Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

En İlginç Yönünüz?

bunu daha once sanirim ya bu konuda ya da baska bi konuda yazmistim belirli araliklarla kan testi yaptirmayi seviyorum kanimin bedenimden ayrilmasi beni rahatlatiyor. kan verme, ya da test yaptirmak gibi bir sansim olmadigi zamanlar da, her ne kadar bayadir yapmasam da 25 gauge igneyle kendi kanimi akitiyorum bardaga ya da siringaya dolduruyorum. bir de bugune kadar kullandigim butun ilaclarin kutularini ve blister paketlerini sakliyorum. oksuruk ilaclari, ssrilar, benzodiazepinler, antipsikotikler, kas gevseticiler, agri kesiciler hepsini sakliyorum. bunu sakladigim ve her yere goturdugum bi kutum var. bir de kullandigim ilaclardan aldigim verimleri de puanlayip kayit tutuyorum.
 
Yazı turaya mutlak sadakatim var. Şuana kadar ne konuda arada kalsam yazı turaya başvurdum ve bir pişmanlığım olmadı henüz.

Bu alışkanlığımı kazandıran hikayem lisede okul gezisinde geçiyor. Bolu Yedi göllere okul gezisi olmuştu ve sınıftan bir arkadaşımla gitmiştik. Oraya vardıktan sonra herkesi saldılar istediğiniz gibi gezin diye ama belli bir saat verdiler ve şurada buluşacaz sonra otobüse binip dönecez dendi. Tamam dedik gezmeye başladık. Bir yerden sonra ormana dalalım dedik ve ormanın tepesine doğru tırmanmaya başladık. Çıkıyoruz çıkıyoruz asla tepeye ulaşamıyoruz, baktık gördük saat geliyor bir yerden sonra gittiğimiz şekilde dönmeye başladık. Ormanın içinden çıktık insanların asıl gezmesi için tasarlanmış tahtadan yollara vardık ama nereye gitmemiz gerektiğini ve nasıl buraya vardığımızı unutmuştuk. Rastgele yürüyerek hatırlamaya çalışıyoruz ama asla gelmiyor aklımıza. En son nereye gideceğimizi yazı tura atarak kararlaştırmaya başladık. Sağ, sol, düz vesaire gidiyoruz ama yani hiçbir fikrimiz yok rastgele yürüyoruz. En son bu şekilde otobüslerin bekleme noktasını gördük. Okul otobüsünü aradık bulduk adama anlattık biz buluşacağımız yeri bulamadık zaten saat geliyor burda bekleyelim diye tamam dedi bindik içine. Otobüs buluşma noktasına vardığında camdan hocaların dört döndüğünü gördük herkes gelmiş bir biz yokuz. Baya bir laf etmişlerdi ama sonradan sakinleştiler. Azar işittik azıcık ama sonuç olarak yarı yolda bırakmadı bizi.
 
Ne anne tarafı ne de baba tarafından kimseye benzemiyor/çekmemiş oluşum bana hep ilginç gelmiştir.
Rahmetlileri; dedemi ve dedemin kardeşini yaşları itibariyle bilebilir olmaları üzerine "daha geçmişten dedeye/ataya çekmişmiyimdir" diye defalarca kez sormuşumdur lakin bir sonuç da alamamıştım rahmetlilerden.
Bunun da şakasını her daim yaparız(fakat harbiden merak etmiyorum değil); "seni doğumhanede karıştırdılar, seni leylekler getirdi, çöpte bulduk" gibilerinden ara ara ihtiyar heyeti takılır böyle:)
Fiziken ne anne ne de baba tarafına çekmiş değilim.
Huyun, suyun aynı şuna benziyor denilebilecek (geçmişten de olsa) bir tane bile akrabam yok.
Kısacası benim az da olsa benzediğim söylenen ama kimsenin reelde görmediği "Babamın, Babasının, Annesinin Babası" olan dedemin dedesine (soy ağacında 1865 doğum, 1942 ölüm yazıyor, ben 1986 doğumluyum) çekmiş olduğum söylenir:)
Bu dedemi de kimsenin görmemiş veyahut rahmetli dedemin de hayal meyal hatırladığını düşünecek olursak, benim için yine de bir soru işareti:)
 
Bana ilginç gelen bir yönüm yok açıkçası. Çevreme sormak lazım. Şöyle etraflıca düşündüm de etrafımdakilerin şaşırdığı bir yönüm var ve şaşırdıklarına göre ilginç gelmiş olsa gerek; normalde günlük yaşamda bana bir faydası olmayacak konularda yarım yamalak bile olsa zamanında bilgi sahibi olmuşluğum var. Muhtemelen bir şeylere göz gezdirirken denk geldiğim şeyleri istemeden hafızaya atıyorum ve konuyla ilgili bir şey karşıma çıktığında aklımda kalanı söyleyince ortam tuhaflaşıyor. Beynime gereksiz çok şey yüklediğimi düşündüğüm oldu bu yüzden. Hani hepsi tam bilgi şeklinde olmayabiliyor ama neden konu hakkında bir şeyler hatırladığımı düşününce beynime yazık ettiğimi düşünüyorum.
 
Yazı turaya mutlak sadakatim var. Şuana kadar ne konuda arada kalsam yazı turaya başvurdum ve bir pişmanlığım olmadı henüz.

Bu alışkanlığımı kazandıran hikayem lisede okul gezisinde geçiyor. Bolu Yedi göllere okul gezisi olmuştu ve sınıftan bir arkadaşımla gitmiştik. Oraya vardıktan sonra herkesi saldılar istediğiniz gibi gezin diye ama belli bir saat verdiler ve şurada buluşacaz sonra otobüse binip dönecez dendi. Tamam dedik gezmeye başladık. Bir yerden sonra ormana dalalım dedik ve ormanın tepesine doğru tırmanmaya başladık. Çıkıyoruz çıkıyoruz asla tepeye ulaşamıyoruz, baktık gördük saat geliyor bir yerden sonra gittiğimiz şekilde dönmeye başladık. Ormanın içinden çıktık insanların asıl gezmesi için tasarlanmış tahtadan yollara vardık ama nereye gitmemiz gerektiğini ve nasıl buraya vardığımızı unutmuştuk. Rastgele yürüyerek hatırlamaya çalışıyoruz ama asla gelmiyor aklımıza. En son nereye gideceğimizi yazı tura atarak kararlaştırmaya başladık. Sağ, sol, düz vesaire gidiyoruz ama yani hiçbir fikrimiz yok rastgele yürüyoruz. En son bu şekilde otobüslerin bekleme noktasını gördük. Okul otobüsünü aradık bulduk adama anlattık biz buluşacağımız yeri bulamadık zaten saat geliyor burda bekleyelim diye tamam dedi bindik içine. Otobüs buluşma noktasına vardığında camdan hocaların dört döndüğünü gördük herkes gelmiş bir biz yokuz. Baya bir laf etmişlerdi ama sonradan sakinleştiler. Azar işittik azıcık ama sonuç olarak yarı yolda bırakmadı bizi.
Zar adam diye bir kitap var okumanı öneririm
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık