Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

One Piece "Trope" Sözlüğü

Trop sayılır mı bilmiyorum ama okuduğum ya da izlediğim çoğu eserde ana karakter olan çocuğun annesi ya da babası başında değil, ya ölmüşler, ya kayıplar ya da onlardan bir şekilde ayrı büyümüşler. Bunun garip bir tesadüften fazlası olduğunu düşünüyorum, sanki ana karakteri aile dırdırından, evhamından kurtarıp o fantastik dünyada daha rahat hareket etmesini sağlamak için yapılmış bilinçli bir tercih gibi geliyor artık bana. Tabi doğal olarak, ana karakter rahat hareket ettiğinde, bir çeşit otonomisi olduğunda, çocuk ve ergen okuyucular o karakterle daha hızlı bütünleşip daha kolay hayaller kurmaya başlıyorlar. Bu da satış rakamlarını arttırıyor olmalı.
 
Trop sayılır mı bilmiyorum ama okuduğum ya da izlediğim çoğu eserde ana karakter olan çocuğun annesi ya da babası başında değil, ya ölmüşler, ya kayıplar ya da onlardan bir şekilde ayrı büyümüşler. Bunun garip bir tesadüften fazlası olduğunu düşünüyorum, sanki ana karakteri aile dırdırından, evhamından kurtarıp o fantastik dünyada daha rahat hareket etmesini sağlamak için yapılmış bilinçli bir tercih gibi geliyor artık bana. Tabi doğal olarak, ana karakter rahat hareket ettiğinde, bir çeşit otonomisi olduğunda, çocuk ve ergen okuyucular o karakterle daha hızlı bütünleşip daha kolay hayaller kurmaya başlıyorlar. Bu da satış rakamlarını arttırıyor olmalı.
Parental Aboandonment tropu.
 
Tümünü sayamam bir nefeste ama Morgan kötü, Bagi kötü, Kuro kötü, Kreig kötü, Arlong kötü, Croco kötü, Lucci kötü, Moriya kötü, Hodi kötü, Dofi kötü, Linlin kötü, Kadiou kötü. Hepsi kötü denebilecek eylemlere fazlasıyla sahipler. İnsan azıcık sorgulanabilir düşman yaratır ama yok, Oda Luffy'nin karşısına savunmanın mümkün olmadığı düşmanlar çıkarıyor ki son darbeyi yediklerinde çoluk çocuk çoşsun, gaza gelip nara atsın :(
ben aslında iyi insanım ama insanlar beni kötü yaptı da çok bayat ya. naruto bunlardan geçilmiyordu. talk no jutsu ile hepsi de dost oluyordu.

one piece bu konuda daha başarılı bence. kötüler kötü, çünkü kötüler. kaido içinden bu luffy dostlarına zarar gelsin istemiyor, aynı ben diyip taraf değişmiyor mesela
 
ben aslında iyi insanım ama insanlar beni kötü yaptı da çok bayat ya. naruto bunlardan geçilmiyordu. talk no jutsu ile hepsi de dost oluyordu.

one piece bu konuda daha başarılı bence. kötüler kötü, çünkü kötüler. kaido içinden bu luffy dostlarına zarar gelsin istemiyor, aynı ben diyip taraf değişmiyor mesela
İyi ve kötünün okuyucuya doğrudan sunulması; Lufi'nin iyi, rakibin ise kötü olarak etiketlenmiş bir şekilde önümüze sunulması Oda'nın başarısızlığı diyorum sadece, klişeleşmiş ama vazgeçilmeyen bir teknik bu. Naruto'da ise Kişimoto da benzer bir başarızlığa sahip. Naruto iyi ve rakipleri kötü. Yani Naruto ile Op çok farklı değiller. Küçük bir fark var, o da Kişimoto Oda'ya kıyasla kötü olarak etiketliği karakterlerin motivasyonlarını daha detaylı ve başarılı bir şekilde sundu. Oda ise pek uğraşmıyor bununla.

Örneğin Dofi için uğraştı ve en çok konuşulmuş Op baş düşmanı Dofi'dir. Üstelik Oda Dofi'yi Dressrosa'nın ortalarına kadar da doğrudan kötü olarak etiketlemedi. Dofi kendi kavgasında bir adamken birden şeytanlaştırıldı, bu Dofi'yi bitirdi bana kalırsa. Oda Dofi'yi çamurlamak yerine daha düzgün sunabilirdi ama yapmadı çünkü adamın tarzı bir peygamber geliyor ve helak olan milleti kurtarıyor şeklinde.

Bir de tüm op kötülerini topla bir Obito etmez.
 
İyi ve kötünün okuyucuya doğrudan sunulması; Lufi'nin iyi, rakibin ise kötü olarak etiketlenmiş bir şekilde önümüze sunulması Oda'nın başarısızlığı diyorum sadece, klişeleşmiş ama vazgeçilmeyen bir teknik bu. Naruto'da ise Kişimoto da benzer bir başarızlığa sahip. Naruto iyi ve rakipleri kötü. Yani Naruto ile Op çok farklı değiller. Küçük bir fark var, o da Kişimoto Oda'ya kıyasla kötü olarak etiketliği karakterlerin motivasyonlarını daha detaylı ve başarılı bir şekilde sundu. Oda ise pek uğraşmıyor bununla.

Örneğin Dofi için uğraştı ve en çok konuşulmuş Op baş düşmanı Dofi'dir. Üstelik Oda Dofi'yi Dressrosa'nın ortalarına kadar da doğrudan kötü olarak etiketlemedi. Dofi kendi kavgasında bir adamken birden şeytanlaştırıldı, bu Dofi'yi bitirdi bana kalırsa. Oda Dofi'yi çamurlamak yerine daha düzgün sunabilirdi ama yapmadı çünkü adamın tarzı bir peygamber geliyor ve helak olan milleti kurtarıyor şeklinde.

Bir de tüm op kötülerini topla bir Obito etmez.
İçinde bir iyilik var ama insanlara öfkesi onu kötü yapıyor fazla klişe geliyor ya bana. Bir insanın gayesi vardır, benim amacım ülkenin üstüne çökmek, adam öldürmek, benim karakterim de bu şekilde olmalı. Ben 10 yaşında hokage olacaktım da sevdiğim öldü sonra olmadım kötü oldum yerine ben karaktersizim kötüyüm daha iyi motivasyon.
 
İyi ve kötünün okuyucuya doğrudan sunulması; Lufi'nin iyi, rakibin ise kötü olarak etiketlenmiş bir şekilde önümüze sunulması Oda'nın başarısızlığı diyorum sadece, klişeleşmiş ama vazgeçilmeyen bir teknik bu. Naruto'da ise Kişimoto da benzer bir başarızlığa sahip. Naruto iyi ve rakipleri kötü. Yani Naruto ile Op çok farklı değiller. Küçük bir fark var, o da Kişimoto Oda'ya kıyasla kötü olarak etiketliği karakterlerin motivasyonlarını daha detaylı ve başarılı bir şekilde sundu. Oda ise pek uğraşmıyor bununla.

Örneğin Dofi için uğraştı ve en çok konuşulmuş Op baş düşmanı Dofi'dir. Üstelik Oda Dofi'yi Dressrosa'nın ortalarına kadar da doğrudan kötü olarak etiketlemedi. Dofi kendi kavgasında bir adamken birden şeytanlaştırıldı, bu Dofi'yi bitirdi bana kalırsa. Oda Dofi'yi çamurlamak yerine daha düzgün sunabilirdi ama yapmadı çünkü adamın tarzı bir peygamber geliyor ve helak olan milleti kurtarıyor şeklinde.

Bir de tüm op kötülerini topla bir Obito etmez.
Nasıl birden şeytanlaştırdı yahu köle dükkanı olan Marinefordta kendi askerlerini komutana kestiren başka biri miydi ? Doflamingo hep aynıydı lakin gizemi bozmak istemedi arcı gelene dek.Doffy için uğraştı sadece çünkü diğerlerini kessen birçoğu kelek çıkar. :D Derine inilecek karakter var inilmeyecek karakter var.Ben aslında iyiydim çok kötü şeyler yaşadım da kötü oldum Pollyanna hikayelerinden biri.O yüzden abartılan naruto kötüleri boş beleş adamlardır obito gibi.Madara dahil.Tam tersine dolu olanlar atlanır Kakuzu ve Hidan gibiler örneğin.Tabii Orochimaru ve Kabuto’yu da unutmak olmaz bunlar dışındakiler fasa fisodur.Ben aslında yohtum iyiydim ama tokat attılar muhabbetini geçiniz.
 
ÜÇ CADI TROPU


Eğer bir eserde bir cadı olacaksa diğer iki cadı da yanında olacaktır.

İyi de neden?

Bunun sebebi diğer tropların aksine bir senaryo yazma tekniği olması değil de edebiyatta antik çağlardan beri var olan ve korkulan Hekate arketipinin bir yansıması olması. Cadılığın, gerek Antik Yunan'daki, gerek Kelt inanışlarındaki gerekse de Antik Anadolu inançlarındaki ilk kaynağı ve tanrıçası Hekate'dir. Hecate ise mitolojilerde hikayesi ufak değişikliklere uğrasa da görünüşü aşağı yukarı aynı kalmış bir kişidir. Onu mesela diğer tanrıçalar gibi sabit bir formda görmeyiz, doğar, büyür, ölür ve yeniden doğar. Kadınlığın üç aşamasını arka arkaya yaşar, ilk dördünle birlikte Bakire, dolunayda Anne ve son dördünde de Yaşlı Kadın suretinde görünür, yeni ayda ise ölür ve yeniden dirilir. Bu sebeple Hekate için üç yüzlü tanrıça da dendiği olmuştur.

Bununla birlikte Antik Yunan kaynaklarında Zeus dünyayı, Poseidon okyanusları, Hades de yeraltını yönetirken Antik Yunan'ın en eski kaynaklarında ise Hecate'nin bu üç alanda da iktidar sahibi olabildiğini de görüyoruz. Bu da bize anaerkil avcı toplayıcı toplumdan ataerkil tarım toplumuna geçişte mitolojide hayat veren ve büyüye kaynaklık eden Hekate'nin zaman içinde mitolojiden ya silindiğini ya da şeytanlaştırıldığını gösteriyor. Bu şekilde de neredeyse bütün eserlerde bile karşımıza çıkan femme fatale arketipi gibi, şeytanla işbirliği yapmış bir cadı arketipi de doğmuş oluyor.

Hekate'nin üçe bölünmesi ise tarihte ilk defa Shakespeare'in Macbeth'inde karşımıza çıkıyor. Shakespeare üç tane cadı kurguluyor, onlara lider olarak da direk Hekate'yi veriyor. Böylece tanrılar katındaki Hecate'nin yeryüzündeki temsilcisi olacak üç cadı kızkardeş arketipi ortaya çıkıyor. Ancak bu arketipin insanların bilinçaltına yerleşmesi Shakespeare'in sadece üç tane cadı kurgulaması sebebiyle olmuyor. Rivayete göre o dönemde Macbeth oynandığı bütün tiyatrolarda, gittiği bütün İngiltere şehirlerinde oyundan hemen sonra bir uğursuzluğa sebep oluyor. Halk da bu olayların asıl sebebinin Shakespeare'in cadılara yazdığı büyülü tekerleme repliklerinin aslında gerçek büyü sözleri olması olduğunu düşünüyor ve Macbeth için uzun bir süre lanetli oyun yakıştırması yapılıyor. Böylece de üç cadı arketipi günümüze kadar geliyor.



Edit: Bunun One Piece içinde net bir yansıması sanırım yok ama, Oda'nın Boa Hancock ve kız kardeşleri vasıtasıyla bu arketipi Gorgon kardeşler motifiyle birleştirip yeniden kurguladığını söyleyebiliriz.
 
Son düzenleme:
BERSERK BUTONU veya BAM TELİ



Özet: Bir karakterin belirli bir şeye aşırı tetiklenmesi.

İnsanlardan bazılarının küçük veya genellikle önemsiz bir şeye aşırı tepki verdikleri görülür. Bu aşırı tepkinin çeşitli türleri vardır. Gülme, ağlama, üzülme, sevinme, korkma, şaşırma veya öfkelenme vs. gibi. İşte bu tepkilerden öfkelenmeyi tetikleyen türe Berserk Butonu veya Bam Teli denir.

Bunlar normal şeyler olsalar dahi o kişilerin en hassas noktalarına dokunduğu için onları çılgına döndürür.

One Piece’te, özellikle tayfada bunun belirgin örneklerini görebilirsiniz.
  • Çok sevdiği ve güvendiği biri değilseniz Luffy’nin şapkasına dokunmayın.
  • Nami’nin parasını ona sormadan harcamayın, almayın, çalmayın.
  • Sanji’nin önünde yemekleri israf etmeyin.
  • Buggy’nin kırmızı burnu hakkında konuşmayın.
  • Luffy’ye tapan Bartolomeo’nun yanında Luffy hakkında kötü konuşmayın.
  • Pika’nın sesine gülmeyin.
  • Carrot’un havuçlarından yemeyin.
  • Big Mom’ın tatlılarına dokunmayın.
 
Son düzenleme:
Karaktere derinlik katma ve kusursuz kötü karakter yaratma konusunda kimse Tite Kubo'nun eline su dökemez. Aizen, Ulquiorra, Stark gördü bu gözler. Bu yüzden One Piece karakter işleme olayı pek gözüme batmıyor zira rekabet edebilecekleri bir kulvar değil Bleach karakterleri.

Konuya gelirsek: Ağlayan ve ülkenin bir sonraki tahtına oturacak olan ağlak prens/es.
 
BÜYÜK KÖTÜ


Özet: Kahraman(lar)ın çözmesi gereken sorun(lar)a neden olan (genellikle kötü niyetli) bir karakter.

Bir hikayedeki tüm kötü olayların sebebi olan şeye Büyük Kötü denir. Büyük Kötü bir kişi olmak zorunda değildir. Her an dünyaya yaklaşan bir kuyruklu yıldız da olabilir. Yani bir hikayedeki en büyük kötü adam ya da en güçlü kötü adam illa Büyük Kötü demek değildir.

Mesela One Piece hikayesi sadece Skypeia’dan ibaret olsaydı Büyük Kötü kesinlikle Enel olurdu. Ancak hikayenin tümüne baktığımızda Enel Büyük Kötü değildir. Daha çok, duruma göre, Ark Kötüsü, Kötü Patron, Satranç Ustası, Yenilmez Kötü vs. gibi troplara girer. Ancak yukarıda dediğim gibi, Skypeia özelinde düşünürsek Enel Büyük Kötüdür. Çünkü hikayedeki tüm kötülüklerin kaynağı ve doğrudan müsebbibidir.


One Piece’te Büyük Kötü’nün kim veya ne olduğu hala devam eden bir tartışmadır. Çünkü Büyük Kötü’ye birden fazla aday vardır. Şu an için şu üç isimden biri gibi görünüyor. Luffy’nin (kahramanın) Şeytani Muadili (bu da bir trop) olan Karasakal, Dünya Hükümetinin Gölge Diktatörü (bu da bir trop) olan Imu ve Kadimleri bile iplemeyen, denizcilerin Yırtıcı Generali (bu da bir trop) Akainu.



BÜYÜK İYİ


Özet: İyi tarafın en önemli üyesi.

Büyük İyi, Büyük Kötü’ye karşı olan bir hareketin rütbe, işlev veya bilgelik açısından en değerli üyesi, o grubun temel taşı olan kişi veya şeydir. Büyük İyi genellikle kahramanın kendisi olarak ortaya çıksa da ana kahraman olmak zorunda değildir. Büyük İyi eğer ana kahraman değilse, ana kahramanı, Büyük Kötüyü yenmek için ihtiyaç duydukları silah haline getirecek akıl hocası olabilir.

En genel haliyle Büyük İyi tropu, Büyük Kötünün karşısında olan büyük bir grubun liderini işaret eder.

Mesela Berserk’teki İskelet Şovalye tam bir Büyük İyidir. Black Clover’daki Büyücü Kral ölmeden önce tam bir Büyük İyiydi. MHA’daki All Might güçlerini kaybetmeden önce tam bir Büyük İyiydi.


One Piece’te tam bir Büyük İyi var mıdır? Aslında bu da tartışmalı. Rayleigh büyük oranda bu trop’a girebilecek bir aday ancak Luffy’yi eğitmek dışında çok fazla etliye sütlüye karışmadığı için Emekli Badass tropuna daha yakın duruyor. Ölmeseydi belki Beyazsakal, her ne kadar bir tür İyiler İttifakı kurmuş olmasa da Dünya Hükümetine karşı en büyük tehdit olduğundan bu tropa aday olabilirdi.

Beyazsakal öldü, Rayleigh emekli oldu. Şu anda büyük oranda, Büyük İyi olma potansiyelini birlikte paylaşan iki isim daha var. Birincisi doğrudan Dünya Hükümetini, Dünya Soylularını ve onların yozlaşmış hayat tarzlarını yıkmayı hedefleyen Devrim Ordusunun lideri Dragon; diğeri de Marineford’da ve ondan sonra yaşanan kaosta kötü niyetli imparatorların (özellikle Teach) entrikalarını yumuşatmaya ve daha fazla etki kazanmalarını önlemeye çalışan Shanks.

Büyük Finalde (bu da bir trop), her ne kadar hiç böyle bir ittifak peşinde olmasa da, farkında olmadan arkasında kocaman bir ordu toplamaya devam eden Luffy Büyük İyi olacak gibi görünüyor.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık