İz Bırakan Kitap Cümleleri

ivan ilyiç’in ölümü

Kızı süslenmiş, nesi varsa ortada olan genç vücuduyla odaya girdi. ivan ilyiç’in bedeni ona sonsuz ıstırap çektirirken o kendininkini sergiliyordu .

Tehlikeli Oyunlar

Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor.Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?Bütün hayatımca bu cam kırıklarını beyin zarımın üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım.Bir filmde görmüştüm doktor: senin gibi gene bir doktor olan ve sözüm meclisten dışarı, delice planlar kuran frankeştayn adlı biri, büyük bir bilim adamını öldürerek, beynini çalıyordu.Ona karşı koymak isteyen iyi niyetli bir genç adam frankeştayn'la mücadele ederken, içinde beynin bulunduğu kavanoz kırılıyor ve cam kırıkları bu üstün beyne batıyordu. Biliyorsun filmlerde böyle iyi niyetli genç adamlar olmasa her şeyin sonu çok kötü biter; üstelik bu işin sonu, iyi niyetli adama rağmen çok kötü bitti: cam kırıkları hiçbir zaman beynin üzerinden tam manasıyla temizlenemedi; çünkü beyin zarının zedelenmesinden korkuldu.Bence bu tehlike göze alınmalıydı; fakat o zaman bu, başka bir hikâye olurdu ve biliyorsun ki doktor, ben bütün hikâyelerin başka türlü olmasını isterdim aslında.İşte doktor, yukarıda sözü geçen beyindir kafamın içindeki.

Wer mit Monstern kämpft, sollte darauf achten, dass er selbst nicht zum Monster wird. Und wenn du lange in einen Abgrund starrst, blickt der Abgrund auch in dich hinein.

Jenseits von Gut und Böse

o sıralar naomi doğuştan fahişeymiş gibi hissettiğim anlar oluyordu. sebebi de öteden beri tek kişiye bağlı kalamaması, vücudunu birden fazla erkeğe göstermekten hiç gocunmamasına rağmen, normalde vücudunu nasıl saklayacağını çok iyi bilip, en küçük kısmını bile, boş yere kimseye göstermemesiydi. kimseye bırakmaktan çekinmediği bedenini sırmış gibi saklamak… bana sorarsanız bu, bir fahişenin kendini koruma içgüdüsüydü. çünkü bedeni, fahişe için her şeyden daha değerli ‘satılık malı’ , ‘ürünü’ydü. yerine göre bedenini namus düşkünü bir kadından çok daha dikkatli korumak zorundaydı, yoksa ‘satılık malı’nın değeri giderek düşerdi. naomi bu işin inceliklerini çok iyi biliyordu.

Naomi

Lyon'da Düğün

Hayır, o mutluydu, sonsuzca mutluydu, çünkü sevdiğiyle aynı saatte öleceğini biliyordu ve biri diğeri için yas tutmak zorunda kalmayacaktı.

Eskici ve Oğulları - Orhan Kemal