Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Sevdiğiniz Şiirler

Şiir severler için bi konu açmak istedim. Sevdiğiniz ve paylaşmak istediğiniz şiirleri bu konuda paylaşabilirsiniz. Şiir ve şair severim her ne kadar şair olmasam da. :) Bu da ilk paylaştığım şiir olsun, hem Orhan Veli yi hem bu şiirini çok severim.

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan VELİ
 
Atilla İLHAN

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
 
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Karaköy’den vapur kalkmaz
Sezen Aksu şarkı yapmaz
Üsküdar’da yangın çıkar
Hey kanar yüreği güvercinlerin
Minübüsler bağırmaz olur
Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın
Ulan poyrazı küser, olan lodosu esmez
Yağmuru yağmaz nisanın
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme gelir

İçim yanar içim
Bir aşk için bir içim
Kendini varur sokaklarına Cihangir’in
Eyüpsultan sabahlarına
Ve ekmek kavgasına yemin olsun
Bir de umuduna
Kavgaya düşmüş yeni gencin

Beyoğlu
Arsız bir gece beyim
Hayat üryan edilmiştir
Ve sevilmiştir, ve sevmiştir
Gül pavyonda sevim
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim

Yolda yürürsün
Canın çeker
Kestane satarım Taksim’in köşesinde
Beyoğlu’da sinemaların kapısında dururum
Her filimde Türkan Şoray oynar
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer

Minibüslerin kapısında bağırırım
Sen binersen ön kolduğu ayırırım
Bir de teyibe attım mı şarkımızı
Bir tek dileğim var
Mutlu ol yeter

Ben sana küsmem
İstanbul üstüme düşer
Yangın çıkar üsküdarın içinde
Aslan arkadaşla belalardan geçerim
Her bi şeyi taşır yüreğim
Her bi şeyi taşır
Bir senin yokluğunu çekemez
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim

Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Karaköy’den vapur kalkmaz
Sezen Aksu şarkı yapmaz
Üsküdar’da yangın çıkar
Ey kanar yüreği güvercinlerin
Minübüsler bağırmaz olur
Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın
Ulan poyrazı küser
Olan lodosu esmez
Yağmuru yağmaz nisanın
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme gelir
İstanbul üstüme düşer
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim?

İbrahim Sadri'nin çok sevdiğim şiirlerindendir.
Konu güzel ama bu konu dağatır insanı tehlikeli.
 
Pek rengine aldanma felek eski felektir
Zira feleğin meşreb-i nasazı dönektir

Ya bister-i kemhada ya viranede can ver
Çün bay u geda hake beraber girecektir

Allah'a sığın şahs-i halimin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir

Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm
Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir

Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma
Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir

Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde
İşret güher-i ademi temyize mihenktir

Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir

Nadanlar eder sohbet-i nadanla telezzüz
Divanelerin hemdemi divane gerektir

Afv ile mübeşşir midir eshab-ı meratib
Kanun-i ceza acize mi has demektir

Milyonla çalan mesned-i izzete serefraz
Birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir

Ziya Paşa


Ama harbi harbi tehlikeli konu. Cağdaş'la çokça atışacağız, şimdiden söyleyeyim.
 
Konuya yazılanları görünce farkettim, sevdiğim ve bildiğim hiçbir şiir yokmuş. Anca filmlerde geçenler. Güzel konu olmuş ben ve benim gibilerde okur :)
 
Çekmece

Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken

Öpüşme sahnesinin tam ortasında
içeri girdiğin yazlık sinemanın
yer göstericisiyim
yürüyorsun fenerimin ışığında
yer: Kız Kulesi
ve sonu ayrılıkla bitecek
hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
beyaz duvarında

Bir kez olsun çıkmazken ağzından
seni sevdiğimi
her gün söylememi yadırgama
bil ki bu şehirde
iskelenin verilmesini
beklemeden atlarım vapurlara

Son karesi gibi Red Kit'in
batan güneşe doğru
sürerken atımı
gitme kal demeni bekliyorum
ama yalnızca
rüzgar çekiştiriyor atkımı

Sunay Akın

İlk ve son kıt'asını ezberlediğim şiir. Ya da zorla ezberletilen.

@çerlo

Atışmak serbest. :D
 
Basit biri değilim..!
Gözlerimi kanatırcasına ağladığm gecelerim var.!
Ve kahkahalara sarılmş anılarm.!
Herkes kadar dertli,bazılarından fakir,çoğundan zenginm.
Taşıdığım hayallerim,söylencek şarkılarım,
Paylaşılacak dostluklarım var.
Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
Gidene beddua edemeyen bir dilim var..
Yüreğimi korkak büyütmedim.!
"Kaybettiklerm;dağıttığm servetimdi''
Can Yücel...
 
Mümkünse hayatta olan şairlerden bişeyler paylaşın. Ölmüş adamlara küfretmeyelim günahtır.

Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken

Bu dizelerle Sunay abim çok sağlam küfür yedi benden. En azından yaşıyo adam :)

Hep sevdim yazı, neden bilmem.
Hep sevdim sıcağı.
Yazları senden uzaktım, seni göremiyodum
ama gene de sevdim yazı.
Belki de yaz bitip de sana anlatacak onca şeyim biriktiğinde,
yada senin, gözlerin parlayarak anlatacağın hikayelerin olduğunda o anı paylaşmayı sevdim belki.
Yada seninle hiç alakası olmaksızın
koşmayı, oynamayı, özgür olmayı sevdim.
Belki de sadece sıcak olduğu için sevdim.
Belki kat kat giyinmem gerekmediği,
belki yazları hasta olmadığım için sevdim.
Belki de sadece sevdim yazı.
Seni sevdiğim gibi anlamsız ve umarsızca.
Şimdi yaz bitmiş, soğuklar gelmiş durumda.
Yollar buz tutmuş, günler önce yağan kar sağda solda inatla direniyo erimeye, yok olmaya.
Belki de benim gibi eyvallah demeyi bilmiyolardır.
Yada benim gibi kabullenmeyi kendilerine yediremiyolardır.
Belki de sadece duruyolardır.
O erimeye direnen karın kirlenmişliğinde, yazları düşündüm.
Belki de bundan sonra yazlar eskisi gibi olmayacak.
Ben yazları eskisi gibi sevmeyeceğim.
Denizsiz bi şehirde yaşadığım görece kısa yıllardan sonra, artık yazlar eski yazlar değiller.
Artık sen yoksun o yazlarda.
Artık bisikletim yok.
Artık umutlarım yok.
Ne kadar da kolay harcadın hepsini.
Bundan sonra yazlarımı senin için harcamicam.
Çünkü sen yoksun!
Çünkü yazlar eski yazlar değil.
Çünkü ben...
Demiştim ya sana, sever adım uzaklaşırım ve sadece "eyvallah" derim diye.
Ben o eyvallah'ı dediğim gün yazlar soldu.
Yazlar eski yazlar değil artık.
Sen gittin, ben değiştim.
Sadece sana değil
Yaza,umutlarıma,bisikletime ve kendime de eyvallah dedim ben.
Hep sevmiştim oysa yazı.
Hep kaçmıştım soğuktan, kardan.
Sen gittin, yazlar gitti
en kötüsü de ben yazdan vazgeçerken, kışı sevmeye başlamadım. Ben de gittim istemeden.
Yazlardan, kendimden ve hayallerimden.

Nacizane bi imzam olsun konuda.

Yusuf bu konu pek atışmalık değil be. Daha ziyade ben yanı dötü dağatırken okuyacağım şiirler olur burda.
 
Konuya yazılanları görünce farkettim, sevdiğim ve bildiğim hiçbir şiir yokmuş. Anca filmlerde geçenler. Güzel konu olmuş ben ve benim gibilerde okur :)
Gel hacı sen de gel. :D

Basit biri değilim..!
Gözlerimi kanatırcasına ağladığm gecelerim var.!
Ve kahkahalara sarılmş anılarm.!
Herkes kadar dertli,bazılarından fakir,çoğundan zenginm.
Taşıdığım hayallerim,söylencek şarkılarım,
Paylaşılacak dostluklarım var.
Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
Gidene beddua edemeyen bir dilim var..
Yüreğimi korkak büyütmedim.!
"Kaybettiklerm;dağıttığm servetimdi''
Can Yücel...
Senin sınav çalışmaların nasıl gidiyor?
 
O zaman dertlen gâma gem vurmuşların kalemlerinden dökülenlerle Çağdaş dost!

İşte bu şiir, işte bu ruhun damla damla döküldüğü muhteşem satırlar, tam senliktir. Oku da kendini gör her satırında, bir zamanlar benim de gördüğüm gibi.


Küstüğün yerde adım ıslanır, lekelenir yarından önce ne varsa…

göç başlar saydam bir kokunun içine,
yığılır kalır gölgelerim.
gece biter, gün uzar, çocukluğum sürtünür cebime avluda.
kedi merdiveninde kerpiç tavan,
gaz lambasında yeşil kandil yağı.
isi alnımda, dağı adında kalır “ağrı”nın
kaşımın arasından sızan lanetin üstüne basa basa çürürüm,
su utanır gözüme yürüdükçe uzaklığın
çizginin ortasında bir ulu ölüm olur “merhaba”
selamsız olmak, tam üstüme yakışır!
yeleken bir itiraz içinde geveler dudaklarım,
sesimde her kamaşan zincire vurur kentini.
gerisi halayık,
gerisi “yuvasız kuşlar gibi”
gerisi, kirlenir perakende…
soyunur taş parkenin üstünde yaşama sahipsiz çocuklar
hurda vücutları satılır, kahkaha atılır beş vakit dayakla
muntazaman yakılır mor ayaklarına falaka izleri yeniden,
bir şinanay feneri gibi alazlanır sönmüş fitilleri.
sustuğun yerde sahiplenirim ana dilini,
adının en sesli harfi ağzıma dar gelir

düştüğün yerde iliğim ıskalanır, vurulur sol yanımda ne varsa…

sırrına yaklaşır adımlarım, adımdan uzaklaşır.
eşikte iki uzak ihtimal, iki yakın atom çekirdeği
ki, saç dibinde ıslak heyecan,
mermi gibi tok, aç bir bakıma tetik gibi
güz değil mi yutkunduğum
sen değil misin avurtlarıma gömdüğüm ilk yaz ateşi?
deşilir alnı gökyüzünün.
karalanır aydınlıktan ikmale kalmış tüm coğrafya.
yıkanır yerle gök arasında cürümüm.
künye yazılır,
çıkılır ağızdan ağza, -ki, inişi şahane bir yenilgidir! -
kırılır koridorda nemli bir kapı sesi
kimseler görür kimsesizliğini hıncımızın.
kimselerden başka kimi kimsesi olmayan hiç kimse,
her kimse,
hiç değilse,
hiçbir şeyini kaybetmelidir kimliğinde.
gittiğinde “bir” şey kalsın diye yerli filminde.

geldiğin yerde aklım saklanır, dolanır ayağıma sustuğum ne varsa…

yapış yapış bir tavır koyulur aramıza sonra,
yarımın yanında kalır öbür yanın.
kaburgamda iskete çığlığı, ensemde soğuk bozgun
gider sokak adları geceleyin adresimizden
rutubet üstümüze dökülür,
magma olur, redif olur
deniz yosuna sarılır,
küf olur…
topla kendini içimden
işlenene kadar temizdir günah,
kirlidir tüm iyilikler söylendiği yerde

ıslatırım dudağımda kuruyan sessizliği…

elimden tutsan, düşerdim belki…


Emine Tansu

Bu şiiri abim seslendirmişti radyoda. Kaydı hala bende durmaktadır, keşke sen buradayken dinletseydim bir kere.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık