Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli bir tür özelleştirmedir. Bu modelde devlet, kendisinin yapamayacağı bir yatırımı özel bir şirkete devreder. Şirket bu yatırımı kendi bütçesini kullanarak yapar, anaparasını çıkaracağı süre kadar işletir, bir miktar da kar elde ettikten sonra devlete verir. Sonraki süreçte bu yatırımın tüm gelirleri devletin kasasına girer. Kağıt üzerinde oldukça faydalı görülen bir modeldir, ancak modelin uygulanışında kar-zarar hesaplamasının çok iyi yapılması ve vergilerin özel bir şirketin kasasını doldurmaması hedeflenmelidir.
Türkiye'deki mevcut hükümet neredeyse tüm yatırımlarında YİD modeli kullanmaktadır, fakat projelere verilen garanti ücretler ve bu ücretlerin döviz üzerinden garanti edilmesinin kamu zararına yol açtığı görülmektedir. Şimdi YİD modeliyle yapılan bazı yatırımlara, bu yatırımlar için verilen garantilere ve yatırımın kar-zarar dengesine hep birlikte bakalım;
Kütahya'da yapılan Türkiye'nin 4. en büyük havalimanıdır. Havalimanının yapımı için 2010'da ihale açılmış, ancak hiçbir firma tarafından katılım olmamıştır. Daha sonra ihale şartları güncellenerek 2011'de yeniden bir ihale yapılmış ve İŞTAŞ Holding tek katılımcı olarak ihaleyi almıştır. Projenin 36 ayda bitirilmesi öngörülse de, 17 ayda tamamlanmış ve aradaki fark yüklenici firmanın 29 yıllık kira anlaşmasının sonuna eklenmiştir.
Projede garanti edilen yolcu sayısı ve havalimanını kullanan yolcu sayısındaki fark çok fazladır ve hata payı %99.7 olarak belirlenmiştir. Havalimanı yüklenici firma tarafından 50 milyon avroya mal edilmiş, 2012-2021 yılları arasında yüklenici firmaya garanti edilen yolcu farkından kaynaklı olarak 52 milyon 839 bin avro ödenmiş ve 2044 yılında havalimanının kamuya devrine kadar yüklenici firmaya 208 milyon avro daha ödeme yapılması öngörülmektedir.
Çanakkale'de yapılan ve Çanakkale Boğazı'nın iki yakasını birbirine bağlayan köprüdür. Daelim, Limak, SK ve Yapı Merkezi firmaları tarafından ortak yürütülen projenin yapımına 2017 yılında başlanmış ve 2022 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Projede garanti edilen araç sayısı ve köprüyü kullanan yolcu sayısındaki fark muazzamdır ve hata payı %90'dan fazladır. Köprü yüklenici firmalar tarafından 2 milyar 500 milyon avroya mal edilmiş ve bu firmalara günde 45 bin araç garantisi verilmiştir. Köprünün son fiyatı 15 avro + KDV'dir. 16 milyon 425 bin araç geçiş garantisi verilen köprüden bir yılda sadece 2 milyon 200 bin araç geçmiştir. Devlet köprüden geçmeyen 14 milyon 225 bin araç için köprüyü yapan firmalara 251 milyon 782 bin avro ödeme yapmıştır. Köprünün mülkiyeti 2034 yılına kadar yüklenici firmalarda olacaktır.
Kocaeli'nde yapılan, Dilovası Dil Burnu ve Altınova Hersek Burnu'nu birbirine bağlayan köprüdür. Otoyol AŞ tarafından projeye 2010 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Osmangazi Köprüsü diğer projelerin aksine geçiş garantisi ve köprüyü kullanan araç arasındaki farkın çok fazla olmadığı bir projedir. Köprünün son fiyatı 35 dolar + %8 KDV'dir. Köprü yüklenici firma tarafından 1 milyar 200 milyon avroya mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 20 bin araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 14 milyon 600 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 89 milyon aracın geçmesi gereken köprüden 55 milyon araç geçmiş ve bu nedenle devletin kasasından 1 milyar 275 milyon dolar ödenmiştir. Köprünün mülkiyeti 2035 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016 yılından AKP'li bakan yorumu;
İstanbul'da yapılan, boğazın iki yakasını birbirine bağlayan ve İstanbul Boğazı'nda yer alan köprülerin üçüncüsüdür. İÇTAŞ AŞ tarafından projeye 2012 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Bu projede de garanti edilen araç sayısı ve gerçekte geçen araç sayısı tutturulamamıştır. Köprünün son fiyatı 3 dolar + %8 KDV'dir. Köprü yüklenici firma tarafından 3 milyar 500 milyon avroya mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 135 bin araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 49 milyon 275 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 295 milyon 650 bin aracın geçmesi gereken köprüden yaklaşık 87 milyon 600 bin araç geçmiş ve bu nedenle yüklenici firmaya devlet kasasından 2 milyar 600 milyon dolar ödenmiştir. Köprünün işletme hakkı 2024 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016-2017 yıllarından AKP'li bakan yorumu;
İstanbul'da yapılan, boğazın iki yakasını birbirine bağlayan bir tüneldir. ATAŞ tarafından projeye 2011 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Yine garanti edilen araç ve tüneli kullanan araç sayısı arasında fark mevcuttur. Tünelin son fiyatı 4 dolar + KDV'dir. Tünel yüklenici firma tarafından 1 milyar 245 milyon dolara mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 68 bin 500 araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 25 milyon 600 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 153 milyon 600 bin aracın geçmesi gereken tünelden yaklaşık 96 milyon araç geçmiş ve bu nedenle yüklenici firmaya devlet kasasından KDV hariç 230 milyon dolar ödenmiştir. Tünelin mülkiyeti 2040 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016 yılından AKP'li bakan yorumu;
YİD modeliyle yapılan daha birçok irili ufaklı proje mevcuttur. Bu projeler içerisinde görece en başarılı olanı İstanbul Havalimanı'dır. O projede de kira öteleme gibi işlemler yapılarak devletin 2 milyar dolar zarara sokulduğu gibi iddialar mevcuttur. Ayrıca Yap-İşlet-Sahip Ol modeliyle yapılan Akkuyu Nükleer Santrali'nde üretilen elektriğe günümüz piyasa koşullarına göre hazineden her yıl 2 milyar dolar fazladan para ödeneceği ve öngörülen kamu zararının 18 milyar dolardan fazla olacağı varsayılmaktadır.
Türkiye'deki mevcut hükümet neredeyse tüm yatırımlarında YİD modeli kullanmaktadır, fakat projelere verilen garanti ücretler ve bu ücretlerin döviz üzerinden garanti edilmesinin kamu zararına yol açtığı görülmektedir. Şimdi YİD modeliyle yapılan bazı yatırımlara, bu yatırımlar için verilen garantilere ve yatırımın kar-zarar dengesine hep birlikte bakalım;
Zafer Havalimanı
Kütahya'da yapılan Türkiye'nin 4. en büyük havalimanıdır. Havalimanının yapımı için 2010'da ihale açılmış, ancak hiçbir firma tarafından katılım olmamıştır. Daha sonra ihale şartları güncellenerek 2011'de yeniden bir ihale yapılmış ve İŞTAŞ Holding tek katılımcı olarak ihaleyi almıştır. Projenin 36 ayda bitirilmesi öngörülse de, 17 ayda tamamlanmış ve aradaki fark yüklenici firmanın 29 yıllık kira anlaşmasının sonuna eklenmiştir.
Projede garanti edilen yolcu sayısı ve havalimanını kullanan yolcu sayısındaki fark çok fazladır ve hata payı %99.7 olarak belirlenmiştir. Havalimanı yüklenici firma tarafından 50 milyon avroya mal edilmiş, 2012-2021 yılları arasında yüklenici firmaya garanti edilen yolcu farkından kaynaklı olarak 52 milyon 839 bin avro ödenmiş ve 2044 yılında havalimanının kamuya devrine kadar yüklenici firmaya 208 milyon avro daha ödeme yapılması öngörülmektedir.
1915 Çanakkale Köprüsü
Çanakkale'de yapılan ve Çanakkale Boğazı'nın iki yakasını birbirine bağlayan köprüdür. Daelim, Limak, SK ve Yapı Merkezi firmaları tarafından ortak yürütülen projenin yapımına 2017 yılında başlanmış ve 2022 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Projede garanti edilen araç sayısı ve köprüyü kullanan yolcu sayısındaki fark muazzamdır ve hata payı %90'dan fazladır. Köprü yüklenici firmalar tarafından 2 milyar 500 milyon avroya mal edilmiş ve bu firmalara günde 45 bin araç garantisi verilmiştir. Köprünün son fiyatı 15 avro + KDV'dir. 16 milyon 425 bin araç geçiş garantisi verilen köprüden bir yılda sadece 2 milyon 200 bin araç geçmiştir. Devlet köprüden geçmeyen 14 milyon 225 bin araç için köprüyü yapan firmalara 251 milyon 782 bin avro ödeme yapmıştır. Köprünün mülkiyeti 2034 yılına kadar yüklenici firmalarda olacaktır.
Osmangazi Köprüsü
Kocaeli'nde yapılan, Dilovası Dil Burnu ve Altınova Hersek Burnu'nu birbirine bağlayan köprüdür. Otoyol AŞ tarafından projeye 2010 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Osmangazi Köprüsü diğer projelerin aksine geçiş garantisi ve köprüyü kullanan araç arasındaki farkın çok fazla olmadığı bir projedir. Köprünün son fiyatı 35 dolar + %8 KDV'dir. Köprü yüklenici firma tarafından 1 milyar 200 milyon avroya mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 20 bin araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 14 milyon 600 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 89 milyon aracın geçmesi gereken köprüden 55 milyon araç geçmiş ve bu nedenle devletin kasasından 1 milyar 275 milyon dolar ödenmiştir. Köprünün mülkiyeti 2035 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016 yılından AKP'li bakan yorumu;
Ücret 65₺ olacak. yaklaşık 89₺ ücrete 2017 yılı başından itibaren zam yapmamız gerekirken, tam tersine ücreti düşürüyoruz. Burada üç şeyi güdüyoruz, bir, köprünün kullanımın teşvik edilmesi, daha da önemlisi vatandaşımızın körfezi dolaşarak yakıt sarfiyatı, araçlarının yıpranmaması, aldıkları risk bunları düşünürseniz vatandaşın hayatını kolaylaştırmış olacağız.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü
İstanbul'da yapılan, boğazın iki yakasını birbirine bağlayan ve İstanbul Boğazı'nda yer alan köprülerin üçüncüsüdür. İÇTAŞ AŞ tarafından projeye 2012 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Bu projede de garanti edilen araç sayısı ve gerçekte geçen araç sayısı tutturulamamıştır. Köprünün son fiyatı 3 dolar + %8 KDV'dir. Köprü yüklenici firma tarafından 3 milyar 500 milyon avroya mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 135 bin araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 49 milyon 275 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 295 milyon 650 bin aracın geçmesi gereken köprüden yaklaşık 87 milyon 600 bin araç geçmiş ve bu nedenle yüklenici firmaya devlet kasasından 2 milyar 600 milyon dolar ödenmiştir. Köprünün işletme hakkı 2024 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016-2017 yıllarından AKP'li bakan yorumu;
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 110 bin araç, Osmangazi Köprüsü’nden ise günlük ortalama 20 bin araç geçiyor. Biz etüt çalışması yaparken Osmangazi’den 15 bin, Yavuz Sultan Selim’den 50 bin araç bekliyorduk.
Bu tip projelerde hedeflenen rakama 3 yıl içinde ulaşılır. İlk yıl çıkan rakamlar fizibilite çalışmalarında belirlenen rakamlarla uyumlu… Bağlantı yolları tamamlanacak, kullanıcı alışkanlıkları değişecek ve o rakamlara ulaşılacak.
Avrasya Tüneli
İstanbul'da yapılan, boğazın iki yakasını birbirine bağlayan bir tüneldir. ATAŞ tarafından projeye 2011 yılında başlanmış ve 2016 yılında yapımı tamamlanmıştır.
Yine garanti edilen araç ve tüneli kullanan araç sayısı arasında fark mevcuttur. Tünelin son fiyatı 4 dolar + KDV'dir. Tünel yüklenici firma tarafından 1 milyar 245 milyon dolara mal edilmiş ve proje kapsamında devlet tarafından köprüyü yapan firmaya günlük 68 bin 500 araç garantisi verilmiştir. Bu da yılda 25 milyon 600 bin araca tekabül etmektedir. 6 yılda 153 milyon 600 bin aracın geçmesi gereken tünelden yaklaşık 96 milyon araç geçmiş ve bu nedenle yüklenici firmaya devlet kasasından KDV hariç 230 milyon dolar ödenmiştir. Tünelin mülkiyeti 2040 yılına kadar yüklenici firmada olacaktır.
2016 yılından AKP'li bakan yorumu;
Daha önce yaptırdığımız fizibiliteler, etütler gösteriyor ki buradan günlük 100–120 bin araç geçmesi bekleniyor. Dolayısıyla garanti rakamın çok üzerine çıkıyor. Hatta garanti rakamın üzerine çıkan kısmın yüzde 30'unu kamu olarak biz alacağız.
YİD modeliyle yapılan daha birçok irili ufaklı proje mevcuttur. Bu projeler içerisinde görece en başarılı olanı İstanbul Havalimanı'dır. O projede de kira öteleme gibi işlemler yapılarak devletin 2 milyar dolar zarara sokulduğu gibi iddialar mevcuttur. Ayrıca Yap-İşlet-Sahip Ol modeliyle yapılan Akkuyu Nükleer Santrali'nde üretilen elektriğe günümüz piyasa koşullarına göre hazineden her yıl 2 milyar dolar fazladan para ödeneceği ve öngörülen kamu zararının 18 milyar dolardan fazla olacağı varsayılmaktadır.
Son düzenleme: