Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Spoiler] Tower of God ''Spoiler'' Tartışma

Blog Yazıları

213. Bölüm

Bu bölümde Androssi- Lilial ve Hatsu- Shilial savaşlarını gördük.

Baam’ın takımı da Kaiser’e doğru ilerliyor.

Bu bölüm bir sonrakine köprüymüş gibi hissettirdi.

Artık Seul’de yaşamaya başladığımdan şehri öğrenmekte zorluk yaşıyorum.

Seul’de çok fazla bina varㅠㅠ


Animalık hakkında kısa bir açıklama da vardı.

İşlev olarak bir ‘’taşıyıcı’’ ve fener epey benzer.

Tüm icatlar; Atölyenin üç icadı Envanter, Cep ve Fenerden veya bu üçü temel alınmış icatlardan köken alıyor. Taşıyıcının durumundaysa bu fener.


Anima yeteneği 10 aile kuleye girmeden önce de vardı.

Ve Lo Po Bia ailesi bu yeteneği elde etti. Bu yüzden Animalığın sınırları ve doğası tam olarak bilinmiyor.

Büyüye benzeyen bir tarafı var ve Gözeticilerle yapılan kontratlarla da ilişkili. Ve İsim Avı İstasyonu’nun kuralı da bundan çok uzak sayılmaz.

Bia Ailesindeki herkes Anima değil ama hepsinde bu potansiyel var.

Bazı Lo Po Bia elitleri de normal animalardan çok daha üstün yeteneklere sahip.


Bir odanın tamamını taşıyıcı olarak kullanmak çok özel bir durum.

Taşıyıcılar genelde taşınabilir olduklarında iyidirler ve yaratığı kontrol edebilmek için de içindeki shinsoo da düzenli olarak değiştirilmeli.

Koon’un çözümü bile Dikenin özelliği ve Koon’un fener yeteneği olmasaydı, uygulanması çok zor olurdu. O yüzden İsim Avı İstasyonunu ele geçirmesi zor.


Shilial ve Lilial arasında unni olan Shilial ( kızlar arasında abla demek, pembeli olan)

Ama ikiz olduklarından sıraları pek de önemli değil… Neyse Lilial Shilial’i daha çok takip ediyor.

Shilial’in kılıç tekniklerini kısa bir süre çalıştığı doğru ama yaşını dikkate alırsak onun için kısa süre olan şeyle, bizimki farklı.


10 Aile üyelerini fiziksel yetenekleri geçenlerde tartışıldı.

10 Aile bile fiziksel açıdan Zahard Prensesleriyle karşılaştırılamaz.

Çoğu kurallı prenses, fiziksel dayanıklılık olarak ortalama seviyecilerden çok daha üstün.

Birinci sezonda Quant’ın dediği gibi seviyeciler shinsoo yeteneği ve teknikleri bakımından önde. Bu yüzden daha güçlü olabilirler ama aradaki fark çabuk kapanabilir.

Baam ise shinsoo teknikleri öğrenerek fiziksel açıdan güçlendiği için prenseslerin tam tersi…

Tabi ki böyle bir şey söylemek için Baam çok hızlı biçimde güçleniyor.


Gelecek hafta;

Alphin ağzını açacak mı? Kaiser’le karşılaşacaklar mı? Ön gösterimlerde bunlar var ama beklemek de ayrı bir eğlence. ( Tabi alırsanız da minnettar olurum.)

Ayrıca bu bölüm ön gösterimdekinden daha fazla dövüş sahnesi içeriyordu, o yüzden tekrar okumak isteyebilirsiniz.


Neyse umarım sonraki bölüm için heyecanlısınızdır.

Dışarı çıkıp güzel havanın keyfini çıkarın ama mevsim değişiyor o yüzden soğuk almamak konusunda dikkatli olun.

Her zamanki gibi teşekkürler!

Güzel bir hafta geçirip, esenle kalın! ^^

-S.I.U
214. Bölüm

Kaiser ve Viole sonunda karşılaştı.

İsim Avı İstasyonu bin yıldır fethedilemediğinden, bu meydan okumayı ayarlayıp her ikisi için de uygun hale getirmek için bolca düşünmem gerekti.

Yine de biraz zamansız gözükmesine rağmen Viole’nin dramatik girişini daha çarpıcı hale getirmeye çalıştım.

Tam oldu mu emin değilim. Ama elimden geleni yaptım, bir dahakine daha iyisini yapacağım.

Leeso’nun asansörü patlattığı sahnede az da olsa sizi şaşırtıp ‘’ Aaa ne oluyo….!’’ demiş olmanızı umuyorum. ^^

( Konuşmalar, ön gösterimdekinde olduğu halinden değişti: Ters akış kontrolüyle birinin shinsoo akışını tersine çevirerek onu durdurursunuz. Bu bir shinsoo bombasını durduramaz.

Baam Mule Love karşısında kumandayı durdurduğunda karmaşık bir shinsoo kontrol tekniği kullandı ve bu mesafeden bombayı durduramazdı. )

Leesoo’nun havalı gözüktüğü sahneleri çalmak gibi bir yeteneği var ^^

Leesoo’nun ve Baam’ın takımı arasındaki ilişki, tek vücut bir takım olan RakoonBaam gibi değil. Daha çok dostane rakipler gibi.

Hikayede Baam’ın takımı, Tatlı ve Ekşi takımı, Leesoo Takımı ve Ran’ın takımı ve diğerlerinin hepsi müttefik ama bölümler devam ettikçe birbirlerinden bağımsız olarak bir araya gelecek ve ayrılacaklar…

Tabi ki bazı zamanlar düşman da olabilirler.


Ve Hatsu’nun yeni bir kılıcı var: acaba ne tür bir kılıç?

Atölyedeki borudan daha iyi olacak mı?

Şahsen Hatsu’yu severim ama bazen aşırı derecede dürüst olduğundan ona acı çektirmek istiyorum. ^^


Neyse gelecek hafta için takipte kalın!

Havalar yavaş yavaş soğumaya başladı, sağlığınıza dikkat edin ve güzel bir hafta geçirin.

Ben de biraz soğuk almışım o yüzden kendime dikkat ediyorum. ^^

Teşekkürler!

-S.I.U
215. Bölüm

Bu hafta bazı mükemmel Hwaryun sahneleri gördük.

Hwaryun’u hanbok giyerken çizmek isterdim ama bileğim pek de iyi durumda sayılmaz ve bu fazlasıyla uğraştırıcı olurdu.

O yüzden ben de Rakoonbaam’ı çizdim. Bir gün Hwaryun’u hanbok giymiş halde çizeceğim.

(Hanbok: Korelilerin kimonosu sayılır.)

Hwaryun’un yetenekleri en baştan beri sürekli gösterildiği için size pek de özel gelmeyebilir.

Ama Baam’ın takımında Baam bir yana en sıradışı kurallı o.

Tabi Rachel’ın takımının yanındayken Emily yüzünden işlevsiz durumdaydı.

Ama Hwaryun’un şu ana kadar gördüğümüz yegane (bir de Yuto) kurallı rehber olduğunu göz önüne alırsak onun gibi birinin ne kadar nadir olduğunu anlatmak için kelimeler yetersiz kalırdı. ( Teknik olarak 2. Katta elenmişti gerçi. )


Rehberler sadece yolu göstermezler aynı zamanda kulede gizlenmiş olan şeyleri bulup kaderleri de okuyabilirler. Karmaşık bulmacaları çözmek ve tuzaklardan kaçınmak onlar içn çok kolaydır.

Bununla birlikte bu yetenekler nadir olduğundan sadece birkaç grubun rehberi var.

Ne kadar güçlü olursan ol, eğer kulenin kaderini değiştiremezsen muhtemelen bir rehberin olmaz…

Tabi her Zahard prensesi seviyeci olduklarında, Zahard’ın yaptığı anlaşma sayesinde yanlarına rehber(ler) veriliyor.


Hwaryun Rachel’ın takımına karşıyken çok kederli gözüktüğü için, bu bölümde çok fazla olay olmamasına rağmen Hwaryun’u merkeze koymaya karar verdim.

Gerçi dövüşçü olmadığı için o kadar da afilli durmuyor ama bir dahaki sefere daha iyi yapacağım ki herkes tatmin olsun… fikir bu.


Kişisel olarak benim düşündüklerimi anlatacak olursam…

Şükran günü yaklaştığı için herkes fazlasıyla uçarı, bu yüzden çalışmak zor oluyor.

Ön gösterim özellikle önemli bir bölüm olduğundan bölümü ancak yetiştirebildim ve tatil için eve gidemedim. ^^
Evi sık sık arayıp hediyeler gönderiyorum ki bu içimde bir ağırlık olmasın.

Ailemi son birkaç tatilde ziyaret edemedim ve beni özlediler.

O yüzden biraz içerik biriktirip önümüzdeki yıl ara verebilmeyi umuyorum.

Neyse sonraki hafta Kaiser vs Viole’nin ilk kısmıyla başlıyor.

Denemek istediğim birçok dövüş sahnesi olduğundan epeyce zor olabilir ama ben elimden geleni yapıp işyükümü daha da arttırıyorum.

Umarım iyi olur çünkü bu bölümden kazanacağım tecrübeyi sonraki arclarda kullanmam gerekebilir.

Her zaman iyi yapamayabilirim ama sürekli gelişerek bir gün bu işte gerçekten iyi biri olabilirim.


Bazılarınız ön gösterimler hakkında da konuşmamı istiyor o yüzden spoiler vermemeye çalışırsam:

Sonunda Kaiser’in envanterinin kırılmasını çizebilmeyi isterdim… haha

Gelecek haftaya kadar daha fazlasını söylemem uygun olmaz. ^^


Umarım sonraki haftayı iple çekiyorsunuzdur!

Şükran gününüz kutlu olsun, iyi beslenip sağlıcakla kalın ve güzel bir hafta geçirin ^^

Gelecek hafta görüşmek üzere!

-S.I.U
216. Bölüm

Fenryl Kaiser’in kontrol ettiği kurdun adı ama İnieta’nın dediği gibi normal Animaların kontrol ettiği hayvanlardan farklı.

Daha çok ailede nesilden nesile geçen bir yetenek gibi.

Başka bir deyişle Kaiser doğuştan bir Anima.

Bu yetenek bir taşıyıcı gerektirmediği için diğer pozisyonları da doldurabilir.

(Taşıyıcı: Alphin’in tilkisi gibi shinsoodan oluşmuş canlıların cisimlenebildiği alan. Onunki kapalı kaldıkları odaydı.)

Değişik durumlarda oldukça faydalı olabilecek bir yetenek.

Tabi ki bu yetenek sadece Kaiser’e özgü değil. Aile üyelerinde nadiren ortaya çıkabiliyor.

Ve kontrol edilen hayvan da farklı olabilir.


Kaiser’in güç seviyesi hakkında pek çok sorunuz olduğuna eminim.

Oldukça güçlü bir rakip: 10 Aileye mensup + Zahard Prensesi olarak seçilebilecek kadar yetenekli.

1000 yıl boyunca daha da güçlenmesi + Yüksek seviye itemler + Kendi mekanında olmasının avantajı…

Tabi ki Baam da sıradışı yeteneklere sahip.

Ama Kaiser’in şu ana kadar hiç yenilmemiş olmasının bir sebebi var. ;)


Hasat Festivali tatili sona erdi (yerel bir bayram işte) Neler yaptınız merak ediyorum.

Ben tatilde de çalışıyordum neredeyse her şey aynıydı.

Ama tatil dolayısıyla etraf biraz daha sessizdi ve ben de biraz rahatlayabildim.

Hem normal yayın hem de öngösterim ara vermek için kötü yerdeydi umarım ara vermeyerek iyi yapmışımdır.


Neyse normal hayatımıza geri dönmenin vakti geldi.

Umarım haftanız güzel geçer, fazla şikayet etmezsiniz ^^

Ben de eski tempomu geri kazanmaya çalışacağım.


Sonraki bölüm için hevesli olmanızı umuyorum

Ve Baam’ın bu problemi nasıl çözeceğini tahmin etmeye devam edin.

Teşekkürler!

SIU
217. Bölüm

Ran ve İnieta arasındaki savaş sona erdi.

Aslında Kaiser ve İnieta arasındaki ilişkiyi tüm detaylarıyla anlatmak istedim

Inieta’nın Kaiser’in emirlerini dinlemesinin ardındaki mantığı da.

Çünkü hikayenin gidişatı için 10 patronun hikayeleri üstünkörü geçildi ve bundan memnun değildim.

İnieta ve Ran sahnelerinin asıl savaş kadar büyük bir etkiye sahip olmasını istedim,

En azından yapmaya çalıştığım şey buydu diyelim.

Umarım bu bölümden aklınızda kalan şeyler ayrıntılar değil de duygulardır.


Inieta epey yetenekli olmasına rağmen Arie Ailesinin kuralları yüzünden dışlanmaya zorlandı.

Tabi gücünün ne kadarı kendi yeteneğinden ne kadarı içinde bulunduğu koşullardan geliyor bilemeyiz.

Ama eğer daha çok sevgi ve ilgi görerek büyüseydi işler çok daha iyi sonuçlanabilirdi.


Arie Ailesi hakkında daha fazla şey öğrenmeye başladık.

Arie Kılıçustalığı sadece Arie ailesine özgü değil aslında.

Normal insanlar da tekniğin farklı biçimlerini öğrenebilirler. Ama onların kılıç kullanımında iyi olmasının bir sebebi var.

Bu yüzden başkaları Arie ailesinden olanlar gibi kılıç kullanamaz.


Ran ve İnieta savaşı neredeyse berabere bitti.

Sonuçta kazanan Ran oldu ama İnietanın desteği yoktu.

Inieta’nın kuleye tırmanmaya Ran’dan çok daha önce başladığını düşünürsek Ran korkutucu denilebilecek bir hızla gelişiyor.


Ve bloğumdaki makalelere gelirsek….

Uzun süredir güncellemediğim ve hikayenin gidişatıyla ilgili bazı şeyler değiştiği için görünümlerini özel yaptım.

Ne zaman halledebilirim emin değilim ama onları düzenlediğimde yine görünüm ayarlarını halka açık olarak değiştireceğim.


Sonraki bölümde Kaiser-Baam savaşına geri döneceğiz.

Kendinize iyi bakın ve hasta olmamaya dikkat edin.

Umarım sonraki hafta için heyecanlanmışsınızdır!

Teşekkürler

SIU
218. Bölüm
( Hasta olduğundan çizim yok bu bölüm)

Bu bölümü yayınlanmadan önce biraz değiştirdim.

Bence bu şekilde diğer bölümlerle daha uyumlu oldu.

İçerik olarak büyük değişiklikler yok ama savaş ve konuşma sahnelerinin akışını daha doğal hale getirmeye çalıştım.


Aslında Baam yetenekli olan tek kişi değil ama daha önce hiç görülmemiş yeteneklere sahip.

İlk sezondan beri vurgulanan şeyi bir de Kaiser’in ağzından duymuş olduk.

Görünmez envanteri görebilmesi gibi mesela ( Okuyucu için görünür durumda tabi)

Kuralsızlar ortalama seviyecilere kıyasla harikuladeler.


Gelecek hafta bu savaşın bitişini göreceğiz.

Ve Hatsu’nun kılıcının ismini öğrendik: Donghae

Acaba bir yerlerde Suh’hae de var mı…

(ÇN: Donghae Doğu Denizi anlamına gelirken Suh’hae Batı Denizi anlamına geliyor. )

Hmm bu konuda düşüneceğim.


Genel olarak bir sürü yeni şey denedim. Umarım iyi olmuştur.

Burada Kaiser Baam savaşını tamamen yakın dövüş yapmak yerine mesafenin kapanmasından önce stratejik uzun menzilli bir dövüş tasarladım.

Bunun çok durağan hissettireceğinden endişeleniyordum.


Bugün erken yatıp sağlığımı toparlamaya çalışacağım.

Havaya uygun giyinin ve sağlıcakla kalın.

Sonraki bölüm daha hareketli olacak. ^^


Güzel bir hafta geçirin.

Teşekkürler ^^

SIU
219. Bölüm

Kaiser sonunda yenildi. :’(

Öngösterim bölümlere göz gezdirirken Kaiser savaşının 3 hafta devam ettiğini fark ettim. Bu kadar uzun olmamalıydı.

Gerçi öngösterimler çıktığından beri seri daha yavaş ilerliyormuş gibi hissediyorum.

Bir dahaki sefere daha dinamik bir yaklaşım deneyeceğim.


Kaiser karşılaşmasına geçmeden önce söylemek istediğim birkaç şey var…

Eğer geçen arctaki White (Hoaqin) kötülük bakımından bir zirveyse Kaiser ise o noktadan kopup düşmüş, daha aşağıda biri.

Yukarı çıkmak istemişti ama bir noktadan sonra o da sistemin bir parçası oldu.

İsim Avı İstasyonu arcı başladığında bu bölüm zaten çizilmiş haldeydi.

Yani aslında bu arcın çizilme amacı Kaiser’in maskesinin düşüp gerçeklerin açığa çıktığı bu sahne içindi.

Tabi arada bir sürü hadise de gerçekleşti. ^^

Bu gibi bir bölümü çizerken en başta tasarladığım sona ulaşabildiğim için bir tatmin duygusu yaşıyorum.

Bir şeyi tamamlamak her zaman insana kendini iyi hissettirir.


Bu aralar daha iyi hissediyorum ama çok da değil…. ^^

Kökten bir çözüm çok zor olsa da doktorlarla görüşmeye devam ediyorum.

Ve bir ara vermem gerektiğini düşünüyorum.

Sağlıklı bir beden ve zihin önemli şeylerdir.

Ama insanlar beni desteklemeye devam ediyor sanırım mutlu bir yaşama sahibim.


Öngösterim bölümler…

Görebileceğiniz gibi çocuklar kavga ederek büyüyor.


Neyse bu İsim Avı İstasyonunun sonuydu.

Gelecek hafta bazı önemli şeyler olacak..

Umarım sonraki bölüm için heyecanlanmışsınızdır ^^

Güzel bir hafta geçirin.

Teşekkürler.

SIU
220. Bölüm

Nihayet Kaiser’in yüzünü görebildik ve gerçek ismini de öğrendik.

Kaiser’in maskeli hali benim için bir kurt yavrusu gibiydi.

Gerçi 1000 yaşından büyük ama 10 Aile üyesi olduğu ve iç kulede yaşadığı için yaş ve görünümün bir önemi yok.

Ama en önemlisi şimdi maskesini çıkardığı için çocuksu bir saflığı var. ^^

Bu epey zordu.

Baam artık Androssi’nin gerçek ismini biliyor ve birgün bunu açıklayacağım.

Gerçi bugün değil.

Sonunda Maria’yla ilgili bir şeyler öğrenebildik, Koon’un aklı karışmış gibi gözüküyor.

Eğer Maria’nın kim olduğunu bilmiyorsanız sezon 1’in ilk bölümlerine göz atmanızı öneririm.

Sonraki bölümde İsim avı istasyonu arcı bitecek ve yeni bir arca başlayacağız.

Umarım heyecanlanmışsınızdır! ^^

Havalar soğuyor, sağlıcakla kalın ve güzel bir hafta geçirin! ^^

Teşekkürler!
221. Bölüm

Sonunda festival başladı. Başta Kaiser’in iç konuşmasını da festivale eklemek istemiştim. Ve Festival yerine Açık Arttırma demeyi düşünüyordum ama fazla resmi göründüğünü düşündüm.

Kaiser, sadece hatalarından pişman olmak yerine ailesiyle arasındaki problemleri de çözmeye çalışıyor.

Olaylara bakış açısı pek çok kişiden üstün.

Ama onun bir anda yaptığı yanlışlardan pişmanlık duyan bir karakter olmasını da istemiyorum

Kaiser başından beri böyle olması gereken bir karakterdi.

Jinsung’un Kaiser’e ‘’Tanrı tarafından kurtarıldın’’ demesi hakkında düşündüm.

Kaiser kesinlikle bir düşmandı ve bu tür bir kurallı kesinlikle 100 milyon puan harcamaya değmez.

Ama eğer onların Tanrısı birini kurtarmayı seçmişse, bunu sorgulamanın lüzumu yoktur.

Bence bu iyi ve kötü şeklinde yargılamadan, Fug’ın Avcılarını nasıl sorgusuz sualsiz takip ettiğini gösteriyor.

Belki de Baam da bu tür bir varlık olur.

Eğer Baam kusursuz bir adalet anlayışına sahip olsaydı, Kaiser’i kurtarılmaya değer bulur muydu?

Bu sorunun cevabının hayır olduğunu düşünüyorum.

Açık arttırmada taban fiyat 10 bin puan ( Burada bir düzeltme yapmak zorundayım)

Kule çok büyük bir yer olduğu için farklı bölgelerde farklı para birimleri geçiyor ama Seviyeci ve kurallılar arasında bu birim puan. Farklı birimler birbirine dönüştürülebilir.

Eğer Büyük Ailelerin mahalinde değilseniz 100m puana sahip olmak sizin açıkça zengin olduğunuz anlamına gelir.

Testleri istediğiniz kadar alabilir, Orta Kulede hayatınızın sonuna kadar zengin şekilde yaşayabilrisiniz.

Tabi ki Jinsungun böyle bir meblağı öylesine verebilmesi onun aşırı derecede zengin olduğunu gösteriyor.

Bu arada ödemeyi yapmasını isteyen Hwaryundu. Bir nevi Hwaryun’u kurtarmak için yaptı.


Ve son olarak Karaka geri döndü…

En genç avcılardan biri olmasına rağmen yüksek bir potansiyele sahip, oldukça aktif ve mevcut durumda da epey yetenekli karakterlerden.

Fug’ın ‘’ Yükselen Kötülük Yıldızları’’ndan biri gibi.

Yuri’nin konumuna benzer bir konuma sahip olduğu söylenebilir
222. Bölüm

İsim Avı istasyonunu geride bırakıp yeni bir sayfa açıyoruz.

İsim avı istasyonunun değişeceğini söylemek hayli zor ama neresi olursa olsun gücü elinde tutanlar kolayca ellerindeki vermez. Aslında birisi elindeki güçten vazgeçtiğinde başka biri yeni güç olur bu da oldukça ironik.

Baam ve Koon’un konuşmasında Baam’ın düşüncelerinin birazcık değiştiğini görebilirsiniz.

Baam, Rachel’dan arkadaşlarına ve istasyona değin herkesi kurtarmak istiyor.

Belki de Baam farkında olmadan başkalarının olmasını istediği biri/ bir şey haline dönüşüyor.

Bölümün sonunda Yuri Karakaya karşı ….

Karaka’nın miğferini çizmekten nefret ediyorum.
223. Bölüm

Baam’ın takımının önünde bir felaket gerçekleşiyor…

Yuri ve Karaka’nın dövüşünde savaşın çapını, önceki seviyeci savaşlarına kıyasla epey arttırdım.

Bu olanlar Baam’ın takımı için dövüşten çok doğal afete benziyor.

Ya da yapmak istediğim şey buydu diyelim.

Evan bir rehber olduğu için savaşa katkısı göreceli olarak küçük olacak. Dövüşte zayıf biri değil ama kişilik itibariyle karışmak istemiyor. Yuri’nin yalnız savaşmaktan hoşlanması da bunda etkili.

Evan’ın yenileme yeteneğinin bir sınırı var. Geri döndürebileceği zamanın sınırlı yani uzun zaman önce yok olmuş bir köprüyü tamir edemez.

Açıkça görüldüğü gibi Koon yol yok olmadan köprüyü geçmeye çalışıyor.

Seviyeciler için bu durumda geçmeye çalışmak aptalca gözükebilir.

Bu durum seviyeciler ve kurallıların gözlerinden farklı değerlendiriliyor.

Geç ya da geçme. Yihwa da köprüyü geçmeye karar verdi. Ben olsam uzun zamandır beraber olduğum bir takımla kalmaktan nefret ederdim.

Önümüzdeki hafta Yuri/Karaka savaşı devam edecek. Baam’ın takımının açmazı da öyle. Lütfen takipte kalın.
224. Bölüm

Karaka'nın Androssi ve diğerlerini fark edebilmesinin sebebi Kranos'un ateşlenmesiyle Evan'ın iteminin anlık olarak kapanmasıydı.
Karaka gibi bir seviyecinin gözleri gözlemci gibi çalışır.
Baam'ın nesneleri ve kişileri sezmesinden ayrı olarak bu uzun antremanlar ve tecrübeyle gelen bir yetenek.
Karaka'nın pozisyonu Keşifçi ve Oltacı karşımı.
Aslında Evan'ın bu kadar süredir çocukları saklayabilmesi olağanüstüydü.
Kranos ateşlemeli silahlar arasında bile en güçlülerinden biri. Menzili kısa olmasına rağmen yarattığı yıkım sebebiyle çok değerli ve Günde sadece bir kez olmak üzere tüm katlarda kullanılabilir.
Urek'in isminin pek çok yerde olduğu gibi burada da geçtiğini gördük.
Daha sonra onunla ilgili daha derine ineceğiz.
Yüksek seviyeciler nadiren hayatları için savaşır, bu gerçekten de nadir bir savaştı.
225. Bölüm

Yihwa Rak ve kılı ustasına ne olduğı hakkında... Umarım onların hikayesini yakından takip edersiniz.
Yuri Ha ailesinden olduğu için yakın dövüş ve fiziksel hasar konularında uzman ama bazı uzak menzilli yeteneklere de sahip.
Bölümün sonunda Karaka hayatta kaldı. Böyle olacağını bildiğinizden eminim zaten ^^
Karaka kendini güvenceye almadan ölümüne dövüşe girecek birisi değil.
Karaka beli bir zaman periyodunda ''yeniden doğmak'' gibi bir yeteneğe sahip. Bu tekniğin gizemleri Karaka'nın ileriki savşlarından birinde açıklanacak. Gerçekten de etkileyici bir yetenek.
226. Bölüm

Bu haftanın özel isteği Koon'u Baama çikolata hazırlarken çizmemdi. Ancak Koon sadece birilerini zehirlemek için yemek hazırlar. İşte Bu sizin kafanızdaki ve benim kafamda canlandırdığım koon arasındaki fark!
Tekrar Wangnan'ın hikayesine döndük gerçekten de onun büyük macerası gibi. Tabi hikayenin rengi önümüzdeki bölüm birazcık değişecek.
Wagnan gerçekten de eşsiz bir karakter. Geleneksel shonen ana karakterlerinin kişiliğe sahip olmasına rağmen çok zayıf biri onlara kıyasla işe yaramaz bir karakter.
Ama bu tür karakterlerin büyük şeyler başarmasını istiyorum.
Shonen türündeki eserlere bakarsanız her zaman güçlerini bir şekilde geliştiriyorlar.
Haha Wangnan gerçekten de benim için önemli bir karakter. Her ne şekilde olursa olsun onu daha fazla çizmek istiyorum.
227. Bölüm

Kişisel olarak bir karakteri ölürken çizmek benim için zor.

Bundan zevk almıyorum.

Sanırım hikaye acımasız bir rekabete dayandığı için bundan kaçış yok.

Bir yazar olarak böyle sahneleri ve karakterleri çizmekten hoşlanmıyorum.

O yüzden bu sahneleri çizerken bu karakterler kadar acı çekmeye çalışıyorum.

Bu, karakterlere ve bu karakterlere sevenlere karşı bir saygı duruşu niteliğinde.

Böyle şeylere karşı hissizleşmemek istiyorum.

Akraptor ve Prens’i tekrar çizemeyecek olmam üzücü.

Raptor’un yüzüğü daha sonra gösterilecek.


Rachel ve Wangnan’ın karmaşık ilişkisi şimdi başlıyor.

Akraptor ve Prens’in ölümünün bu ikisinin ilişkisi üzerindeki etkisi zaman geçtikçe ortaya çıkacak.

Wangnan, Baam ve Rachel’dan farklı bir hikaye çizgisine sahip olduğu için hikayesi ilginçleşecek.

Ve Baam’ın, ‘’Kendisini Keşfetme Yolculuğu’’nda bir arkadaşını kaybetmesinin onu nasıl etkilediğine dikkat edin.
228. Bölüm

Hm.. Bu bölüm daha çok Wangnan hakkındaydı.

Eğer Baam ve Rachel kulenin dışıyla ilgili birçok gizemi varsa Wangnan’ın da kulenin içiyle ilgili kendi hikayesi var.

Kendini sık sık prens şeklinde çağırıyor . ^^

‘’ Kırmızı Işıklı Bölgenin Prensi… ‘’ Bununla ilgili pekçok teori ortaya atıyorsunuz. Ama şunu söylemekle yetineceğim: Hikayenin aslını tahmin etmek istiyorsanız daha çok detayın açıklığa kavuşması gerekiyor.

Aslında Wangnan epey yaşlı. ( Karaka’yla kardeş olmasına yetecek kadar.)

Daha önce Wangnan’ın ‘’bir süre’’ kuleye tırmanmadan yaşadığını söylemiştim. Ama hiçkimseyi kasten ölüme terk etmedi.

Bu bilinçaltının acısını bastırıp akli dengesini korumak için anılarıyla oynamasıydı.

( Geçmişte Yihwa’nın ateşinin o hariç tüm kurallıları öldürmesini hatırlayın)

Wangnan’ın insanları kendisine çeken bir kişiliği var, bununla birlikte çevresindeki acılara karşı da oldukça hassas.

Onun gibi birinin ölmeden kulenin zirvesine ulaşabilmesinin ilginç olacağını düşünüyorum.

Yani bu onu birçok kez daha göreceğiz anlamına geliyor.

Ve Baam kararını verdi..

Her şeye gücü yeten mutlak bir tanrı olmak istemiyor. Bunun yerine bir şeyleri aşıp arzusunu yerine getirmek peşinde.


Eğer ben tanrı olsam bir hiperbolik zaman döngüsü yaratırdım. Ve orada bir gün bir haftaya eşit olurdu böylece 7 haftalık işi bir günde bitirirdim ^^.

Neyse Baam’ın hikayesi ve Wangnan’ın başarısızlıkları gelecek hafta devam edecek. Umarım heyecanlanmışsınızdır.

Her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama bazen hatalar da olabiliyor o yüzden daha iyisi için uğraşıyorum.

Bu soğuk kışta kendinizi sıcak tutmaya bakın. Umarım haftanız mutlu ve huzurlu geçer. ^^
229. Bölüm

Bu Bölüm 229’un değerlendirilmesi.

Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi grip oldum.

Bölümü zar zor teslim ettim ve bu yazıyı yazmak için gücümü toplamadan önce tüm gün neredeyse ölü gibiydim.

Grip sezonundayız ama benim de bir kurban olacağım aklıma gelmezdi.

Sağlıklı olduğumu düşünüyordum ama…cık…


Çizim istekleri almaya devam edeceğim ama içinde bulunduğumuz zamanı dikkate alırsak temayı yiyecekten Noel’e çevirmeye karar verdim.

Noel teması olarak en çok istenen erkek ve kadın karakterlerin Noel’de yayımlanmak üzere bir resmini çizeceğim.

Pek iyi hissetmiyorum o yüzden biraz kısa olacak, bu konuda üzgünüm.


Bu bölüm 2. Sezonun en önemli dönüm noktalarından biriydi.

Wangnan’ın sırrının bir kısmı ve Tower of God hikayesinin ana ipuçlarından biri açığa çıktı.

Rachel’ın perde arkasında olması gereken bunca şeyi bildiğine bakarsak... merak ediyorum acaba kim…

Ve Wangnan – Karaka ilişkisi de daha merak uyandırıcı hale geldi.


Eğer hikayeyi iyi takip ettiyseniz bilirsiniz ki resmi olarak Zahard’ın kanını taşıyan bir Prens yok.

Sadece Zahard’ın kanı enjekte edilmiş prensesler var.

Ama Wangnan’ın gerçekten bir prens olup olmadığını bilmesek de Zahard’la bir ilgisi olduğu kesin.

Eğer 2. Sezonun girişinde denildiği gibi Prensseler tabi ^^.

Wangnan, Karaka ve diğerlerinin sahip oldukları yüzüklerin hikayesi ilerledikçe ortaya çıkacak.


Baam Pirinç Çömleğine girmek yerine Gardiyanların Tanrısından eğitim almaya başladı.

Eğitim sahnelerini uzun uzun çizmeyi planlamıyorum kısa süre sonra bitecek.

Tren Baam’ın aralıksız olarak nasıl güçlendiğini gösteriyor.

Bu bir bakıma hikayenin sonuna kadar devam edecek.

Sonraki bölümde ortaya çıkacak yeni bir yüzümüz var.

Ölüm Katı arcında oynayacağı önemli bir rolü olduğunu düşünürsek umarım heyecanlanmışsınızdır.

Bu karakter birazcık ciddi/ ağırbaşlı. ^^


Bu bölümün çizimleri öngösterimdekinden birazcık farklıydı ve birkaç panel daha ekledim.

Ne de olsa teslim etmeden önce değiştirebileceğim 3 haftalık bir zamanım var.

Tabi ki bölümler çok da değişmiyor.

Umarım öngösterim bölümleri okuyanlar normal yayını takip etmeye devam ediyordur.


Öngösterimlerde neler olduğundan bahsetmek hoşuma gitmiyor ama sanırım onların bölümde bazı problemler var haha.

Bu bölümleri okumayanlar olduğundan konuşmasam iyi olacak.


Başım dönüyor, umarım aptalca ve utandırıcı bir şey yazmamışımdır eghhh…

Yatağıma geri dönüyorum. Bu koşullarda sonraki teslim tarihi sıkıntıda olabilir.

Çabucak iyileşip sonraki hafta bomba gibi geri dönmeye çalışacağım.


Eh öyleyse herkes kendine iyi bakıp sıcak tutsun ve umarım haftanız iyi geçer.

Teşekkürler ^^.
230. Bölüm

Geçen hafta yeni karakter hakkında konuşamamıştık ve artık karşınızda; Hockney

İsmi İngiliz ressam David Hockney’den alınma ama aslında isminden değil de resimlerinin bölünmüş olmasından esinlendim.

(Tesadüfen elime eserleri hakkında bir kitap geçmişti.)

Hockney Ölüm Katından ve bu arc kilit bir rol üstlenecek.

Gözlemcilerle arası iyi olan bir keşifçi.


Ve son olarak Wangnan Rachel’ın teklifini kabul etti.

Aralarındaki bağ önceden planladığım bir şeydi.

Sonunda Cehennem treninde aralarında derin bir bağ oluşana kadar bunu epeyce erteledim.

Tower of God’ın ana hikayesinde çok önemli bir an olduğu için zamanlamasıyla ilgili dikkatli olmalıydım.


Ayrıca birçok kişi Zahard zaten kulenin tepesinde olduğu için neden anahtara ihtiyaç duyduğunu sormuş. Kastettiğim şey şu ana kadar tırmanılan katlardı.

Gerçek şu ki daha fazla kat olduğu biliniyor ve yüksek seviyecilerin nihai amacı Zahard’ın henüz fethetmediği kat veya katları da tırmanmak.[ Ç.N: floor(s) demiş, 135 son da olabilir ]

Bu konuya daha sonra geleceğiz.

Baam zorlu bir eğitimden geçiyor.

Yeni tekniğin ismi Shinwonryu, ileride bolca bahsi geçecek.

(ÇN: Tanrısal küresel akış gibi bir anlama geliyormuş ama kelime oyunu yapmış yazar. Ha Jinsung stili derken geçen Ha Jinsung 류 bunda da geçtiği için tek bir teknik değil de bir stil olduğunu düşünüyorum.)

Koon da yeni teknikler öğreniyor ve dövüş stili büyük bir değişime uğrayacak.

Koon’un Baam hakkındaki konuşmaları da onun geçmişiyle alakalı.

Koon Aile arcında daha fazla detay ortaya çıkacak.


İyileştiğimi sanıyordum ama hala tam olarak iyi sayılmam. Isınmakta problem yaşıyorum….

Evet… Seul’de yalnız yaşamak bedenime iyi gelmiyor.

Hasta olmamaya dikkat edin ve kendinize iyi bakın.

Herkese mutlu yıllar umarım vaktinizi sevdiklerinle birlikte geçirirsiniz.

Güzel bir hafta geçirin, sonraki bölümde görüşmek üzere.

Teşekkürler! ^^
231. Bölüm

Mademki yeni bir yıla girdik, bölümle ilgili çok fazla konuşmak yerine diğer konulardan bahsedelim.

Bu bölümde Baam ‘’ Kutsal Küresel Akış’’ı öğrendi. ***

Öğrenciyken Baam gibi bir öğrenme yeteneğim olsaydı keşke…. Dur ama bu kendime kitaplarla vurmam gerektiği anlamına mı geliyor?


2016’da meydana gelen bir sürü olaya rağmen oyun ve öngösterim bölümler yayınlandı, birkaç problem yok da değil….

Şahsen benim için pek çok şey değişti. Her şeyin iyiye gittiğini söyleyemem, iyi ve kötü birçok hadise gerçekleşti ama ben yine de serimi çizmeye devam ediyorum . Ve siz okumayı sürdürdükçe bu değişmeyecek.


