"Aslında bu davanın kumpas olduğunu anlamak için benim durumuma bakmanızın yeterli delil olduğunu düşünüyorum. Çünkü algı yapıldı. Aziz Yıldırım'ı özel yetkili mahkemelere çıkarmak istediler. Terörden, uyuşturucudan özel yetkili mahkemeye çıkaramazlardı. Bunu suç örgütü üzerinden yaptılar. Çünkü normalde şike davasının Kadıköy Adliyesi'nde görülmesi gerekti. Bu davayı kamuoyuna kabul ettirebilmeleri için onlara bir isim lazımdı. Olgun Peker diye bir adam vardı, soyismi suç örgütüne uygundu. Bütün kamuoyunu bu şekilde yönlendirdiler. Dosyaya baktığınızda Sedat Peker'den olma, Sedat Peker'den doğma olduğunu göreceksiniz. Sedat Peker bu dosyada yargılanmadı ama sanıklardan daha çok adı geçiyor. Niye? Bu önyargıyı oluşturmak için. Evet soyadımı Peker olarak değiştirmiştim, sebebi de vardı. Bugün benim soyadım Aydın."
"Benim 1992'de 19 yaşımdayken bir sabıkam oldu. Geçmişimde hatalarım oldu ama suç örgütüyle bir ilgim yok. 10 senedir bu davalarla muhatap oluyorum. Uluslararası basında ismim çıktı. Bu davanın 1 numaralı sanığı bendim. 22 duruşma gördüm sanık olarak. Bir tane duruşmada bana mahkeme heyetinden dahi şikeyle alakalı bir soru sorulmadı. Beraat ettim. 'Yüzlerce futbolcuya şike yaptırmıştır, baskı altında maçlar yönetmiştir, 26 tane şirketi vardır.' dediler. Benim hayatım boyunca 3 tane şirketim oldu. Bugün bile bunu iddia eden insanlar, baskı yapılan futbolcuları bulamadılar, bu maçlar hangileri? Bunlar kim? Hiç öyle bir şey olmadı. Yaptıkları kurguyu bir şeyin üzerine oturtmak için yaptıkları suçlamalar bunlar."