Bu konu tarihte gerçekleşmiş iki liderin ya da iki kimsenin, hoşumuza giden konuşmalarını ve sorulara, sataşmalara vb. verdikleri cevapları ya da söyledikleri sözleri paylaşmamız amacıyla açılmıştır.
İlk ben başlayayım.
# Napolyon İspanya'yı işgal ettiğinde İspanya kralı Napolyon'u aşağılamak amacıyla şöyle der:
"Biz onur, şan ve şeref için savaşırız, siz ise para ve toprak için."
Napolyo'nun bu çıkışa cevabı şöyle olur:
"Herkes kendisinde olmayan şey için savaşır."
# Cumhuriyetin ilanının ardından uluslararası bir balo düzenlenir, yemekten sonra sohbet başlar ve Yugoslavya Kral'ı Atatürk'e şunları der:
"Efendim bu zaferden önce, İngilizler, Fransızlar ve Yunanlar bize gelip Türklere karşı savaşın diye yalvardılar ama biz kabul etmedik."
Bunun üzerine Atatürk yerinden kalkar, Kral'ın yanına kadar gider elini sıkar ve gözlerinin içine baka baka şunları der:
"Büyük geçmiş olsun ekselansları, verilmiş sadakanız varmış."
# İkinci Dünya Savaşı'nda Barbarossa Hareka'tının hemen öncesinde Nazi Almanya'sı ve SSCB başarısız bir ittifak görüşmesi yaparlar. Bu görüşmede SSCB Boğazlarda bir üs ve ayrıcalık, Bulgaristan'da ayrıcalık ve Türkiye'nin doğusundan toprak vb. isteklerde bulunmuştur. Boğazların kontrolünü SSCB'ye vermeye niyeti olmayan ve Türkiye'nin de savaş sonunda kendi etki alanı altında kalmasını isteyen Almanya bu teklifi reddetmiştir. Bu olayı dönemin Alman büyükelçisi von Papen, Almanya yanlısı görünen (ki bu Türkiye'nin savaş dışı kalması için gereklidir), dönemin Dışişleri Bakanı Menemencioğlu'na olayı şöyle aktarır:
"Ruslar bizden bu (yukarıda sayılan) isteklerde bulundu, ama biz Türkiye'yi pazarlık konusu etmedik ve reddettik. Çünkü biz Türkiye ile tarihten gelen silah arkadaşlığımıza ve dostluğumuza zarar verecek bir şey yapmayız."
Harekat öncesi Türkiye'yi kendi yanına çekmek, bu olmazsa da tarafsız kalmasını sağlamak için kurduğu bu cümlelere Menemenci oğlunun yanıtı şöyledir:
"Eğer siz bu teklifi kabul etmiş olsaydınız savaşın sonucu ne olursa olsun, muhakkaki kaybeden siz olacaktınız. Çünkü Boğazların kontrolünü ve dolayısıyla Akdeniz ile Karadenizin kontrolünü Ruslara vermiş olacaktınız, bu da Almanya'nın güneyden çevrelenmesi demek olacaktı ve siz kuşkusuz kaybeden olacaktınız. Biz ise farklı bir yoldan gene kazançlı çıkabilecektik. Bu teklifi Türkiye ile olan dostluğunuz ve silah arkadaşlığınızdan dolayı değil, çıkarlarınıza uymadığı için reddettiniz. Bizim için dış politikada tarihten gelen dostluklar ve silah arkadaşlıkları yoktur, sadece çıkarlar vardır ve biz egoistiz, yalnızca kendimizi düşünürü."
(bu sonuncusunda bazı yerler eksik olabilir hatırladığım kadarıyla yazdım, daha sonra düzelteceğim)
İlk ben başlayayım.
# Napolyon İspanya'yı işgal ettiğinde İspanya kralı Napolyon'u aşağılamak amacıyla şöyle der:
"Biz onur, şan ve şeref için savaşırız, siz ise para ve toprak için."
Napolyo'nun bu çıkışa cevabı şöyle olur:
"Herkes kendisinde olmayan şey için savaşır."
# Cumhuriyetin ilanının ardından uluslararası bir balo düzenlenir, yemekten sonra sohbet başlar ve Yugoslavya Kral'ı Atatürk'e şunları der:
"Efendim bu zaferden önce, İngilizler, Fransızlar ve Yunanlar bize gelip Türklere karşı savaşın diye yalvardılar ama biz kabul etmedik."
Bunun üzerine Atatürk yerinden kalkar, Kral'ın yanına kadar gider elini sıkar ve gözlerinin içine baka baka şunları der:
"Büyük geçmiş olsun ekselansları, verilmiş sadakanız varmış."
# İkinci Dünya Savaşı'nda Barbarossa Hareka'tının hemen öncesinde Nazi Almanya'sı ve SSCB başarısız bir ittifak görüşmesi yaparlar. Bu görüşmede SSCB Boğazlarda bir üs ve ayrıcalık, Bulgaristan'da ayrıcalık ve Türkiye'nin doğusundan toprak vb. isteklerde bulunmuştur. Boğazların kontrolünü SSCB'ye vermeye niyeti olmayan ve Türkiye'nin de savaş sonunda kendi etki alanı altında kalmasını isteyen Almanya bu teklifi reddetmiştir. Bu olayı dönemin Alman büyükelçisi von Papen, Almanya yanlısı görünen (ki bu Türkiye'nin savaş dışı kalması için gereklidir), dönemin Dışişleri Bakanı Menemencioğlu'na olayı şöyle aktarır:
"Ruslar bizden bu (yukarıda sayılan) isteklerde bulundu, ama biz Türkiye'yi pazarlık konusu etmedik ve reddettik. Çünkü biz Türkiye ile tarihten gelen silah arkadaşlığımıza ve dostluğumuza zarar verecek bir şey yapmayız."
Harekat öncesi Türkiye'yi kendi yanına çekmek, bu olmazsa da tarafsız kalmasını sağlamak için kurduğu bu cümlelere Menemenci oğlunun yanıtı şöyledir:
"Eğer siz bu teklifi kabul etmiş olsaydınız savaşın sonucu ne olursa olsun, muhakkaki kaybeden siz olacaktınız. Çünkü Boğazların kontrolünü ve dolayısıyla Akdeniz ile Karadenizin kontrolünü Ruslara vermiş olacaktınız, bu da Almanya'nın güneyden çevrelenmesi demek olacaktı ve siz kuşkusuz kaybeden olacaktınız. Biz ise farklı bir yoldan gene kazançlı çıkabilecektik. Bu teklifi Türkiye ile olan dostluğunuz ve silah arkadaşlığınızdan dolayı değil, çıkarlarınıza uymadığı için reddettiniz. Bizim için dış politikada tarihten gelen dostluklar ve silah arkadaşlıkları yoktur, sadece çıkarlar vardır ve biz egoistiz, yalnızca kendimizi düşünürü."
(bu sonuncusunda bazı yerler eksik olabilir hatırladığım kadarıyla yazdım, daha sonra düzelteceğim)
Son düzenleme: