Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Film İzleme Kulübü (Kapanmıştır)

Tamam mı, devam mı?


  • Kullanılan toplam oy
    53
Film tavsiye konusuna yazsan daha çok cevap gelebilir de aklıma direkt Click geldi. İzlemediysen öneririm. Ama onda hafif duygusallık var.[/QUOTE]

Teşekkür ederim tavsiyen için, bu gece izlerim onu.
Ama yılbaşında en ufak duygusallığı kaldıramam. :D
 
Teşekkür ederim. :sapkali: Hani on yıl sonra, kulübün hala aktif olması gibi bir ümidim zaten yok, ama içimden bir ses en azından bir tur atacağız diyor. Ondan sonra dediğin sebeplerden forumun tozlu sayfalarına gömülebilir ama, bilemiyorum. :)

İ

Film tavsiye konusuna yazsan daha çok cevap gelebilir de aklıma direkt Click geldi. İzlemediysen öneririm. Ama onda hafif duygusallık var.
İyi gidiyorsun bu kadar ilgileneceğini beklemiyordum baya aktifsin eline sağlık. :) Bende izlemeye çalışacağım önerilen filmleri,laptop üzerinden pek yanaşmıyordum ama deneyeceğim filmine göre.

Yılbaşı gecesi için iç baymayacak, ama senaryosu iyi olan bir film önerebilir misiniz?
Korku ve duygusallık olmasın lütfen, dozajında komedi olabilir, fazlasını sevmem.
Bu saydığım özelliklerde bir film önerenin 40 yıl kölesi olurum.
Geçenlerde izledim.Komedinin hakkını veriyor.Biraz eski ama Robert De Niro farkını göreceksin.

https://www.imdb.com/title/tt0212338/
 
Film tavsiye konusuna yazsan daha çok cevap gelebilir de aklıma direkt Click geldi. İzlemediysen öneririm. Ama onda hafif duygusallık var.
Teşekkür ederim tavsiyen için, bu gece izlerim onu.
Ama yılbaşında en ufak duygusallığı kaldıramam. :D[/QUOTE]
Bende mi mazoşistlik var bilmiyorum ama, senaryosu hoş olduğu sürece duygusal filmler iyidir bence. Tabi sen bilirsin yine. :D

Edit: Ne olmuş bu mesajda yav, benim yazdığım mesajı Joey Wheeler yazmış gibi duruyor. Onun yazdığına da alıntı yapmamışım. Anlamadım gitti. :oleyo:
 
İyi gidiyorsun bu kadar ilgileneceğini beklemiyordum baya aktifsin eline sağlık. :) Bende izlemeye çalışacağım önerilen filmleri,laptop üzerinden pek yanaşmıyordum ama deneyeceğim filmine göre.



Geçenlerde izledim.Komedinin hakkını veriyor.Biraz eski ama Robert De Niro farkını göreceksin.

https://www.imdb.com/title/tt0212338/
Eski filmleri daha çok severim, yeni yıla bu filmle girecem teşekkür ederim.


Teşekkür ederim tavsiyen için, bu gece izlerim onu.
Ama yılbaşında en ufak duygusallığı kaldıramam. :D
Bende mi mazoşistlik var bilmiyorum ama, senaryosu hoş olduğu sürece duygusal filmler iyidir bence. Tabi sen bilirsin yine. :D[/QUOTE]

Ya yılbaşı gecesi salya sümük olmak hoş olmaz, normal zamanlarda bende izlerim bu tarz filmleri, ama yeni yıla salya sümük girilmez. :D
Dram seviyorsan La vita e bella tavsiye ederim, peçete aramaktan filmi izleyemezsin bile. :D
 
Filmi yeni bitirdim. Korku filmlerini pek sevmem zaten, o yüzden beğenme gibi bir beklentim yoktu. İzlediğim birkaç korku filme kıyasla iyi bir film, genel olarak bakarsak, olmamış bir film. Ha bir de tam olarak nerede korkmam gerekiyordu, aydınlatırsanız sevinirim.

