Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Sevdiğiniz Şiirler

bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
A. Hamdi Tanpınar
 
Hazır yağmur da varken

Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur delilik vehminden üstün;
Karanlık kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan, seslerden ve gecelerden.
 
Ne yaparsanız çaresiz
Kendinizden sonraya kalmayacaksınız
Zaman yenecek sizi
O telaşsız bilge, o silahsız güç
Silecek yüzünüzden kibrinizi
Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak
Öldüğünüz gün unutulacaksınız
Yıkıntılar kalacak ardınızda yalnız
Yaşarken, korkunun ağır gölgesiyle
Örtüp sakladığınız
Sindirip susturduğunuz
İncinmiş onurlar bunalmış öfkeler
Düşler ve acılardan oluşmuş
Yıkıntılar kalacak.
Babasız çocuklak irkilecek evlerde
Oğulsuz anneler, erkeksiz kadınlar,
Açık yaralardan bir ayaz gibi
Geçtikçe adınız acılı konuşmalarda
Soğuk bir ürperti gezinecek
Evlerin camlarında
Mezarlara hapislere uzanan
Yaralı tarihinde bir ince düşüncenin
-Bir güzel ülkenin, o iyi insanların-
Kötülük simgesi olarak kalacaksınız.


Şükrü Erbaş
 
Mataramda Tuzlu Su

west indies, kızıl elma, itaki, maçin!
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı suç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların içinde uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

uzak nedir?
kendinin bile ücrasında yasayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbukı suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmus lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargi yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım musta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparisi yargicilar tarafindan verilmis
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

İsmet Özel
 
Baudelaire'in çok sevdiğim şiirini şöyle müzik eşliğinde yorumlamış biri var. Çok beğeniyorum. Bunu da paylaşmadan geçmeyeyim. Video da çok güzeldir.

"...İçinizde kökleşen sonsuzluktan kaçının!"
 
Burnumun Direklerinde Asılı Kokun..
Beynimde Aynı Direklerde Asılı Bir Cesedin Şoku..
Sen Varsan Ben Yokum, Ben Varkende Sen Yoktun
Aynı Cehennemde Kaynıyoruz Fokur Fokur..
Tam Değilim En Tam Halim Anca Yarım..
Gözlerim Işıkta Yeşil Karanlıkda Kan Çanağı..
Biraz Yanında Olan Her kimse Canından Çok Sever Seni..
Yastığımla Hala Arkadaşmı Bal Yanağın..
Sana Serilir Gönlün Tek Renkli Narin Halısı..
Seni Sadece İnsan Değil Cümle Alem Tanısın..
Yağmurun Gözünden Seli Gözlerimden Seni
Özleminden Beri Anlatırım Aklın, Aklı Karışır..
En Uzun Süren Ömre Denktir Ömrümün 1 Karışı..
Afitap Seni Gördüğü Günden Beri Sarışın..
1 Ay Kaldı Sana Rekabet Edebilecek Güçte..
1 Ay Kaldı Tutulmana Oda Büyüklüğüne Alışır..
20 Dilde Seviyorum Seni, 81 İlde.
80 Bin Çeşit Bitkinin 80 Bininde..
Kendi Kafama Sıktığım Gümüş Bi Kurşun Varlığın..
Ne Olur O Karanlıktan Yanıma Seksen Birinde..
Beyaz Bir Güvercinin Özğürlüğe Cilve Taklaları..
İçimi Göremediğimdendir Seni İçimde Saklamadım..
Mümkün Değil Anlatamam Gücüm Yetmez Bir Anlasan
Terse Döner Hayatına Yön Veren Tüm Çarkaların..
Makamlar Kalıcı Değildir Kim Sahiplendi Koltuğu..
Elimde Bir Sen Tutuyorum Taş Kalbimden Yonttuğum..
Karşıma Koydum Gözlerimi Kaçırmadan İzliyorum..
Rabbimin Lütfudur Bana Yokluğunun Bolluğu..
Kozum kupa, sen elimde kalan karosun.
Unutmam seni Bursa beton olsa, Ankara su.
Ayaklarının altında parçalanmış galoşum.
Bu ruhumun yüreğinden mezuniyet balosu.
Beni tamamen unuttun, bende seni.
Bende seni diyorum ama tüm hafızam sende benim.
Bende seni seviyorumda sever misin sende beni?
Dünyada tek değilsin bende senim.
Aşka çabalıyorsun ama yanaklarında ter eksik.
Başını vermeden karşılık beklemen gereksiz.
Aşk musiki sever ama senin sazında tel eksik.
Yaşıyorum fakat aç susuz darmadağan şerefsiz.
Sen yeşili kıyafetimin sağı solu arkası.
Seni görmek için cennetin balkonundan sarkarım.
Gözlerim kapalıyken karanlığından kamaşır.
Ruhlarımızın saflığını çürüttü yeşil sarmaşık.
Herşeysin hiçbirşeyin olmadığı bir diyarda.
Fazlasın nefes dar hatta sudan yahut bi yardan.
Seni yere göğe sığdıramazken aklım.
Nasıl sığar güneşe aşkım, nasıl görünür ayda ?
Yıldızları parlak bulan seni nasıl mat görür?
Sana ulaşmak isterim zamanım tersine dönüp.
Olmadığın zamanların mutluluğunu görüp.
Seni bi başka maddede yaşamaya katlanamaz gönül.
Ben sen oldum, sen hala ilk günümsün.
Sen yoktan günüm dün amma varsan şükür günüm gül.
Her sabah sen doğar, her akşam sen batarsın.
Saat sensin gece gündüz boğazımda düğümlü.
Aynı anda hem doğum hem batan sensin yar.
Seni ben gibi seven 10 binlerce ahmak densiz var.
Her biriyle omuz omuza yürüyorum genzimde hor
Yanar söner kalbimde volkan mağaralar.
Patlıyorum senin köyüne akıyor kanım.
Yanan her ağaç kudretinden sevdiğini tanır.
Buharlaşan her nehir terk eder bir canı.
Bulutlar ölür değeri kalmaz ay yada balın.
Kurtlar artık ulumaz, Aslanlar duyamaz.
Sevdiğimi bilen çoktur, aşkımı duyan az.
Özledim gözlerini 5 dakika uyan az.
Çok değil gözlerinin kabesinde bi namaz.

 
BİR ANKA KUŞU
Yüzlerce soğuk namlu
Üzerime çevrildi.
Yüzlerce demir tetik
Aynı anda gerildi.
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular.
Öpmeye kıyamadığın,
Dal gibi oğlun yere serildi..

Üşüştü birer-birer
Çakallar üzerime.
Üşüştü dört bir yandan,
Göğsüme, ciğerime.
Anne, beni bir leş gibi
Yiyip talan ettiler.
Teşhis edilmem için,
Parçamı koydular önüne...

Ben bu acılar ülkesinin
İnsana reva görülen
Bütün acılarını tattım.
Aç yattım, ekmeğime sabır kattım.
Beni milyon kere dövdüler üst-üste!
Ben bu yolu, kendim seçtim anne,
Ben ömrümü kendim kanattım...

Geceler tanır beni,
Konarım, göçerim ben.
Geceler tanır, kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut, karanlığın bağrında.
Kırmızılar ekerim,
Siyahlar biçerim ben...

Suçüstü yakalandım,
Bölüşürken kalbimi.
Suçüstü kelepçeyle yardılar bileğimi.
Anne, ben diyar-diyar, umudun savaşçısı...
Bir tutam sevgi için
Dağladım gözlerimi...

Prometheus'tum zincire vurulurken dağlarda,
Ciğerimi kartallara yedirdim.
Spartaküs'tüm köleliğin çığlığında,
Arslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan,
Sehpalarda Pir Sultan.
Ve Madımak'ta otuzyedi can...

Kaçıncı yok oluşum,
Kaçıncı var oluşum bu?
Tanrılardan ateş çaldım
Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım.
Bir anka kuşu gibi anne,
Bir anka kuşu gibi;
Kendimi külümden yarattım...

Yusuf HAYALOĞLU
 
Mâra

bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın

tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra

başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık

Asaf Halet Çelebi

 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık