İçeriğin bana ait olmadığını ve izlediğim bir YouTube kanalından alıntı olduğunu belirtmek istiyorum. Aklımda kaldığı kadarıyla derleme yapmak istedim. Ayrıca epey uzun bir yazı oldu ve yeniden okuyup da düzenleme fırsatım da yok, İngilizceden simültane çevirerek yazdığım için anlatım bozuklukları veya yazım hataları olabilir, anlaşılmayan bir yer olursa yardımcı olurum.
Mihawk, bildiğimiz gibi tek tabanca dolaşan güçlü kılıç ustamız. Mihawk'un karakter tasarımı ağır katolik imgeler içeriyor. Bu onun inanç yönünden güçlü olduğunu gösterse de videoyu hazırlayan kişi bunun Enginizisyon Mahkemelerine referans olabilecek bir sembolizm olduğunu düşünüyor, yani bu tasarım Mihawk'un nispeten şiddete eğilimli, katı ve merhametsiz kişiliğini yansıtıyor. İnançlı biri olduğunu söyledik ancak Mihawk tasarımına tezat bir şekilde Bushido'yu -ki Zoro da öyle- takip ediyor.
One Piece evreninde Bushido din tarzı bir şey. Yalnızca Bushido'nun gerçek takipçileri bu hiyerarşide kendini yüksek mertebelerde bulabilir. Mihawk da Baratie'de ''Güçlü kılıçların hiçbiri zarafetten yoksun değildir'' gibi şeyler söylemişti.
Bu Mihawk, Zoro ve Shanks'in ilişkisini açıklıyor.
Mihawk'un bir anda Zoro'yu kayda değer bir rakip gibi görüp saygı duymasının sebebi de Zoro'nun bir anda Mihawk seviyesine çıkması değil, Bushido yolunu ölüme kadar takip etmesidir. Ayrıca şu anda nedense resim yükleyemiyorum ama Zoro, Santouryu Ougi yaparken Mihawk bir anlığına şok oluyor, gözleri fal taşı gibi açılıyor hatta ter akıtıyor. Zoro Kaido'ya karşı tüm gücüyle saldırırken istemsiz olarak Haoshoku eklemişti hatırlarsanız, Ohara abimiz de diyor ki Mihawk da Grand Line öncesinde bile Zoro'daki bu hakiyi fark etmiş olabilir, bu yüzden onun zirveye erişebileceğine inandı ve onu öldürmedi.
Mihawk'un karakter gelişiminde dönüm noktası Marineford Savaşı'dır. Savaştan önce, onu aşırı benmerkezci birisi olarak gördük. Herhangi bir tayfası veya destekçisi olmadan bu kadar güçlü olduğunu gördüğümüz tek karakter de o. Tayfasız bir şekilde; salın üzerinde yolculuk eden, gücünü insanlar üzerinde test ederek vakit geçiren birisi. Shanks ile ilişkisini de bu bağlamda kolayca gözlemleyebiliriz.
Mihawk ile bile kılıç tokuşturacak kadar usta ve rekabetleri tüm dünyaya efsane olarak yayılmış olan Shanks, East Blue'dan bir kolunu Luffy için feda ederek dönünce, gerekçesi ne olursa olsun Mihawk, Shanks'in kılıç kullandığı kolunu feda etmesini rekabetlerine bir hakaret olarak görüyor ve bir daha kılıcını ona karşı çekmiyor.
Mihawk'u heyecanlandırabilecek tek kılıç ustası, bu konumunu zavallı bir çocuk için terk ediyor. Böylelikle rekabetleri bir tür arkadaşlığa dönüşüyor. Bu da Mihawk'u tamamiyle rakipsiz ve hedefsiz bırakıyor, öyle ki Mihawk Don Krieg gibi korsanları takip edecek kadar sıkılıyordu.
Şu da açıktır ki Mihawk gibi gururlu ve güçlü bir kılıç ustası Savaş Lordu olmasına rağmen Hükümet'in buyruğu altına girmeyecektir. Marineford bir istisna, ancak onu istisna yapan Hükümet'ten gelecek tepkiden korkması değil, zira gördüğümüz kadarıyla Mihawk Savaş Lordu ünvanını kaybetmekten korkan biri değil, Beyazsakal'a meydan okuyabilecek olması.
Beyazsakal'a attığı slash -ki bu dünyanın en iyi kılıç ustasından gelen bir slash- ise Jozu tarafından durduruldu. Mihawk anladı ki insanların Beyazsakal'dan korkmasının tek sebebi onun korkunç gücü değil, aynı zamanda çevresindeki insanlar. Aynı durum Luffy için de geçerliydi. Baratie'de ilgisini çektiği için onu test etmek istedi ama Luffy'nin etrafındaki insanlar onu engelleyip durdu.
Mihawk, güçlü insanlar arasında en yalnız olanı, anladı ki tüm denizlerdeki en büyük güç insanları etrafına toplayabilme yeteneğiydi; ancak Mihawk'un bu konudaki görüşü hâlâ tamamiyle değişmemişti. Shanks savaşa geldiği zaman savaşmaya değer bir rakip görmediği için oradan ayrılıyor. Shanks savaşmak istediği en son kişi çünkü rekabetlerini mahveden kişi de oydu. Tabii bir de Shanks'in tek kollu olmasına rağmen hâlâ bir Yonkou olarak farklı bir ligte olması da var.
Mihawk'un karakter gelişiminin belirginleştiği yer ise Zoro adaya ışınlandığı zaman, aralarındaki etkileşim Luffy'nin Mihawk üzerindeki etkisinin tomurcuklanmasına yol açtı. Zoro bildiğimiz kadarıyla Mihawk'un güçlenip rakibi olmasını istediği tek kişi.
Yine de Zoro çıkıp Mihawk'a onunla savaşmanın -ki bu Mihawk'un ilgilendiği tek şey- artık onun motivasyonu olmadığını söylüyor.
Zoro en iyi kılıç ustası olmak istiyor çünkü Luffy'ye Korsanlar Kralı olmakta yardım etmek istiyor. Başta bu Mihawk'u tiksindiriyor ve hayal kırıklığına uğratıyor. Zoro'nun zayıf olduğunu ve adadaki maymunları bile yenemeyeceğini düşünüyor (bu maymunlar Mihawk'un diğer kılıç ustalarını nasıl gördüğünü anlamak için güzel bir metafor). Dolayısıyla, Zoro'nun ona adadan gitmesinde yardım etmesi için öyle bir şey istediğine inanıyordu ancak Zoro adadaki tüm maymunları kolayca yenince anladı ki adayı zaten istediği zaman terk edebilir ve önünde diz çökmesinin sebebi kendi iyiliği için değil Luffy'nin iyiliği içindi. Bu sebeple onu eğitmeye razı geldi.
Mihawk sonunda anladı ki başkaları için savaşmak onun felsefesinde de kabul görebilecek bir şey olabilirdi. Luffy ve Beyazsakal'ın Ace için savaştığını gördükten sonra bunu anlamak zor olmamıştır muhtemelen. Böylelikle Mihawk yanında insanların olmasının ve başkaları için savaşmanın da özgürlük dâhilinde olabileceğini ve bunun bir motivasyon olabileceğinin farkında vardı.
Bu yüzden Perona ve Zoro'nun 2 sene boyunca adasında kalmalarına izin verdi, ilk defa Mihawk'un gerçek ilişkiler kurduğunu görüyoruz ki bu Marineford öncesi Mihawk'un asla yapmayacağı bir şeydi.
Mihawk'un karakter gelişimi Shanks'e meydan okuduğu zaman tamamlanmış olacak. Shanks'in Luffy üzerine oynadığı kumarı, Zoro'nun da yapmasıyla birlikte artık kabul edilebilir bir şey olarak görmesinden dolayı onunla savaşacağını düşündüğünü belirterek incelemesini noktalıyor videoyu hazırlayan kişi.
Mihawk, bildiğimiz gibi tek tabanca dolaşan güçlü kılıç ustamız. Mihawk'un karakter tasarımı ağır katolik imgeler içeriyor. Bu onun inanç yönünden güçlü olduğunu gösterse de videoyu hazırlayan kişi bunun Enginizisyon Mahkemelerine referans olabilecek bir sembolizm olduğunu düşünüyor, yani bu tasarım Mihawk'un nispeten şiddete eğilimli, katı ve merhametsiz kişiliğini yansıtıyor. İnançlı biri olduğunu söyledik ancak Mihawk tasarımına tezat bir şekilde Bushido'yu -ki Zoro da öyle- takip ediyor.
One Piece evreninde Bushido din tarzı bir şey. Yalnızca Bushido'nun gerçek takipçileri bu hiyerarşide kendini yüksek mertebelerde bulabilir. Mihawk da Baratie'de ''Güçlü kılıçların hiçbiri zarafetten yoksun değildir'' gibi şeyler söylemişti.
Bu Mihawk, Zoro ve Shanks'in ilişkisini açıklıyor.
Mihawk'un bir anda Zoro'yu kayda değer bir rakip gibi görüp saygı duymasının sebebi de Zoro'nun bir anda Mihawk seviyesine çıkması değil, Bushido yolunu ölüme kadar takip etmesidir. Ayrıca şu anda nedense resim yükleyemiyorum ama Zoro, Santouryu Ougi yaparken Mihawk bir anlığına şok oluyor, gözleri fal taşı gibi açılıyor hatta ter akıtıyor. Zoro Kaido'ya karşı tüm gücüyle saldırırken istemsiz olarak Haoshoku eklemişti hatırlarsanız, Ohara abimiz de diyor ki Mihawk da Grand Line öncesinde bile Zoro'daki bu hakiyi fark etmiş olabilir, bu yüzden onun zirveye erişebileceğine inandı ve onu öldürmedi.
Mihawk'un karakter gelişiminde dönüm noktası Marineford Savaşı'dır. Savaştan önce, onu aşırı benmerkezci birisi olarak gördük. Herhangi bir tayfası veya destekçisi olmadan bu kadar güçlü olduğunu gördüğümüz tek karakter de o. Tayfasız bir şekilde; salın üzerinde yolculuk eden, gücünü insanlar üzerinde test ederek vakit geçiren birisi. Shanks ile ilişkisini de bu bağlamda kolayca gözlemleyebiliriz.
Mihawk ile bile kılıç tokuşturacak kadar usta ve rekabetleri tüm dünyaya efsane olarak yayılmış olan Shanks, East Blue'dan bir kolunu Luffy için feda ederek dönünce, gerekçesi ne olursa olsun Mihawk, Shanks'in kılıç kullandığı kolunu feda etmesini rekabetlerine bir hakaret olarak görüyor ve bir daha kılıcını ona karşı çekmiyor.
Mihawk'u heyecanlandırabilecek tek kılıç ustası, bu konumunu zavallı bir çocuk için terk ediyor. Böylelikle rekabetleri bir tür arkadaşlığa dönüşüyor. Bu da Mihawk'u tamamiyle rakipsiz ve hedefsiz bırakıyor, öyle ki Mihawk Don Krieg gibi korsanları takip edecek kadar sıkılıyordu.
Şu da açıktır ki Mihawk gibi gururlu ve güçlü bir kılıç ustası Savaş Lordu olmasına rağmen Hükümet'in buyruğu altına girmeyecektir. Marineford bir istisna, ancak onu istisna yapan Hükümet'ten gelecek tepkiden korkması değil, zira gördüğümüz kadarıyla Mihawk Savaş Lordu ünvanını kaybetmekten korkan biri değil, Beyazsakal'a meydan okuyabilecek olması.
Beyazsakal'a attığı slash -ki bu dünyanın en iyi kılıç ustasından gelen bir slash- ise Jozu tarafından durduruldu. Mihawk anladı ki insanların Beyazsakal'dan korkmasının tek sebebi onun korkunç gücü değil, aynı zamanda çevresindeki insanlar. Aynı durum Luffy için de geçerliydi. Baratie'de ilgisini çektiği için onu test etmek istedi ama Luffy'nin etrafındaki insanlar onu engelleyip durdu.
Mihawk, güçlü insanlar arasında en yalnız olanı, anladı ki tüm denizlerdeki en büyük güç insanları etrafına toplayabilme yeteneğiydi; ancak Mihawk'un bu konudaki görüşü hâlâ tamamiyle değişmemişti. Shanks savaşa geldiği zaman savaşmaya değer bir rakip görmediği için oradan ayrılıyor. Shanks savaşmak istediği en son kişi çünkü rekabetlerini mahveden kişi de oydu. Tabii bir de Shanks'in tek kollu olmasına rağmen hâlâ bir Yonkou olarak farklı bir ligte olması da var.
Mihawk'un karakter gelişiminin belirginleştiği yer ise Zoro adaya ışınlandığı zaman, aralarındaki etkileşim Luffy'nin Mihawk üzerindeki etkisinin tomurcuklanmasına yol açtı. Zoro bildiğimiz kadarıyla Mihawk'un güçlenip rakibi olmasını istediği tek kişi.
Yine de Zoro çıkıp Mihawk'a onunla savaşmanın -ki bu Mihawk'un ilgilendiği tek şey- artık onun motivasyonu olmadığını söylüyor.
Zoro en iyi kılıç ustası olmak istiyor çünkü Luffy'ye Korsanlar Kralı olmakta yardım etmek istiyor. Başta bu Mihawk'u tiksindiriyor ve hayal kırıklığına uğratıyor. Zoro'nun zayıf olduğunu ve adadaki maymunları bile yenemeyeceğini düşünüyor (bu maymunlar Mihawk'un diğer kılıç ustalarını nasıl gördüğünü anlamak için güzel bir metafor). Dolayısıyla, Zoro'nun ona adadan gitmesinde yardım etmesi için öyle bir şey istediğine inanıyordu ancak Zoro adadaki tüm maymunları kolayca yenince anladı ki adayı zaten istediği zaman terk edebilir ve önünde diz çökmesinin sebebi kendi iyiliği için değil Luffy'nin iyiliği içindi. Bu sebeple onu eğitmeye razı geldi.
Mihawk sonunda anladı ki başkaları için savaşmak onun felsefesinde de kabul görebilecek bir şey olabilirdi. Luffy ve Beyazsakal'ın Ace için savaştığını gördükten sonra bunu anlamak zor olmamıştır muhtemelen. Böylelikle Mihawk yanında insanların olmasının ve başkaları için savaşmanın da özgürlük dâhilinde olabileceğini ve bunun bir motivasyon olabileceğinin farkında vardı.
Bu yüzden Perona ve Zoro'nun 2 sene boyunca adasında kalmalarına izin verdi, ilk defa Mihawk'un gerçek ilişkiler kurduğunu görüyoruz ki bu Marineford öncesi Mihawk'un asla yapmayacağı bir şeydi.
Mihawk'un karakter gelişimi Shanks'e meydan okuduğu zaman tamamlanmış olacak. Shanks'in Luffy üzerine oynadığı kumarı, Zoro'nun da yapmasıyla birlikte artık kabul edilebilir bir şey olarak görmesinden dolayı onunla savaşacağını düşündüğünü belirterek incelemesini noktalıyor videoyu hazırlayan kişi.
Son düzenleme: