Alıntı yapmadım şu an ağzıma ne geldiyse yazdım. Aynı düşüncelere sahip olduğumuz biri daha varmış demek. Uzatırdım da tek mesajda hepsini anlatmamak lazım. :dGüzel bir yazı bu da okumuştum bunu da alıntı yapacak çok yer vardı aslında ama ben en uygun olarak bu kaynağı seçtim.Bu konuyu açmayı bir süredir düşünüyordum ilgi olmasa da yazmış olmak için açayım istedim.
Onun dışında yine çok bahsedilir bu filmler kaybedenlerin hikayesidir diye.Tamamen farklı bir tür örneğin bir suçluyla empati kurmanı bile sağlayabiliyor bazen.Bazen de tamamen bir şehir hikayesine dönüşüyor.
Kadınlar ve gangsterler de en ilginç öğeleri.
Femme Fatale = Uğruna ölünecek kadın oluyor adeta bu filmlerde. Klasiklerde değil ama dediğim gibi modern versiyonu olan bir filmde başrolümüz kadın uğruna camı çerçeveyi aşağı indirip ona ulaşabiliyor bile.
Aslında kaybedenin kaybettiği hikaye demek daha hoşuma gidiyor. Şehir öğeleri de belirgin kullanıldığı zamanlar, kadrajın sokağın lambası hizasında ana karakterin silüetine ve uzaklaşan gölgesine odaklanışı ve herşeyi bilen üçüncü karakterin anlatımına kaldığı anlar. Ah ah.
O altın oranlı kadının belirsizlikleri ana karakterin aslında beyaz olarak sunulup, o kadının yanında saniyeler ilerledikçe griye dönmesi, sadece ruhsal olarak değil kostümlerinin bir kaç ton daha koyu olacak şekilde ışığın ayarlanması, kadının dirsekten çekilip ana karakterimizin ruhsal buhrana girişleri. Öf öf.