Ork tanrısı Rang :
Ulfar elini düşen kılcına doğru uzattı, Canavar elini bir hamlede ikiye kesti, Ulfar, kola doğru baktı, nasıl bir his yaşadığını kendi bile bilmiyordu, kol simetrik bir şekilde ikiye bölünmüştü, ucundan kanlar akıyordu. Bir kaç saniye sonra hiçbir şey göremez oldu, Bu korku, onu kör etmeye başlıyordu, Canavar hiçbir ses çıkarmıyordu, ortada sadece ölümün sesi vardı. Birden bir ses yankılandı, Yüce Rang kendini gösterdi, gökyüzünden bir yıldırım gibi düştü ve kılıcını çekti. Canavar hızla ona doğru koşmaya başladı, Rang bu 10 metre boyundaki iğrenç yaratığa gülüyordu, kendi ise canavarın yanında Ulfardan bile kısa kalıyordu. Kılıcı Canavar yaklaştıkça daha da keskin olmaya başladı, canavar onunla karşı karşıya gelince ise büyük bir ses daha ortaya çıktı. Bu ses büyülü kılıç Melvar'ındı. Kılıç bir savaş çığlığı atarak canavarı ortadan ikiye bölmüştü. Canavarın vücudunun üst kısmı o kılıca bakıyordu, Hala ölmemişti. Yüce Rang ise biraz kızmaya başlıyordu, çünkü yaratık kendinden değil kılıcından korkmaya başlamıştı. Ancak canavarın karşısında daha büyük bir tehlike vardı, kılıcı kendi elleriyle döven Yüce Rang. Kılıcı yerine koydu, Canavar ise bu andan yararlanarak Rang'ın üstüne atlamaya kalktı. Rang yaklaşık 5 metre boyundaki yüzlerce kola sahip bu canavarın kollarını tek eliyle yakaladı. Diğer eliyle de canavarın kafasını vücudundan kopardı. Sonra Ulfara doğru yaklaştı. Elini adamın gözlerine koydu. Sonra ise ortadan kayboldu. Ulfar ise o günden sonra yüzyıllarca sağlıklı bir şekilde yaşadı. Hiç ölmeyecek gibiydi, Bir tanrı gibi...