Yine moralinizi bozacak bir genel kültür konusu açıyorum. Bu sefer konu olarak hayvanları seçtim.
Prezewalski Yaban Atı , Moğol Yaban Atı veya Takhi olarak bilinen, yaban atının yaşayan tek alttürüdür.
Yaban atı, evcil atın yabani atasıdır. Eskiden Doğu Avrupa ve Orta Asya'nın pek çok yerinde sık olmayan ormanlarda yaşardı. Şimdi ise yaban atının nesli tükenmiştir. Ondan geriye sadece Prezewalski Yaban Atı kalmıştır. Prezewalski Yaban Atı daha tıknaz oluşu, bacaklarını daha kısa oluşu ve kuyruğunun daha uzun oluşu ile evcil attan hemen ayırt edilir. Postu çoğu yerde açık kahverengi, karnı sarımsı beyaz, yelesi ve kuyruğu siyahtır. Prezewalski Yaban Atı evcilleştirilemez. Adını kaşif Nikolay Prezewalski'den almıştır. Sonradan birkaç at Hagenback Hayvanat Bahçesi'ne alınmıştır. Son yabani sürü 1967'de görülmüş ve son yabani at 1969'da vurulmuştur. Daha sonra hiç yabani at kalmayınca yaklaşık doğal ortamında tükenmiş kabul edilmiştir.
Kara gergedan (Diceros bicornis), Perissodactyla takımından, Kenya, Tanzanya, Kamerun, Güney Afrika, Namibya ve Zimbabwe'de yaşayan bir hayvandır. Aslında bu hayvan siyah değil, grimsi kahverengi gibi bir rengi vardır.
Kara gergedan kendini iri ve değerli boynuzları sayesinde çok iyi korur. Ama neslini tehlikeye atan da bu boynuzlarıdır. Yemenli şeyhler için bu boynuzlar bıçak sapı olarak kullanılır. Çin tıbbında öğütülmüş gergedan boynuzunun her hastalığa iyi geldiği söylense de aslında hiçbir etkisi yoktur. Kara gergedan bu boynuzları, yüksek hızı ve iri cüssesi sayesinde Afrika'nın beş büyüklerinden beşincisidir.
Dünya Korunma Birliği tarafından hazırlanan kırmızı listede, kara gergedan, nesli kritk tehlikede olarak sınıflandırlmış ve dünyada sadece 3600 siyah gergedan kaldığı açıklanmıştır.
Java gergedanı, Rhinocerotidae familyasından kalan beş gergedan türünden biridir.
En yakın akrabası Hint gergedanıdır. 1,7 m. boyunda ve 2300 kg. ağırlığındadır. Boynuzu en fazla 25 cm. uzunluğundadır. En kısa boynuz uzunluğu olan gergedan çeşididir. Nadir bulunuşu sebebiyle hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.
Çin tıbbındaki yaygın inanışa göre gergedan boynuzunun şifa verici güçleri olduğuna inanılırdı. Hâlbuki gergedan boynuzunun bilinen hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Bu inanış, zaten nesli tehlikede olan bu canlıların avlanmasına yol açarak popülasyonlarını ciddi mânada tehlike altına alınmasına sebep olmuştur.
Eskiden Java gergedanı Java Adası'nın batısından Çin'in güneyine kadar bir alanda yaşardı. Günümüzde ise sadece Java Adası'nda bulunan Ujung Kulon Milli Parkında yaşamaktadır. Tahminlere göre günümüzdeki sayıları 60'tan azdır.
Hirola, Hunter antilobu olarak da bilinmektedir. Sadece Kenya'nın kuzeybatısında yetişen bir antilop türüdür.
Adına bazen dört gözlü antilop da denir. Çünkü bu antilobun çok iri olan koku bezleri kolayca göz sanılabilir. Boyu 1.-1,25 m, ağırlığı 80-118 kg olur.
Hirolanın nesli kritik tehlikededir ve dünya üzerinde 500-1200 adet kaldığı tahmin edilmektedir.
Çift Hörgüçlü Deve, Orta Asya'nın çöllerine özgü iri bir çift toynaklıdır. Aynı zamanda dünyada kalan 2 deve türünden biridir. Daha uzun tüyleri ve iki hörgücü oluşuyla tek hörgüçlü deveden hemen ayırt edilir.
Dünyada 1.4 milyon evcil Çift Hörgüçlü Deve yaşamaktadır. Ancak doğada sadece 950 yabani Çift Hörgüçlü Deve kalmıştır. Bunlar da Çin ve Moğolistan'da yaşamaktadır. Bu sebepten dolayı nesli kritik tehlikededir.
Çin Nehir Yunusu, Lipotidae familyasının tek üyesi olan bazı kaynaklara göre nesli kısmen tükenmiş bir yunus türüdür.
Tarihsel olarak Çin Nehir Yunusu, Yangtze Nehri'nin Şangay şehrine yakın olan ağzından orta ve batıda Yiçang şehrinin bulunduğu yukarı kısımlarına kadar olan 1.700 kilometrelik bir bölgede yaşamaktaydı. Bu alan şu anda her iki taraftan da birkaç yüz kilometre azalmış ve Yangtze Nehri'ni besleyen Dongting ve Poyang gölleri arasında kalan Yangtze'nin ana kolu üzerine sıkışmıştır. Doğal yaşam alanındaki bu daralmanın sebebi kısmen Üç Boğaz barajının inşasıdır ama asıl sebep dünya üzerindeki insan nüfusunun yaklaşık %12'sinin Yangtze Nehri havzasında çalışması ve yaşamasıdır.
1950'lerde 6.000 Çin nehir yunusu bulunduğu tahmin edilmiştir. Ancak son elli yılda bu sayı önemli oranda azalmıştır. Guinness Rekorlar Kitabı'na göre dünyanın en çok soyu tükenme riski altında olan deniz memelisi olan Çin Nehir Yunusu en son Eylül 2004 tarihinde görülmüştür. 2006 yılı sonunda Yangtze nehrinde yapılan yunus araştırması sonucunda bir tane yunus ile bile karşılaşılmayınca soyu kısmen tükenmiş sayılmıştır.
Iriomote Kedisi, kedigiller familyasından yırtıcı bir kedi türüdür. Sadece Japonya'nın Ryūkyū Adaları'nın en güneyindeki ada olan Iriomote'da yaşar. İlk 1967 yılında bilimsel olarak tanımlanmıştır. Japonca; İriomote-yama-neko olarak adlandırılır. Anlamı İriomote Dağ Kedisi'dir.
Bu kedinin postu koyu kahverengi olup, şerit şeklinde sıralanmış koyu lekelerle kaplıdır. Vücudu uzun, organları görece kısa, kuyruk yine aynı şekilde bodur ve kalındır. Kulaklar küçük ve yuvarlağımsı olup, diğer birçok kedi türlerindeki gibi arka tarafında beyaz bir leke bulunur. Büyüklük bakımından ev kedisi ile kıyaslanabilir.
Iriomote kedilerinin yaşam alanı ilk tahlilde, anavatanları olan adadaki kıyı şeridinin, subtropik yağmur ormanlarıdır. Dağlık olan iç bölgelerden mümkün mertebe kaçınırlar. Ağırlıklı olarak gece aktiftirler ve ağaç kovuklarında, dallarda ve kaya yarıklarında dinlenirler. Geceleri, nadiren gündüzleri de, ağaçlara tırmanarak veya yüzerek yiyecek ararlar.
Iriomote Kedisi en nadir kedi türü olup, ayrıca kedigiller familyasının en küçük dağılım alanına da sahip olanıdır. Zira Iriomote Adası sadece 290 kilometrekare bir alanı kaplar. Tür tamamen korunuma altındadır. Yaşam alanının daralması ve yol-araç trafiği şüphesiz tehdit oluşturur. Toplam popülasyonunun sadece 100 yetişkin bireyden ibaret olduğu tahmin edilmektedir.
İber Vaşağı, kedigiller familyasından İspanya ve Portekiz'de yaşayan çok ender bir vaşak türüdür.
İber vaşakları görümüm olarak Avrasya Vaşağı'na çok benzerler ama önemli ölçüde daha küçüktürler. 12 kg vücut ağırlıklarıyla bir Avrasya vaşağı ağırlığının üçte ikisinden biraz daha hafiftirler. Postları kuzeydeki akrabasından genelde daha belirgin ve güçlü şekilde lekelidir.
Başlangıçtaki dağılım tüm İspanya ve Portekiz üzerinde uzanıyordu. Bugün yaklaşık 100 birey, birbirinden az ayrılmış populasyon olarak İber Yarımadası üzerinde dağınık olarak yaşar. Yalnız İber Vaşakları, Portekiz Algarve'de, kalanlar İspanya'da yaşar. Her iki büyük populasyon, Milli park Coto de Doñana ve Sierra de Andújar, Jaén'de yaşar.
Şu anda esaret altında 15 vaşak vardır. Mart 2005'de insani himaye ile İber Vaşağı üretmek, dişi vaşak Sally ile başarılı olmuş, Milli Park Coto de Doñana'nın üretim istasyonunda 3 yavru vaşak dünyaya gelmiştir. Mart 2006'da Sally, 2 yavru dünyaya getirerek ikinci kez anne olmuştur. Ancak doğada 100'den az İber Vaşağı olduğu tahmin edilmektedir.
Asya Aslanı, kedigiller familyasından Hindistan'ın batısındaki, Gucerat bölgesinde bulunan Gir Ormanları'nda yaşayan bir aslan alt türüdür.
Asya aslanı Afrika aslanından daha küçük ve daha az sayıdadır.Bir Afrika aslanı 200 kg olarak hayatını sürdürürken Asya aslanı 100-140 kg arasında değişir.
Eskiden Asya aslanı Hindistan'dan İran'a, Arap Yarımadası'ndan Yunanistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada yaygındı. Günümüzde ise sadece Hindistan'ın batısında bulunan Gir Ormanı'nda yaşamaktadır. 2010 sayımına göre toplam nüfusu 400 civarındadır.
Türkiye'de Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşadığı bilinen Asya aslanının Anadolu'da nesli tükenmiştir. Son olarak 13. yüzyılda Anadolu'da yaşadığı tahmin edilmektedir.
Sibirya Kaplanı, kedigiller familyasından Sibirya'da yaşayan bir kaplan alt türüdür.
İri bir Sibirya kaplanının boyu 1 metresi kuyruk olmak üzere 4 metreye varabilir. Ağırlığı ise ortalama 380 kg olur (bu ortalamayı dişiler düşürür). Kaydedilmiş en ağır kaplan 578 kg'dır. Ten rengi kahverengimsi sarıdan paslı kırmızıya kadar değişir. Sibirya ve Mançurya gibi soğuk iklime sahip bölgelerde bulunan kaplanların tüyleri soğuktan korunmaları için daha uzundur. Bununla birlikte Sibirya Kaplanı Dünyadaki en büyük ve en güçlü kedi türüdür. Hatta yasadışı dövüşlerde Sibirya Kaplanları ile Kutup Ayıları'nın dövüştürüldüğü ve kaplanlar yara bile almazken ayıların bu dövüşlerin hiçbirinden sağ çıkamadığı ve bunun yüzünden onlarca kaplanın katledildiği bilinmektedir.
Sibirya Kaplanı Sibirya'nın seyrek ormanlarında yaşar. Dev patileri ve uzun tüyleri 1 metreyi geçen karda bile rahatça yol alabilmesini sağlar. Kar ona her açıdan avantaj sağlar. 1900'lü yıllarda Sibirya kaplanı Kore'de, Çin'de, Doğu Türkistan'da ve Moğolistan'da da yaygınlık gösteriyordu. Fakat bugün maalesef yalnızca Rusya'nın güneydoğusunda ve Kuzey Kore'de yaşamını sürdürmektedir. Doğada sadece 1200 tane Sibirya Kaplanı olduğu tahmin edilmektedir.
Amur Leoparı, kedigiller familyasından bir leopar alt türüdür.
Amur Leoparı, Kore Yarımadası'nda, Çin'in kuzeybatısında, Amur Nehri Vadisi'nde, Rusya-Çin sınırında ve Rusya'nın güneydoğusunda yaşar. Yayılım alanı Sibirya Kaplanı'nın ile hemenn hemen aynıdır. Sıcak yerlerde nadiren görülür. Günümüzde, tükenme riski had safhadadır. Habitat kaybı ve kürk ticareti bu türün neslini tükenmeye daha da yaklaştırmaktadır, öyle ki kedigiller familyasınının en nadir üyesidir. Dünyada sadece 25 tane yabani Amur Leoparı kaldığı düşünülmektedir.
Anadolu Leoparı'nın canlı olarak çekilebilmiş tek fotoğrafı.
Anadolu Leoparı, Orta Doğu ve Batı Asya'da yaygın olan İran Leoparı'nın Anadolu'da yaşayan bir ırkıdır.
Boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarındadır. Yaklaşık ömrü 20 yıldır. Çok çevik olan Anadolu Leoparı, etoburdur ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ile kuşlar gibi hayvanlar av yelpazesini oluşturur. Anadolu Leoparı, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamaktadır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması leoparları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır.
Anadolu Leoparı'nın varlığı ile ilgili son resmî kayıt 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazarı ilçesinin 5 km batısında bulunan Bağözü köyünden bir kadına saldırması sonrasında vurularak öldürülmesiyle gerçekleşmiştir. Öldürülen leoparın adı "Benekli"dir. Saldırıya uğrayan kadın ve vuran kişi Benekli'nin ölümüne çok üzüldüklerini defalarca belirtmişlerdir.
Tür aşırı avlanma sonucu dünyadan silinme noktasına gelmiştir. Mantolu Hasan adındaki yerel avcının tek başına en az 15 tane Anadolu parsı vurduğu bilinmektedir. 2010 yılında Siirt'te bir Anadolu Leoparı vurulmuştur. Ancak bunun İran Leoparı olduğuna dair spekülasyonlar da yayılmıştır. Anadolu Leoparı, 2013 yılında Türkiye'de iki kere görülmüştür. İlk leopar Kaçkar Dağları' fotokapanlarla görüntülenmiş. İkincisi ise Diyarbakır'ın Çınarlı ilçesine bağlı Solmaz köyünde öldürülmüştür. Doğada kaç tane kaldığı bilinmemekle birlikte, nesillerini devam ettirecek gen havuzuna sahip olmadıklarından çoğu kaynakta nesillerinin tükendiği yazmaktadır.
Florida Puması, kedigiller familyasından bir puma alt türüdür.
Adını yaşadığı eyalatten alan bu puma, doğu ABD'de bulunan tek pumadır. Florida puması ilk kez 1958'de Florida eyalet yasasında soyu tükenme tehlikesinde olan bir hayvan olarak yer almıştır. En büyük düşmanları Amerikan timsahı ve Amerika aligatörüdür. Doğada sadece 87 adet Florida Puması kalmıştır.
Darwin Tilkisi, köpekgiller familyasının, Canini oymağına ait bir türdür.
1831 yılında ünlü İngiliz doğabilimci Charles Darwin tarafından Şili sahilinde bulunan Chiloé Adası'nda keşfedilmiştir. Uzun süre Arjantin Dövüş Tilkisi'nin ada formu olarak dikkate alınmış, ancak 1990 yılında Nahuelbuta Millî Parkı'nda küçük bir popülasyonun keşfiyle ve bunu takip eden genetik incelemelerin neticesinde, bir tür statüsüne hakkı olduğu açıklığa kavuşmuştur.
Darwin tilkisinin, yüz, kulak kenarları, baş ve bacaklarında tarçıni kızıllıkları olan koyu güvez çakırlı boz postu vardır. Gerdan ve karınaltı beyaz olur; bazen gırtlak çizgisi üzerinde aklık görülür. Diğer Pseudalopex türleri ile çiftleşmez ve bunlardan daha küçük daha koyu renktedir.
Salgın hastalık taşıyan köpeklerin saldırısına uğradıklarından nesilleri büyük oranda azalmıştır. Doğada 300 civarında Darwin Tilkisi olduğu düşünülmektedir.
Kelaynak, kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70-80 cm uzunluğunda, 120-135 cm kanat genişliğinde bir kuş türüdür.
Tüysüz kırmızı bir yüz ve kafa ile uzun kıvrık kırmızı bir gagaya sahiptir. Sık sık fakat daima akan sulara yakın değildir. İri, parlak, cilalı, siyah kuşlardır. Başlarında tüy olmaması nedeniyle bu adı almışlardır. İlk yumurtadan çıktıklarında yavrunun kafası ve boğazı tüylüdür. Yaşları ilerledikçe bu tüyler yok olur. Siyah tüyleri güneş ışığının farklı açılarında parlak yeşil, kavuniçi ve mor rengini alır. Uçuşları insanı hayrete düşürecek kadar güzel ve zariftir.
Önceleri Ortadoğu, Kuzey Afrika hatta Avrupa Alplerinde yaygın bulunmaktayken 400 yıl önce burdaki nesilleri tükenmiştir. Günümüzde yaşayabilecekleri yerler Fas,Türkiye ve Suriye'dir.
Doğal ortamda sadece 400 kelaynak kaldığı tahmin edilmektedir.
Dünya yok olmadıkça nesli tükenmeyecek bir hayvan türüdür. En vahşi canlı olarak bilinir. Her şeyi yok etme kapasitesine sahiptir. Aç olduğu için değil, zevkine avlanan tek hayvandır.
Prezewalski Yaban Atı

Prezewalski Yaban Atı , Moğol Yaban Atı veya Takhi olarak bilinen, yaban atının yaşayan tek alttürüdür.
Yaban atı, evcil atın yabani atasıdır. Eskiden Doğu Avrupa ve Orta Asya'nın pek çok yerinde sık olmayan ormanlarda yaşardı. Şimdi ise yaban atının nesli tükenmiştir. Ondan geriye sadece Prezewalski Yaban Atı kalmıştır. Prezewalski Yaban Atı daha tıknaz oluşu, bacaklarını daha kısa oluşu ve kuyruğunun daha uzun oluşu ile evcil attan hemen ayırt edilir. Postu çoğu yerde açık kahverengi, karnı sarımsı beyaz, yelesi ve kuyruğu siyahtır. Prezewalski Yaban Atı evcilleştirilemez. Adını kaşif Nikolay Prezewalski'den almıştır. Sonradan birkaç at Hagenback Hayvanat Bahçesi'ne alınmıştır. Son yabani sürü 1967'de görülmüş ve son yabani at 1969'da vurulmuştur. Daha sonra hiç yabani at kalmayınca yaklaşık doğal ortamında tükenmiş kabul edilmiştir.
Kara Gergedan

Kara gergedan (Diceros bicornis), Perissodactyla takımından, Kenya, Tanzanya, Kamerun, Güney Afrika, Namibya ve Zimbabwe'de yaşayan bir hayvandır. Aslında bu hayvan siyah değil, grimsi kahverengi gibi bir rengi vardır.
Kara gergedan kendini iri ve değerli boynuzları sayesinde çok iyi korur. Ama neslini tehlikeye atan da bu boynuzlarıdır. Yemenli şeyhler için bu boynuzlar bıçak sapı olarak kullanılır. Çin tıbbında öğütülmüş gergedan boynuzunun her hastalığa iyi geldiği söylense de aslında hiçbir etkisi yoktur. Kara gergedan bu boynuzları, yüksek hızı ve iri cüssesi sayesinde Afrika'nın beş büyüklerinden beşincisidir.
Dünya Korunma Birliği tarafından hazırlanan kırmızı listede, kara gergedan, nesli kritk tehlikede olarak sınıflandırlmış ve dünyada sadece 3600 siyah gergedan kaldığı açıklanmıştır.
Java Gergedanı

Java gergedanı, Rhinocerotidae familyasından kalan beş gergedan türünden biridir.
En yakın akrabası Hint gergedanıdır. 1,7 m. boyunda ve 2300 kg. ağırlığındadır. Boynuzu en fazla 25 cm. uzunluğundadır. En kısa boynuz uzunluğu olan gergedan çeşididir. Nadir bulunuşu sebebiyle hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.
Çin tıbbındaki yaygın inanışa göre gergedan boynuzunun şifa verici güçleri olduğuna inanılırdı. Hâlbuki gergedan boynuzunun bilinen hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Bu inanış, zaten nesli tehlikede olan bu canlıların avlanmasına yol açarak popülasyonlarını ciddi mânada tehlike altına alınmasına sebep olmuştur.
Eskiden Java gergedanı Java Adası'nın batısından Çin'in güneyine kadar bir alanda yaşardı. Günümüzde ise sadece Java Adası'nda bulunan Ujung Kulon Milli Parkında yaşamaktadır. Tahminlere göre günümüzdeki sayıları 60'tan azdır.
Hirola

Hirola, Hunter antilobu olarak da bilinmektedir. Sadece Kenya'nın kuzeybatısında yetişen bir antilop türüdür.
Adına bazen dört gözlü antilop da denir. Çünkü bu antilobun çok iri olan koku bezleri kolayca göz sanılabilir. Boyu 1.-1,25 m, ağırlığı 80-118 kg olur.
Hirolanın nesli kritik tehlikededir ve dünya üzerinde 500-1200 adet kaldığı tahmin edilmektedir.
Çift Hörgüçlü Deve

Çift Hörgüçlü Deve, Orta Asya'nın çöllerine özgü iri bir çift toynaklıdır. Aynı zamanda dünyada kalan 2 deve türünden biridir. Daha uzun tüyleri ve iki hörgücü oluşuyla tek hörgüçlü deveden hemen ayırt edilir.
Dünyada 1.4 milyon evcil Çift Hörgüçlü Deve yaşamaktadır. Ancak doğada sadece 950 yabani Çift Hörgüçlü Deve kalmıştır. Bunlar da Çin ve Moğolistan'da yaşamaktadır. Bu sebepten dolayı nesli kritik tehlikededir.
Çin Nehir Yunusu

Çin Nehir Yunusu, Lipotidae familyasının tek üyesi olan bazı kaynaklara göre nesli kısmen tükenmiş bir yunus türüdür.
Tarihsel olarak Çin Nehir Yunusu, Yangtze Nehri'nin Şangay şehrine yakın olan ağzından orta ve batıda Yiçang şehrinin bulunduğu yukarı kısımlarına kadar olan 1.700 kilometrelik bir bölgede yaşamaktaydı. Bu alan şu anda her iki taraftan da birkaç yüz kilometre azalmış ve Yangtze Nehri'ni besleyen Dongting ve Poyang gölleri arasında kalan Yangtze'nin ana kolu üzerine sıkışmıştır. Doğal yaşam alanındaki bu daralmanın sebebi kısmen Üç Boğaz barajının inşasıdır ama asıl sebep dünya üzerindeki insan nüfusunun yaklaşık %12'sinin Yangtze Nehri havzasında çalışması ve yaşamasıdır.
1950'lerde 6.000 Çin nehir yunusu bulunduğu tahmin edilmiştir. Ancak son elli yılda bu sayı önemli oranda azalmıştır. Guinness Rekorlar Kitabı'na göre dünyanın en çok soyu tükenme riski altında olan deniz memelisi olan Çin Nehir Yunusu en son Eylül 2004 tarihinde görülmüştür. 2006 yılı sonunda Yangtze nehrinde yapılan yunus araştırması sonucunda bir tane yunus ile bile karşılaşılmayınca soyu kısmen tükenmiş sayılmıştır.
Iriomote Kedisi

Iriomote Kedisi, kedigiller familyasından yırtıcı bir kedi türüdür. Sadece Japonya'nın Ryūkyū Adaları'nın en güneyindeki ada olan Iriomote'da yaşar. İlk 1967 yılında bilimsel olarak tanımlanmıştır. Japonca; İriomote-yama-neko olarak adlandırılır. Anlamı İriomote Dağ Kedisi'dir.
Bu kedinin postu koyu kahverengi olup, şerit şeklinde sıralanmış koyu lekelerle kaplıdır. Vücudu uzun, organları görece kısa, kuyruk yine aynı şekilde bodur ve kalındır. Kulaklar küçük ve yuvarlağımsı olup, diğer birçok kedi türlerindeki gibi arka tarafında beyaz bir leke bulunur. Büyüklük bakımından ev kedisi ile kıyaslanabilir.
Iriomote kedilerinin yaşam alanı ilk tahlilde, anavatanları olan adadaki kıyı şeridinin, subtropik yağmur ormanlarıdır. Dağlık olan iç bölgelerden mümkün mertebe kaçınırlar. Ağırlıklı olarak gece aktiftirler ve ağaç kovuklarında, dallarda ve kaya yarıklarında dinlenirler. Geceleri, nadiren gündüzleri de, ağaçlara tırmanarak veya yüzerek yiyecek ararlar.
Iriomote Kedisi en nadir kedi türü olup, ayrıca kedigiller familyasının en küçük dağılım alanına da sahip olanıdır. Zira Iriomote Adası sadece 290 kilometrekare bir alanı kaplar. Tür tamamen korunuma altındadır. Yaşam alanının daralması ve yol-araç trafiği şüphesiz tehdit oluşturur. Toplam popülasyonunun sadece 100 yetişkin bireyden ibaret olduğu tahmin edilmektedir.
İber Vaşağı

İber Vaşağı, kedigiller familyasından İspanya ve Portekiz'de yaşayan çok ender bir vaşak türüdür.
İber vaşakları görümüm olarak Avrasya Vaşağı'na çok benzerler ama önemli ölçüde daha küçüktürler. 12 kg vücut ağırlıklarıyla bir Avrasya vaşağı ağırlığının üçte ikisinden biraz daha hafiftirler. Postları kuzeydeki akrabasından genelde daha belirgin ve güçlü şekilde lekelidir.
Başlangıçtaki dağılım tüm İspanya ve Portekiz üzerinde uzanıyordu. Bugün yaklaşık 100 birey, birbirinden az ayrılmış populasyon olarak İber Yarımadası üzerinde dağınık olarak yaşar. Yalnız İber Vaşakları, Portekiz Algarve'de, kalanlar İspanya'da yaşar. Her iki büyük populasyon, Milli park Coto de Doñana ve Sierra de Andújar, Jaén'de yaşar.
Şu anda esaret altında 15 vaşak vardır. Mart 2005'de insani himaye ile İber Vaşağı üretmek, dişi vaşak Sally ile başarılı olmuş, Milli Park Coto de Doñana'nın üretim istasyonunda 3 yavru vaşak dünyaya gelmiştir. Mart 2006'da Sally, 2 yavru dünyaya getirerek ikinci kez anne olmuştur. Ancak doğada 100'den az İber Vaşağı olduğu tahmin edilmektedir.

Asya Aslanı

Asya Aslanı, kedigiller familyasından Hindistan'ın batısındaki, Gucerat bölgesinde bulunan Gir Ormanları'nda yaşayan bir aslan alt türüdür.
Asya aslanı Afrika aslanından daha küçük ve daha az sayıdadır.Bir Afrika aslanı 200 kg olarak hayatını sürdürürken Asya aslanı 100-140 kg arasında değişir.
Eskiden Asya aslanı Hindistan'dan İran'a, Arap Yarımadası'ndan Yunanistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada yaygındı. Günümüzde ise sadece Hindistan'ın batısında bulunan Gir Ormanı'nda yaşamaktadır. 2010 sayımına göre toplam nüfusu 400 civarındadır.
Türkiye'de Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşadığı bilinen Asya aslanının Anadolu'da nesli tükenmiştir. Son olarak 13. yüzyılda Anadolu'da yaşadığı tahmin edilmektedir.

Sibirya Kaplanı
Sibirya Kaplanı, kedigiller familyasından Sibirya'da yaşayan bir kaplan alt türüdür.
İri bir Sibirya kaplanının boyu 1 metresi kuyruk olmak üzere 4 metreye varabilir. Ağırlığı ise ortalama 380 kg olur (bu ortalamayı dişiler düşürür). Kaydedilmiş en ağır kaplan 578 kg'dır. Ten rengi kahverengimsi sarıdan paslı kırmızıya kadar değişir. Sibirya ve Mançurya gibi soğuk iklime sahip bölgelerde bulunan kaplanların tüyleri soğuktan korunmaları için daha uzundur. Bununla birlikte Sibirya Kaplanı Dünyadaki en büyük ve en güçlü kedi türüdür. Hatta yasadışı dövüşlerde Sibirya Kaplanları ile Kutup Ayıları'nın dövüştürüldüğü ve kaplanlar yara bile almazken ayıların bu dövüşlerin hiçbirinden sağ çıkamadığı ve bunun yüzünden onlarca kaplanın katledildiği bilinmektedir.
Sibirya Kaplanı Sibirya'nın seyrek ormanlarında yaşar. Dev patileri ve uzun tüyleri 1 metreyi geçen karda bile rahatça yol alabilmesini sağlar. Kar ona her açıdan avantaj sağlar. 1900'lü yıllarda Sibirya kaplanı Kore'de, Çin'de, Doğu Türkistan'da ve Moğolistan'da da yaygınlık gösteriyordu. Fakat bugün maalesef yalnızca Rusya'nın güneydoğusunda ve Kuzey Kore'de yaşamını sürdürmektedir. Doğada sadece 1200 tane Sibirya Kaplanı olduğu tahmin edilmektedir.
Amur Leoparı

Amur Leoparı, kedigiller familyasından bir leopar alt türüdür.
Amur Leoparı, Kore Yarımadası'nda, Çin'in kuzeybatısında, Amur Nehri Vadisi'nde, Rusya-Çin sınırında ve Rusya'nın güneydoğusunda yaşar. Yayılım alanı Sibirya Kaplanı'nın ile hemenn hemen aynıdır. Sıcak yerlerde nadiren görülür. Günümüzde, tükenme riski had safhadadır. Habitat kaybı ve kürk ticareti bu türün neslini tükenmeye daha da yaklaştırmaktadır, öyle ki kedigiller familyasınının en nadir üyesidir. Dünyada sadece 25 tane yabani Amur Leoparı kaldığı düşünülmektedir.
Anadolu Leoparı

Anadolu Leoparı'nın canlı olarak çekilebilmiş tek fotoğrafı.
Anadolu Leoparı, Orta Doğu ve Batı Asya'da yaygın olan İran Leoparı'nın Anadolu'da yaşayan bir ırkıdır.
Boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarındadır. Yaklaşık ömrü 20 yıldır. Çok çevik olan Anadolu Leoparı, etoburdur ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ile kuşlar gibi hayvanlar av yelpazesini oluşturur. Anadolu Leoparı, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamaktadır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması leoparları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır.
Anadolu Leoparı'nın varlığı ile ilgili son resmî kayıt 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazarı ilçesinin 5 km batısında bulunan Bağözü köyünden bir kadına saldırması sonrasında vurularak öldürülmesiyle gerçekleşmiştir. Öldürülen leoparın adı "Benekli"dir. Saldırıya uğrayan kadın ve vuran kişi Benekli'nin ölümüne çok üzüldüklerini defalarca belirtmişlerdir.
Tür aşırı avlanma sonucu dünyadan silinme noktasına gelmiştir. Mantolu Hasan adındaki yerel avcının tek başına en az 15 tane Anadolu parsı vurduğu bilinmektedir. 2010 yılında Siirt'te bir Anadolu Leoparı vurulmuştur. Ancak bunun İran Leoparı olduğuna dair spekülasyonlar da yayılmıştır. Anadolu Leoparı, 2013 yılında Türkiye'de iki kere görülmüştür. İlk leopar Kaçkar Dağları' fotokapanlarla görüntülenmiş. İkincisi ise Diyarbakır'ın Çınarlı ilçesine bağlı Solmaz köyünde öldürülmüştür. Doğada kaç tane kaldığı bilinmemekle birlikte, nesillerini devam ettirecek gen havuzuna sahip olmadıklarından çoğu kaynakta nesillerinin tükendiği yazmaktadır.
Florida Puması

Florida Puması, kedigiller familyasından bir puma alt türüdür.
Adını yaşadığı eyalatten alan bu puma, doğu ABD'de bulunan tek pumadır. Florida puması ilk kez 1958'de Florida eyalet yasasında soyu tükenme tehlikesinde olan bir hayvan olarak yer almıştır. En büyük düşmanları Amerikan timsahı ve Amerika aligatörüdür. Doğada sadece 87 adet Florida Puması kalmıştır.
Darwin Tilkisi

Darwin Tilkisi, köpekgiller familyasının, Canini oymağına ait bir türdür.
1831 yılında ünlü İngiliz doğabilimci Charles Darwin tarafından Şili sahilinde bulunan Chiloé Adası'nda keşfedilmiştir. Uzun süre Arjantin Dövüş Tilkisi'nin ada formu olarak dikkate alınmış, ancak 1990 yılında Nahuelbuta Millî Parkı'nda küçük bir popülasyonun keşfiyle ve bunu takip eden genetik incelemelerin neticesinde, bir tür statüsüne hakkı olduğu açıklığa kavuşmuştur.
Darwin tilkisinin, yüz, kulak kenarları, baş ve bacaklarında tarçıni kızıllıkları olan koyu güvez çakırlı boz postu vardır. Gerdan ve karınaltı beyaz olur; bazen gırtlak çizgisi üzerinde aklık görülür. Diğer Pseudalopex türleri ile çiftleşmez ve bunlardan daha küçük daha koyu renktedir.
Salgın hastalık taşıyan köpeklerin saldırısına uğradıklarından nesilleri büyük oranda azalmıştır. Doğada 300 civarında Darwin Tilkisi olduğu düşünülmektedir.
Kelaynak

Kelaynak, kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70-80 cm uzunluğunda, 120-135 cm kanat genişliğinde bir kuş türüdür.
Tüysüz kırmızı bir yüz ve kafa ile uzun kıvrık kırmızı bir gagaya sahiptir. Sık sık fakat daima akan sulara yakın değildir. İri, parlak, cilalı, siyah kuşlardır. Başlarında tüy olmaması nedeniyle bu adı almışlardır. İlk yumurtadan çıktıklarında yavrunun kafası ve boğazı tüylüdür. Yaşları ilerledikçe bu tüyler yok olur. Siyah tüyleri güneş ışığının farklı açılarında parlak yeşil, kavuniçi ve mor rengini alır. Uçuşları insanı hayrete düşürecek kadar güzel ve zariftir.
Önceleri Ortadoğu, Kuzey Afrika hatta Avrupa Alplerinde yaygın bulunmaktayken 400 yıl önce burdaki nesilleri tükenmiştir. Günümüzde yaşayabilecekleri yerler Fas,Türkiye ve Suriye'dir.
Doğal ortamda sadece 400 kelaynak kaldığı tahmin edilmektedir.
İnsan
Dünya yok olmadıkça nesli tükenmeyecek bir hayvan türüdür. En vahşi canlı olarak bilinir. Her şeyi yok etme kapasitesine sahiptir. Aç olduğu için değil, zevkine avlanan tek hayvandır.
