Daha sonra savaş alanına kimsenin beklemediği kuvvetler akın etmeye başlar; Alabasta Ordusu, Dressrosa Ordusu, Balıkadam Ordusu, bazı eski Beyazsakal Korsanları üyeleri, bazı eski Impel Down mahkumları, Kuja Korsanları, Mink Kabilesi, Wano Ordusu ve Kupa Korsanları'nın kalan üyeleri gelir. Savaş başlamadan önce devasa bir ada gemisi meydana yaklaşır. Dragon önderliğindeki Devrim Ordusu da savaşa gelmiştir.
Bana şunları hatırlattı...
''Ama şimdi, güneyden başlayıp rüzgarla vadiden vadiye taşınan bir çığlık yükseldi ve Elflerle İnsanlar hayret ve sevinçle bağrıştılar. Çünkü çağrılmayan ve gelmesi hiç de beklenmeyen Turgon Gondolin sınırını açmış, parlak zırhları, uzun kılıçları ve bir ormana benzeyen mızrakları ile on bin kişilik ordusunu ardına katmış geliyordu. Bunun üzerine Fingon’un kardeşi Turgon’un büyük borusunun sesini duyar duymaz, içine çöken gölge dağıldı ve içi ferahladı; avazı çıktığı kadar bağırdı”Utúlie’n aurë!Aiya Eldalië ar Atanatári,utúlie’n aurë!İşte o gün geldi!Bakın,Eldar’ın ve İnsanların atalarının halkı,gün geldi” ''
''Nár, Thráin'e içi parçalanarak Thrór'un ölüm haberini verdi. Thráin bu haberi duyunca yedi gün boyunca oturdu. Yedi gün! Acı ve öfke dolu yedi gün! En sonunda Thráin haklı öfkesi taşmış bir şekilde bütün Cüce Krallıklarına haber yolladı; Savaşacaklardı! Çağrıya Yedi Cüce Hanedanı’ndan hepsi cevap verdi; Ateşsakallar, Kalınkrişler( Shire batısındaki Mavi Dağ Cüceleri), Demiryumruklar, Taşayaklar, Sertsakallar, Karakıvırcıksakallar ve tabi kendi halkı Uzunsakallar. ''