80'li yıllardan sonra korkutularak yetiştirilmiş nesilizdir. Siyaset ile uzaktan yakından bir alakamız olmamıştır. Anne-babalar kolay kolay o yılları da anlatmazlardı bize zaten o yüzde dertsiz sıkıntısız büyümüşüzdür. Hayatta ki en büyük amaçlarımızdan birisi parmaklarımıza akıtmadan meybuz yiyebilmektir. Arena izleyerek bir çok yemekten tiksinmiş ve memo dondurmalarını yemeyi bırakmış nesildir.
Paint'in gerçek anlamını anlamış nesildir ve saatlerce paint ile uğraşabilir. Mahalle maçları ve mahalle kavgalarına gitmiş son nesildir. Kavgalarda abilere sığınmaktan veya ordan burdan adam toplamaktansa kendi dalar dayak yediği zaman büyükler dahil olurdu.
Daha ufakları kavga çıkarması için karşı tarafa gönderip küfür ettirenlerdir

. Öğlenci olarak koşa koşa eve gelip pokemon izlemeye çalışırdık. Ekonomik kriz ve ekonomik sıkıntıları küçük yaşta çekmişizdir.
Havanın deli gibi sıcak olduğu zamanlarda atari oynar Goal 3, Batman, flintstone, mario, contra ve bomberman gibi efsanevi oyunları oynayıp gelicek nesile atar yapıcak olan çocuklardır. Büyüklerine saygı ile korku arasında duygular besleyenlerdir.
Sırtında ceyo terliklerin acısını hissetmiş son nesildir ayrıca. Pokemon/Digimon/Beyblade gibi serileri izlemişizdir. Bizden çook önceleri yayınlanmaya başlamış olsada Vikingler ve Heidi gibi serileri de biliriz ayrıca. One Piece'i Star tv'de izlemiş/tanışmış aşık olmuş ve yıllar sonra o aşkını tekrardan bulmuş nesildenizdir.
Ne diyeyim abi başka güzeldik biz yaa iyiydik hoştuk yani. Fast Food yemeden sağlıklı yemekler ile büyüdük. Okula çizme giyerek gittiğimi hatırlarım. Bot ve çizme ile okula gittiğinde bütün suların üzerinden geçerdik, ülker çubuk krakeri sigara gibi yapardık.
Ebelemece, yakalamaç, renk söylerek durduğumuz bir oyun vardı birde adını hatırlamıyorum maviş gibi bir şeydi sanırım, köşe kapmaca ve sanırım simit oyunun oynayan ilk nesildik (çok emin değilim bundan).
Irkçılık ve ayrımcılığı da bilmezdik. mezhebin ne olduğundan hiç haberimiz yoktu hele ki. Sunni-alevi olaylarını, kürt-türk-ermeni muhabbetleri hiç bilmezdik.
Kemal sunal'ın öldüğüne üzüldüğümüz kadar o saatte yayınlanan peter pan'in yarım kalmasına da o kadar üzülmüşüzdür. Ağlamıştım o haberi izlerken. Barış Manço'nun öldüğü günde ne oluyor niye ağlıyorsun diye ablamın yanına gidip onunla bir ağladığımı da hatırlarım.
Baya uzun bir yazı oldu sanırım taso ve fulbolcu kartlarından bahsedemedim ve daha nicesinden

.