Filmi satanizme bağlamaları hiç olmamış öncelikle. Daha iyi bir şekilde bitebilirdi. Ha yaşlı kadının kocasının ölümü, oğlunun öff anne ya, hep içime adam sokmaya çalışıyorsun diye intihar etmesi, Annie'nin uykusunda çocuklarını yakmaya çalışması falan oturdu tamam ama, olmamış yani. Naruto'daki Kaguya'nın ortaya çıkmasına benzemiş biraz.

Neyse, filmin başında aile dramı izliyoruz. Korku filmi ile şimdilik bir alakası yok. Belki benim bir korku filmi için sevmemin sebebi de budur. Bir senaryosu var en azından. Ha keşke, korku kısmına hiç girmeden Peter-Annie ilişkisini işleseymiş.

Annie'nin oyunculuğu iyi. Peter'ı pek beğenmedim. Oyuncu ağlama rolünü pek iyi yapamıyor bence. Bir de lise çağındaki bir çocuk, dakika başı böyle hüngür hüngür ağlar mı? Bence ağlamaz. Korkabikir, ağlayabilir belki ama bu şekilde değil. Bu daha çok ilkokul çocuğu gibi idi. Charlie miydi, adından emin değilim. Onu oynayan kız da kötü değil.

Neyse, aile babası yandıktan sonra filmin korku kısmı başlıyor. Müzikler ve oradan buradan fırlayan çıplak insanlar ile korkunç yapmaya çalışmışlar ama yememiş. Hatta komik olmuş. Hatta kapıda duran çıplak kişiyi başta Annie sandım. Sözde Annie sandığım kişinin penisini görünce bir an ne oluyor burada dediğim de doğrudur. Sonra jeton düştü neyse ki. :oleyo2:

Şeytan Kral Peter'ın içine girdikten sonra, denilen şeyler de ayrıca hoş değil. Seni güçsüz kız bedeninden kurtardık hikayeleri falan. :(

Son olarak genel olarak bir iki şey daha yazayım.

Bu Annie'nin hiçbir arkadaşı yok. Ormanın içinde saçma sapan bir yerde yaşıyorlar. Ve evde elektrik faturası fazla geldiğinden olsa gerek katiyen ışık yanmıyor. Ulan Peter, cam üzerinde kendinin gülümseyen yansımalarını görüyorsun. Ruhlar çağrılıyor falan. Hatta kontrolden çıkıp kafanı sıralara falan vuruyorsun. Ama hala evde anne-babanı ararken karanlıkta geziyorsun. Bu ne cesarettir yiğidim. Seni tanımak istiyorum.

Yine bir korku filmi klişesi olarak, ailedeki herkes geri zekalı. Bu iki klişeye hiç gerek yoktu.

Son olarak şey diyeyim, korku filmlerindeki şu olayı pek sevmiyorum. Bir şeyler anlatılıyor, ama senaristte onların gerçek olabileceğine ikna etme çabası hiç yok. Hatta senarist, yüzsüz bir şekilde, nörolog da medyumun yanında çok etkilendi gibi bir diyalog ekleyebiliyor. Ruhlar nasıl çağrılıyor? Peter'a onca şeyi nasıl yapabiliyorlar? Ölen kişiler neden hemen şeytanın adamı oluyorlar? Nasıl vücuda sahip olabiliyorlar? Cehennem diye bir yer nasıl var olabiliyor? Herhangi bir dini doğru kabul edersek, Tanrı bu işin neresinde tam olarak?

Bu sorulara basit de olsa bir açıklama yapılsa, korku filmleri daha iyi olur. Açıklama yapılamıyorsa yapılabilecek konularda korku filmi çekilmeli, ya da hiç böyle bir tür olmamalı bence.

Olay belli bir temele oturmadığı için, filmi izlerken çok ciddiye almak veya sonrasında etkisinde kalıp korkmak falan da mümkün olmuyor.

Yine gömdüm biraz. Hatta kendi önerdiğim film hariç önerilen tüm filmleri gömdüm. Arkamdan küfretseniz haklısınız şu anda. :oleyo2:
 
Hereditary Filmi Hakkında Yorumlar:

Filmi yeni bitirdim. Korku filmlerini pek sevmem zaten, o yüzden beğenme gibi bir beklentim yoktu. İzlediğim birkaç korku filme kıyasla iyi bir film, genel olarak bakarsak, olmamış bir film. Ha bir de tam olarak nerede korkmam gerekiyordu, aydınlatırsanız sevinirim.

Filmi satanizme bağlamaları hiç olmamış öncelikle. Daha iyi bir şekilde bitebilirdi. Ha yaşlı kadının kocasının ölümü, oğlunun öff anne ya, hep içime adam sokmaya çalışıyorsun diye intihar etmesi, Annie'nin uykusunda çocuklarını yakmaya çalışması falan oturdu tamam ama, olmamış yani. Naruto'daki Kaguya'nın ortaya çıkmasına benzemiş biraz.

Neyse, filmin başında aile dramı izliyoruz. Korku filmi ile şimdilik bir alakası yok. Belki benim bir korku filmi için sevmemin sebebi de budur. Bir senaryosu var en azından. Ha keşke, korku kısmına hiç girmeden Peter-Annie ilişkisini işleseymiş.

Annie'nin oyunculuğu iyi. Peter'ı pek beğenmedim. Oyuncu ağlama rolünü pek iyi yapamıyor bence. Bir de lise çağındaki bir çocuk, dakika başı böyle hüngür hüngür ağlar mı? Bence ağlamaz. Korkabikir, ağlayabilir belki ama bu şekilde değil. Bu daha çok ilkokul çocuğu gibi idi. Charlie miydi, adından emin değilim. Onu oynayan kız da kötü değil.

Neyse, aile babası yandıktan sonra filmin korku kısmı başlıyor. Müzikler ve oradan buradan fırlayan çıplak insanlar ile korkunç yapmaya çalışmışlar ama yememiş. Hatta komik olmuş. Hatta kapıda duran çıplak kişiyi başta Annie sandım. Sözde Annie sandığım kişinin penisini görünce bir an ne oluyor burada dediğim de doğrudur. Sonra jeton düştü neyse ki. :oleyo2:

Şeytan Kral Peter'ın içine girdikten sonra, denilen şeyler de ayrıca hoş değil. Seni güçsüz kız bedeninden kurtardık hikayeleri falan. :(

Son olarak genel olarak bir iki şey daha yazayım.

Bu Annie'nin hiçbir arkadaşı yok. Ormanın içinde saçma sapan bir yerde yaşıyorlar. Ve evde elektrik faturası fazla geldiğinden olsa gerek katiyen ışık yanmıyor. Ulan Peter, cam üzerinde kendinin gülümseyen yansımalarını görüyorsun. Ruhlar çağrılıyor falan. Hatta kontrolden çıkıp kafanı sıralara falan vuruyorsun. Ama hala evde anne-babanı ararken karanlıkta geziyorsun. Bu ne cesarettir yiğidim. Seni tanımak istiyorum.

Yine bir korku filmi klişesi olarak, ailedeki herkes geri zekalı. Bu iki klişeye hiç gerek yoktu.

Son olarak şey diyeyim, korku filmlerindeki şu olayı pek sevmiyorum. Bir şeyler anlatılıyor, ama senaristte onların gerçek olabileceğine ikna etme çabası hiç yok. Hatta senarist, yüzsüz bir şekilde, nörolog da medyumun yanında çok etkilendi gibi bir diyalog ekleyebiliyor. Ruhlar nasıl çağrılıyor? Peter'a onca şeyi nasıl yapabiliyorlar? Ölen kişiler neden hemen şeytanın adamı oluyorlar? Nasıl vücuda sahip olabiliyorlar? Cehennem diye bir yer nasıl var olabiliyor? Herhangi bir dini doğru kabul edersek, Tanrı bu işin neresinde tam olarak?

Bu sorulara basit de olsa bir açıklama yapılsa, korku filmleri daha iyi olur. Açıklama yapılamıyorsa yapılabilecek konularda korku filmi çekilmeli, ya da hiç böyle bir tür olmamalı bence.

Olay belli bir temele oturmadığı için, filmi izlerken çok ciddiye almak veya sonrasında etkisinde kalıp korkmak falan da mümkün olmuyor.

Yine gömdüm biraz. Hatta kendi önerdiğim film hariç önerilen tüm filmleri gömdüm. Arkamdan küfretseniz haklısınız şu anda. :oleyo2:
@Mercury yorumunu arkandan küfür edenin arkasından küfür ederim az demişsin hatta, benim yorum yapmama gerek kalmamış içimdekileri fazlasıyla dökmüşsün korku filmlerinde söyle bir saçmalıkta var madem korkuyorsanız ışık yakın geri zekalılar, senin yazdıkların dışında tek bir şey söyleyebilirim
beni heyecanlandıran tek bir sahne vardı o da kızın kafasının uçtuğu sahneydi azıcık heyecanlandım. Sondaki ayinde bayılmak üzereydim kendi yorumunu benimkinin içine alıntılayabilirsin
evet kısa ve öz beğenmedim hayatımda ilk defa bir film hakkında bu kadar doldum
Şuna sesli güldüm. :ehe: Kendi yorumunu benimkinin içine alıntılıyabilirsin derken, anlamadım da:

Aynen, kızın kafasının uçtuğu yer güzeldi aslında. Keşke korku kısmına girmeyip, oradan gerilim-Dram filmine bağlasalardı. Peter'ın pişmanlığı, annesinin uyur gezerken yaptığı psikopatlıklar falan. Şu anki halinden iyi olurdu en azından.

Bir de ben her filmi gömüyorum ama o var. Küfür edenler o yüzden ediyor da olabilir. :oleyo:

~~~~~~

Aklıma geldi, film yorumu konusuna ek bir şey daha yazmak istiyorum.

Yalnız, Annie'nin yerinde olsam, annesi ile Joan'ın fotoğrafını gördükten sonra, olaydan çok rahat kurtulurdum. İkisi aynı kolyeyi takıyor, ve kolyede bir işaret var. Muhtelemelen satanizm işareti. Ufak bir araştırma ile onun ne olduğunu öğrenir, annemin bıraktığı kitapları bir çırpıda okur, ve işime yarayacak şeyleri bulur ve not alır, ardından tekrar ruh çağırıp, bunu kameraya çeker, ve görüntüleri polise izletir, gerekirse onların önünde tekrar ruh çağırırım. Bunun ardından Dünya çalkalanmaya başlayacaktır zaten. Sonrasında Joan bir şekilde yakalanır, ve bu şeyi bozmak zorunda bırakılır. O yapmasa da, bilim insanları çoktan bunu araştırmaya başlar ve oğlumu kurtarmanın bir yolunu bulurlar zaten. En kötü ihtimalle, oğlunu kurtarmak için yetişemezdim ama bu durum da cehennemin kralının veya başka birinin yanına kar kalmazdı.

Resimleri görüp, annemin kitaplarını ve Charlie'nin çizdiği defteri gördükten sonra, defteri yakmaya çalışıp sonra da hiçbir şey yapmamak yapılacak en aptalca şey falandır herhalde.

Ayrıca Annie'nin annesi de ayrı bir geri zekalı. Öldükten sonra bıraktığı şeylerde Joan'ın resmi vardı. Annie tesadüfen onları okumadı ve Joan ile karşılaşmadı, peki ya tam tersi olsa, bütün plan ortaya çıkmaz mıydı?
Az önce bitirdim ne izlediğimi tam anlamdım sonlara doğru biraz geçiştirerek izledim öneren arkadaş kusura bakmasın ama izlemesem hiç bişey kaybetmezsin 10 üzerinden 4 bile vermem filme. Başlarda biraz geriyodu insanı o kadar gerisini at çöpe.
Hereditary'i izledim ve klubün aksine gayet beğendim. Bana Rosemary's Baby filmini hatırlattı. Yönetmenin ilk filmi imiş, takdir edilesi. Aceleye getirilmiş sonu hariç...

Oyunculuklar çok iyiydi öncelikle. Toni Colette anne rolünde yine döktürmüş. Atmosfer ve görüntüler de akıyordu. Ailenin içindeki soğuk gerilim çok iyi yansıtılmıştı. Filmin finaline giden yol ilmek ilmek işlenirken, genel-geçer korku filmlerinden farklı bir gerilim ambiyansi yaratılmışken o hızlı ve fazla absurdize sonu sevmedim. Kafası 1milyon olmuş ergen Peter'in abuk sanrıları gibi olmuş. Hatta içerken Attack on Titan izliyormuş, o müritler neydi öyle. Anneannenin Annie'nin ailesinin üzerine bıraktığı lanet, 3 neslin kesik kafası finale daha güzel yedirilebilirdi. Sonu çok üzdü.

Ayrıca Paimon musun, Daimon musun, ne haltsan; uhrevi bir varlikken insan bedenine ıhtiyaç duyuyorsun, müridlerin beceriksizin teki. Ama kalkıp kadın bedenine laf atıyorsunuz. He gülüm he!
Korku filmi izlemiyordum uzun zamandır. Yani korktuğumdan ve artık izlemeyi anlamlı bulmadığımdan. Ama yine de bir sıkılmadır gidiyor, izleyeyim, alt beyin için değişiklik olur dedim. Önce biraz spoiler okudum ama bir önemi olmadı, filmi izlerken okuduklarımı yanlış anladığımı farkettim. Biri Skeleton Key filmi benzeri demiş. Beni filmi izlemeye büyük oranda ikna eden bu oldu. Çünkü bu "yeni nesil üzerinden diriltme" konusu sürprizlerle dolu ve ilginç gelmiştir bana hep. Yine Lovecraft'ın Charles Dexter Ward Olayı kitabı da bu konuda -şahsen çoğunlukla Lovecraft'ı beğenmesem de- beğendiğim bir kitabıdır. Neyse başka şeylerden fazla spoiler veriyorum. Hatırlattı köşesini bitirip filme geçeyim.

Film, eleştirilerde de dendiği gibi fazla Jump Scare bir film değil. Artı, gerilimin arttığı sahnelerden filmi durdurduğum çok az sahne oldu. Filmde görsel ögelerden çok, seslerden korktum. Başta olaylar arasında bir bağlantı kuramadım. Ne neden oluyor? Olaylar arasında bir sebeplendirme var mı? Kafamda bir şeyler oturmadı. Çoğu şey alakasız geldi. Film bittiğinde ucuz kurtulduk, çok korkunç değilmiş diyordum. Zaten son beş dakika bu filmlerde ölümdür. Yönetmen insaflı davranmış dedim. Sonra ertesi gün falan ya da bilmiyorum belki birkaç gün geçti, kadının tavan arasında bulduğu kitapta okuduğu bir şey aklıma geldi: "most vulnerable" yani "en zayıf", "en güçsüz". Bunu düşünürken işte o an her şey yerine oturdu. Filmde baştan sonra her şey Peter'ı ailedeki en zayıf karakter yapmaya yönelikti, nerdeyse her şey bunun için oldu. Küçük kardeşin kafası Peter'ı zayıf düşürmek için kopuyor. Kız öldükten sonra bile hep Peter'ı rahatsız ediyor. Anne karakteri anlattığı hikâyede uyurgezerken Peter'ı yakacak noktaya gelmesi de yine Peter'ı zayıf düşürmek için. Bu zayıf düşürmelerden en ilginci -hatta güldüğüm, wtf dediğim bir sahne- kadının kaza anını maketleştirmesiydi. Baba karakteri "Peter bunu görse ne hisseder biliyor musun?" diyordu kadına. Neyse yani her şey o kitaptaki en zayıf şartı yüzünden oldu. Bu arada niye baba karakteri yandı, anne yanmadı konusunda internette cevap aradım. Yönetmen "kadın zayıf düşsün, tamamen ele geçirilebilsin diye" demiş. Mantıklı geldi. Korkutan seslerin sona kadar hâlen kullanılmasını anlamlı bulmadım. Zira zaten asıl kötü belli olduktan sonra bunun bir önemi kalmıyordu. Zayıflık konusunda önce ailenin dişilerini tüketmek biraz cinsiyetçiydi ama bu kafa yapısına güldüğümden şikayetçi olmadım. Sonda Peter ele geçirildiğini biraz daha yüzünden belli edebilirdi. Bunu mu bekliyordum ifadesi vardı sanki. Sonuç olarak filmi bir bulmacaymış gibi kendi kendime çözmekten tat aldım diyebilirim.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık