Ana karakterler sıkça değiştiği için seride hiç karakter gelişimi yaşanmıyormuş gibi bir algı oluşmuş medyada. Öykülerin kısa olması, seride derin ve vurgulu sahne olmadığı anlamına gelmiyor ki.
En çok etkilendiğim sahneler şunlardı sanırım:
- Badeni'nin gözünün önündeki işkenceyi saatlerce umursamadan izlemesi, hiç pes etmeyecekmiş gibi gözüktükten sonra bir anda havluyu atması: "Onun ne kadar acıttığını asla tahmin edemezsin."
- Jolenta'nın kararlılığı, örgütte yaptığı işler. Yolunu kaybeden ve tekrar bulmaya çalışan genç kıza verdiği dersler: "Neden geçmişe bakma isteğiyle dolu bir fıtratta yaratılmışız?"
- Alevler içindeki kilisede Nowak'ın iç dünyasında yaşanan tüm gelişmeler, eldiven sahnesi... Tanrı'ya yalvarış: "Onun tüm günahları bana ait... Lütfen onu Cennet'ine kabul et." Çünkü artık kendisinin Cennet'e gitme şansı olmadığını biliyordu.?