Futbol Sohbet [2]

Maçtan önce hafta boyu olan şeyler yüzünden gergin olsam da heyecanım da vardı. Tribünler dolmuş güzel hırslı bir maç olur diye heveslenmiştim. Benim açımdan Trabzonspor olmadığı sürece hangi istanbul takımının şampiyon olduğu da önem arz etmiyordu. Takımımın birkaç haftadır yükselen iyi futbolunu görmek istiyordum sadece. Fenerbahçe maçı da bu anlamda önemli bir eşik olacaktı.

Maçın başında meşale yakıldı cezayı göze almışlar demek ki dedim kimseye zarar vermediği sürece güzel şeyler bunlar. Fakat çok geçmeden meşale yere atıldı ya da düştü bilemiyorum çünkü gol gelene kadar su şişesi de gelmemişti diye hatırlıyorum. Golü yedikten hemen sonra ise şişeler falan gelmeye başladı ve durmadı. Tamam böyle şeyler yaşanıyor her tribünde. Daha yakın zamanda tam maçı hatırlamıyorum arkadaşlar hatırlatabilir fenerbahçe'nin bir avrupa maçında da yaşanmıştı. Hatta fenerbahçe'nin iyi de oynadığı bir maçtı diye hatırlıyorum. Fakat yine de anlam veremedim çünkü maçta gerginlik yaratacak bir şey yoktu. Ne bizim oyuncular ne fenerli oyuncular tarafından gerginlik yaratacak bir şey de yapılmadı. Üstelik daha maçın da başıydı. İlk defa geri düşmedik, fenere de ilk defa yenilmedik bu statta ama böyle olaylar hiç olmuyordu. Uzaktan izleyenler için bu olanlar doğal olabilir ama bu olaylar hakikaten kesilmişti yıllardır yaşamıyorduk. Avni Aker zamanında oranın boğucu bir atmosferi vardı ve taraftar profili de ona uyum sağlıyordu. Fakat buraya geçtiğimizden beri profil değişmişti. İçimdeki endişeye rağmen olaylar kesilir diye ümit etmiştim ama artarak devam etti. Ben bir noktada maçın tatil edileceğini düşündüm bunu da diledim çünkü bunu izlemek insanı rahatsız ediyor. Fakat tatil edilmediği gibi olayların durdurulması için de bir şey yapılmadı.

Bu arada bu olaylar organize bir şekilde de yapılabilir. İçeri yirmi tane adam atarsın tribünün farklı yerlerine sokarsın hepsi birden bir şeyler atmaya başlayınca tribünden illaki destek verenler çıkacaktır. Tamamen sürü psikolojisi ile hareket edilir çünkü orada. Bu bir olasılık kanıt gerektirir ama bu ne senin yaptığını haklı çıkarır ne de olayların karşısında elin kolun bağlı kalmana gerekçe olur.

Ne demek istiyorum ? Kardeşim rakibin hocasına şişe atıyorlar adam dışarda duruyor. Senin takımın sahada ölü gibi gezerken sen içerde öylece oturuyorsun. Orası senin evin ve olmaması gereken işler yaşanırken kalkıp bir şey yapacaksın. Bu takımın başkanı sözde tribünden geldiğini iddia eden adam ne iş yapar ? Alırsın eline mikrofonu bağırırsın çağırırsın olayları durduracak bir şeyler söylersin. Ama ağırlığı olmadığını kendi de biliyor. Çıkıp iki kelime etse iplenmeyecek diye tırsıyor. Kimsenin iplemeyeceği anonsçu bir şeyler bağırıyor anca. Yine bu takımın iki yıldır kalecilik yapmayın sözde kaptanı ne takımını sahada tutacak işi yapıyor ne de tribünlere kaptan nasıl olur gösterecek çapı var. Bu kulüp iki yılda nasıl bu kadar sahipsiz hale getirildi asıl konuşulması gereken şey bu. Bir diğer sorun emniyet güçleri. Maçtan önce yapılan yaygara ortada. Hiçbir iddiamızın olmadığı sezon fenerbahçe taraftarını içeri almıyorsun. Almaman demek bu maçın riskli olduğu anlamına geliyorsa eğer nasıl bu kadar insanlar içeri bıçak sokuyor meşale sokuyor ? Adamlar maç boyu sahaya şişe atıyor kimse buna müdahale edemiyor mu ? Alıp iki üç tanesini tribünden dışarı atsan belki de olaylar duracak. Yine maç bitiyor zaten gergin ortalık fenerli oyuncular sahanın ortasında seviniyor. O gerginliğin üzerine tuz biber olduğu doğru. Benim açımdan bir problem teşkil etmiyor sevinir beş dakika gider. Gs onların stadında şampiyonluk kutladı bunlar olur. Ama ne olur ne olmaz diye sen teyakkuzda olacaksın. O insanların aşağı inmesine sen engel olacaksın.

Ülkede kimse işini iyi yapmıyor ama biz amatörlerden doğruluk bekliyoruz devamlı. Önce sorumluluk sahibi olanların akil olmasını beklemeliyiz. Taraftar duygusaldır çünkü taraftır. Ondan her daim mantıklı davranmasını bekleyemem. O yüzden sorumlu olanlar - sadece emniyet kuvvetleri değil - görevlerini yapacaklar. Bu kadar insanı ilgilendiren bir işi ''biz çıkıp top oynayacağız eğleneceğiz kazanırsak para da kazanacağız'' goygoyu ile takip edemezsin. Sorumluysan o sorumluluğu alacaksın. Tribünden aşağı insanlar inerken oradaki oyuncu grubunu korumak da senin görevin. Futbolcuların yaptığı şeyleri savunacak halim yok ama kendimi düşünüyorum acaba üzerime insanlar öyle gelse mantıklı davranabilir miydim diye emin olamıyorum. O anda futbolcu öfke patlaması yaşayabilir kendi koruma iç güdüsüyle doğal olarak saldırganlaşabilir de. Yine de orada oyuncunun saldırmaması ve emniyet güçlerine sığınması içeri bir an önce girmesi gerekirdi. İşler çığırından çıkmışken biraz ortamı okumak olayların büyümesini engelleyecek davranışlarda bulunmak gerekirdi ki bu ismail hocaya yazar. Oyuncularını içeri sokması gereken kişi oydu zira.

Ek olarak tribünde böyle olaylar yaşanmıyor dedim ama bu maça kadar olan tepkisizliğe de bir şey demeyecek miyiz ? İki sezondur darmaduman olduk tribünden tepki yok. Takımı hocayı eleştirenleri tribünden atmakla tehdit var. Gs'den tarihinde ilk defa beş gol yiyorsun evinde sus pus sesin çıkmıyor. Hocan çıkıyor Trabzonspor tarihinde az da olsa böyle şeyler oluyor diyor tepki vermiyorsun. Geldiği gün trabzonspor 8 maçta dört mağlubiyet alamaz dedin kimse sana ne anlatıyorsun kardeşim sen demedi. Kendisi gitmeden önce aynısını yaptı, yetmezmiş gibi daha geçen haftalarda da dört hafta üst üste mağlubiyet aldı ama yüz keçe gibi. Kimse hesap sormuyor kimse ne oluyor burada demiyor. Kulübün başkanı olacak kişi Stockholm Sendromu'na kapılmış akli melekelerini yitirmiş kulübü siyasete oyuncak etmiş halde. Maçtan önce Tügva sponsorlu pankartın hazırlığı yapıldı tribünden tepki gelince vazgeçildi. Tügva ne demek ? Trabzonspor'un poster yapacak kadar parası yok mu ? Bu ne düşmüşlüktür. Bu kulübü bu kadar pisliğin içine gömülmüş hale getiren kimlerdir ? Rahmetli Özkan hoca olsaydı acaba ne derdi bu pespayelik karşısında ?

Gelelim saha içine. Başka bir rezillik de burada yaşandı çünkü. Kadrolar ilk açıklandığında doğrusu sevinmiştim. Daha yetenekli oyunculardan kurulu bir ön hat ve orta saha topu ileride kullanma gayesiyle çıkacağımızı gösteriyordu. Meunier'i de görünce sevindim sakatlık muhabbeti vardı çünkü. Fakat ne hikmetse biz topu fenerbahçe'ye vermeye karar verdik. Süper lig'in en iyi iki takımından birine top verdik vermekle de kalmadık orta sahada baskı da yapmadık. Mendy erken sarı kart yer diye tırsarken ben adam bizim yayda bize gol yedirmekle meşgul oldu. Özellikle defanstan topla çıkan takımlarda uygulanan yaygın bir taktik vardır. O da ayağı iyi olan stopere baskı yapıp topu kötü olanın kullanmasını sağlamak. Serdar aziz'in havaya dikeceği her top bizim avantajımıza olacakken biz her topu fredin almasını sağladık ve adamlar da yaldır yaldır üstümüze geldi. Fred'in attığı gol çok güzel bir gol fakat hem o adama kimse yakın değil hem de tekrarda göründüğü gibi Uğurcan çok geç tepki veriyor. Yemeyebilirdi kısacası o golü. Fakat goldür bu yersin sahada ne yaptığın daha fazla önem arz ediyor. Madem biz topu fenere bırakacaktık neden daha temaslı oynayacak bir kadroyla çıkmadık ? Neden oyun anlayışımız öyle değildi ? Madem böyle oynayacaktık niye Pepe sahadaydı ? Adamın yapacağı iki tane güzel harekete bakıyorsun zaten ama kendi kalen önünde takılıyorsun. İkinci golde yine Fred'i marke etmeyi kimse akıl etmediği için aslında aynı golü yiyoruz sadece mesafe değişiyor. Golü yer yemez de yarı bitiyor bari tek farkla içeri girmenin mücadelesi verilseydi.

Hoca maçtan o kadar kopmuş ki ikinci yarı en beklenen değişikliği yapıyor. Mendy'yi alıp stopere fernandes'i dışarı. Adam kendisi ikna olmuş Mendy'nin orta saha olmadığına. Halbuki bu herifin geldiğinde nasıl orta saha oynadığını hepimiz gördük. Adam Beşiktaş maçını tek başına domine etti resmen. Fakat adamın özgüveni öyle bir düştü ki artık o sertliğinden eser kalmadı. Hakemlerin kart çıkarmaktaki standartsızlığı bir etken olsa da Mendy de bu konuda günahsız değil. Pata küte daldığı bir sürü pozisyona da denk geldim önceleri. Fakat yine de adam bu. Alameti farikası bu herif. Bunu kesince ortalama birine dönüşüyor ve sanırım bizim bu konuda bir memnuniyetsizliğimiz yok. Pardon var sene sonunda göndermek ve yerine stoper almak. Orta sahaya da yeni bir 1.60 lık adam almak gibi. 1.60 derken Bardhi'nin frikiği şapka çıkarılacak cinstendi. Messi'den sonra la liga'da en çok frikik atan adamdı bu ama yine de bizde milli takımda oynadığı gibi oynamıyor herif o da ayrı bir mevzu. Bu mucize golün ardından gelen mucize penaltı - djiku orada o hareketi nasıl yaptı anlayamadım - beraberliği sağladık. Lan tam işler düzelecek herhalde derken gene geriye çekildik. Allahım kafayı yiyeceğim derdiniz ne ki sizin ? Yani ilk yarıda yaptığımız hatayı niye tekrarlıyoruz ? O noktada fenerbahçe zaten çift forvete döndü bir karambol bir şey olacağı bariz. Otuz dakika daha savunmada mı kalacaksın ? Dahası eline ne geçecek ? Üçüncü gol öncesinde net bir faul var ve görmemek için kör olmamak lazım çünkü meler'in gözünün önünde adam bizim oyuncunun omzuna basıyor. Fakat gelen topa Berat'ın yaptığı salakça müdahaleyi konuşmayacak mıyız ? Dünyanın neresinde gitsen ilk öğretilen şey topu kenara göndermektir. Bu merkeze bile değil direkt bizim kaleye yönlendirdi topu. Hadi bu oldu lan çıkıp yumruklasana topu. Hayır sen asıl böyle maçlarda kariyer zirveni yaşayan adamsın bu ne maçtan kopukluk ? Yine son dakikalar bir yüklenme şansı bulmuşuz top kornere doğru gidiyor bizim angut rakibi engelleyeceği yerde topsuz alanda adamı uçuruyor. Hem bizi son dakika kornerinden ediyor hem adamla gereksiz bir kavgaya tutuşuyor hem de son olayların fitilini ateşliyor. Aptal mısın sen derdin ne ?

Nihayetinde yenildik hakem kararları konuşulmadı bile üstüne saha kapatma cezası gelecek üstüne oyuncuların bir kısmına ceza gelecek üstüne de rezil olduk. Senaryo yazsan ancak bu kadar boka batardık. Üstelik tekrara düşeceğim ama hiçbir alakamızın olmadığı bir meselenin yalandan içine çekildiğimiz için. Puan silme olur olmaz kuralı bilmiyorum. Bu maçı kazansak ya da berabere bitse şu an ülke gündeminde bu maçın neden tatil edilmediği konuşulacaktı. Olaylar engellenemiyorsa bence de olması gereken oydu. Ama bir taraf kazandığında diğer şeyler halı altına gider bu da öyle oldu işte.

Son bir söz de medyadaki ve sosyal medyadaki sığır sürüsüne gelsin. Yıllardır olaysız maç geçen statta istedikleri olaylar gerçekleşti şimdi mutludurlar umarım. Üzüntülü ve kınamış rolleri yapmalarına da hastayım. Hafta boyu ''aynı hareketleri trabzonda'da yapsınlar'' ''oranın atmosferi başkadır'' ''oradan öyle rahat çıkamazlar'' '' herkes aklını başına alsın'' türevi ahmaklıklarını alıp istedikleri yerlerine sokabilirler şimdi. Maçta kaos yaşansın eğlence olur diyenler hiç olmazsa dürüstler.

Yukarıda da dediğim gibi ahmaklar ahmak gibi davranabilir bunların önüne geçmek profesyonel insanların işidir ama kötülük de kötülüktür elbette bunu da söyleyeceğiz. Bazı insanlar o kadar gerizekalıdır ki bir şeyi kasten yapmasalar bile bunun sonucunun nereye varacağını bilemedikleri için kötüdürler. Umarım bu iyi bir ders olur herkese. Hoş bu olaylar sonunda bizde kim neyin sorumluluğunu alacak bilmesem de umut dünyası işte.

Daha da son olarak sene sonunda Uğurcan ve Berat bu takımdan mutlaka gitmelidir. Her ne kadar Yusuf gittiğinden beri bu bir taktik halini almış ise de bunu görmeye de tahammül edemediğim bir gerçek. Teklif gelen oyuncuyu derhal göndermek gerek. Abdüş takımdan kendini zorla kovdurdu Uğurcan da onun yolunu yapıyor. Takımın hocası olsa bu rezil performanstan sonra elli kere kaleye onur alp'i koymuştu. 2018'de hocamız bu adam olsa belki de uğurcan hiç geçemeyecekti kaleye çünkü burak'ı ne onur'u kadro dışı bırakma cesaretini gösteremezdi. Bu iradesizlik bu yönetim boşluğu bu günlere gelmemizin asıl sebebi. Rakiplerimiz ne kadar iyi kadro kurmuş olursa olsun otuz puan fark yemeyi normalleştirmek 3. lük olmazsa 4. lük diye hedef belirlemek bu rezaleti kabul etmek bizim asıl kabusumuzdur ve bir an önce uyanmamız gerekir.