Bazen aklıma takılıyor "elde ettiğimiz bilgi" gerçekten saf haliyle mi elde ediliyor yoksa değişim göstererek öznel bir yorum halinde harmanlanarak mı öğreniliyor? Bir bilgi öğrendiğimiz zaman eğer mantıklı geliyorsa onu hemen kabul ederiz akla yatkınlığı sebebiyle haksız mıyım? Mantıklı geldiği için bu bilginin gerçekten bir bilgi mi yoksa öznel bir yorumdan mı ibaret olduğunu sorgulamaksızın kabul etmeye eğilimi gösteririz. Küçükken bize "büyüklerin her dediği doğrudur" algısı yerleştirildiği için veyahut küçükken "büyüklerin yaptıkları bize doğru gelmesi" izlenimi nedeniyle bu bilgileri sorgulamaksızın kabul ederiz ve bu "alışkanlık sürecinin" başlangıcı olarak insanın ölümüne kadar gidebilen bir olay haline gelir.Çünkü "alışkanlık" dediğimiz şey bize artık "sonu gelmeyen döngüsel olay" haline gelir ve "ne kadar uğraşsakta" bu alışkanlıktan kurtulamayız düşüncesi zihnimize hakim olur. İlk cümlelerde "büyükler" kelimesi evrilerek(değişerek) "mantıklı gelen her bilgi veyahut bilgi olduğu iddia edilen olgu" haline gelir. Bunu "mantıklı düşünce otoritesi"(bu kavram terim değildir,uydurduğum bir kelimedir) olarak algılamamız iyi olabilir çünkü "mantıklı düşünce" artık insan zihni tarafından "kutsal"(mecazi) olarak algılanmış ve "her mantıklı olay" bizim analiz yeteneğimiz,sorgulama yeteneğimize uğramadan "kabul edilebilir" bir hale gelmiş bulunmaktadır. Ve bundan sonra artık "bilginin geçerli olup olmadığına" bakılmaksızın "mantıklı" ise zihnimizde kabul görünmeye başlamış ve hemen zihinsel açıdan benimsenmeye başlayarak "değiştirilemez" damgası basılmıştır. Eğer bu durumdan kurtulmak istiyorsak ilk önce "önyargı" dediğimiz şeyi kırmamız gerekir çünkü "alışkanlık" artık "değiştirilemez" bir önyargı haline gelmiş ve zihne işlenmiş durumda kalmış bulunmaktadır.
İlk başlarda "ebeveyn düşünceleri" diye bahsetmiştim, ebeveyn düşüncelerini eğer benimsemişsek bir kenara bırakarak "önyargı" 'ya ağır bir darbe vurmuş oluruz çünkü bu "önyargı" 'nın kaynağı ilk dönemlerimizden ibaret(çocukluk) zihnimize işlenmeye başlanmıştı zaten. Ebeveyn düşüncelerinin hepsi yanlıştır demiyorum elbet ama doğru olanlarını bulmak için sorgulama yeteneğimizi kullanmamız gerekir. Çünkü yanlış edinilen bilgiler -eğer kullanılabilir ise- gelecek yıllarda(büyüklük) başımıza çok büyük dert açacaktır. Şöyle bir örnek vermek gerekirse:
Mesela X firmasının telefonları "pahalıdır" diyelim. Şimdi mantığıken "pahalı olan her şey iyidir" diye düşüneceğim ve X firmasının "her telefonu iyidir" sonucuna ulaşacağım. Ama genel olarak baktığımız zaman Y firmasının telefonlarının fiyatları düşük olduğu halde X firmasına göre daha iyi telefonlar ürettiği sonucu var ve bu sonucu gördüğüm zaman "mantıklı düşünce otoritesinin" 'nin devreye girmesiyle beraber bunu reddedeceğim ve benimsediğim görüş halen benim açımdan "doğru" kabul edilmiş olacak. Bu sefer açıkgörüşlülük yeteneğimi kaybedeceğim ve bu görüşü savunan herkese karşı bir muhalefet edeceğim ve bu muhalefet devam ettiği için sinir duygum tavan yapacak ve bu sefer "sövmeye,hakarete,alaya alma" gibi durumlar ortaya çıkarak tamamıyla "bir bilgiyi sorgulamaksızın" kabul ettiğim için hem yanlış bir bilgi edinimi gerçekleştireceğim hem açıkgörüşlülük denilen bir kavramım artık olmayacak ve daha nice problemleride başında getirecek.
Görünüşe göre ne kadar da korkunç bir şey değil mi bu ? Evet ne kadar görünüşte korkunç gelse de biz bunu günlük hayatımızda maalesef her zaman uyguluyoruz ister istemez.
Yani şöyle demek istiyorum:
Bir araştırma yaptığımız zaman karşımıza çıkan ilk bilgiye bakarız ve mantıklıysa hemen kabul edip araştırmamızı sonlandırırız. Çünkü zihin "mantıklı olan bilgiye" karşı bir savunma almamış ve her zaman açık olup bu bilgiyi her zaman kabul etmiş bulunmaktadır. Ama sonradan aynı konu üzerinde araştıran bir kişi daha çıkarak bu konu gerçek bir araştırma metodolojisini(sorgulamalı araştırma yöntemi) uygulayarak farklı bir bilgiye ulaşmıştır ama ilk araştırma mantığını izleyen kişi kendi bilgisinin "mutlak doğru" olduğunu iddia edip hemen muhalefete girişmeye başlayacaktır. Bundan sonra ilk araştırma metodolojisini izleyen biri "mantıklı bilgi" elde ettiği için ortak fikre sahip olan bir insan sayısı da bundan itibariyle artış gösterecektir ve herkeste "herkes bir fikirde ortaksa doğrudur aksi kabul edilemez" mantığını izleyerek gerçek bir araştırma ile edilen bilgiyi öldürecek yerine manipüle edilen bilgi hakim olacak. Bu da insanlık için tehlikeli bir durum.
Yani özetlemem gerekirse eğer 99 kaynağın hepsi aynı görüşte(aynı bilgi) ise ve 1 kaynak farklı bir bilgi sunuyorsa 99 kaynağa "bakış açımız" daha yakın olacak ve direktmen kabul görecektir. Ama 1 kaynağın dediği doğru olup 99 kaynağın yanlış olmadığı ne malum? Bu yüzden bir şey değerlendirilecekse sadece bir şeye bakılmayıp birden fazla şeye bakılırsa ve çok olana edinilen muameleyi azaltıp az olan edinilen muameleyi arttırıp az kaynak ve çok kaynağı muameleyi azaltıp eşitlersek muamele durumumuzu ve sorgularsak daha "doğru bir bilgi edinimi" elde edebileceğimizi düşünüyorum.
Normal bir irdeleme konusu olarak açmak istemiştim. Örnekler genel olarak insanlardan edindiğim gözlemlere dayanıyor. Eğer katılmadığınız noktalar olursa bunu belirtip ve kendi görüşünüzü ortaya atarsanız güzel bir tartışma konusu elde edebileceğimizi düşünüyorum.
İlk başlarda "ebeveyn düşünceleri" diye bahsetmiştim, ebeveyn düşüncelerini eğer benimsemişsek bir kenara bırakarak "önyargı" 'ya ağır bir darbe vurmuş oluruz çünkü bu "önyargı" 'nın kaynağı ilk dönemlerimizden ibaret(çocukluk) zihnimize işlenmeye başlanmıştı zaten. Ebeveyn düşüncelerinin hepsi yanlıştır demiyorum elbet ama doğru olanlarını bulmak için sorgulama yeteneğimizi kullanmamız gerekir. Çünkü yanlış edinilen bilgiler -eğer kullanılabilir ise- gelecek yıllarda(büyüklük) başımıza çok büyük dert açacaktır. Şöyle bir örnek vermek gerekirse:
Mesela X firmasının telefonları "pahalıdır" diyelim. Şimdi mantığıken "pahalı olan her şey iyidir" diye düşüneceğim ve X firmasının "her telefonu iyidir" sonucuna ulaşacağım. Ama genel olarak baktığımız zaman Y firmasının telefonlarının fiyatları düşük olduğu halde X firmasına göre daha iyi telefonlar ürettiği sonucu var ve bu sonucu gördüğüm zaman "mantıklı düşünce otoritesinin" 'nin devreye girmesiyle beraber bunu reddedeceğim ve benimsediğim görüş halen benim açımdan "doğru" kabul edilmiş olacak. Bu sefer açıkgörüşlülük yeteneğimi kaybedeceğim ve bu görüşü savunan herkese karşı bir muhalefet edeceğim ve bu muhalefet devam ettiği için sinir duygum tavan yapacak ve bu sefer "sövmeye,hakarete,alaya alma" gibi durumlar ortaya çıkarak tamamıyla "bir bilgiyi sorgulamaksızın" kabul ettiğim için hem yanlış bir bilgi edinimi gerçekleştireceğim hem açıkgörüşlülük denilen bir kavramım artık olmayacak ve daha nice problemleride başında getirecek.
Görünüşe göre ne kadar da korkunç bir şey değil mi bu ? Evet ne kadar görünüşte korkunç gelse de biz bunu günlük hayatımızda maalesef her zaman uyguluyoruz ister istemez.
Yani şöyle demek istiyorum:
Bir araştırma yaptığımız zaman karşımıza çıkan ilk bilgiye bakarız ve mantıklıysa hemen kabul edip araştırmamızı sonlandırırız. Çünkü zihin "mantıklı olan bilgiye" karşı bir savunma almamış ve her zaman açık olup bu bilgiyi her zaman kabul etmiş bulunmaktadır. Ama sonradan aynı konu üzerinde araştıran bir kişi daha çıkarak bu konu gerçek bir araştırma metodolojisini(sorgulamalı araştırma yöntemi) uygulayarak farklı bir bilgiye ulaşmıştır ama ilk araştırma mantığını izleyen kişi kendi bilgisinin "mutlak doğru" olduğunu iddia edip hemen muhalefete girişmeye başlayacaktır. Bundan sonra ilk araştırma metodolojisini izleyen biri "mantıklı bilgi" elde ettiği için ortak fikre sahip olan bir insan sayısı da bundan itibariyle artış gösterecektir ve herkeste "herkes bir fikirde ortaksa doğrudur aksi kabul edilemez" mantığını izleyerek gerçek bir araştırma ile edilen bilgiyi öldürecek yerine manipüle edilen bilgi hakim olacak. Bu da insanlık için tehlikeli bir durum.
Yani özetlemem gerekirse eğer 99 kaynağın hepsi aynı görüşte(aynı bilgi) ise ve 1 kaynak farklı bir bilgi sunuyorsa 99 kaynağa "bakış açımız" daha yakın olacak ve direktmen kabul görecektir. Ama 1 kaynağın dediği doğru olup 99 kaynağın yanlış olmadığı ne malum? Bu yüzden bir şey değerlendirilecekse sadece bir şeye bakılmayıp birden fazla şeye bakılırsa ve çok olana edinilen muameleyi azaltıp az olan edinilen muameleyi arttırıp az kaynak ve çok kaynağı muameleyi azaltıp eşitlersek muamele durumumuzu ve sorgularsak daha "doğru bir bilgi edinimi" elde edebileceğimizi düşünüyorum.
Normal bir irdeleme konusu olarak açmak istemiştim. Örnekler genel olarak insanlardan edindiğim gözlemlere dayanıyor. Eğer katılmadığınız noktalar olursa bunu belirtip ve kendi görüşünüzü ortaya atarsanız güzel bir tartışma konusu elde edebileceğimizi düşünüyorum.
Son düzenleme: