Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Çizgi Roman Sohbet, Soru, Haber ve Tartışma

Marvel veya DC için yazılmış tüm eserleri okumak çok zor denilir, merak ediyorum sen % kaçını okumuşsundur?
Buna basitçe imkansız diyebiliriz sanırım. Marvel'dan her ay 50 civarı çizgi roman çıkıyor. Benim en manyakça takip ettiğim dönemde bile aylık serilerden düzenli olarak 30 civarı okuyordum, birkaç da tek sayılık araya girse 35 falan yapar. 1961'den itibaren 60 yıl oldu, 50*12'den senelik 600, 60 yılda da 36 bin çizgi roman çıkmıştır gibi bir tahmin yapabiliriz. Marvel Unlimited servisinde şu anda 28 bin çizgi roman ekliymiş, 15 bin civarındayken Unlimited'da bulamadığım çizgi romanlara denk geliyordum. Şimdi neredeyse hiç olmuyor, demek ki büyük bölümü sisteme eklenmiş diyebiliriz. O yüzden 36 bin tahmini gerçek sayıya yakındır diye düşünüyorum. Bu arada Marvel Fandom sayfasında 53 bin çizgi roman tanımlı ama orada yeniden basımlar, toplamalar falan da var. Birazı da bugün bildiğimiz anlamıyla Marvel olarak görmeyeceğimiz 1961 öncesinden çizgi romanlar.

Ben 7 bin civarı Marvel okudum, yani tamamının %20'si eder. Bu noktadayken Türkiye'de internette kendi seviyeme yakın okumuş, bilgilerinden iyi kötü tatmin olabileceğim bir içerik üreticisiyle falan karşılaşamıyorum. Yabancı forumlarda 50-60 yaşında Amerikan dayılar oluyor, bunlar çocukluklarından beri yani 40-50 yıldır Marvel okuyan insanlar. Bunların içinden ömrü boyunca en sadık kalan ve düzenli olarak çok seri takip edenler toplam sayının %50'sine falan ulaşmış olabilirler. Tabii Marvel'ın her dönemini sevip ömür boyunca hiç kopmamak ne kadar mümkün bilmiyorum, bu dayıların çoğu 20 yıldır çok az okuyup Marvel bozdu falan diyorlar çünkü :D
 
@Solid Snake merak ettiğim bir şey var.


Şimdi seni tanıdığım kadarıyla Marvel çizgiromanlarını daha çok seviyor ve üzerinde eğiliyorsun. Açıkçaso benim de Marvel evreni daha fazla hoşuma gidiyor. Sebebi karakterleri ve dönen olayları daha ilgi çekici bulmam DC'ye kıyasla. Ama benim çizgiroman konusunda senin kadar birikimim yok, yüzeysel sadece :D. Dolayısıyla neden Marvel'ı daha fazla tercih ettiğini ve hangi yönlerini daha çok sevdiğini senden duymak isterim.
 
@Solid Snake merak ettiğim bir şey var.


Şimdi seni tanıdığım kadarıyla Marvel çizgiromanlarını daha çok seviyor ve üzerinde eğiliyorsun. Açıkçaso benim de Marvel evreni daha fazla hoşuma gidiyor. Sebebi karakterleri ve dönen olayları daha ilgi çekici bulmam DC'ye kıyasla. Ama benim çizgiroman konusunda senin kadar birikimim yok, yüzeysel sadece :D. Dolayısıyla neden Marvel'ı daha fazla tercih ettiğini ve hangi yönlerini daha çok sevdiğini senden duymak isterim.
Benimki de seninkiyle aynı sebepten aslında. Kişisel tercih, karakterler ve evren daha çok ilgimi çektiği için. Ama biraz daha detaylı bir karşılaştırma istersen şu mesajı okuyabilirsin:
Bu başlığın tartışıldığı zamanlar forumu aktif olarak takip etmediğim dönemlere denk gelmiş sanırım, ilk defa geçen günlerde gördüm ve hazır One Piece ara vermişken belki yeniden konuşulur diye hortlatmak ve kendi görüşlerimi yazmak istedim. Kafama göre gideceğimden biraz uzun bir mesaj olabilir ama konuyla ilgilenen kişiler için bilgilendirici olacağını düşünüyorum. Türkiye'de bu alanda uzman çok fazla kişi yok zaten, sinema filmlerinin popülaritesinden faydalanmak için sağdan soldan okuduğu trivia bilgilerini satan geek kanalların furyası da bitti sanırım. Yazılı içerik olarak benim de zamanında birkaç yazımı yayınladığım AltEvren sitesi var, Berk Uralcan yıllar içinde orayı zengin bir Türkçe kaynak haline getirdi. Orayı kesinlikle tavsiye ederim.

Öncelikle bu meşhur "DC daha karanlık" muhabbetine bir değineyim. Sinema dünyasında Nolan'ın kahramanları gerçeğe yakınlaştıran bir bakış açısıyla çektiği Batman filmleri hem parasal hem de eleştirel anlamda büyük başarı yakalayınca DC'nin bu tarzda filmler yapmasına yönelik bir beklenti oluştu. Sinematik evren projesinin başını çeken Zack Snyder da hikayelerini karanlık tonlarda anlatmayı seven bir yönetmen olduğu için Nolan üçlemesinin devamında gelen DC filmleri de bu vizyonla devam etti. Gelgelelim çizgi romanlarda bu tema hiçbir zaman ne Marvel'da ne de DC'de hakim bir konumda olmadı. Yani Marvel ve DC arasında bu şekilde bir tematik fark çizmek büyük hata olur. Şöyle düşünelim, çizgi roman sektörü günümüzde niş bir sektör, ABD özelinde bakacak olursak senelik gelirleri sinema sektörünün 20'de 1'i kadar falan. Ama Marvel ve DC bu sektör içinde olabildiğince geniş kitleleri hedeflemyi amaçlayan iki lider, bu yüzden elbette birbirlerine bakıp ne tutuyorsa onu yapmaya meyilliler ve bunun sonucu olarak tarzları birbirine epeyce benzemiş iki şirket. Aradaki nüanslar normalde uzaktan bakan gözlerin göremeyeceği düzeyde yani, buna rağmen çeşitli yargıların oluşması televizyon ve sinema alanındaki işlerin etkisiyle gerçekleşiyor.

Süper kahraman türünün köklerine bakarsak bu türün yaratıldığı ve de Amerikan kültürüne en çok etki ettiği dönemdeki lider tartışmasız DC Comics. "Süper kahraman" kavramının kökeni incelenebilir ve bu tartışma Gılgamış'a ya da Herkül'e kadar götürülebilir ama meseleyi fazla bulandırmadan, ayakları yere basan bir şekilde baktığımızda ilk süper kahramanın Superman olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz, o medyumda kendisinden önceki yakın tarihte bu sıfat için başka bir ciddi aday yok. 1938 yılında yaratılan Superman çizgi romanları kültürel anlamda da ABD'yi öyle bir etkiledi ki bilhassa İkinci Dünya Savaşı yıllarında çizgi roman okurluğu çok yüksek oranlara çıktı. Televizyonun ABD'de 1950'li yıllarda büyük yaygınlık kazanmaya başladığını düşünürsek savaş zamanında görsel bir medyum ve eğlence aracı olarak çizgi romanın yerini bugünküyle kıyaslamak mümkün değil. Superman o zamanlar ayda iki kere çıkıyordu ve her bir sayısı 1 milyon civarında satıyordu. Haliyle kısa sürede pek çok kopyası da türedi ve bunlar arasından da başarılı olanlar oldu, örneğin Captain America ve Captain Marvel (Shazam olan). Tabii bunların güzel bir propaganda ve moral işlevi de vardı, ABD savaşa katıldıktan sonra cephelere askerler okusun diye her ay 35 bin adet Superman çizgi romanı gönderiliyormuş örneğin. Günümüzde çıkan Superman sayılarının toplam fiziksel satışları anca bu civarlarda.

Savaş bittikten sonraysa süper kahramanlar artık görevlerini tamamlamış oldu diyebiliriz. 40'lı yılların sonuna doğru satışları hızla düştü ve pek çok süper kahraman çizgi romanı artık basılmamaya başlandı. Çizgi roman satışları da bir daha hiçbir zaman o döneme yaklaşamadı. Bu dönemde her anlamda öne çıkan şirket açık bir şekilde DC Comics. Bu Altın Çağ'ı takip eden 10 yıllık süreçte yayın hayatına devam edebilen en önemli süper kahramanlar da yine DC'nin Batman'i, Superman'i ve Wonder Woman'ı. Ama bu yıllarda hakim türler romance ve canavar/korku hikayeleri.

Daha sonrasında 1956 yılında süper kahraman türünün ikinci doğuşu diyebileceğimiz Gümüş Çağ da DC'nin Flash'tan başlayarak çeşitli serilerini tekrar diriltmesiyle başlıyor. Bunlar zamanla yine iyi kötü bir okur kitlesi tutturunca sene 1961'de Marvel'ın sahibi Martin Goodman bu alanda tekrar bir fırsat doğduğunu görüyor ve editörü Stan Lee'ye Justice League'e benzer bir süper kahraman ekibi serisi çıkarmasını söylüyor. İşte Amerikan çizgi romanındaki ve Marvel vs DC rekabetindeki dönüm noktası burada gerçekleşiyor. Stan Lee'nin çizer arkadaşı Jack Kirby'yle beraber yarattığı Fantastic Four, hemen ilk sayılarından büyük beğeni topluyor ve Marvel'dan gelecek pek çok yeni süper kahraman serisinin önünü açıyor. Marvel'ın bu serileri daha önceki çizgi roman anlayışıyla değil Stan Lee'nin farklı bir vizyonuyla çıkıyor. Öncelikle anlatım tarzı çocuklara hitap edebillmeye devam etse de DC'ninkiler kadar küçük yaşa yönelik ve cheesy değil, karakterler daha kusurlu ve bağ kurulabilir özelliklere sahipler, olay örgüleri ve devamlılık ilk kez önemsenmeye başlanıyor, diyaloglara titizlikle yaklaşılıyor vs vs. Şimdi bugün Fantastic Four'un ilk sayılarını açıp okusanız "bu mu basit olmayan?" gibi bir tepki verebilirsiniz ama DC'nin o dönemki çizgi romanlarıyla karşılaştırarak bakmak lazım. Stan Lee ve Jack Kirby dönemi Fantastic Four'un neden böyle önemli ve değerli olduğuna dair Kayıp Rıhtım'da uzun bir yazı yazmıştım, daha detaylı bakmak için o yazıyı okuyabilirsiniz şuradan: Stan Lee ve Jack Kirby’den Fantastic Four: Marvel Büyüsü!

Burada yazıda da bahsettiğim ve kişisel olarak çok önemli olduğunu düşündüğüm bir noktaya ayrı bir parantez açmak istiyorum. O dönemki Marvel ofisindeki çalışma pratikleri sebebiyle Stan Lee'nin yazar olarak credit aldığı çizgi romanlarda ne kadar fazla yazarlık görevinin altını doldurduğu tartışmalı bir konu. Bunu detaylandırsam upuzun bir mesaj daha çıkar o yüzden fazla girmeyeceğim. Kısaca, kendisi işleri hızlı yürütmek adına nizami script'ler hazırlamadığından ve işlemek istediği konuyu çizerlere kısaca özet geçerek aktardığından esasında çizgi romanlardaki hikaye yükü de büyük oranda çizerlere ait. Yine de kendisinin üstlendiği bilinen önemli bir görev var: sayı görsel olarak hazırlandırdıktan sonra metin kısımlarını doldurmak, yani ne anlatıldığı belli olsa da balon içi diyalogları falan son olarak Stan Lee dolduruyor. İşte Stan Lee'nin bu diyalog yazma işçiliğini fazla öne çıkmayan ama Marvel'ın başarısında önemli bir sebep olarak görüyorum ben. Kendisi karakterlerine hep birbirinden farklı bir konuşma ve davranış tarzı yansıtmaya çabalıyor, yani her bir karakterin kendi sesi oluyor. Bu da kendi hayran kitlesine sahip çok sayıda karakterin olmasını sağladığı gibi anlatılan iyi hikayelerle birleşince Marvel kahramanlarının daha sonraki yıllardaki temellerini sağlam tutan önemli bir olay. Bugün çizgi roman anlatıcılığında pek çok şey değişmiş olsa da Marvel kahramanlarına baktığınızda 60'lı yıllarda ilk ortaya çıktıkları hallerinden çok fazla uzaklaşmadıklarını görebilirsiniz, pek çoğu temellerini koruyor yani. Öte yandan örneğin Superman ve Batman gerek çizgi roman medyumundaki değişimin etkisiyle gerekse de radyo, sinema ve televizyon medyumlarındaki uyarlamalarının yansıması olarak pek çok kez yeniden tanımlanmış karakterlerdir, 80 yıllık tarihleri içinde birbirlerine çok yabancı Batman ve Superman'ler görebilirsiniz.

Bunlarla çizer Jack Kirby'nin türde standart belirleyen aksiyon çizimlerini birleştirince Marvel 1961 yılından başlayarak kalite anlamında DC ile arayı açmaya başlıyor. Spider-man, Iron Man, Thor, Daredevil ve X-Men gibi birçok karakter/ekip 3-4 yıllık kısa bir süreçte yaratılıyor. Bu çizgi romanlar 60'lar üniversite kuşağında da iyi bir popülarite yakalayınca hızlı bir yükselişle birkaç yıl içinde Marvel tarihinde ilk kez DC'den daha fazla satmaya başlıyor ve sektörün lideri olma konumuna yerleşiyor. DC'nin hala çok önemli kahramanları olsa da DC bu yıllarda eleştirel anlamda öyle geride kalıyor ki Marvel çizgi romanlarını çok severek okuyan ve o tarzı kopyalamaya çalışan 14 yaşında bir çocuk 1965'te DC'de yazmaya başlayınca yazdığı seriler şirketin beğenilen işleri arasında anılıyor. Bu çocuğun adı Jim Shooter ve Stan Lee'den sonra DC'ye ikinci büyük bozgununu yaşatan isim.

Stan Lee 70'li yılların başlarında editörlük görevini bıraktıktan sonra Roy Thomas, Gerry Conway ve Len Wein gibi Marvel'ın yazar kadrosundan çeşitli isimler bu görevi birer ikişer yıllığına üstleniyorlar ama uzun süreli bir istikrar yakalayan olmuyor. Bu isimlerin ardından Marvel'a geçen wonderkid Jim Shooter 1978 yılında editörlüğü alıyor ve 1987 yılına kadar sürdürüyor. İşte bu 10 yıllık süreç benim için ve pek çok sıkı çizgi roman okuru için Marvel'ın zirve yaptığı dönem. Bu yıllar arasında Marvel'dan çıkmış herhangi bir çizgi romanı açıp okuyabilirsiniz, kötü çıkma ihtimali çok düşüktür. Her biri çizgi roman dünyasının süperstarı diyebileceğimiz John Byrne, Chris Claremont, Walter Simonson, Frank Miller ve Roger Stern gibi isimler bu yıllarda Marvel'da harika seriler ortaya koydular. Amazing Spider-man, Fantastic Four, Avengers, Thor, Daredevil, aklınıza gelebilecek serilerin pek çoğu zirve dönemlerini bu yıllarda yaşamışlardır. Bu iş elbette satışlara da yansıdı ve Marvel DC'yi katlayıp satış başarısında da en ezici üstünlüğünü bu yıllarda gerçekleştirdi. Amerikan kültüründeki iyi çizgi roman kavramının Marvel'la özdeşleşmesini iyice pekiştirmiş oldu.

Bu zirve dönem sonrasında DC'nin artı hanesine yazabilecek bir akım var, ona da değineyim. Bu olaya British Invasion deniyor yani ortalığı İngilizlerin basması. Nasıl 60'larda müzik sektöründe gerçekleştiyse 80'lerin sonu ve 90'larda Amerikan çizgi roman sektörüne pek çok başarılı İngiliz yazar giriyor ve bugün de popülaritesini koruyan önemli işler çıkarıyorlar. Bu yazarlardan başlıcaları Alan Moore, Grant Morrison, Neil Gaiman, Peter Milligan ve Warren Ellis. Bu isimlerin de yolu genelde DC Comics'ten geçiyor, yeni soluk getiren başarılı işlerin artmaya başlamasıyla DC bu isimleri yetişkin okur kitlesiyle buluşturmak için o bildiğimiz meşhur Vertigo alt markasını kuruyor.

Belli bir yerden sonra DC ve Marvel arasındaki creative talent geçirgenliği epey arttı. John Byrne, George Perez ve Frank Miller gibi bazı önemli isimler Marvel'dan DC'ye geçtiler. Zaten o zamandan bugüne geçen 30 yılda da yıldızı parlayan önemli çizgi roman sanatçılarının pek çoğu hem Marvel'a hem de DC'ye iş yapmıştır, ofislerin çalışma pratikleri ve disiplinleri arasında da pek bir fark kalmayınca Marvel ve DC'den birinin diğerinden daha iyi çizgi romanlar çıkardığını iddia etmek zor. Marvel satışlarda sektör lideri olmaya çoğu zaman devam ediyor ama DC'nin de New 52'nun ilk yılı gibi satışlarda öne geçtiği kısa dönemler oluyor.

Yani genel olarak "Kim daha iyi çizgi roman yapıyor?" diye sorulduğunda durumlar üç aşağı beş yukarı böyle. Bu da tahminimden de uzun oldu, kim okuyacak bilmiyorum.

@Solid Snake bir soru da ben soracağım :D Aylık çıkan çizgi romanlar ne zaman marvel unlimited’a ekleniyor ?
Uzun süredir 6 ay sonra ekleniyordu, birkaç ay önce bunu 3 aya çektiler. Ben korsan olarak okuyorum tabii genelde. 2 ay önce iptal edene kadar 5-6 yıldır Marvel Unlimited'a aboneydim ama korsan çizgi romanları bazı okuma uygulamaları üzerinden okumak çok daha kullanışlı geliyor işin gerçeği. Vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümden Marvel Unlimited aboneliğimi devam ettiriyordum ama dolar kuru sebebiyle son zamanlarda iyice yük gibi gelmeye başlamıştı. Artık senenin bazı aylarında aylık abonelik yaparım. Bu arada Apple cihazınız varsa App Store üzerinden fiyatı aylık 35 lira, kendi sitesinden alırsanız 10 dolar olması lazım. App Store'da biraz yerel fiyatlandırma var yani. Çizgi roman okuma yöntemleriyle ilgili şu mesajıma da bakabilirsin:
Arşivimdeki çizgi romanları okumak için Windows'ta CDisplayEx, Android'de Astonishing Comic Reader, iPad'de Comic Book Viewer kullanıyorum. Comic Book Viewer, iPhone'da nasıl çalışıyordur fikrim yok.

Arşivimde olmayanlara gelince ücretli olarak Marvel Unlimited aboneliğim var ama iPad'de fena olmasa da Comic Book Viewer kadar beğenmiyorum. Telefonda ve bilhassa web sitesinde ise berbat çalışıyor. Ayrıca Android için Google Play'de olmayıp Github'dan edinebileceğiniz Tachiyomi adında bir open source uygulama var. Bu uygulamada herhangi bir içerik host edilmiyor ama çeşitli manga ve çizgi roman okuma sitesindeki içerikleri eklenti olarak ekleyip Tachiyomi'nin kendi özelleştirilebilir ve kullanışlı okuyucusunda okuyabiliyorsunuz. Bu da manga ve çizgi romanları indirmeden okuyabilmek için epey iyi bir alternatif. iOS'ta yok diye biliyorum.
 
Uzun Seri/Belirli bir yazarın run ı

The Authority Warren Ellis run
Animal Man Morrison run
Planetary Warren Ellis
Justice League International/Europe/America Keith Giffen run
Moon Knight Lemire run
Saga Brian K. Vaughan
The Walking Dead (ama sayı 167 ye kadar) Robert Kirkman
Silver Surfer Dan Slott run (Hiç sevmem Spider man yazarlığından dolayı. Fakat bu seri beni hem güldürdü hem ağlattı)
Uncanny X Force Rick Remender run
Fantastic Four / Future Foundation Jonathan Hickman run (Bana Reed ve Valeria Richards ı sevdiren adam)
Hitman Garth Ennis
Kill or be Killed Ed Brubaker
Aquaman Geoff Johns run


Mini / Maxi seri /Event

Watchman Alan Moore
Batman Year Two Mike Barr
Formerly known as the Justice League Keith Giffen
Vision Tom King
Wonder Woman Dead Earth Daniel Warren Johnson
Secret Wars Jonathan Hickman
Siege Bendis (Bunun da son dönem yazarlığını hiç sevmem. Eventin sonu da baya abartılı ama aksiyonu güzel)
Siege Battleworld Kieron Gillen (Hickman Reis babalar gibi GoT tan konsept araklıyorsa ( : D ) miss gibi bir duvar hikayesi yazılmalı değil mi?)


Tek Sayı ile işi bitirenler

Batman Annual (2016-) #2 Tom King (Bu one shot tan sonra iki yıl Batman okumaya ara verdim. Tom King in o dönem devam eden serisini bile yarım bıraktım. Bana yetti bu bölüm.)
For the Man Who Has Everything Alan Moore (Öldük baba öldük yapma)




Son yılların devam eden en iyileri

Immortal Hulk Al Ewing
Ice Cream Man Maxwell Prince
Venom Donny Cates
Thor Donny Cates
X- Men Jonathan Hickman





Beni ayar eden vasat altı eventler

Identity Crisis (Yalan yok bunun Flash, Bumerang, Tim Drake etrafında gelişen kısmı baya iyi. Ama JL International/Europe dönemlerini okuyanlar için bazı karakterlerin başına gelen şeyler aşırı tat kaçırıyor , aynı şey Infinite Crisis içinde geçerli)
Axis (Marvel dan çıkan en kötü event. Rick Remender gibi bir yazara bu kadar aptal bir konsepti itelemeleri acayip ayıp olmuş.)
Civil War II (Bendis in son kazığı)






Aklıma gelince ekleme yaparım
 
Beni ayar eden vasat altı eventler

Identity Crisis (Yalan yok bunun Flash, Bumerang, Tim Drake etrafında gelişen kısmı baya iyi. Ama JL International/Europe dönemlerini okuyanlar için bazı karakterlerin başına gelen şeyler aşırı tat kaçırıyor , aynı şey Infinite Crisis içinde geçerli)
Neden öyle dediniz? Bir çok şey bayağı rahatsız ediciydi ama her şeyi değil istediğini duyan Superman ve her şeyi değil istediğini bilen(?) Batman muhabbeti de bayağı hoşuma gitmişti. DC ile ilk tanıştığım zamanlar okuduğum için bana über bir şey gibi gelmiştir belki, bilemiycem. :(
 
Uzun Seri/Belirli bir yazarın run ı

The Authority Warren Ellis run
Animal Man Morrison run
Planetary Warren Ellis
Justice League International/Europe/America Keith Giffen run
Moon Knight Lemire run
Saga Brian K. Vaughan
The Walking Dead (ama sayı 167 ye kadar) Robert Kirkman
Silver Surfer Dan Slott run (Hiç sevmem Spider man yazarlığından dolayı. Fakat bu seri beni hem güldürdü hem ağlattı)
Uncanny X Force Rick Remender run
Fantastic Four / Future Foundation Jonathan Hickman run (Bana Reed ve Valeria Richards ı sevdiren adam)
Hitman Garth Ennis
Kill or be Killed Ed Brubaker
Aquaman Geoff Johns run


Mini / Maxi seri /Event

Watchman Alan Moore
Batman Year Two Mike Barr
Formerly known as the Justice League Keith Giffen
Vision Tom King
Wonder Woman Dead Earth Daniel Warren Johnson
Secret Wars Jonathan Hickman
Siege Bendis (Bunun da son dönem yazarlığını hiç sevmem. Eventin sonu da baya abartılı ama aksiyonu güzel)
Siege Battleworld Kieron Gillen (Hickman Reis babalar gibi GoT tan konsept araklıyorsa ( : D ) miss gibi bir duvar hikayesi yazılmalı değil mi?)


Tek Sayı ile işi bitirenler

Batman Annual (2016-) #2 Tom King (Bu one shot tan sonra iki yıl Batman okumaya ara verdim. Tom King in o dönem devam eden serisini bile yarım bıraktım. Bana yetti bu bölüm.)
For the Man Who Has Everything Alan Moore (Öldük baba öldük yapma)




Son yılların devam eden en iyileri

Immortal Hulk Al Ewing
Ice Cream Man Maxwell Prince
Venom Donny Cates
Thor Donny Cates
X- Men Jonathan Hickman





Beni ayar eden vasat altı eventler

Identity Crisis (Yalan yok bunun Flash, Bumerang, Tim Drake etrafında gelişen kısmı baya iyi. Ama JL International/Europe dönemlerini okuyanlar için bazı karakterlerin başına gelen şeyler aşırı tat kaçırıyor , aynı şey Infinite Crisis içinde geçerli)
Axis (Marvel dan çıkan en kötü event. Rick Remender gibi bir yazara bu kadar aptal bir konsepti itelemeleri acayip ayıp olmuş.)
Civil War II (Bendis in son kazığı)






Aklıma gelince ekleme yaparım
Çok iyi seçimler. Buradaki Marvel serilerine artı bir de benden. Cates'in Thor'uyla Hickman'ın X-Men'inin biraz zamanı var gerçi, henüz ikisinden de yeterince etkilenmedim. Ama Cates'in şu an işlediği öykü epey yüksek gidiyor. Biraz Shooter dönemi (1978-87 arası) Marvel işlerine de bakmanı tavsiye ederim ama :D Bir de Siege Battleworld'le ilgili Reis Thing'in duvar olduğu bunda mı yoksa ana seride mi ortaya çıkıyordu?
Marvel dışı liste yapsam Saga, Planetary, Animal Man (Morrison), Watchmen'i ben de alırım kesinlikle, gerçi benim takdirime kalmış eserler değiller zaten :D

Bu arada Axis çıktığında tüm zamanların en kötü event'i olduğuna çok emin bir şekilde anlatıyordum ama sonra Civil War II gelince epey arada bıraktı. Hatta Civil War II daha kötü galiba ya.
 
Neden öyle dediniz. Bir çok şey bayağı rahatsız ediciydi ama her şeyi değil istediğini duyan Superman ve her şeyi değil istediğini bilen(?) Batman muhabbeti de bayağı hoşuma gitmişti. DC ile ilk tanıştığım zamanlar okuduğum için bana über bir şey gibi gelmiştir belki, bilemiycem. :(

Identity Crisis, 52, Infinite Crisis spoilerı içerir

Sue Dibny nin tecavüze uğrayıp öldürülmesiyle başlayan bir süreç olduğu için baya keyfim kaçmıştı Identity Crisis in ilk bölümünde. O süreç Ralph Dibny nin (Elongated Man) başka bir seride (52) kendi evlilik yüzüğünün kalbine fırlatılması suretiyle öldürülmesi ve Ted Kord un (Blue Beetle) Infinite Crisis öncesi Countdown to Infinite Crisis one shot ında başından vurulmasına kadar gitti.

Flash ( Wally West), Power Girl, Booster Gold, Blue Beetle, Fire, Ice, Elongated Man, Sue, Doctor Light (Kimiyo Hoshi), Rocket Red bunlar 1986 - 1996 arası döneminin Justice League Serilerinin insanı eğlendiren, mutlu eden karakterleriydi. Keith Giffen kendi çapında sevimlilikler yapıyordu.
Sonrasındaki Grant Morrison JLA serisinde tabi B ve C list karakterler geriye atıldı tekrar ana yedili olsun birde yan destek ekibi olsun konseptine geçti Morrison . Haklıdır o da kendi dönemini yazdı. Zaten o karakter harcamadı.

Ama ne olduysa 2004 - 2005 lere bir geldik. Editörler yazarlar seri katile döndü. Her dergi Batman e döndü. Yan karakterlerin yarısını öldürdüler. Wally West in bazı aile üyelerini bile kurban koltuğuna oturttular. Pozitif bir şey bırakmadı herifler. Ya tamam ölen ölsün zaten geri geliyor ama herkes Batman, Superman değil. Onlar ölünce 1 sene olmadan dönüyor bir şekilde. B list, C list karakterler 6 - 8 yıl gözükmüyor bazen. Dc nin ruhunun bir kısmı B list karakterlerden geliyor.
Kasıtlı yapıyor birde hergeleler. Sub Dibny ye tacavüz eden lavuk diğer Dr Light (Arhur Light). Kimiyo Hoshi eski Justice Leagelerdeki Dr. Light tı Sue nun takım arkadaşıydı. Orda okuyucuya mesaj veriyolar akılları sıra '' Bak o dönemleri kapattık artık ponçik Dr Light lar yok böyleleri var''

Daha say say bitmez Roy Harper ın başına gelenler falanlar filanlar. Dan Didio nun Nightwing nefreti var. Var oğlu var.


Bunlar dışında iyi aslında Identity Crisis, 52, Infinite Crisis, Final Crisis. İçlerinde iyi hikayeler var. Ama nefret/merak unsuru ekliyorlar. Bir sonraki sayıda kime ne olacak ? Böyle böyle yediler evrenin başını Crisis on İnfinite Earth sonrası evren 1985-2011 26 yıl sürdü. Sıfırladılar New 52 diye geçtiler . Herkes döndü işte

Olan bizim o yıllarda kaçan keyfimize oldu :D
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık