Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Half-Life 2: Episode 3

@Master of Puppets

Ne yazıyor orda bir özet geç hele :(
Gordon ve Alyx, Episode 2'de ismi geçen Borealis gemisini bulmak için Antartika'ya doğru yola çıkarlar. Yaklaşırken saldırıya uğrarlar ve geminin etrafını çevreleyen devasa bir Combine üssü görürler. İçerisinde de sürekli kaybolup geri gelen Borealis bulunuyor.

Bilinci uzaylı bir böceğe aktarılan Dr.Breen ile karşılaşmamızdan sonra, Gordon, Alyx ve Combine hapishanesinden kurtardığımız Dr. Mossman bir şekilde Borealis'e ayak basmayı başarır ve uzay ve zaman arasında gidip gelirken Combine'ın istila ettiği diğer gezegenler, Aperture'da Borealis'in originini ve Seven Hour War gibi şeyleri görmeye başlıyoruz.

Sonrasında gemi ile ne yapacağımız hakkında bir tartışma çıkar. Mossman geminin durması taraftrıdır ancak Alyx babasını onurlandırmak için gemiyi yok etmek ister. Bunun üzerine Mossman'i vurarak öldüren Alyx, Gordon'ı gemiyi Combine'ın ana merkezinin içerisine sürerek patlatmasına ikna eder.

Hedeflerine yakınken G-Man ortaya çıkar ve Alyx'i alır gider. Bu intihar görevinde tek başına kalan Gordon ise çarpmak üzereyken Vortigaunts bir portal açar ve Gordon'ı kurtarır. Portaldan bir sahil kıyısına düşen Gordon, hangi yıl olduğundan ve Combine'lara karşı olan savaşın nasıl bittiği hakkında bir fikir sahibi değildir.

"Burada bitiyor" yazar Freeman "Benden bu konu hakkında başka birşey beklemeyin, bu benim son bölümüm" der ve biter.


Alıntı bu arada, benim çevirim değil.
 
Chell ve Wheatley nerde anlamadim. Bunlar Borealisin içinde değil miydi? Başından beri portal deneyleri gemide yapılmıyor muydu?
 
Türkçesi:
https://eksisozluk.com/entry/70432975

değerli oyuncu,

umarım bu mektup sorunsuz bir şekilde sana ulaşır. şikayetlerinizi duyabiliyorum, "gordon freeman, ne zamandır sesin çıkmıyordu." diyorsunuz. bahanelerimi dinlemek istersen, birkaç tane var; en önemlisi ise bambaşka boyutlarda olmam ve normal yollarla sana ulaşamam. 18 ay öncesine kadar durum buydu, durumumda kritik değişikliklerle karşılaşana ve buralara tekrar yollanana kadar. o zamandan beri, aradan geçen yılları ve sessizliğimi nasıl açıklayacağımı düşünme fırsatım oldu. ama öncelikle bu bekleyiş için özür dileyeyim ve son mektubumdan bugüne yaşanan olayları kısaca, fazla detaya girmeden anlatayım.

bir önceki mektubumun son paragrafında belirttiğim ve senin de hatırlıyor olabileceğin üzere eli vance'in ölümü hepimizi derinden sarstı. araştırma ve ayaklanma takımları şoktaydı. planımızın ne kadarının açığa çıkmış olabileceğinden ve planlandığı gibi o plan üzerinde devam etmenin ne kadar mantıklı olduğu konusunda emin olamıyorlardı. yine de eli'i defnettikten sonra toplanabilecek gücü ve şevki bulabildik. vance'in cesur ve kararlı kızı alyx, babasının dilediği şekilde devam etmemiz gerektiğine inanıyordu. elimizde, eli vance'in uzun yıllık asistanı judith mossman'ın ilettiği ve kayıp araştırma gemisi borealis'in konumunu işaret ettiğini düşündüğümüz kutup koordinatları vardı. eli, borealis'in combine'ın eline geçmesindense yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. takımdaki diğerleri ise buna katılmıyor, borealis'in devrimimize çok büyük faydası olacak bir sır barındırdığına inanıyordu. bu argümanların, gemiyi bulana kadar bir önemi yoktu. böylece, dr. vance'in cenazesinden sonra alyx ve ben helikoptere atladık ve kutuplara doğru yola çıktık. milislerden oluşan büyük bir destek takımı ise daha sonra nakledilecekti.

aracımızı düşüren şeyin ne olduğunu hala anlayabilmiş değilim. soğuk ve boş bir bölgeden geçerken harcanan saatler ise zar zor hatırladığım, bulanık zamanlar. sonrasında hatırladığım mossman'ın verdiği ve borealis'i bulmayı umduğumuz koordinatlara yaklaşıyor oluşumuz. ama bulduğumuz tek şey, combine karakteristiğini gösteren korunaklı komplike bir tesisti. büyük buzul bir alanı kaplıyordu. advisor'lerin varlığına dair bir emare yoktu, en azından başlarda. tesise gizlice sızdıkça sıklıkla, renkli bir hareketlilik fark ettik, yanıp sönen hologram efekti gibi. başta bu garip olayı başta muazzam combine iletim teknolojisinin sebep olduğu bir efekt zannettik. ama sonrasında fark ettik ki, gördüğümüz araştırma gemisi borealis'in ta kendisiydi. combine cihazlarının odağında bir kaybolup tekrar ortaya çıkıyordu. combine, gemi tam olarak ortaya çıkınca onu incelemek ve tutmak için hazırlanmıştı. mossman'ın bize verdiği geminin olduğu yerin koordinatları değil, olacağı öngörülen yerin koordinatlarıydı. gemi, bizim gerçekliğimizde bir var olup bir kayboluyordu, dalgaları da yavaş yavaş sabitleniyordu. ancak orada uzun süre duracağının bir garantisi yoktu. tamamen ortaya çıktığında güvertesine çıkmaya kararlıydık.

tam o anda alıkonulduk, ancak korktuğumuz gibi combine tarafından değil, eski düşmanımız dr. wallace breen tarafından. breen onu son gördüğümüz gibi değildi, yani ölü değildi. bir noktada combine onun bilincinin kopyasını çıkarmıştı, fiziksel yokluğunun nedeniyle bu kopyayı büyük böceği andıran biyolojik bir yapıya işlemişlerdi. the breengrub, combine hiyerarşisinde güçlü bir konumda olmasına rağmen gergin ve özellikle benden korkmuş görünüyordu. wallace, önceki halinin öldüğünü bilmiyordu. tek bildiği bir şeylerin sorumlusunun ben olduğumdu. o sebepten bize dikkatli davrandı. sonrasında, kendisinin combine'ın bir esiri olduğunu itiraf etti. şu anki biçimsiz varlığından hiç hoşnut değildi ve onu öldürmemizi istedi. alxy, hızlı bir ölümün, breen'in hakettiğinden fazlası olduğunu düşünüyordu. bende ise az da olsa acıma duygusu oluşmuştu. ilerlemeye devam etmeden önce, alyx'e fark ettirmeden, bu garip böceğimsi varlığın ölümünü çabuklaştıracak bir şeyler yapabilirdim.

breen tarafından alıkonulduğumuz yerin yakınlarında, sorgu hücrelerinden birinde judith'i bulduk. tahmin edilebileceği üzere judith ile alyx'in arasında bir gerginlik vardı. alyx, babasının ölümünden onu sorumlu tutuyordu. judith ise bu haberi yeni duyuyordu ve yıkılmıştı. alyx'i başından beri, direniş'e yardımcı olmak için, dostları tarafından hain olarak görülme riskini göze alarak çift taraflı çalıştığına, eli'nin istediklerini yaptığına ikna etmeye çalışıyordu. ben ikna olmuştum, ama alyx pek öyle görünmüyordu. ama yine de mossman'a ihtiyacımız vardı. sadece borealis'in koordinatları değil, gemiyi bizim dünyamıza çekmek için gerekli rezonans anahtarına da sahipti.

araştırma birimini koruyan combine askerleri ile çatıştık. sonrasında dr. mossman, borealis'i bizim gerçekliğimize çekmek için gerekli frekanslara ayarladı. kısa sürede, gemiye tırmandık, combine askerleri de arkamızdan yaklaşıyordu. gemi çok kısa bir süre için tam anlamıyla belirdi, sonrasında ise gidip gelmeleri devam etti. kendi destek kuvvetlerimiz geç kalmıştı. biz farklı evrenler arasında sürüklenirken ulaşmışlar ve savaşta combine güçlerine katılmışlardı.

sonra olanları anlatmak ise çok daha zor. alyx, dr. mossman ve ben geminin kontrol yollarını arıyorduk; güç kaynağı, kontrol dairesi ve güzergah merkezini. geminin tarihi ise zamanda düz bir çizgiden ibaret değildi. yıllar önce, combine işgali sırasında, michigan'daki aperture science araştırma merkezi'nde, karaya çekilmiş gemide çalışan araştırma ekibinin ilk üyeleri bootstrap cihazı adını verdikleri bir cihaz geliştirdiler. düşünüldüğü gibi çalıştığında, içinden geminin geçeceği kadar bir alan açacaktı. sonrasında, bu alan istenen hedefte, aradaki bölümü korumaya gerek kalmadan, anında açılabilecekti. giriş ve çıkış portallarına yada başka bir cihaza gerek yoktu. cihaz tamamen bağımsızdı. ne yazıkki cihaz hiç test edilmemişti. combine, dünyayı 7 saat savaşına sürüklediğinde, uzaylılar en önemli araştırma merkezlerimizin kontrolünü ellerine almışlardı. borealis ekibi, çaresiz kalmıştı. tek dilekleri gemiyi combine'ın eline düşmesini engellemekti. borealis'i suya indirdiler ve onu en uzak mesafeye çevirdiler: kutuplar. fark edemedikleri ise bootstrap cihazı hem uzayda hem de zamanda hareket ediyordu. üstelik tek bir yer yada tek bir zaman da da değil. borealis, ve çalıştırıldığı zaman, uzaya ve zamana yayılmıştı. unutulmaya yüz tutmuş 7 saat savaşı zamanındaki huron gölü ve günümüzün kutupları arasında. lastik bant gibi gerilmiş, titriyordu.

zaman karışmıştı. geçitin bir tarafından bakınca aperture science'ın yüzer havuzunu görebiliyorduk, combine güçleri güçleri kara, deniz ve havadan bize yaklaşıyordu. diğer tarafta ise kutup çöllerini görebiliyorduk, arkadaşlarımız durmadan hareket halindeki borealis'e ulaşmak için çabalıyorlardı. ayrıca başka dünyalardan, geçmişteki yada gelecekteki bir yerlerden görüntüler görüyorduk. alyx, combine'ın başka dünyaları, mesela bizim dünyamızı, işgal için kurduğu merkez üslerden birini gördüğümüzü düşünüyordu. bu arada, combine güçleriyle uzun bir savaş yaptık. durumumuzu anlamakta ve yapılması gerekeni belirleme konusunda zorlandık. borealis'in durumunu düzeltebilir miydik? arkadaşlarımızın onu incelemesine fırsat vermek için kutuplarda böyle karaya gömülü şekilde mi çalıştırmalıydık? yoksa içindeki herkes ile (biz dahil) birlikte yok mu etmeliydik. geminin içinden geçtiği garip ve paradokssal zaman dönüşlerini düşünürsek, sağlıklı düşünmek zordu. bu yarı hayalet gemi yarı kabus evi gibi gemide pek çok farklı versiyonumuzla gözgöze geldikçe delirmeye başladığımı düşünüyordum, hepimiz öyle düşünüyorduk.

geriye tek bir seçim kalıyordu. mossman ise normal olarak karşı çıktı. borealis'i kurtarmamız gerektiğini ve direniş üssüne götürmemiz gerektiğini düşünüyordu, böylece ekipteki dahiler onu inceleyebilir ve gücünü kontol altına alabilirlerdi. ama alyx babasına verdiği yemini, onu yok ederek onu gerçeğe dönüştereceğini hatırlattı. borealis'in, onu combine işgal merkezi üssüne doğru sürerken kendi kendisini yok etmesini sağlayacak bir plan yaptı. judith ve alyx tartıştılar. judith, alyx'in gücünün üstesinden geldi. bootstrap cihazını kapatmaya ve gemiyi buz üstüne çekmeye hazırladı. sonra bir silah sesi duydum, judith düştü. alyx bizim için kararı vermişti, yada onun silahı vermişti. dr. mossman'ın ölmesiyle, intihar görevine doğru gidiyorduk. umutsuzca, zamanda yol alan bir füze borealis'i silahlandırdık ve onu combine komuta merkezine çevirdik.

tam o anda, tekinsiz bir figürün, g-man şekliyle ortaya çıktığını söylesem şaşırmazsınız. bu sefer, bana değil, alyx'e görünmüştü. alyx, gizemli öğretmenini çocukluğundan beri görmemişti ama onu hemen tanıdı. "benimle gel, gitmemiz gereken yerler yapmamız gerekenler var" dedi g-man. alyx'de kabul etti. garip gri adamı borealis'in dışına, gerçekliğimizin dışına kadar takip etti. benim için güvenilir açık bir kapı yoktu. tek var olan alaycı bir gülüş ve şüphe idi. yalnız kalmıştım, silahlı araştırma gemisini combine dünyasının kalbine doğru sürüyordum. bir anda bir ışık parladı. göz alıcı dyson küresinin kozmik bir görüntüsü geldi. combine dünyasının büyüklüğü ve bizim savaşımızın nafileliği gözüme vurmuştu. her şeyi görüyordum. borealis, en etkili silahımızın etkisi, patladığında bir kibrit kadar olacaktı. benden geriye kalanlar ise çok daha azı.

hemen sonrasında, tahmin edebileceğiniz üzere, vortiguant'lar hemen perdelerini çektiler, daha önce yaptıkları gibi bana ulaştılar ve beni dışarı çıkardılar. patlamanın başladığını görmedim bile.

ve işte buradayız. buralara nasıl geldiğimi anlattım. bir zamanlar bildiğim yere dolambaçlı bir yoldan geldim ve buraların ne kadar değiştiğini görmek şaşırtıcı oldu. beni yada en son konuştuğumda ne dediğimi, yada tam olarak neyi hedeflediğimizi hatırlayan sadece birkaçınızın kalmasına yetecek kadar uzun zaman geçti. bu noktada, direniş kazanmış yada başarısız olmuş, benim katkım yok. eski arkadaşlarım susturuldu yada yarıyolda bırakıldı. araştırma ekibinin üyelerinin çoğunu tanımıyorum; ama isyan ruhunun var olduğunu düşünüyorum. yapılması gerekeni benden daha iyi bildiğinizi düşünüyorum ve kararı size bırakıyorum. benden bu konulara dair başka bir mesaj beklemeyin. bu benim son bölümüm.

sonsuzluktan sevgiler,

gordon freeman, ph.d.

Oyungezer çevirisi:
http://oyungezer.com.tr/haber/50651-half-life-2-episode-3-un-hikayesi-turkce-olarak-huzurlarinizda

Sevgili Oyuncu,

Umarım bu mektup eline ulaşır. “Gordon Freeman, nicedir senden haber alamamıştık!” diye şikâyet ettiğini şimdiden duyar gibiyim. Eh, eğer mazeretlerimi dinlemeyi kabul edersen elimde bir sürü var, en büyüğü de başka boyutlarda falan olmam ve sana normal yollarla ulaşamamam. On sekiz ay öncesine kadar durum bundan ibaretti, ta ki durumumda kritik bir değişiklik meydana gelene ve kendimi tekrar bu kıyılarda bulana kadar. O zamandan beri sıklıkla aradan geçen yılları, sessiz kaldığım o seneleri en iyi nasıl anlatabilirim diye düşünme imkânı buldum. Öncelikle beklettiğim için özür dilemekle başlamak istiyorum ve bunu aradan çıkardığımız göre hızlıca (yani kısaca, çabucak ve çok fazla detaya girmeden) önceki mektubumda (bundan böyle Episode 2 olarak anılacak) anlattığım olaylardan sonra başıma gelenleri anlatmaya başlayabilirim.

Öncelikle, bir önceki mektubumun son paragraflarından da hatırlayabileceğin üzere, Eli Vance’ın ölümü hepimizi sarsmıştı. Direnişçiler bu durumdan derinden etkilendi; planımızın ne kadarının ifşa olduğundan emin olamıyor, hatta planladığımız şekilde devam etmenin mantıklı olup olmadığına bile karar veremiyorduk. Ama yine de, Eli’yı toprağa verdikten sonra yeniden bir araya gelecek gücü ve cesareti bulduk. Eli’ın gözü pek, cesur kızı Alyx Vance’ın babasının arzusuna uygun olarak devam etmemiz gerektiğine dair inancıydı bizi ateşleyen. Eli’ın uzun süredir yardımcılığını yapan Dr. Judith Mossman’ın gönderdiği kuzey kutbu koordinatları elimizdeydi ve bunun kayıp araştırma gemisi Borealis’in yerini gösterdiğine inanıyorduk. Eli, Combine’ın eline geçmesine izin vermektense Borealis’in yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Ekibin kalanıysa aynı fikirde değildi, Borealis’in direnişi başarıya ulaştıracak sırrı barındırdığına inanıyorlardı. Öyle ya da böyle, gemiyi bulana kadar tartışmanın bir anlamı yoktu. O yüzden Dr. Vance’a karşı son görevimizi yerine getirdikten sonra Alyx ve ben bir helikoptere atladık ve kuzey kutbuna doğru yola çıktık; çoğunlukla askerlerden oluşan daha büyük bir destek ekibi de ayrı bir araçla bizi takip edecekti.



Hâlâ daha küçük helikopterimizin çakılmasına neden olan şeyin ne olduğundan emin değilim. Tipi altında o donmuş topraklardan geçerken harcadığımız saatleri de yalan yanlış, hayal meyal hatırlıyorum. Net bir şekilde hatırladığım ilk şey Dr. Mossman’ın vermiş olduğu koordinatlara, Borealis’i bulmamız gereken yere yaklaştığımızdı. Ama onun yerine üzerinde kötücül Combine teknolojisinin tüm izlerini taşıyan, son derece korunaklı bir tesisle karşılaştık. Etrafı geniş bir buzul araziyle çevriliydi. Borealis’in kendisindense bir iz yoktu… daha doğrusu ilk başlarda. Combine tesisine gizlice girdiğimizde kendini tekrar eden, kuzey ışıklarına benzeyen bir efekt fark ettik – sanki devasa bir hologram bir görünüp bir kayboluyordu. Başlarda bu tuhaf olayın Combine’ın kullandığı bir tür lens sisteminin sonucu olduğunu düşünsek de Alyx ve ben kısa süre içinde fark ettik ki gördüğümüz şey aslında araştırma gemisi Borealis’in ta kendisiydi; Combine cihazlarının tam ortasında ortaya çıkıyor, sonra tekrar kayboluyordu. Uzaylılar tesislerini gemiyi araştırmak ve cisimleştiği anda ele geçirmek için buraya kurmuşlardı. Dr. Mossman’ın bize yolladığı koordinatlar geminin yerini değil, tahmini varış noktasını gösteriyordu. Araç salınımlar eşliğinde bizim gerçekliğimize bir girip bir çıkıyor, nabız misali atan görüntüsü giderek bir düzene giriyordu fakat uzun süreliğine görünür olacağının, hatta ortaya çıkıp çıkmayacağının bile garantisi yoktu. Gemi fiziksel forma büründüğü anda içine girebileceğimiz bir konumda beklememiz gerektiğine karar verdik.

Bu noktada kısa süreliğine gözaltına alındık – ilk başta Combine tarafından yakalandığımızdan korkmuştuk ama eski düşmanımız, işbirlikçi ve ikiyüzlü Wallace Breen’in adamları tarafından ele geçirildiğimiz ortaya çıktı. Dr. Breen onu son gördüğümüzden beri oldukça değişmişti – yani, ölü değildi. Combine bir noktada adamın bilincinin eski bir versiyonunu kurtarmış ve fiziksel bedeni öldüğünde yedek kişiliğini devasa bir larvayı andıran bu biyolojik kopyaya yüklemişlerdi. BreenLarvası, Combine hiyerarşisinde göreceli olarak önemli bir güç mevkiinde bulunuyor olsa da gergin görünüyor ve özellikle de benden korkuyor gibiydi. Wallace önceki bedeninin, orijinal Dr. Breen’in nasıl öldüğünü bilmiyordu. Tek bildiği bundan benim sorumlu olduğumdu. Bu yüzden larva bize karşı ihtiyatlı davranıyordu. Yine de kısa bir süre sonra (zaten asla sessizliğini uzun süre koruyamazdı) kendisinin de Combine’ın bir esiri olduğunu itiraf etti. Bu grotesk hâlinden kesinlikle memnun değildi ve hayatını sona erdirmemiz için bize yalvardı. Alyx, Wallace Breen’in çabuk bir ölümü hak etmediğini düşünse de şahsen ben biraz acıma, biraz da merhamet hissediyordum. Yolumuza devam etmeden önce Alyx’e fark ettirmeden larvanın ölümünü hızlandırmak için bir şeyler yapmış olabilirim.



Dr. Breen tarafından alıkoyulduğumuz yerin pek de uzağında olmayan bir noktada Judith Mossman’ı bir Combine sorgu hücresinde bulduk. Tahmin edebileceğiniz gibi Judith ile Alyx’in arası oldukça gergindi. Alyx babasının ölümü için onu suçladı… Judith ise ilk kez duyduğu bu haber karşısında yıkıldı. Judith en baştan beri direnişe hizmet eden bir ikili ajan olduğuna, yalnızca Eli’ın kendisinden istediklerini yapmaya çalıştığına ve grubun diğer üyeleri, yani bizim tarafımızdan bir hain olarak görülme riski taşıdığını bilmesine rağmen buna devam ettiğine Alyx’i inandırmaya çalıştı. Ben tamamen ikna olmuştum; fakat Alyx için aynı şeyi söyleyemem. Ama duruma mantıklı açıdan bakacak olursak Dr. Mossman’a ihtiyacımız vardı; Borealis’in koordinatlarına ek olarak gemiyi tamamen kendi gerçeklik düzlemimize getirmek için gerekli olan rezonans anahtarlarına da sahipti.

Bir araştırma istasyonunu koruyan Combine askerleriyle çatışmaya girdik, ardından Dr. Mossman Borealis’e (kısa bir anlığına) bütünlük sağlayacak frekansları girdi. Elde ettiğimiz o kısıtlı zaman diliminde, sayısız Combine askeri ensemizdeyken apar topar gemiye bindik. Borealis çok kısa bir anlığına maddeleşmiş, sonra salınımlarına geri dönmüştü. Evrenler arasında sıçramaya başladığımız sırada bölgeye intikal eden ve Combine güçleriyle çatışmaya giren destek kuvvetlerimizin bize katılması için artık çok geçti.

Sonrasında yaşananları açıklamak daha da zor. Alyx Vance ve Dr. Mossman’la birlikte gemiyi kontrol eden şeyi aradık: güç kaynağını, kontrol odasını, seyir merkezini. Geminin karmaşık bir geçmişi olduğu ortaya çıktı. Yıllar önce, Combine işgali sırasında, eski bir bilim ekibinin üyeleri Michigan Gölü’nün altında yer alan Aperture Science Araştırma Üssü’nde kuru havuza alınmış bir geminin üstünde çalışıyorlarmış ve ona “Bootstrap Device” adını verdikleri bir cihaz monte etmişler. Planlandığı gibi çalıştığı takdirde tüm gemiyi kaplayacak büyüklükte bir alan oluşturması gerekiyormuş. Bu alan ise arzu edilen herhangi bir yere anında, aradaki mesafeyi katetmesine gerek kalmadan geçiş yapabilecekmiş. Bir giriş ya da çıkış portalına, herhangi bir cihaza gerek duyulmuyormuş; tamamen bağımsızmış. Maalesef cihazı test etme fırsatını hiçbir zaman bulamamışlar. Combine, Yedi Saat Savaşı sırasında Dünya’yı işgal ederken uzaylılar en önemli araştırma tesislerimizin çoğunu ele geçirmiş. Geminin düşmanlarımızın eline geçmesini istemeyen Borealis mürettebatı ümitsizce bir girişimde bulunarak alanı çalıştırmış ve onu hedef alabildikleri en uzak noktaya, Kuzey Kutbu’na göndermişler.

Fark etmedikleri husus, Bootstrap Device’ın zaman ve mekânda da yolculuk edebildiğiydi. Ayrıca herhangi bir zamana ya da konuma da bağlı değildi. Hem Borealis hem de aktifleştirildiği an Yedi Saat Savaşı zamanından kalma, unutulmaya yüz tutmuş Michigan Gölü ile günümüzün Kuzey Kutbu arasında, zaman ve mekânda gerilmişti; tıpkı lastik bir bant gibi uzamış, titreşiyordu. Ama bazı yerlerde sabit duran noktalarını bulabiliyordunuz, tıpkı titreşen bir gitar telinin üstündeki armonik noktalar gibi. Gemiye bindiğimiz yer bu armonik noktalardan biriydi ama tel zaman ve mekânda hem ileriye hem de geriye doğru uzanıyordu ve çok geçmeden her yöne çekilir olduk.



Zaman kafa karıştırıcı bir hâl aldı. Güverteden baktığımızda Aperture Science’ın kuru havuzlarını tam teleport anında, Combine güçleri karadan, denizden ve havadan yaklaştığı sırada görebiliyorduk. Aynı zamanda Kuzey Kutbu’nun ıssız topraklarını, değişken durumdaki Borealis’e ulaşmak için savaşan arkadaşlarımızı da görüyorduk. Ek olarak başka dünyalara, belki de geleceğe ya da geçmişe ait kısacık görüntüler geçip gidiyordu önümüzden. Alyx dakikalar geçtikçe Combine’ın diğer dünyaları işgal etmek için kullandığı merkezi toplanma bölgelerinden birini gördüğümüzden daha çok emin oldu – tıpkı bizim dünyamıza yaptıkları gibi. Bu sırada geminin içinde savaşıyor, Combine güçleri tarafından takip ediliyorduk. İçinde bulunduğumuz durumu anlamakta ve ne yapacağımıza karar vermekte güçlük çekiyorduk. Borealis’in rotasını değiştirebilir miydik? Gemiyi Kuzey Kutbu’nda karaya oturtarak akanlarımıza onun üstünde çalışma fırsatı sunmalı mıydık? Yoksa kendimiz de dâhil, içindeki herkesle birlikte havaya mı uçurmalıydık? Lâkin bir sabun köpüğü gibi içinden geçip gittiğimiz aldatıcı ve paradoksal zaman döngüleri yüzünden bir gerçekliğe tutunmak imkânsızdı. Binlerce farklı versiyonumuzla karşılaştıkça kendimi delirmiş gibi hissettim, diğerleri de öyle. Sanki kısmen bir hayalet gemide kısmense kâbusumsu bir panayırdaydık.

En nihayetinde her şey yapacağımız bir seçime dayanıyordu. Judith Mossman bizimle mantıklı bir şekilde tartışarak Borealis’i kurtarmamızı, onu direnişe teslim etmemizi ve zeki akranlarımızın gemiyi inceleyip gücünden faydalanabileceklerini söyledi. Ama Alyx bana babasının gemiyi yok etme arzusunu yerine getireceğine dair yemin ettiğini hatırlattı. Sonra da Borealis’i kendini yok edecek şekilde programladığımız ve onu Combine’ın işgal merkezinin tam ortasına sürdüğümüz bir plan yapıverdi. Judith ile Alyx tartışmaya başladı. Sonunda Judith onu kaba kuvvetle yere serdi ve gemiyi buzlara yanaştırmak için Bootstrap Device’ı kapatmaya koyuldu. Derken bir silah sesi duydum ve Judith yere yığıldı. Alyx hepimizin adına karar vermişti… ya da silahı verdi diyelim. Dr. Mossman ölünce Alyx ile birlikte intihar dalışının hazırlıklarına başladık. Bedbaht bir şekilde Borealis’i bir silaha, zaman yolculuğu yapabilen bir füzeye dönüştürdük ve yönünü Combine’ın komuta merkezine çevirdik.

Tam bu noktada, duyunca şaşırmayacağından adım gibi emin olduğum üzere o alaycı hilekârın, G-Man’in görünümde malum bir Şeytani Suret ortaya çıktı. İlk kez sadece bana değil, Alyx Vance’a da görünüyordu. Alyx gizemli devlet adamını çocukluğundan beri görmemişti ama onu hemen tanıdı. “Benimle gel, yapmamız gereken şeyler ve olmamız gereken yerler var,” dedi G-Man ve Alyx ona razı geldi. Mavi takım elbiseli, tuhaf adamı takip ederek Borealis’ten, bizim gerçekliğimizden ayrıldı. Benim içinse açık tutulan, elverişli bir kapı yoktu; sadece alaycı bir sırıtış ve bir yan bakış. Combine dünyasının ortasına doğru yol alan, silaha dönüştürülmüş bir gemide tek başıma kaldım. Muazzam bir ışık patlaması yaşandı. Işıl ışıl parlayan bir Dyson Küresi’nin kozmik görüntüsünü yakaladım göz ucuyla. Combine’ın engin gücünün büyüklüğünü, çabalarımızın beyhudeliğini kısa bir anlığına kavradım. Her şeyi görüyordum. Bilhassa da Borealis’in, en güçlü silahımızın onlara cızırdayan bir kibrit çöpünden daha fazla zarar vermeyeceğini… Benden geriye o kadarcık bir parça bile kalmayacaktı.



Tam o sırada, mutlaka senin de öngördüğün gibi, Vortigauntlar kendi kareli gerçeklik perdelerini ayırdılar, daha önce yaptıkları gibi bana uzandılar ve beni dışarı çıkarıp bir kenara çektiler. Havai fişek gösterisinin başladığını ucu ucuna görebildim.

Ve işte buradayız. Bu sahile dönüşümden bahsediyoruz. Bu toprakları tanımama rağmen oldukça dolambaçlı bir yol oldu ve arazinin ne kadar değiştiğini görmek beni şaşırttı. Aradan o kadar uzun bir zaman geçti ki kim olduğumu, en son konuştuğumda neden bahsettiğimi ya da başarmaya çalıştığımız şeyi hatırlayan çok az kişi kaldı geriye. Bu noktada, direniş benim bir katkım olmaksızın ya başarılı olacak ya da başarısız. Eski dostlarım susturuldu veya başarısız oldu. Artık araştırma ekibinin büyük bir kısmını tanımıyorum ama direniş ruhunun devam ettiğine inanıyorum. İzlenilmesi gereken yolu benden daha iyi bildiğinizi umuyorum ve bunu size bırakıyorum. Benden bu konularla ilgili daha fazla mektup almayı beklemeyin; bu benim son episodum.

Sonsuz bir katiyetle dostun olan,

Dr. Gordon Freeman
 
Son düzenleme:
Az önce incelediğim Half Life Alyx in finali ile beraber hayata geçirilmeyen Episode 3 senaryosu devreden tamamen çıkmış oldu. Valve ilerde seriyi devam ettirecekse buradan kısmı parçalar kullanabilir ama bir bir takip edemez artık bu scripti. Ekleme gereği duydum
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık