Bunu birkaç ay önce genel sohbete yazmıştım, silindiği için buraya yazayım.
10-11 yaşlarındaydım. Ben B şubesinde öğrenciydim. Beden dersimiz A şubesiyle aynı güne denk geldiği için öğretmenler koşu yarışı yapmamızı istediler. Yoklama listesine göre dizildik ve benim hizama Ahmet adında bir çocuk düştü. Sinir olurdum, çünkü benim hoşlandığım kızdan hoşlandığını duymuştum. Hadsiz.
Neyse ben ısınıyorum, buna tur bindireceğime inanıp, göz ucuyla tartıyorum falan. Sonra Yavuz geldi, sınıfın en hızlı çocuğu buydu. Arkasından atlı kovalar gibi koşuyordu. İşte bu geldi; önce Ahmet'e baktı sonra bana, dedi, "sen Ahmet'le mi yarışcan" evet dedim.  'Koş, hiç durma' gibi şeyler söyledi. Kafama o an dank etti. Bu Ahmet ne kadar hızlı olabilirdi ki?
Kendimden biraz bahsedeyim. Ortalamanın biraz yukarısında hıza sahibim esas iyi olduğum alan çeviklik. Yakalamaçta genellikle sona kalan olurdum, Yavuz benden önce yakalanırdı. Düşün artık!
Velhasılıkelam kendime güvenmeyi sürdürdüm.
Yarış başladı. Önümüzdeki sıra giderek azalıyordu. Sonra bize geldi. Benim arkadaş bana elini verdi ve çıktım, bir iki saniye sonra o çıktı. Arkamdaydı yanımda bitiverdi gözümü kırptım önümdeydi. Bu ne hızdı yarabbim. Ahmet demirlere değdiğinde ben yolun yarısındaydım, ben demirlere değdiğimde o arkadaşına el vermek üzereydi.
Sonuç: Kaybettik. Farkla. Ne yapıyım suç bende mi?