Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

En Son Hangi Kitabı Okudunuz?

  • Konbuyu başlatan Reversi
  • Başlangıç tarihi
Keyifli bir Mayıs oldu.
Rüyanın Öte Yakası


Fikir üzerine inşa edilmiş bir hikaye. Baya bölük pörçük bir iş olmuş, bitirip gidelim hissini aldığınız için siz de okurken o moda geçiyorsunuz. Ele aldığı sorular ve bu sorular etrafında üretilmiş cevaplar fazla kalıplara sıkışmış vaziyette. İnsanı değerlendirdiği şekil biraz sakil geldi, kotaramamış. Sevemedim.
Kara Büyücü Loncası-1 Büyücü Loncası


Bilindik bir dünya yaratımı ve hikaye anlatıcılığı ile iyi denebilecek bir giriş kitabı olmuş. Sonya’yı okurken Vin’i anımsadım ara ara. Özellikle Sissoylu’ya dönüşmeden önceki hali fazlasıyla benzer geldi. Gerçi böyle bir kurguda ana karakter olarak yaşam mücadelesi veren bir kız çocuğu seçtiğiniz zaman aşağı yukarı buna benzer bir işleyiş kaçınılmaz.
Severek okudum, daha genç işi bir seri, görünen kısmı şimdilik böyle.
Bereketli Topraklar Üzerinde


Toplum eleştirisini, sınıfsal çelişkilerini propagandaya dönüştürmeden, didaktik bir tonla bulamaca çevirmeden oldukça yalın bir dille anlatmayı tercih etmiş. Karakterlerin iç konuşmaları üzerinden kurduğu anlatı ile beraber tüm süreci bu iç çatışmalar etrafına inşa etmiş. Fakir Baykurt ile kıyaslanınca bu farklılıklar fazlasıyla görünür hale geliyor.
Kapanışa doğru, köy yerinde kocalarını, oğullarını, babalarını bekleyen kadınlar üzerinden kurulan anlatı, ciğerlerinize kadar işleyen, nefesinizi daraltacak kadar tanıdık o yoksulluğu gözler önüne seriyor. Kitabın başından sonuna kadar size eşlik eden, karakterlerin iç diyaloglarıyla beraber yaratılan rıza inşası kapanışta da son noktayı koymaktan geri durmuyor. Geride kalan kadın ve çocukları bekleyen yokluk, sefalet ve sömürü.
“Paçavralar içindeki korkuluk; kuru, çıplak ayakları üzerine kalktı, kızını buz gibi elinden tuttu. Hırsla çekti, çıktı gitti. Ne çığlık, ne döğünme, ne telaş”
İnsanın Dört Zindanı


İslami değerler referans alınarak irdelenen “beşer”, yaşamla ancak böyle güçlü bir bağ kurabilen birisi tarafından bu şekilde irdelenebilirdi. Meseleye hem inanç hem de düşünce düzleminde yaklaşabilmiş, yaşamın her zerresini sözcüklerinden hissedebildiğiniz adeta bir manifesto olmuş. Akademik olarak birtakım sorunlar barındırıyor gibi görünse de bir kuşağın sıkışmışlığını dillendirip, modern hayatın yarattığı boğuculuğu üzerinden atmaya yeltenmiş, içine düşülen açmazlarla mücadele etmiş, büyük bir kesimin sesi olabilmiş Şeriati.
Oğullar ve Rencide Ruhlar


Başlarda "umarım Palahniuk’e doğru evrilmez" korkusu sarıyor, bir müddet sonra bu durum ortadan kalkıyor hatta mizahının tonuna alışınca baya eğlenceli hale geliyor kitap. Türdaşları gibi altı çizilesi özlü söz tufanına boğmadan, fazlasıyla akıcı kurgusuyla içine çekiyor sizi. El kadar velet üzerinden yaratılan megaloman, nevrotik karakter çok hoş bir doku oluşturmuş. Listemde bir kitabı daha var Alper ağabeyin, ona da kesin göz atacağım.
Yine hassas kalpler için bir sığınak olmuşsun keke :alkis:
 
Henüz bitirmedim ama sosyoloji paperım için (evet, furryler üzerine yazdım) şu aşağıdaki kitabın bazı kısımlarını okudum.


İlginç chapterlar var, furryler üzerine bu kadar akademik çalışma yapılmasını beklemiyordum.
Mesela Chapter 24: Furry Identity, Furry Capital, and Intrasonas: Merging Quantitative, Qualitative, and Anthropological Findings to form the Furry Fandom Identity Resolution Model (FFIRM)

Hahahah, ne demek yani furry capital? Bunun da mı capitali var? Varmış. Bu kısmı yazan kişi öyle bir tanım yapıyor en azından:

Furry Capital In the FFIRM I’m proposing, high levels of furry identity have both direct and indirect benefits to the individual, including the potential growth of furry capital. I define furry capital as the individual, group, and societal level benefits and skills that arise from engagement in the furry fandom, particularly as they relate to social, relational, interpersonal, emotional, and psychological well-being. In addition to supporting the development of the furry identity (self-awareness and sense of belonging), robust and meaningful participation in the furry fandom via engagement with a responsive community and the fursona may also directly increase furry capital (transferable benefits and skills), too. The benefits and skills developed from participation in the furry fandom via community and fursonas have relevance beyond the fandom, too. For example, navigating the uncertainty of a stigmatized identity can facilitate the development of important moral reasoning capabilities and self-efficacy (Côté & Levine, 2002, 2015; Phinney & Rosenthal, 1992). The fandom’s strong contingent of 2SLGBTQI+ and other marginalized individuals may cultivate a safe environment to negotiate sexual orientation and gender identity, which consequently creates a social justice mindset that permeates non-furry worldviews. The use of fursonas helps to develop communication skills and personal problem-solving techniques. Self-esteem can emerge as a result of skill mastery (e.g., art) and deep attachment to the products of creative labor. Engagement in both the community and fursona can foster the courage required to live authentically, develop autonomy, and better resist the seduction of consumerism as a method for expressing oneself. Ultimately, furry capital may ease the challenges of navigating work, school, and personal relationships outside of the fandom, too, and support the resolution of a robust adult (non-furry) identity.

"The use of fursonas helps to develop communication skills and personal problem-solving techniques."

Bu, benim araştırmamda da temel argümanlardanımdan biriydi. Ötekileştirilmiş gruplarda, bu tarz benliğin yeniden inşa edilebildiği (fursona) ve normların yıkılıp yeniden tanımlandığı (furry community) ortamlarda daha rahat iletişim kurulabildiğini gözlemlemek gerçekten de mümkün. Ayrıca, yine bu tarz ötekileştirilmiş grupların çocukken antropomorfik medya tüketirken (mesela Sonic, Zootopia, Aslan Kral) ana karakterin farklı ama herkesten biriymiş gibi olması bir rol model görevi görmesine sebep oluyor. Yine*, bu tarz gruplar dijital ortamlarda IRL'ye göre daha kolay barınabildikleri için dijital okuryazarlıkları daha yüksek oluyor ve 4chan, 8chan gibi underground image boardlara düşmeleri daha kolay oluyor. Furry gibi niş topluluklar da bu tarz image board sitelerde, zayıf regülasyonlarından mütevellit çok daha yaygın. Burada ötekileştirilmiş gruplardan kastım yalnız queer de değildi benim kitabın aksine, nöroçeşitli (otizm, disleksi, DEHB) kişilerde de bu tarz eğilimlere daha sık rastlamak mümkün.

Sırf araştırma yaparken komik bir konu olsun, biraz da hocaya görmediği bir şeyler göstereyim diye seçmiştim ama içine düştükçe çok ilginç şeyler saptadım. Hatta başta vore, ABDL gibi diğer parafilik eğilimleri de araştırmaya katacaktım fakat furryler üzerine o kadar sosyolojik malzeme çıktı ki konuyu sadece buraya çevirdim. Komik olan bir şey daha, furryler ile ilgili ciddi araştırma yapan (benim gibi sınav için değil) araştırmacıların çoğunun, kendilerinin de furry olduğunu tespit ettim. Bazılarının akademik platformlarda profil fotoğrafları kedi kulaklı falan, hahahah.
 
Aslında iki önce okuduğum kitap ama çok güzel olduğu için paylaşmak istiyorum.



Han Kang - Vejetaryen

Rüyalar başlamadan önce Yonğhe ve kocasının hayatları gayet sıradandı. Evliliğin tekdüzeliğinde normal bir yaşam sürerlerken, Yonğhe rüyalar görmeye başladı ve vejetaryen olmaya karar verdi. Evdeki tüm etleri bir torbaya doldurdu. Kalamarları. Yumurtaları. O hafta kocası, iş yerine ilk kez ütüsüz bir gömlekle gitti. Bu, korkunç değişimin başlangıcıydı.
Han Kang bizleri cinselliği, şiddeti, ilişkilerimizi ve saplantılarımızı
sorgulayacağımız rahatsız edici bir yolculuğa çıkarıyor.

“Derinize nüfuz edecek ürkütücü bir evrenselliğe sahip.”
-Laura Miller
"Kang, insan beyninin ve bedeninin dayanabileceği sınırları ve
vahşetin en uç biçimlerinde bile görülebilen tuhaf güzellikleri araştırıyor."
-Entertainment Weekly

Rahatsız edici, okurken kalbimin sıkışmasına neden olan ama okumaya başladığımda bir türlü elimden bırakamadığım bir kitap oldu. Aile ve evlilik ilişkileri, çocukluktan yetişkinliğe taşınan travmalar, cinsel şiddet ve psikolojik rahatsızlıklar üzerine yazılmış mükemmel bir eser. Hayatımda okuduğum en iyi kitap.
Tavsiyeni gördükten sonra bu kitabı sipariş etmiştim, geçen hafta okudum. Uzun zamandır bu kadar değişik ve etkileyici bir kitap okumamıştım açıkçası, düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Spoiler içerir:
Bu kitapta en başarılı bulduğum şey, olayları tamamen başkalarının gözünden göstermesine rağmen okurların vejetaryen kadının ızdırabını derinden hissedebilmesi. Küçüklüğünde ailece köpek ziyafeti verildiği günkü olayı okurken çok üzüldüm gerçekten ya bunun gibi birçok şey kadının hayatında travmalara sebep olmuş. Her ne kadar kadın için "Aniden değişip hayatımızı tepetaklak etti." diye söylense de aslında aniden falan değildi, bu travmalar kadının hayatını yaşama şekline bile yansımış, sadece patlama noktasına gelmeyi bekliyormuş. Akrabalarında psikolojik tedavi bilinci olmaması, "Akıl hastası değil, hâlâ mantıklı hareket edebiliyor, sadece et yemiyor." diye geçiştirilmesi ve kaba kuvvet kullanılması kadının durumunu daha da kötüye sürükledi. Kitap biterken çocukluk travmalarıyla ilgili kız kardeşler arasında bir çözümleme göreceğimizi düşünmüştüm aslında ama yazarın böyle bir planı yokmuş demek ki. Bu hâliyle de gayet güzel bir finaldi.

Bu kitapta insanı düşündüren çok fazla şey var. Tüm olayları dışarıdan yabancı biri gibi izleyen kocanın bir süre sonra karısıyla aynı rüyaları görmeye başlaması; ablanın bazı geceler evde uyuyan oğlunun varlığını bile unutarak ormana gitmesi (tıpkı şuurunu yitirip ağaç olduğuna inanan kız kardeşi gibi), bir erkeğin şiddetle tiksinip boşamaya çalıştığı kadını, başka bir erkeğin ölesiye arzulaması... Özgün birçok konu çarpıcı bir şekilde işlenmiş bu kitapta. 2. bölümdeki vejetaryen baldızıyla video çekimi yapan adamın öyküsü de ilginçti doğrusu. Aslında ilginç yapan şey, adamın niyetini "tecavüz" ya da "ihanet" olarak nitelendirememek. Çünkü neresinden bakarsan bak, kadının da rızası vardı, belki kadının akıl sağlığı pek yerinde olmadığı için istismar ettiği söylenebilir. "Sanat / estetik için her şey mübahtır." anlayışına sahip insanların birisiyle yuva kurmaya kalkması gerçekten çok saçma bir şey. Çektiği tüm acıya ve hissettiği nefrete rağmen ablanın kendi kız kardeşine tarafsız gözle bakarak onu ölüme terk etmemesi harikaydı. Uzman bir psikoloğun bu kitaptaki olaylarla ilgili değerlendirmesini okumayı çok isterdim açıkçası.

Akademik bilgiye boğmadan insan psikolojisini gerçekçi öykülerle irdeleyen bu tür kitaplara bayılıyorum cidden. Bu kitabı okuduğuma çok sevindim, tavsiye ettiğin için çok teşekkürler.💐
Paylaştığın bu kitabı gerçekten çok beğenmiştim, geçen hafta yazarın başka 2 kitabını daha sipariş ettim. Kitaplarını tararken bu yazarın 2024 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığını öğrendim, geçen sene Ekim ayında duyurulmuş sanırım. Bu tür ödüllere fazla bel bağlayan biri değilim açıkçası ama çok başarılı bulduğum bir yazar olduğu için bu haber çok sevindirici oldu.:)



Tarz olarak cidden bayıldım, elime ulaşan kitaplardan birine başladım bugün. Okuduğum birkaç kitap daha oldu, bitince onlarla birlikte paylaşayım. Uzun süredir aktif değilsin sanırım, gene de yazıp bir kere daha teşekkür etmek istedim paylaşımın için.:utan:
 
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık