Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Fareler ve İnsanlar - (John Steinbeck)

Of Mice and Men (Fareler ve İnsanlar)



Yazar: John Steinbeck

Konu:
"Of Mice and Men", 1930'ların Büyük Buhran dönemi Amerika'sında geçen, iki gezgin tarım işçisi George Milton ve Lennie Small'ün hikayesini anlatır. George, zeki ve pratik bir adamken, Lennie fiziksel olarak güçlü ancak zihinsel engelli bir karakterdir. İkisi, daha iyi bir hayat hayaliyle, özellikle kendi topraklarına sahip olma ve "tavşan besleme" düşüyle bir arada tutunur. Ancak, Lennie'nin kontrol edilemeyen gücü ve masum ama tehlikeli davranışları, onların hayallerini ve çevreleriyle ilişkilerini tehdit eder. Roman, dostluk, yalnızlık, umut ve Amerikan Rüyası'nın kırılganlığı gibi temaları işler. Steinbeck, dönemin sosyal ve ekonomik zorluklarını, insan doğasının karmaşıklığını ve toplumsal dışlanmayı etkileyici bir şekilde yansıtır.

Tür: Roman, Drama
Yayın Yılı: 1937
Önem: John Steinbeck'in en bilinen eserlerinden biri olan bu kısa roman, Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış yazarın güçlü kalemini ve insani meselelere duyarlı yaklaşımını gösterir. Eser, Amerikan edebiyatının klasikleri arasında yer alır.

Film Uyarlamaları
"Of Mice and Men", John Steinbeck’in tiyatro oyunu olarak da uyarladığı yapısından dolayı sinemaya ve televizyona defalarca uyarlanmıştır.

1939 Film Uyarlaması




Yönetmen: Lewis Milestone

Oyuncular: Burgess Meredith (George), Lon Chaney Jr. (Lennie), Betty Field (Curley’nin karısı)


Steinbeck’in 1937 tarihli romanından uyarlanan bu siyah-beyaz film, kitaba oldukça sadık bir uyarlamadır. Büyük Buhran döneminin atmosferini başarıyla yansıtır ve Aaron Copland’ın müzikleriyle dikkat çeker. Film, En İyi Film dahil dört dalda Oscar’a aday gösterilmiştir. Lon Chaney Jr.’ın Lennie performansı, karaktere derinlik katarak dönemin izleyicileri tarafından övgüyle karşılanmıştır. Rotten Tomatoes’ta %100 puanla eleştirmenlerden tam not almıştır.

Özellikler: Kitaba sadık kalarak, George ve Lennie’nin dostluğunu ve trajik sonlarını vurgular. Bazı küçük değişiklikler (örneğin, Lennie’nin cebinde fare yerine ölü bir kuş taşıması) yapılmıştır.

1992 Film Uyarlaması




Yönetmen: Gary Sinise
Oyuncular: Gary Sinise (George), John Malkovich (Lennie), Sherilyn Fenn (Curley’nin karısı)


Horton Foote’un senaryosuyla çekilen bu uyarlama, kitaba son derece sadık bir prodüksiyondur. Gary Sinise’nin hem yönetmenliği hem de George rolündeki performansı, John Malkovich’in ise Lennie’yi karmaşık ve dokunaklı bir şekilde canlandırması övgü toplamıştır. Film, Curley’nin karısı karakterini daha sempatik bir şekilde tasvir ederek kitaptan hafifçe ayrılır. 1992 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilmiş ve Rotten Tomatoes’ta %97 puan almıştır.

Film, kitaptaki diyaloglara sadık kalır ve Büyük Buhran döneminin atmosferini görsel olarak güçlü bir şekilde yansıtır. Sinise’nin yönetmenliği, hikâyenin duygusal ağırlığını korumak için gereksiz süslemelerden kaçınır.

Romanın sıkça sansüre uğraması, içerdiği kaba dil ve bazılarının ırkçı bulduğu ifadeler nedeniyle tartışmalara yol açmıştır. Buna rağmen, edebi değeri nedeniyle Amerikan Kütüphane Derneği’nin “21. Yüzyılın En Çok Sansürlenen Kitapları” listesinde yer alsa da savunulmuştur.

Film uyarlamaları, özellikle 1939 ve 1992 versiyonları, kitaba sadık kalarak Steinbeck’in dostluk, yalnızlık ve trajedi temalarını başarıyla aktarmıştır. 1992 uyarlaması, modern izleyiciler için daha erişilebilir bir seçenek olarak öne çıkar.
 
Bazen kedileri okşayıp mıncıkladığımda aklıma bu kitabın geldiğini itiraf edeyim. Günümüzde de devam eden "Amerikan Rüyası"nın insanların kafasında oluşturduğu farklı versiyonlarını ele almış bir eser bu. Kitabın özellikle finalinde gerçekleşen olaylar her zaman tartışmaya açık kalacak: "Böyle olması doğru muydu, yanlış mıydı, kardeşi bile değildi, başka çıkar yol yok muydu, ne yönlerden faydası oldu, neleri yok etti?" Bence kitabı okuyan birçok insanın en çok etkilendiği karakter, sinsi görünüşü, kısa boyu, zeki mizacıyla George olmuştur. Zihinsel engelinden ötürü bilinçsiz şekilde suç işleyen arkadaşını her seferinde koruyup kollamasına rağmen, aslında aklının bir köşesinde arkadaşından kurtulma isteği olduğunu inkâr edemiyordu. Amacına ulaşmak için o olmadan yoluna çok daha kolay devam edeceği bariz olmasına rağmen masum dostuna hissettiği bağlılık, vicdan, sorumluluk duygusundan ötürü onun elini bırakmadı. Olayların gelişiminde elbette o yıllarda engelli haklarını koruyup gözeten bir hukuk devleti olmaması da büyük rol oynuyor.

Yazarın eserlerinde genel olarak işçilerin ve göçmenlerin yalnızlığını, yoksulluğunu, gerçekleşmesi hiçbir zaman mümkün olmayan hayâllerini görüyoruz. Yazarın kendisi ise kapitalist rejimde yaşam mücadelesi veren göçmen bir ailenin üyesi olarak, birçok farklı işte çalışıp geçimini sağlamaya çalışan bir adam olmuş. Yarattığı ana karakterler gibi öfke kontrolü olmayan, aman vermeyen bir erkek kendisi de. Güçlü kalemiyle kısa sürede takdir kazandığı için aslında "Birilerinin suyuna gitse sefahat içinde yaşamını sürdürürdü." diye düşünmeden edemiyorum ama asi kişiliği hiçbir zaman buna izin vermemiş belli ki. Bunu yapmış olsaydı zaten adaletsizliğin pençesinde kıvranan, hayâl kurma lüksü bile olmayan insanların öyküsünü konu alan böyle kaliteli eserleri ortaya koyamazdı.:sapkali:

Ortaokuldaki Türkçe öğretmenleri çok matah bir şey yaptıklarını düşünerek bu yazarın eserlerini öğrencilere okutmaya çalışırlar, kendim de o sıralarda okudum ama bu kitaplardaki dürüstçe ortaya konan gerçekleri anlamak, olayların ciddiyetini kavramak için en azından 20'li yaşlara ulaşmak gerektiği görüşündeyim açıkçası.

John Steinbeck'ten bahsetmişken Susan adında bir kız için umutsuz bir aşk beslediğini söyleyen 14 yaşındaki büyük oğlu Thom’a 1958 yılında yazdığı mektubu da paylaşalım:
New York
10 Kasım 1958
Sevgili Thom,
Bu sabah mektubunu aldık. Mektubuna kendi bakış açımla cevap vereceğim. Tabii, Elaine de kendi bakış açısıyla.
İlk olarak, eğer âşık olduysan, bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en iyi şey. Sakın kimsenin bunu küçümsemesine izin verme.
İkincisi, birkaç çeşit aşk vardır. Biri bencil, cimri, açgözlü ve egoistçedir ve sevgiyi kibri uğruna harcar. Bu kötü ve çirkin türden bir aşktır. Bir diğeri, içindeki iyi her şeyin, nezaketin, düşünceliliğin ve saygının taştığı bir aşktır. Bu yalnızca toplumsal alandaki saygılı davranışlar değil, bir başka insanı biricik ve kıymetli gördüğün daha yüce bir saygıdır. İlki seni hasta, küçük ve zayıf yapabilir fakat ikincisi içindeki gücü, cesareti, iyiliği ve hatta sahip olduğunu bilmediğin bilgeliği ortaya çıkarabilir.
"Bu geçici bir aşk değil." diyorsun. Eğer çok derinden hissediyorsan, tabii ki geçici bir aşk değil.
Fakat bana ne hissettiğimi sorduğunu zannetmiyorum. Hislerini herkesten daha iyi biliyorsun. Benden sana yardımcı olmamı istediğin konu, bunun hakkında ne yapılması gerektiği ve benim ne söyleyebileceğim.
Hissettiklerinin tadını çıkar, bundan memnuniyet duy ve şükran besle.
Aşk, en iyi ve en güzeli amaçlar. Buna ulaşmaya çalış.
Birini seviyorsan bunu ona söylemekte bir sakınca yoktur. Sadece hatırlamalısın ki, bazı insanlar oldukça çekingen olabilir ve bazen bu çekingenliği göz önünde bulundurmalısın.
Kızlar bir şekilde senin ne hissettiğini anlayabilir veya hissedebilir fakat yine de bunu duymak isterler.
Bazen olur, hissettiklerine bir sebepten karşılık alamazsın fakat bu senin hislerinin değerini veya güzelliğini eksiltmez.
Son olarak, ne hissettiğini biliyorum çünkü ben de aynı hislere sahibim ve sen de böyle hissettiğin için mutluyum.
Susan’la tanışmaktan memnuniyet duyarız. Elaine tüm hazırlıkları yapacak, çünkü bu onun uzmanlık alanı ve bunu yapmaktan çok memnun olacaktır. O da aşk hakkında çok şey bilir ve belki sana benden daha çok yardım edebilir.
Ve kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa olur. Önemli olan acele etmemek. İyi olan hiçbir şey elden kaçmaz.
Sevgiler,
Baban
 
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık