Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tanıtım] The Second Coming of Gluttony (Oburluğun İkinci Gelişi)



Parazit Kraliçesi cennetin baş tanrısını yendikten sonra onun tanrılığını özümseyip cennete hakim olmuştur. Bu savaş nedeniyle evrenin kurallarını oluşturan nedensellik ilkesini (tanrıların doğrudan cennete müdahale edememesi diyebiliriz) ihlal etmiş oldu. Karşılığında ise ölümcül günah özelliklerini taşıyan ve temsil eden 7 tanrı (Gula-oburluk, Luxuria-şehvet, Avaritia-hırs/açgözlülük, Acedia-tembellik, Ira-öfke, İnvida-kıskançlık, Superbia-gurur), nedensellik yasasının ihlali karşılığında dünyalıların cennete girebilmesi için Cennet Sistemini oluşturmuşlardır. Bu sistemde ise nedensellik ilkesi yüzünden doğrudan müdahale edemedikleri için tek yapabildikleri dünyalılar ile aralarında yemin oluşturmak oldu. Yemin oluşturma amaçları ise; dünyadan cennete gelen kişilere, dünyalıların kendilerini takip etmeleri durumunda onlara özel güçler vermek, geliştirmek ve cennet ırkının tamamen yok edilmeden önce Parazit Kraliçesi'yle mücadele edebilmelerini sağlamaktır.

Ana kahramanımız Seol Jihu 9 göz denilen bir tanrısal yeteneğe sahiptir (iyi kötü öngörüsü sağlayan bir yetenek). Para ihtiyacından dolayı kumara başlar ve kumarbaz bir kişiliğe sahip olur. 9 göz özel gücünü kaybetmeye başlar. Zamanla kumarda kaybetmeye başlar ve geri dönülemez şekilde artık kumar hayatını mahfetmiştir. Çevresine kumardan kaybetme hırsından dolayı yapmadığı maddi ve manevi kazık kalmamıştır. Bu huyu yüzünden dünyada ona güvenen kimse kalmamıştır. Artık umutsuzluğa kapılıp intihar etmeye çalışırken bir anda cennete girme bileti büyük bir teklifle ayağına gelmiştir. Cennet serüveni hiç kimsenin beklemediği bir hızla başlamıştır. Rekorlar, büyük ünvanlar, büyük ganimetler ve büyük ilişkiler kazanmaya başlamıştır. Bu süreçte Haramark kraliçesi Teresa'nın kullandığı yemin sayesinde geçmişe döndürülen Oburluk Tanrıçası Gula'nın havarisi olduğunu öğrenir. Gücünün bu kadar hızlı artmasınında eski güçleriyle alakalı olduğunu anlar. Ünü o kadar artmıştır ki artık Parazit Kraliçesi'nin cennetin en parlak yıldızı olarak dikkatini çekmiştir. (Parazit Kraliçesi'nin cennetin tanrısının sahip olduğu, yıldızlar üzerinden geleceği yorumlayabildiği bir fal bakma sistemi vardır.) Eğer Seol Jihu'yu durdurmazsa kaderinde onun tarafından kaybedeceğini öngörmüştür. İlk başta büyük bir üstünlüğü bulunan parazitlerin, yanlış stratejiler yapan Parazit Kraliçesi ve onun 7 komutanın hataları sayesinde savaşın gidişatı her iki taraf için de sürekli değişmektedir.

Hikayemiz bu 2 tarafın arasında geçen mücadeleyi anlatmaktadır. MMORPG tarzında bir cennet sistemi var. (itemler, skiller, unvanlar, para sistemi, müzayede evleri vb.) İnsanlar, periler, düşmüş melekler, succubalar, hayaletler, hayan ırkları gibi daha sayamadığım bir sürü ırk ve çok fazla karakter çeşitliliğine sahiptir. Novel final arc bölümlerine gelmiştir. Yakın zamanda bitecektir. Okuyacak arkadaşlar eğer şimdi başlarsa novelin bitimine tanık olabilirler.

Benim görüşüm; Hikayesi kendi için tutarlılığı, geçmiş ve geleceğin birbirleriyle bağlantılı noktalarını açıklayışı, orjinal bir senaryosu, yepyeni bir dünya (Bizim düşündüğümüz ve bildiğimiz cennet değil. Tek benzerlik ismin cennet olması) ile sizi heyecanlandırıyor. Birazda kötü yanlarından bahsedersek en başta anlatılan cennetin (çok berbat bir yer olduğundan bahsedilmişti ve gösterilmeye çalışılmıştı) ne kötü ne iyi arasında kalması, ek olarakta başrol çevresinin neredeyse hep kızlardan oluşması ve bu kızların ona aşık olması. Aslında savaşlardan dolayı erkek nüfusun azlığı buna sebep oluyor. Yeni karma eğitime geçmiş, kız endüstri meslek lisesindeki bir erkek gibi düşünebiliriz durumunu :ehe: Benim hoşuma gitmiyor harem tarzı genede. Tabi bunlar hikayeyi genel olarak ele alırsak insana batmayan şeyler. Çok uzun zaman ayrılması gereken başyapıtlardan ve popüler serilerden biri.Beni ağlatan bir sahnesi oldu onu da spoiler olarak altta okumak isteyenler için paylaşıyorum.Tabi bende biraz duygusalım ondan da kaynaklı :ühü:
Büyük spoiler ona göre tıklayın.Hikaye adının nereden gelmesiyle ilgili bir ipucu ayırca.
Kapı açıldı.

Flone, sol kolu Seol Jihu'nun boynuna dolanmış olarak kapıdan içeri süzüldü. Yavaşça başını kaldırırken, herkesin şaşkın gözleri ona döndü.

[Biz döndük….]

Flone hala ağlıyordu. Kanlı gözyaşları yağan yağmurla karıştı ve yanaklarına suluboya gibi dağıldı.

Bir anlık sessizliğin ardından, Seol Jihu'yu herkesin önünde dikkatlice yere yatırdı. Sonra saflık mızrağını ve kırmızı yumurtayı vücudun yanına koydu.

Sonunda keşif ekibinin son üyesi geri döndü.

Seol Jihu'yu görünce herkes sustu.

Yerde yatan adam, yağmurun vücudunu kaplayan kanı yıkamasından ve mücadelenin izlerini ortaya çıkardıktan sonra pek tanıdık gelmiyordu.

Yaraları sadece korkunç olarak tanımlanabilir. İzleyenleri dehşet içinde titretmeye yetiyordu.

Gözlerinin altındaki mavi dudaklarını ve koyu renkli çantalarını görünce Yi Seol-Ah hıçkırmaya başladı. Vücudunun durumu, ne kadar çaresizce savaştığının kanıtıydı.

Birden bir kadın sendeledi. Vücudun yanına düştü ve kutsal büyüleri okumaya başladı. Bu kadın, Seo Yuhui idi.

Seo Yuhui tekrar tekrar mırıldanan tedavi büyüleriyle yanındaydı.

"Kol…. Onun kolu…."

Parmakları, Seol Jihu'nun kolunun kesilmiş olduğu sağ omzunun üzerinden geçti. Kısa süre sonra elini havaya kaldırdı, bir sunak çıkardı, boyutsal kesesinden bulabildiği tüm sunakları buldu ve onları sunağın üzerine koydu.

Philip Muller, Eun Yuri'ye baktı. Eun Yuri alt dudağını ısırdı ve hızla büyü yaptı. Parmağıyla iki çember çizmeyi bitirdiğinde, sunağa boyun eğmek üzere olan Seo Yuhui yere düştü.

Seo Yuhui normal ruh halinde olsaydı, Eun Yuri'nin az önce kendisine yaptığı basit bir uyku büyüsüne kolayca direnebilirdi. Ancak zihinsel gücü önemli ölçüde zayıfladığı için büyüye direnemedi ve bu yüzden bilincini yitirdi.

“Parazit Kraliçesi steli hiç umursamadı…. Sanırım başından beri Seol Juhi'nın peşindeydi. "

Oh Rahee, Seo Yuhui'yi içeri aldıktan sonra, Eun Yuri konuşmaya başladı.

“Tüm Parazit ordusu, arkamızdan gelmesi gerekenler bile Seol Juhi'nin peşine düştü…. Ona karşı çember taktiği uygulayacak kadar ileri gittiler ... "

Küçük ama net bir sesle herkese Roselle'den öğrendiği her şeyi anlattı.

"Ayrıldıktan sonra ... bir saniye dinlenemedi ... düşmanla çevrili, sürekli, sonsuza dek savaştı ..."

12 gün boyunca.

"Onbinlerce parazit ordusuna karşı bile ... düşmezdi ... bu yüzden Parazit Kraliçesi ve kalan altı ordu komutanı devreye girmek zorunda kaldı ..."

Eun Yuri konuşurken duraksadı, sonra dişlerini sıktı.

"Gerçek şu ki…."

Öğretmeninin herkesin bilmesi gerektiğini vurguladığı bir şey vardı.

"Oppa ... biliyordu."

Roselle, Seol Jihu'ya minnettar olmaları gerektiğini söyledi. Önünde diz çöküp yüz kez eğilmenin bile yeterli olmayacağını söyledi.

"Parazit Kraliçesi kaçarken gerçek niyetini anladı ..."

Çünkü….

"Ve rahatladı ..."

Seol Jihu'nun, düşmanın tuzağına düşmenin sağ salim geri dönme şansını neredeyse sıfıra düşüreceğini bilmesine imkan yoktu.

