir kısmı ellerinden gitmişti.Araştırmalar neticesinde meyvelerin tekrar bir meyve içerisine yerleşerek onları dönüştürdüğünü öğrendiler.Ruh kullanıcıdan ayrılıyor ve özünü muhafaza ederek tekrar doğuyordu.Meyveler niteliklerine göre belli karakteristikteki meyvelerin şekline bürünüyordu.
Bu bilgileri öğrendikten sonra ise ajanlar vasıtasıyla meyve kullanıcılarını tek tek avlamaya başladılar.Meyvelerin nasıl ve nerede ortaya çıkabileceklerini biliyorlardı.
D.ler şüphelenmeye başlayıp işin özünü kavrayana kadar meyvelerin önemli bir kısmı çoktan ellerine geçmişti.
Ejderler çeşitli halkları da kendi taraflarına çekip vaatler vererek büyük bir orduyla ani bir saldırıya geçtiler.Meyve ve haki kullanıcılarıyla sayı üstünlüğünün etkisi savaşçı kişilikleri bile durdurmaya yetmişti.Antik silahların güçlerine sahip olanlar bile kullanacak fırsat bulamamıştı.Bazı meyve kullanıcıları dirense de yeterli olmamıştı.
Ejderler savaştan sonra kalan D.ler ile ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başladılar.Özel bir meyveye sahiptiler ve bu gücü kullanmayı düşündüler.Onları tarihten tamamen silmek istiyorlardı.Çünkü tekrar güçlenerek isyan etmelerinden,yenilgilerinin tekrarlanmasından ve herşeyin ellerinden gitmesinden korkuyorlardı.Bu amaçla oyuncak meyvesini kullanmaya karar verdiler.Esir ettikleri D.leri tamamen oyuncaklara dönüştürdüler.Onların sonsuza kadar unutulmalarını sağlayacaklardı.Akıllardan silindikten sonra kayıtlardan ve kitaplardan da kolaylıkla silebilirlerdi.
Savaştan sağ kurtulmuş bir avuç D. gizlenme bölgesine çekilmişlerdi.Bunlar arasında daha sonra antik silah olarak adlandırılacaklarla beraber birkaç yetkin bilimadamı da vardı.Kendi kayıtlarıyla hatırladıkları örtüşmüyordu.Durumun garipliğini fark ettiler.Meyve yüzünden arkadaşlarını hatırlayamıyorlardı.Kendilerinin ve halklarının da unutulacakları korkusuna kapıldılar.Bu amaçla dünyanın dört bir yanındaki özel madenlere tarihlerini yazdılar ve Poneglyphler olarak sakladılar.Bu yüzden seyahat ederlerken bile hala Ejderler onları arıyorlardı.Sayı azlığıyla varlıklarının tehlikede olduğunu gördüler ve liderleri emretti.Her ırktan belli sayıda kişi kimliklerini değiştirecek ve diğer halkların arasına karışacaktı.Bunlar arasında antik silah yeteneklerine sahip olanların soyundan gelen kişiler de vardı.Bu amaç için topluluktan ayrıldılar.
Bilimadamlarıyla beraber neredeyse bir düzine kişi kalmıştı.Bilimadamlarının meyveden sonra yürüttüğü bir proje daha vardı.Ruh ile özü birleştirme ve aktarma çalışmalarında çok şey öğrenmişlerdi.Her özün çekirdeğine inildiğinde farklı yetenekler açığa çıkardığını görmüşlerdi.Antik silah yeteneklerinin yok olup gitmesini istemiyorlardı.Bu yüzden meyvelerin tekrar doğabileceğini öğrendikten sonra bu kişilerin yeteneğinin özüne indiler ve bu özü onlardan ayırdılar.Bu özü ve yeteneği doğaya bıraktılar.İleride bu güçleri kullanabilecek iradeye sahip kişileri bulmasını ümit ediyorlardı.Ruha sahip olmadıkları için meyveler gibi değillerdi.Kendilerine uygun bir ruh gerekliydi.
Ancak bu kişilerin kan bağıyla seçileceğini onlar da bilmiyordu.Daha sonra onların torunları bunu farkettiler.Bazı antik silahların yeteneği kendilerinde vücut bulmuştu ama en önemlisi kaybolmuştu.Kendisine uygun bir irade bulamamıştı.Sadece bu güçlerle birşey yapılabilmesi mümkün değildi.Bu sebeple bu kişinin ortaya çıkacağına ve herşeyi tek başına değiştireceğine inanmaya başladılar.
Kalan ve unutulmamaya çabalayan bu 15 - 20 kişilik grup ejderler tarafından farkedildiler ve zor olsa da yakalanıp idam edildiler.
Daha sonra tüm sorunları ortadan kaldırdığını düşünen ejderler kendilerine çeşitli ülkeleri de katarak büyük bir uygarlık oluşturdular ve zamanla Dünya hükümeti adını aldı.
Hikaye yanlış yada tamamen farklı olsa bile bu şekilde çıkacağına inandığım noktalar.
1 - Tanrıların doğal düşmanı.Bunun sebebinin ejderlerin zamanında logialara sahip olmasından ve D.lerin hakiyle karşı koymasından ileri geldiğini düşünüyorum.
2 - Şeytan meyvelerini D. halkının yarattığını ve Şeytan olarak anılmalarından dolayı meyvelere bu ismin verildiğini düşünüyorum.
3 - D. halkında herşeyin sesini duyan biri olduğunu ve aynı luffy gibi herkesi etrafında topladığını düşünüyorum.Bu yüzden devler arasında bile D. olanlar var.
4 - Öz meselesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.Meyvelerin doğası burada yatıyor.Bu öze de haki vasıtasıyla ulaşılıyor.Tek bir öz olduğu için aynı meyveden 2 tane yapılamıyor zoanlar dışında.Ayrıca meyvelerin ruhunun yada özünün herşeyin sesini veya nefesini duyarak bulunabildiğini düşünüyorum meyveler oluşturulmadan önce.
5 - Meyveler yaratıldıktan sonra yapılan tek hatanın (yada unutulan nokta diyelim) doğaya karışıp tekrar bir yerde doğacaklarının tahmin edilememesi olduğunu düşünüyorum.
6 - Meyvelerin kötü amaçla değil işe yaramaları için yaratıldığını düşünüyorum.( Smoker'ın teorisini hatırlarsınız bu konuya öncesinde detaylı olarak değinmiştir. )
7 - Cp örgütlerinin temelinin D. uygarlığıyla olan mücadele için atıldığını düşünüyorum.
8 - Oyuncak meyvesinin D.lerin unutulmalarında önemli bir katkısı olduğunu düşünüyorum.Koca bir arc bunun üzerine kurulup dram yansıtıldıktan sonra.
9 - D. içerisinde bulunan çeşitli ırkların ejderlerin eline geçmeden soylarını devam ettirebilme garantisi için Nuh'un gemisi gibi biraraya gelip farklı yerlere dağıldıklarını düşünüyorum.
10 - Antik silahların aynı meyvelerin tekrar doğmasına benzer bir işleyişte nesilde nesile aktarıldıklarını düşünüyorum.Bu işlemi de tarihten silinmeden önce başlatmış olmaları,Poneglyphleri yazdıkları esnada yapmış olmaları çok muhtemel.
Mangayı pek kurcalayamadım hatalarım olmuş olabilir.Sadece şüphelendiğim kısımları ve aklıma gelen farklı fikirleri yazdım.Okuyan okumayan herkese şimdiden teşekkürler.Farklı görüşleri bekliyorum.
Bundan uzun zaman önce kendilerine ejderler diyen birkaç kavimden oluşan bir topluluk vardı.Bu topluluk çeşitli kabilelerin liderleriyle birlikte tek bir lider tarafından yönetiliyordu.İstila ettikleri heryeri yağmalayıp kaynaklarını tüketiyorlardı.Karşılarında kimse duramıyordu.Özellikle liderler gizemli güçlere sahiptiler.Yok edilemeyen bir beden ve çeşit çeşit yeteneklere sahiptiler.Bu yüzden namlarını duyanlar onlardan korku ve saygıyla bahsediyor hatta onları önderlik eden tanrılar olarak görüyorlardı.Bu sayısı tam olarak bilinmeyen önderler logia meyvelerine sahiptiler.
Zamanla bu şekilde isim yapmalarının etkisiyle kendileri de Tanrı olduklarına inanmaya başladılar ve kendilerini Kutsal olarak adlandırdılar.Bu isim kısa süre sonra dillere yerleşmişti.
Bir süre sonra egemenlikleri altına almak için kendilerine farklı ve büyük bir ülke seçtiler.Burası her çeşit ırkın huzurla birarada yaşadığı mutlu ve huzurlu bir ülkeydi.Liderleri herkesi kendi etrafında toplamayı başarabilecek bir auraya sahipti.İnsanları barışçıldı ancak savaşçı kişiliklere de sahiptiler.Bu insanlar uzun zaman sonra D. olarak anılacaktı.
Bu insanların arasında özel bir iradeye sahip olanlar vardı.Hayvanları ve deniz canavarlarını kontrol edebilecek aurası ve iradesi olanlar...Bu kişiler yüzyıllar sonra anlatılacak olan antik silah efsanesinin başlangıç noktası olacaklardı.Bu antik silah gücüne sahip olanlardan birisi ise " Herşeyin sesini " duyabilme yeteneğine sahipti.D.halkının lideriydi.Onların yanı sıra zorlu eğitimlerden geçmiş güçlü savaşçılarda vardı.
En sonunda kaçınılmaz gerçekleşti ve savaş kapıya dayandı.Ejderler saldırmıştı.Herkesi ezip geçmelerine rağmen ejderler burada bozguna uğradılar.Liderler bile ne yapacağını şaşırdı.Çünkü dokunulmazlıklarını kaybetmişlerdi.D. halkının bir kısmı haki denilen bir güce sahipti.Ancak onlar bile bu gücün bu tarz garip yetenekler karşısında işe yaradığının bilincinde değildi.İlk defa bu savaşta deneyimleyerek gördüler.
Bu olaya şahit olanlar D.halkının onların doğal düşmanları olduğu kanısına vardılar.


D.ler bu savaşta birşeyin daha farkına varmışlardı.
Ejderlere dokunduklarında gerçek bedenlerine ulaşabilmişlerdi.Onların söylendiği gibi tanrısal güçlere sahip olmadıklarını anlamışlardı.Meyvelerin farkına vardılar.Ejderlere vurduklarında logia elementlerinin özünü hisseden,onların nefesini duyan liderleri sayesinde.
Hakide ustalaşmış olanlar yavaş yavaş durumu kavramaya başladılar.Herşeyin tek bir özü vardı.Daha doğrusu cansız varlıkların tek bir özü vardı.Bir ruha sahip olsalar bile meyveyi oluşturmak için bu öz gerekliydi.Element güçlerine sahip olanların neden birden fazla olmadığı böylece açıklanıyordu.Haki bu öze ulaşabiliyordu.

Daha sonra D.ler arasındaki bilimadamları bu konuya yoğunlaşmaya başladılar.Ancak varlıkların ve canlıların özüne ulaşamıyorlardı.Özün yerini bulabilmek için Herşeyin sesini duyabilen kişi onlara bu konuda yardım etti.Dahi isimlerin biraraya gelmesiyle yeni meyveleri oluşturdular.Ruhu ve özü meyvelere aktarmayı başardılar.Zoanlar güç gerektiren işlerde paramecialar ise çeşitli alanlarda kullanılmaya başlandılar.Ejderlerin aksine bu güçleri savaş amaçlı kullanmıyorlardı.Meyveleri duyan ejderler kendi halklarına şeytanların meyveler yarattıklarını söylediler.Çünkü D.leri kendilerine isyan eden şeytanlar olarak görüyorlardı.
Fakat D.lerin farkında olmadıkları bir olay vardı.Kullanıcı öldükten sonra meyve doğaya karışıyordu.Meyvenin özü ve ruhu birleşmişti.Meyvelerin yapımından 20 sene kadar sonra meyvelerin birçoğunu kaybetmişlerdi.Kullanıcılarıyla beraber öldüklerini düşünüyorlardı.
Ejderler ise önceki savaştan dersler çıkarmıştı.Hakinin varlığını öğrenip araştırdılar ve bu gücü kontrol altına almayı başardılar.İstihbarat örgütleri kurdular ve meyveleri de araştırdılar.Çünkü kendi logia güçlerinin de bir kısmı ellerinden gitmişti.Araştırmalar neticesinde meyvelerin tekrar bir meyve içerisine yerleşerek onları dönüştürdüğünü öğrendiler.Ruh kullanıcıdan ayrılıyor ve özünü muhafaza ederek tekrar doğuyordu.Meyveler niteliklerine göre belli karakteristikteki meyvelerin şekline bürünüyordu.
Bu bilgileri öğrendikten sonra ise ajanlar vasıtasıyla meyve kullanıcılarını tek tek avlamaya başladılar.Meyvelerin nasıl ve nerede ortaya çıkabileceklerini biliyorlardı.
D.ler şüphelenmeye başlayıp işin özünü kavrayana kadar meyvelerin önemli bir kısmı çoktan ellerine geçmişti.
Ejderler çeşitli halkları da kendi taraflarına çekip vaatler vererek büyük bir orduyla ani bir saldırıya geçtiler.Meyve ve haki kullanıcılarıyla sayı üstünlüğünün etkisi savaşçı kişilikleri bile durdurmaya yetmişti.Antik silahların güçlerine sahip olanlar bile kullanacak fırsat bulamamıştı.Bazı meyve kullanıcıları dirense de yeterli olmamıştı.
Ejderler savaştan sonra kalan D.ler ile ne yapmaları gerektiğini düşünmeye başladılar.Özel bir meyveye sahiptiler ve bu gücü kullanmayı düşündüler.Onları tarihten tamamen silmek istiyorlardı.Çünkü tekrar güçlenerek isyan etmelerinden,yenilgilerinin tekrarlanmasından ve herşeyin ellerinden gitmesinden korkuyorlardı.Bu amaçla oyuncak meyvesini kullanmaya karar verdiler.Esir ettikleri D.leri tamamen oyuncaklara dönüştürdüler.Onların sonsuza kadar unutulmalarını sağlayacaklardı.Akıllardan silindikten sonra kayıtlardan ve kitaplardan da kolaylıkla silebilirlerdi.
Savaştan sağ kurtulmuş bir avuç D. gizlenme bölgesine çekilmişlerdi.Bunlar arasında daha sonra antik silah olarak adlandırılacaklarla beraber birkaç yetkin bilimadamı da vardı.Kendi kayıtlarıyla hatırladıkları örtüşmüyordu.Durumun garipliğini fark ettiler.Meyve yüzünden arkadaşlarını hatırlayamıyorlardı.Kendilerinin ve halklarının da unutulacakları korkusuna kapıldılar.Bu amaçla dünyanın dört bir yanındaki özel madenlere tarihlerini yazdılar ve Poneglyphler olarak sakladılar.Bu yüzden seyahat ederlerken bile hala Ejderler onları arıyorlardı.Sayı azlığıyla varlıklarının tehlikede olduğunu gördüler ve liderleri emretti.Her ırktan belli sayıda kişi kimliklerini değiştirecek ve diğer halkların arasına karışacaktı.Bunlar arasında antik silah yeteneklerine sahip olanların soyundan gelen kişiler de vardı.Bu amaç için topluluktan ayrıldılar.
Bilimadamlarıyla beraber neredeyse bir düzine kişi kalmıştı.Bilimadamlarının meyveden sonra yürüttüğü bir proje daha vardı.Ruh ile özü birleştirme ve aktarma çalışmalarında çok şey öğrenmişlerdi.Her özün çekirdeğine inildiğinde farklı yetenekler açığa çıkardığını görmüşlerdi.Antik silah yeteneklerinin yok olup gitmesini istemiyorlardı.Bu yüzden meyvelerin tekrar doğabileceğini öğrendikten sonra bu kişilerin yeteneğinin özüne indiler ve bu özü onlardan ayırdılar.Bu özü ve yeteneği doğaya bıraktılar.İleride bu güçleri kullanabilecek iradeye sahip kişileri bulmasını ümit ediyorlardı.Ruha sahip olmadıkları için meyveler gibi değillerdi.Kendilerine uygun bir ruh gerekliydi.
