Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Türküler ve Türkü Paylaşım Platformu

Sitelerde dolaşırken bir türkünün hikâyesini gördüm, ben de tırnak içinde alıntılayarak paylaşayım.


Hikâyesi:
"Muş'ta karşılıklı Alevi ve Sünni iki köy varmış. Zeynep adında ki kız Sünni olan diğer köyde ki bir oğlana aşık olur. Tabii ki oğlanın da gönlü boş değilmiş.

Oğlan bir gün ailesine durumu açar ve istemeye gidelim diye söyler. Fakat ailesi "oğlum bize kızını vermezler buna ümit bağlama" derler. Fakat gönül ferman dinler mi? Yola koyulmuşlar kızı istemek için.

İsteme faslına geçince kızın ailesi "biz ancak aleviye kız veririz" diye cevap alınca bu işin olmayacağını anlarlar ve geri dönerler. Birkaç hafta sonra Zeyneb'in köyünden bir davul sesi duyulmaya başlar. Oğlan sorup soruşturunca gerçeği öğrenir. Bu davul sesi Zeyneb'in düğününden gelmekte. Kızı başkasıyla evlendirmişlerdir.Oğlan ise bu acı olay karşısında şu sözleri söylemeye başlar

Karşı köyden davul sesi geliyor
Davul sesi yüreğimi deliyor
Baba vallah Zeynep gelin oluyor
Ben Zeynep'siz dünya malı neylerim
Zeynebimi başkasına vermeyin
Anasına halayıklar gönderin
Zeynebi almadan geri dönmeyin
Ben Zeynep'siz dünya malı neylerim"

Halk ozanlarından Seyfettin Sucu da yukarıdaki bu dizeleri derleyerek türküsünü yapar, yukarıda paylaştım.


Kaynak: KızlarSoruyor
 

Merda Güven'in doktora tezinden hareketle bu türkünün hikâyesini alıntılamak istiyorum:

"Bir yiğit sevdiğini alamazsa, diri diri kara toprağa girer, derler. Sevdiğine kavuşamayan yiğit, sevdalısına başkalarının sarılmasına dayanamaz, kara toprağa sarılmalara kadar götürür işi.

Çok eski zamanlarda insanların sevdiklerine kavuşmaları pek mümkün değilmiş. Çünkü o zamanlar, özellikle kızların fikirleri pek sorulmazmış. Baba, onu kime vermek isterse, kız da o kişiyle evlenmek zorunda kalırmış. Oğlanlar da ailesinin sözünden pek çıkmazlarmış. Zaten o zamanlar insanların ailelerine ve aşiretlerine, hem ekonomik hem de gelenek bağlılığı çok fazlaymış. Durum böyle olunca da, isteyen istediğiyle kolay kolay evlenemezmiş. Hele bir de kan davası, düşmanlık, tarla, bağ, bahçe davası ve başlık parası işin içine girince, sevenlerin kavuşması mahşere kalırmış... İşte başlık parası yüzünden gurbete para kazanmaya giden bir yiğidin sevda öyküsü, bu türkünün yıllarca söylenmesine sebep olmuş. Yozgat'ta evlilik çağına gelmiş bir delikanlıyla, nazlı bir kız, birbirlerine sevdalanmış. Kız oğlanı, oğlan da kızı sevmiş. Birbirleriyle evlenmek için de gizlice kavilleşmişler. Fırsat buldukça, birbirlerine haber gönderir, ara sıra gizlice buluşur olmuşlar. Oğlan bir gün dünürcü gönderip kızı istetmiş. Kızın babası yüklü bir başlık parası karşılığında evlenmelerine razı olmuş. Yapık yüzük koyup (takıp) söz kesmişler. Kızın babası, "Ne zaman başlık parasını getirirseniz, o zaman düğün ederiz” demiş. İki sevdalı kara kara düşünmüş. Genç delikanlı, “Bu işin çıkar yolu, gurbet ellerde çalışıp para kazanmak” demiş ve alıp başını çıkmış gurbete. Çok uzun zaman, memlekettekiler oğlandan haber alamamış. Daha doğrusu, delikanlı o istenen parayı tedarik edemediği için Yozgat'a dönememiş. Aradan hayli zaman geçmiş. Kızın para canlısı babası, daha fazla beklemeyip, başlık parası veren başka biriyle evlendirmiş, kızını. Oğlan bu haberi duyunca deliye dönmüş. Günlerce yemeden içmeden kesilmiş. Ağlamış, gözyaşları yüreğine, gönlüne akmış; dolmuş dolmuş boşalmış. Almış kağıdı kalemi bir gece, memlekete bir mektup yazmış. Mektupta da işte bu içli şiiri yazmış."
 
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık