
Pasifik Çöp Girdabı olarak da tanımlanan Büyük Pasifik Çöp Yığını, Pasifik Okyanusu'nun orta ve kuzey kısımlarında birikmiş olan çöp parçalarıdır. Kabaca 135°B ila 155°B ve 35°K ila 42°K arasında yer almaktadır. Plastik ve yüzen çöplerin aynı yerde toplanması, Asya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika'daki ülkeler dahil olmak üzere Pasifik kıyılarında yer alan ülkelerin çöplerinden kaynaklanmaktadır. Yığın, aslında "sürekli büyüyen iki büyük çöp topluluğu"dur. "Doğu Çöp Yığını" olarak adlandırılan yığın, Hawaii ve Kaliforniya arasında uzanırken, "Batı Çöp Yığını" ise Japonya'dan doğuya doğru Hawaii Adaları'na kadar uzanmaktadır. Yaklaşık on bin kilometre uzunluğundaki Subtropikal Yakınsama Bölgesi olarak adlandırılan bir okyanus akıntısı, plastik yoğunluğunun derecesine bağlı olarak sınırları sürekli değişkenlik gösteren bu iki yığını birleştirir. Kuzey Pasifik Girdabı'na bağlı akıntılar tarafından yakalanan plastik, kimyasal çamur, kağıt hamuru ve diğer enkazlar sürekli olarak bu yığına eklenir.
Devasa yüzen adalar olarak varlığını sürdüren bu çöp yığınları düşük yoğunlukları nedeniyle (metreküp başına 4 parçacık) uydudan görüntünelemez. Hatta bölgedeki kayıkçılar ve dalgıçlar tarafından da tespiti net olarak yapılamaz. Zira yığının temel olarak özellikle üst kısmında "tırnak büyüklüğünde ya da daha küçük plastik parçalardan" oluşması ve geniş bir alanı kaplamasıdır. Okyanus Temizleme Projesi'nde yer alan araştırmacılar, yığının 1.6 milyon kilometrekare kapladığını iddia etmiştir. Plastik yoğunluğu merkezde kilometrekare başına 100 kilograma, yığının dış kısımlarında ise kilometrekare başına 10 kilograma indiği tahmin edilmektedir. Yığında yaklaşık 80.000 ton plastik bulunur ve bu miktar yaklaşık olarak 1.8 trilyon parça çöp demektir. Yığındaki kütlenin %92'lik kısmı 0,5 santimetreden büyük nesnelerden oluşmasına rağmen, toplam nesnelerin %94'ünün mikro plastiklerden oluştuğu kabul edilmektedir.
Yığındaki plastiklerin bir kısmının 50 yaşın üzerinde olduğu düşünülmektedir. Yığının büyük kısmı "plastik çakmaklar, diş fırçaları, su şişeleri, kalemler, bebek şişeleri, cep telefonları, plastik torbalar ve taraklar" gibi parçalardan oluşur. Her yıl dünya çapında yaklaşık 100 milyon ton plastik üretilir ve bu plastiğin yaklaşık %10'luk kısmının yolculuğu okyanuslarda sona erer. Birleşmiş Milletler Çevre Programı kısa bir süre önce yayınladığı rapora göre “okyanusların her kilometrekaresi başına” yaklaşık “46.000 plastik parçası” düşmektedir. Yığının içinde bolca bulunan küçük kağıt hamuru elyaflarının günlük okyanuslara akıtılan binlerce ton tuvalet kağıdından kaynaklandığına inanılmaktadır. Yığının 1945'ten bu yana "her 10 yılda 10 kat" arttığı düşünülmektedir.
Tarihçesi
Yığın ilk olarak Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (UOAİ) tarafından yayınlanan 1988 tarihli bir makalede açıklanmıştır. Açıklama, 1988'de Kuzey Pasifik Okyanusu'ndaki neustonik plastiği ölçen, Alaska merkezli birkaç araştırmacı tarafından yapılan araştırmaya dayanıyordu. Araştırmacılar, okyanus akıntılarının hakim olduğu bölgelerde biriken ve göreceli olarak büyüklüğü sürekli artan bir çöp yığını bulmuşlardı. Kore Denizi'ndeki bulgulardan ekstrapolasyon yapan araştırmacılar özellikle Pasifik'in nispeten istikrarlı sayılan sularında da benzer koşulların ortaya çıkacağını varsaydılar.
1997'de Transpasifik Yat Yarışması'nda yarıştıktan sonra Kuzey Pasifik Girdabı üzerinden evine dönen Charles J. Moore isimli kişi çok büyük bir yüzen çöp yığını ile karşılaştığını iddia etmiştir. Daha sonra da bölgeye "Doğu Çöp Yığını" (DÇY) adını veren okyanus yazarı Curtis Ebbesmeyer'i konu hakkında uyarmıştır. Moore'un bahsettiği bu bölge, medya raporlarında sık sık deniz kirliliğinin istisnai bir örneği olarak gösterilmektedir.
2009'da Okyanus Yolculukları Enstitüsü/Kaisei Projesi kapsamında iki proje gemisi; Yeni Ufuk ve Kaisei isimli gemiler yığını araştırmak, ticari ölçek toplamak ve geri dönüşümün fizibilitesini belirlemek için bir yolculuğa çıktı. Scripps Okyanus Bilimleri Enstitüsü'nün, Okyanus Yolculukları Enstitüsü/Kaisei Projesi tarafından finanse edilen 2009 SEAPLEX seferi de bu yığını araştırdı. Araştırmacılar, plastiklerin fener balığı gibi mezopelajik balıklar üzerindeki etkisini de incelemiştir.
TEDxDelft2012'de Boyan Slat, büyük miktarda deniz çöpünün okyanus girdaplarından temizlenmesine yönelik bir konsept ortaya koydu. Konseptine "Okyanus Temizleme" adını verdi ve çöplerin toplama platformlarına sürüklenmesini sağlamak için yüzey akıntılarını kullanmayı önerdi. İşletme maliyetleri nispeten mütevazı olacak ve konsept o kadar verimli olacaktı ki, kar bile sağlayabilecekti. Slat'ın hesaplarına göre, bu konsept sayesinde bir girdap beş yıl içinde temizlenebilir ve tüm girdaplardaki en az 7,25 milyon ton plastik toplanabilirdi. Ayrıca çöp yığınlarının tekrardan oluşmasını önlemek için "radikal plastik kirliliği önleme yöntemlerini" savundu. 2015 yılında Okyanus Temizleme projesi, Tasarım Müzesi'nin 2015 Yılın Tasarımları ödüllerinde bir kategorideydi. 32 metrelik (105 fitlik) bir ana gemiyi içeren 30 gemiden oluşan bir filo, troller ve hava araştırmaları kullanarak yığında ne kadar plastiğin mevcut olduğunu belirlemek için bir aylık bir yolculuğa çıktı.
Kaynaklar
2015 yılında Science dergisinde yayınlanan bir araştırma sonuçları, bu çöplerin tam olarak nereden geldiğini hakkındaydı. Araştırmacılara göre, atılan plastikler ve diğer enkazlar Asya'daki ülkelerden doğuya doğru altı ana kaynaktan gelmekteydi: Çin, Endonezya, Filipinler, Vietnam, Sri Lanka ve Tayland. Okyanus Koruma'nın yaptığı açıklamada Çin, Endonezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam'ın denize diğer tüm ülkelerden daha fazla plastik döktüğü bilgisi yer aldı. Dünya denizlerindeki plastik kirliliğinin %30'luk diliminden tek başına Çin sorumludur.
Yapı
Büyük Pasifik Çöp Yığını, okyanus akıntıları tarafından toplanan çöpler ile kademeli olarak oluşmuştur. Yığın, alt enlemlerinde Kuzey Pasifik Girdabı'nın sınırladığı Kuzey Pasifik Okyanusu'nun nispeten sabit bir bölgesini kaplar. Girdabın dönme düzeni, Kuzey Amerika ve Japonya'nın kıyı sularını içerir ve Kuzey Pasifik'in dört bir yanındaki atık malzemeyi toplar. Çöpler akıntılara yakalandıkça, rüzgar ile oluşan yüzey akıntıları, çöpleri merkeze doğru yavaşça hareket ettirir.
2014'te yapılan bir araştırmada araştırmacılar, dünya okyanuslarında 1571 lokasyonda inceleme yaptı ve şamandıralar, balıkçı ağları ve olta takımlarının plastik deniz çöpü kütlesinin % 60'ından fazlasını oluşturduğunu belirledi. 2011 yılı EPA raporunda, "Başlıca deniz çöpü kaynağı, plastikler ve imalat ürünlerinin uygun olmayan şekilde imha edilmesidir. Çöpler nehirler, limanlar, rıhtımlar ve fırtına drenajları vasıtasıyla okyanusuna akıyor. Çöpün bileşenleri kilometrelerce süren terk edilmiş balık ağlarından, kozmetik ürünlere ve aşındırıcı temizleyicilerde kullanılan mikro paletlere kadar değişiyor." bilgileri yer aldı. Bir bilgisayar modeli, ABD'nin batı kıyısından gelen varsayımsal bir çöp yığınının Asya'ya yöneleceğini ve altı yıl içinde tekrar ABD'ye döneceğini tahmin ediyor. Asya’nın doğu kıyısındaki bir yığın, ABD’ye bir yıl veya daha kısa sürede ulaşmaktadır. Tahmini 1.8 trilyon mikroplastik parça yığının %94'ünü oluştururken, geri kalanların çoğu balıkçılık endüstrisinden gelir ve 79 kilometrelik plastik yığınının sadece %8'ini oluşturur.
2017 yılında yapılan bir araştırma ile 1950'den bu yana üretilen 9,1 milyar ton plastikten 7 milyar tona yakın miktarının tekrardan kullanılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmacılar üretilen bu plastiğin %9'unun geri dönüştürüldüğünü, %12'sinin yakıldığını ve geri kalan 5.5 milyar tonun okyanuslarda ve karada kaldığını tahmin etmektedir.
Büyüklük Ölçümleri
Büyük parçaların azlığı ve çöpün kesin dağılımı bilinmediği için yığının net boyutu belirsizdir. Kalıntıların çoğu, uçaklar veya uydular tarafından görüntülenemeyen, yüzeyin hemen altında asılı duran küçük plastik parçacıklardan oluşur. Kesin bir ölçüm yerine, yığının boyutu örnekleme ile belirlenmektedir. Tahminlere göre yığının büyüklüğü 700.000 kilometrekare (Teksas'ın yüz ölçümüne yakın) ile 15.000.000 kilometrekare arasında (Rusya'nın yüz ölçümüne yakın) değişmektedir. Bu tür tahminler, örneklemenin karmaşıklığı ve diğer alanlarla ilgili bulguları değerlendirme gereği göz önüne alındığında varsayımsal kalmaktadır. Ayrıca yığının ebatları normalden daha yüksek bir yoğunluktaki pelajik çöp yoğunluğu ile belirlense de, "normal" ve "yükseltilmiş" kirlilik seviyeleri arasındaki sınırın belirlenmesi için herhangi bir standart yoktur.
Ağustos 2009'da, Scripps Okyanus Bilimleri Enstitüsü/Kaisei Projesi kapsamında yapılan SEAPLEX seferinde yer alan araştırma heyeti, yığında 2700 kilometre boyunca, değişen derinliklerde ve net boyutlarda alınan 100 ardışık örnekte plastik moloz bulunduğunu tespit etmiştir. Araştırma, yığının büyük parçalar içermesine rağmen, genelinin girdabın merkezine doğru artış gösteren daha küçük parçalardan oluştuğunu ve bu "konfeti benzeri" parçaların yüzeyin hemen altında olduğunu ortaya koydu. Pasifikte yaşayan albatros popülasyonlarından toplanan 2009 verileri, iki ayrı çöp yığını bölgesi olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Mart 2018'de, Okyanus Temizleme Projesi'nde yer alan araştırmacılar Mega (2015) ve Hava Seferi (2016) isimli araştırmalardan çıkan bulguları özetleyen bir bildiri yayınladı. Araştırmacılar 2015 yılında, gözlem yapmak ve 652 ağ ile numune almak için 30 gemiyle Büyük Pasifik Çöp Yığını'nın üzerinden geçti. Araştırmada her biri kendi sınıfına ayrılmış toplam 1,2 milyon parça plastik topladılar. Ayrıca daha büyük, ancak daha nadir görülen çöpleri de hesaba katmak için, 2016'da LiDAR sensörleriyle donatılmış bir C-130 Hercules uçağıyla yığını araştırdılar. İki keşiften elde edilen bulgular, yamanın 1,6 milyon kilometrekare kareyi kapladığını ve kilometrekare başına çöplerin 10–100 kilogram yoğunlukta olduğunu ortaya koydu. Yığında, yığının %92'lik kısmını oluşturan 0.5 santimetreden daha küçük olan 1.8 trilyon plastik parçacığı hariç, yaklaşık 80.000 ton büyük çöp olduğu açıklanmıştır.
İnsan ve Deniz Yaşamına Etkisi
Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı, durumda bir değişiklik olmazsa, okyanusların 2050 yılına kadar balıklardan çok plastik içereceğini açıklamıştır. Bazı uzun ömürlü plastikler denizde yaşayan hayvanlar tarafından yenilmektedir. Plastik, deniz kuşları ve balıkları kendisine çekmektedir. Plastiğin denizde yaşayan hayvanlar tarafından yenilmesi, plastiğin besin zincirine girmesine neden olmaktadır.Plastik tüketen türlerin diğer avcılar tarafından yenilmesi de sorunu daha da büyük hale getirmektedir.
Ayrıca denizde yaşayan hayvanlar plastik ağlarda sıkışarak ölmektedir. Bundan en fazla deniz kaplumbağaları etkilenmentedir. Büyük Pasifik Çöp Yığını'nı göç koridoru veya çekirdek habitat olarak kullanan hayvanlar da plastik yüzünden telef olmaktadır.
Çöplerden en çok etkilenen türler deniz kaplumbağaları ve kara ayaklı albatroslardır. Midway Atolü de yığından önemli miktarda deniz çöpü almaktadır.
Türlere Olan Doğrudan Etkisi
Midway Atolü'nde yaşayan 1,5 milyon Laysan albatrosunun neredeyse hepsinin sindirim kanallarında plastik olması muhtemeldir. Plastik yüzünden bu kuşların yavrularının yaklaşık üçte biri ölmektedir. Bu ölümlerin çoğu, yavruların ebeveynleri tarafından istemeden plastikle beslenmesinden dolayı meydana gelmektedir. Her yıl Midway sahillerine yirmi ton plastik atık yığılmakta ve bu yirmi ton atığın beş tonluk kısmı albatros yavrularının içinden çıkmaktadır. Kuşlara ek olarak balıklar ve balinalar da plastiği gıda kaynağı olarak yanlışlıkla yemektedir.
Besin Zinciri Aracılığıyla Dolaylı Etkisi
Mikroskobik seviyedeki çöpler PCB'ler, DDT ve PAH'lar dahil olmak üzere deniz suyundaki organik kirleticileri emebilir. Toksik etkilerin yanı sıra, bunlardan bazıları endokrin sistem tarafından hormonsal olarak yanlış etkilenir, etkilenen hayvanlarda hormon düzeylerini bozar. Bu toksin içeren plastik parçalar da önce denizanaları tarafından yenir, daha sonra balık ve sonra insanlar tarafından yenir.
İstilacı Türlerin Yayılması
Deniz plastikleri, bir bölgede yüzen plastiğe bağlanan istilacı türlerin yayılmasını kolaylaştırır ve diğer ekosistemleri kolonileştirmek için uzun mesafeler sürükler. Yığın dünya çapında en az 267 türü etkilemektedir.
Sonuç
İnsanlığın bilinçsizliği nedeniyle oluşmuş bu çöp yığınının, ileride dünyanın geneli için büyük bir sorun teşkil edeceği açıktır. Yapılan hesaplamalara göre 7000 gemi bir yıl boyunca aralıksız çalıştığı takdirde ancak bu çöp yığınını temizleyebilir ve bu sadece yüzeyde ya da yüzeye yakın olan yerlerdeki çöpleri kapsamaktadır. Daha derinlerde olanlar ise büyük ihtimalle milyonlarca yıl boyunca orada kalacaklardır. Aşağıdaki resimde görülen poşet, 3700 metre derinlikte görüntülenmiştir ve durumun vehametini açıkça göstermektedir.