Yine de Seol Jihu kaçmadı. Tuzak olduğunu bilerek tuzağa girdi. Ve hiçbir şey belli etmedi. Sadece tek bir şey istiyordu. Yoldaşlarının sağ salim kaçmasını istedi.

Bu nedenle Seol Jihu hiç tereddüt etmeden mızrağını kaldırdı. Düşmanın yoldaşlarını kovalamaya başlayacağından endişelenerek, ölüm riski altında bile parazitlerle yüzleşmeyi seçti.

"Salak…."

Phi Sora suratı asıldı, gözleri ağlamaktan kızarmıştı.

"Sana bunu umursamaman gerektiğini söylemiştim ..."

Eliyle gözyaşlarını sildi.

Kazuki hızla arkasından Chohong'a yaklaştı ve hareket edememesi için kollarını kavradı. Chohong'un nefesi düzensizleşti ve Çelik Diken isimli gürzü tutan eli titriyordu. Kan çanağı gözleri yaşlarla doldu ve düşman bölgesine hücum etmeye hazır görünüyordu.

Aklından bile geçirme.

"Ne hakkında düşünüyorsun?"

"Ne demek istediğimi biliyorsun. Bir şey yapmak için çok geç. "

"Bırak. Çekil üstümden! Bunu göremiyor musun? "

Chohong'un bedeni patlamak üzereymiş gibi sallandı.

Bu sana bir insan vücudu gibi mi görünüyor? Hayır, o doğranmış bir et parçası! Aynısını parazitlere de yapacağım! O pislikler…! "

Chohong, Kazuki'nin elinden kurtulmaya çalışırken bütün herşeyi ile bir çığlık attı. Aniden, tencere kapağı büyüklüğündeki bir el kolunu tuttu. Elini sallamaya çalıştı ama el sadece daha fazla bastırdı.

"Bırak…!"

"Yapma."

Tam patlamak üzereyken kasvetli bir ses duydu.

Chohong arkasını döndü.

Yüzünde şaşkın bir bakış belirdi.

Kolunu yakalayan Hugo'ydu. Sakin ve ciddi görünüyordu, bu onun için alışılmadık bir durumdu. Gözlerinin beyazları üzerinde çatallaşan kan damarları, zihninde sayısız duygunun uçtuğunun kanıtıydı, ancak tüm gücüyle onları geri tuttuğunu görebiliyordu.

Hugo, gözleri Seol Jihu'ya dikilmiş olarak konuştu.

"… O şimdi burada."

Tüm söylediği buydu. Sadece üç kelimeydi, ama onları duyduğunda Chohong tüm gücünün vücudundan ayrıldığını hissetti.

Hugo'nun yanağından bir damla gözyaşı döküldü ve yağmura karıştı. Sadece Hugo değildi. Marcel Ghionea da ağlıyordu. Yüzü yağmurdan ıslanmıştı ama yanaklarından damlayan su akıntıları, hiç şüphesiz, parazitlere yönelik kızgınlık gözyaşlarıydı.

GÜM PAT ÇATARA ÇUTARA! :)D)

Çelik Diken isimli gürzü yere çarptı ve aynı zamanda Chohong'un başı düştü. Üzüntü yüzünü eğdi ve hıçkıra hıçkıra ağladı. Sanki bu bir işaretmiş gibi, boğulmuş hıçkırıklar kaleyi yavaşça doldurmaya başladı.

"Yağmur ağırlaşıyor ..."

O zamana kadar sessiz kalan Kral Prihi başını gökyüzüne doğru kaldırdı.

Hava soğumadan onu içeri getirmeliyiz.

Prihi'nin sözleriyle Jan Sanctus, önceden hazırladıkları tahta tabutu açtı.

Teresa, Seol Jihu'yu yerden kaldırdı ve dikkatlice tabuta koydu.

Kapağı kapatmadan önce Seol Jihu'nun solgun, cansız elini eline aldı.

Endişelenme.

Teresa, derin bir uykuda gibi görünen Seol Jihu'ya fısıldadı.

"Siz dönene kadar Cenneti koruyacağız ..."

Onu soğuk alnından öptü ve kapağı kapattı. Sonra tabutu bir parça beyaz kumaşla kapladı.

Kahramanımız bize döndü.

Prihi ciddi bir şekilde duyurdu.

"Ona hak ettiği şekilde saygı ve nezaketle davranın."

Jan Sanctus ve askerleri omuzlarında ahşap tabutu taşıyarak kalenin derinliklerine doğru yürüdüler. Kahramanın yoldaşları tören alayını ciddi yüzlerle takip ettiler.

Yağmur, tabutu örten bezi ıslatarak yağmaya devam etti….

Edit:Seri bitti ve yan hikayeler ile devam ediyor. Beklenen ve kötü olmayan bir son oldu.

Mahnwa için tıklayınız.
İngilizce novel için tıklayınız.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık