
Sadako Sasaki (佐々木 禎子, Sasaki Sadako; 7 Ocak 1943 – 25 Ekim 1955), Japonya’nın Hiroşima kentinde doğmuş ve II. Dünya Savaşı’nın en trajik olaylarından biri olan atom bombası felaketiyle bağlantılı olarak dünya çapında tanınan bir Japon kız çocuğudur. Sadako, Hiroşima’ya 6 Ağustos 1945’te Amerika Birleşik Devletleri tarafından atılan atom bombasının dolaylı kurbanlarından biri olmuş ve yaşam öyküsü, barışın sembolü haline gelen kâğıttan turna kuşlarıyla anılmıştır. Onun hikayesi, özellikle Eleanor Coerr’in 1977’de yazdığı Sadako ve Kâğıttan Bin Turna Kuşu adlı çocuk kitabıyla dünya genelinde milyonlara ulaşmış ve barış eğitimi programlarında kullanılmıştır.
Sadako’nun Erken Yaşamı ve Atom Bombası
Sadako Sasaki, 7 Ocak 1943’te Japonya’nın Hiroşima kentinde doğdu. 1945 yılında, henüz iki yaşındayken, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri, II. Dünya Savaşı’nı sona erdirmek amacıyla Hiroşima’ya “Little Boy” adlı atom bombasını attı. Bomba, Sadako’nun evinin yaklaşık 1.6 kilometre uzağında, Misasa Köprüsü yakınlarında patladı. Sadako, bu patlamada fiziksel olarak yara almadan kurtuldu, ancak annesiyle birlikte kaçarken nükleer serpintiye (radyoaktif yağmur) maruz kaldı. Bu serpinti, ilerleyen yıllarda onun hayatını derinden etkileyecekti. Sadako’nun büyükannesi ise eve dönerek sarnıçta saklanmaya çalışırken hayatını kaybetti.
Sadako, patlamadan sonraki yıllarda normal bir çocukluk geçirdi. Hiroşima yavaş yavaş toparlanırken, o da okula gitti, arkadaşlar edindi ve özellikle koşmayı çok seven, enerjik bir çocuk olarak büyüdü. Okulunun atletizm takımında yıldız bir koşucuydu ve gelecekte koşu takımında yer alma hayalleri kuruyordu. Ancak, atom bombasının uzun vadeli etkileri, onun hayatını 1950’li yıllarda değiştirdi.
Lösemi Teşhisi ve Mücadelesi
1954 yılının sonlarında, 11 yaşındaki Sadako’da sağlık sorunları baş göstermeye başladı. Boynunda ve kulaklarının arkasında şişlikler fark edildi, bacaklarında morluklar (purpura) oluştu ve sık sık baş dönmesi ile halsizlik hissetti. 21 Şubat 1955’te Hiroşima Kızılhaç Hastanesi’ne kaldırıldı ve yapılan tetkiklerde akut lenfoblastik lösemi (kan kanseri) teşhisi kondu. Bu hastalık, Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaydığı radyasyonun bir sonucu olarak biliniyordu ve o dönemde “atom bombası hastalığı” olarak adlandırılıyordu. Doktorlar, Sadako’ya en fazla bir yıl ömür biçti.
Sadako, teşhisin ardından hastanede uzun bir tedavi sürecine başladı. Bu süreçte sık sık kan nakli aldı ve acı verici iğnelerle tedavi edilmeye çalışıldı. Ancak durumu giderek kötüleşti. Buna rağmen, Sadako’nun umudu ve yaşam sevinci dikkat çekiciydi. Ailesi ve arkadaşları, onun moralini yüksek tutmak için yanındaydı. Annesi ona güzel bir kimono hediye ettiğinde, Sadako kendini bir prenses gibi hissettiğini söylemişti.
Kâğıttan Turna Kuşları ve Barış Dileği
Sadako’nun hikayesi, Japonya’da eski bir efsaneyle kesişir. Japon kültüründe, kâğıttan bin turna kuşu (orizuru) katlayan bir kişinin dileğinin gerçekleşeceğine inanılır. Bu efsane, Sadako’nun en yakın arkadaşı Chizuko’nun ona bir kâğıt turna kuşu hediye etmesiyle hayat buldu. Chizuko, Sadako’ya bu efsaneyi anlattı ve eğer bin turna kuşu katlarsa iyileşebileceğini söyledi. Bu fikir, Sadako’ya umut verdi ve hastane odasında kâğıttan turna kuşları katlamaya başladı.
Sadako, ilaç ambalajları gibi eline geçen her türlü kâğıdı kullanarak turna kuşları katladı. Kardeşi Masahiro, bu turnaları hastane odasının tavanına asmayı vaat etti. Ancak, Sadako’nun enerjisi giderek azaldı ve katlama süreci zorlaştı. Popüler bir anlatıya göre, Sadako sadece 644 turna kuşu katlayabildi ve 25 Ekim 1955’te, 12 yaşındayken hayatını kaybetti. Kalan 356 turnayı arkadaşları tamamlayarak onunla birlikte gömdü. Ancak, Sadako’nun ağabeyi Masahiro Sasaki’nin The Complete Story of Sadako Sasaki (2018) adlı kitabında, Sadako’nun hedefini aştığı ve yaklaşık 1.400 turna kuşu katladığı iddia edilir. Bu konuda farklı kaynaklarda çelişkili bilgiler bulunur.
Sadako’nun son sözleri, ailesine yemek için çağırdıklarında söylediği “Lezzetli” ve ardından gelen teşekkür oldu. Ölümünden sonra, vücudu Atom Bombası Kazaları Komisyonu (ABCC) tarafından incelendi, bu da onun hikayesinin bilimsel bir bağlama da oturmasını sağladı.
Sadako’nun Mirası ve Barış Sembolü
Sadako’nun ölümü, sadece ailesini ve arkadaşlarını değil, tüm Japonya’yı ve dünyayı etkiledi. Onun cesareti ve umudu, Hiroşima’nın barış mesajını taşıyan bir sembol haline geldi. Sadako’nun sınıf arkadaşları, onun anısını yaşatmak ve atom bombasının kurbanlarını onurlandırmak için bir anıt inşa etme hayali kurdu. Bu hayal, 1958’de Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda Çocuk Barış Anıtı’nın açılmasıyla gerçeğe dönüştü. Anıt, Sadako’nun elinde bir kâğıt turna kuşu tutarken gökyüzüne bakar şekilde tasvir edildiği bir heykeldir. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler, bu anıta renkli kâğıt turnalar bırakır ve barış dileklerini paylaşır.
Sadako’nun hikayesi, barışın ve nükleer silahsızlanmanın sembolü oldu. Japonya’da her yıl 6 Ağustos’ta, Hiroşima bombalamasının yıldönümünde, Sadako’nun öyküsü okullarda anlatılır ve barış günü etkinlikleri düzenlenir. Ayrıca, ABD’de Seattle Barış Parkı’nda Sadako’nun bir heykeli bulunur (ancak bu heykel 2024’te çalınmış ve hala kayıptır). Sadako’nun katladığı turnalar, New York’taki 11 Eylül Anıtı, Pearl Harbor ve çeşitli müzeler gibi önemli yerlere bağışlanmıştır.
Sadako’nun hikayesi, sanatta ve edebiyatta da yankı buldu. Türk şair Nâzım Hikmet’in 1956 tarihli Kız Çocuğu şiiri, Sadako’dan ilham almıştır. Rus şair Rasul Gamzatov’un Turnalar şiiri ve çeşitli filmler, Sadako’nun mirasını dünyaya taşımıştır.
Eleanor Coerr’in Kitabı ve Popüler Kültür
Sadako’nun hikayesi, Kanadalı-Amerikalı yazar Eleanor Coerr’in 1977’de yazdığı Sadako and the Thousand Paper Cranes adlı kitapla dünya çapında tanındı. Coerr, Japonya’yı ziyareti sırasında Sadako’nun hikayesini öğrendi ve onun günlüğünden ilham alarak bu kitabı yazdı. Kitap, 92-100 sayfa arasında değişen kısa bir çocuk romanıdır ve 9 yaş üzeri çocuklar ile yetişkinler için önerilir. Sadako’nun lösemiyle mücadelesini, kâğıttan turna kuşları katlama çabasını ve umudunu sade ama etkileyici bir dille anlatır. Kitap, birçok dile çevrildi ve barış eğitimi için okullarda kullanıldı.
Sadako’nun hikayesi, 1991’de bir kısa film (Sadako and the Thousand Paper Cranes), 2015’te Orizuru 2015 adlı bir eğitim filmi ve 2019’da planlanan One Thousand Paper Cranes gibi yapımlarla sinemaya da uyarlandı. Ayrıca, tiyatro oyunları ve çeşitli sanat eserlerinde Sadako’nun öyküsü işlenmiştir.
Sadako’nun Kültürel ve Evrensel Etkisi
Sadako’nun hikayesi, sadece Hiroşima’nın değil, tüm insanlığın savaşın yıkıcı etkilerine karşı bir hatırlatıcısıdır. Onun kâğıttan turna kuşları, barış, umut ve dayanışmanın evrensel sembolü haline gelmiştir. Japonya’daki omoiyari-no-kokoro (empati ve özen gösterme) felsefesini yansıtan Sadako, özellikle genç nesillere barış için harekete geçme ilhamı verir.
Sadako’nun cesareti, nükleer silahların insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini anlamak isteyenler için güçlü bir ders niteliğindedir. Onun hikayesi, savaşın masum kurbanlarını anmak ve barışçıl bir gelecek inşa etmek için bir çağrıdır. Dr. Tadatoshi Akiba’nın dediği gibi: “Sadako’nun bize bıraktığı sembolik kâğıttan turna sayesinde, barışçıl bir gelecek inşa edebiliriz.”
Karakterler ve Kitabın Temaları
- Sadako Sasaki: Hikayenin kahramanı, lösemiyle mücadele eden cesur ve umut dolu bir kız. Hayalleri koşu takımında yer almak ve iyileşmekti.
- Chizuko: Sadako’nun en yakın arkadaşı, ona kâğıttan turna kuşu yapmayı öğreten ve moral veren kişi.
- Masahiro Sasaki: Sadako’nun ağabeyi, turnaları hastane odasına asan ve onun hikayesini dünyaya anlatan kişi.
- Sadako’nun ailesi: Onun moralini yüksek tutmaya çalışan, sevgi dolu bir destek sistemi.
- Barış: Sadako’nun turna kuşları, nükleer silahsızlanma ve dünya barışı için bir sembol.
- Umut: Sadako’nun hastalığına rağmen pes etmemesi ve turna kuşları katlaması, umudun gücünü gösterir.
- Cesaret: 12 yaşındaki bir çocuğun ölümcül bir hastalıkla mücadeledeki kararlılığı.
- Savaşın yıkıcılığı: Atom bombasının uzun vadeli etkileri ve masum siviller üzerindeki trajik sonuçları.