Oyun dünyasının en efsane yıllarından biri gelmiş. Şu efsane sayının çoğu sayfasını hala hatırlarım.
2005'in ilk aylarında eve PlayStation 2 alınmıştı.
Metal Gear Solid 3: Snake Eater,
Grand Theft Auto: San Andreas,
Burnout 3: Takedown falan o dönemlerde çok uzun saatler verdiğim efsane oyunlardandır. San Andreas'ın PC'ye çıkmasına hala birkaç ay vardı, PC oyuncularından önce oynayabilmek de ayrı güzel bir histi

2001 anketinde tüm zamanların en sevdiğim oyunu için MGS 2: Sons of Liberty demiştim, Snake Eater ve San Andreas da kişisel olarak en iddialı ikincilik adaylarımdır. Her ikisini de yıllar içinde daha da fazla özümseyerek tekrar tekrar bitirdim.
San Andreas'ın o muazzam Amerikan mizahı, radyoları, efsane karakterleri, üç şehir, bir kırsal ve bir çölden oluşan haritasında çok farklı atmosferler yaşatabilmesi, Hip hop kültürü ve sonunda bağlandığı 92 LA olayları... Oyunu hafızalara kazıtan pek çok yönü var. Steam'de bile 100'den fazla saatimin olduğu bir oyun
Tabii bunların yanında daha sonraki yıllarda tanıştığım
Half-Life 2 var, onu da geç oynamama rağmen bu efsanelerin yanına yazarım. Yine ilk 10'uma girecek bir oyundur.
Yine de Kojima üstadıma yaşattığı tüm o anlar varken ihanet edemem, çocuk yaşta konuyu yarım yamalak anlayarak bile inanılmaz etkilemişti. O dönem dergilerde ve internette MGS serisiyle ilgili ne gördüysem sömürmeye çalışıyordum. MGS 2'ye kıyasla da devrim niteliğinde yenilikleri vardı.