Ancak bu kişilerin kan bağıyla seçileceğini onlar da bilmiyordu.Daha sonra onların torunları bunu farkettiler.Bazı antik silahların yeteneği kendilerinde vücut bulmuştu ama en önemlisi kaybolmuştu.Kendisine uygun bir irade bulamamıştı.Sadece bu güçlerle birşey yapılabilmesi mümkün değildi.Bu sebeple bu kişinin ortaya çıkacağına ve herşeyi tek başına değiştireceğine inanmaya başladılar.
Kalan ve unutulmamaya çabalayan bu 15 - 20 kişilik grup ejderler tarafından farkedildiler ve zor olsa da yakalanıp idam edildiler.
Daha sonra tüm sorunları ortadan kaldırdığını düşünen ejderler kendilerine çeşitli ülkeleri de katarak büyük bir uygarlık oluşturdular ve zamanla Dünya hükümeti adını aldı.
Hikaye yanlış yada tamamen farklı olsa bile bu şekilde çıkacağına inandığım noktalar.
1 - Tanrıların doğal düşmanı.Bunun sebebinin ejderlerin zamanında logialara sahip olmasından ve D.lerin hakiyle karşı koymasından ileri geldiğini düşünüyorum.
2 - Şeytan meyvelerini D. halkının yarattığını ve Şeytan olarak anılmalarından dolayı meyvelere bu ismin verildiğini düşünüyorum.
3 - D. halkında herşeyin sesini duyan biri olduğunu ve aynı luffy gibi herkesi etrafında topladığını düşünüyorum.Bu yüzden devler arasında bile D. olanlar var.
4 - Öz meselesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.Meyvelerin doğası burada yatıyor.Bu öze de haki vasıtasıyla ulaşılıyor.Tek bir öz olduğu için aynı meyveden 2 tane yapılamıyor zoanlar dışında.Ayrıca meyvelerin ruhunun yada özünün herşeyin sesini veya nefesini duyarak bulunabildiğini düşünüyorum meyveler oluşturulmadan önce.
5 - Meyveler yaratıldıktan sonra yapılan tek hatanın (yada unutulan nokta diyelim) doğaya karışıp tekrar bir yerde doğacaklarının tahmin edilememesi olduğunu düşünüyorum.
6 - Meyvelerin kötü amaçla değil işe yaramaları için yaratıldığını düşünüyorum.( Smoker'ın teorisini hatırlarsınız bu konuya öncesinde detaylı olarak değinmiştir. )
7 - Cp örgütlerinin temelinin D. uygarlığıyla olan mücadele için atıldığını düşünüyorum.
8 - Oyuncak meyvesinin D.lerin unutulmalarında önemli bir katkısı olduğunu düşünüyorum.Koca bir arc bunun üzerine kurulup dram yansıtıldıktan sonra.
9 - D. içerisinde bulunan çeşitli ırkların ejderlerin eline geçmeden soylarını devam ettirebilme garantisi için Nuh'un gemisi gibi biraraya gelip farklı yerlere dağıldıklarını düşünüyorum.
10 - Antik silahların aynı meyvelerin tekrar doğmasına benzer bir işleyişte nesilde nesile aktarıldıklarını düşünüyorum.Bu işlemi de tarihten silinmeden önce başlatmış olmaları,Poneglyphleri yazdıkları esnada yapmış olmaları çok muhtemel.
Mangayı pek kurcalayamadım hatalarım olmuş olabilir.Sadece şüphelendiğim kısımları ve aklıma gelen farklı fikirleri yazdım.Okuyan okumayan herkese şimdiden teşekkürler.Farklı görüşleri bekliyorum.