Eğer 2016’yı bir tat olarak tarif edecek olsam,

Tatlı olmasını umduğunuz şeyin acı çıkmasına benzetirdim….? Yine de sanki tatlı bir şeyler vardı? ^^

Bu yılın tatlılıkla geçmesi için dua ediyorum.( Maalesef böyle yıllar benim için mümkün değil.)

Yaşlandıkça ve yetişkin haline geldikçe kendimi söylemek istemediğim yalanları söylerken, gülmek istemediğim şeylere gülerken buluyorum.

Ama en azından Tower of God’ı çizerken samimi ve çalışkan olmayı asla unutmayacağım.


Öyleyse herkese mutlu yıllar ve Teşekkürler . ^^

SIU
*** ÇN. Akış yerine stil, tip falan da denilebilirmiş ama SIU genelde suyla ilgili öğeler kullandığından çevirmen bunu uygun görmüş.
232. Bölüm

Bu hafta Baam’ın Shinwonryu tekniğini kullanışından bir kesit gördük. Bu tekniğin nasıl görüneceği hakkında derinlemesine düşünmem gerekti.

Daha önce shinsoonun nasıl göründüğünün aksine ‘’ışık’’ temalı bir şey yapmak istedim; daha temel, asli bir şey…

Aslında shinsoo, suyun hayatın kaynağı olması kavramına dayanıyor. Yani bu fikrin uzantısı diyebiliriz bir nevi.

Ve Shinwonryu aslında tekniğin nihai şekli değil, ileride daha gelişmiş halini göreceksiniz.


Androssi ve Koon da kendi tarzlarında geliştiler, Ölüm Katında detaylar ortaya çıkacak.

(Öngösterimleri satın alın...? )

Her ikisi de Ölüm Katında birçok değişikliğe gidecek. Zaman geçtikçe bir sürü heyecan verici şey göstereceğim.


Sonunda Ölüm Katına varabildik. Cehennem Treni arcları içinde en önemlisi olduğu için öncesinde ara vermeyi düşünüyordum ama emin değilim. Eğer ihtiyacım olursa arc içerisinde bir ara verebilirim.

Kısa bir arc olmayacak. Bir bölümde hikaye için gerekli olan karakter ve ipuçlarının sadece küçük bir kısmını verebiliyormuşum gibi geliyor.

Tren Şehri ve İsim Avı İstasyonu arclarının aksine hikayenin gidişatı için önemli bir yere sahip.

Eğer Atölye Savaşına 2. Sezonun ilk düğümü dersek bu arc ikincisi olacak. Bu yüzden oldukça dikkatli ilerlemeye çalışacağım.

Umarım Kuralsızlar, Ölüm Katı ve Baam’ın hikayesi için hazırsınızdır.

Gece ve gündüz sıkı çalışmam gerekecek ve eğer kendimi yetersiz hissedersem, bu eksikliği daha fazla çaba harcayarak kapatmaya çalışacağım…umarım.


Özel hayatıma gelirsek bu aralar buharlı pişiricide değil de normal tencerede pilav yapıyorum ve yaparken bayağı eğleniyorum…. hem de çok güzel oluyor….

Neyse umarım bu haftaki bölümü beğenmişsinizdir, güzel bir hafta geçirin, bir sonraki bölümde görüşürüz.

Teşekkürler ^^

SIU
233. Bölüm

Bu bölümde Ölüm Katıyla ilgili bilgiler kısaydı:

Ölüm Katının ismi Enryu isimli bir kuralsızın katın Gardiyanını orada öldürmüş olmasından geliyor.

Kulede Gardiyanlar yenilmez ve ölümsüz varlıklar olarak düşünülüyor ama Enryu hiç beklenmedik şekilde Gardiyanı öldürdü.

Daha önce orada bulunan her şey Gardiyanın cesedinin altına gömüldü ve Ölüm Katı olarak anılmaya başlandı.

Bu katla ilgili pek çok söylenti var: ‘’Orada hiç shinsoo yok’’ veya ‘’ orada hiç kimse yaşamıyor’’ gibi.

Ama bunlar sadece söylenti, gerçek yakında ortaya çıkacak.

Yura Ha’nın verdiği ipucu, aynı zamanda hikayenin ilerisiyle ilgili de bir ipucu, ama ne olduğunu ileride anlayacaksınız ^^


Bölümün sonuna doğru Baam’ın Shinsoo Girdabı tekniğini kullanışından bir kesit gördük.

Aslında Baam şu anda sadece bir bang yaratıp onu fırlatabiliyor ve tekniği henüz tamamlayamamıştı.

Yani Shinsoo Girdabı tekniğinin tüm potansiyelini gördüğümüzü söylemek zor.

Ama tekniğin özel ve kendine has bir gücü olduğu muhakkak.

Zaman zaman bunu hatırlatıyorum ama eğer Baam’ın çalıştığı kadar çalışsaydım ben şu an…


Bu hafta sonu bir fan buluşması vardı ve ben de kısa bir süreliğine uğradım.

Stüdyomdan uzakta olduğu için endişeliydim ama benden çok daha uzaktan gelenler oldu ve herkes gelmemi bekliyor gibi hissettim o yüzden… hahaha

Şanslıyım ki insanlar beni çok iyi karşıladılar, bu yüzden minnettarım.

Aslında gizemli imajımı korumak için bir kendimi gösterip gidiyim demiştim ama bu konuda başarısız oldum ve after-partye de gittim. Hahah…

Neyse, millet güzel bir hafta geçirip sağlıcakla kalın.

Gelecek hafta görüşmek üzere ^^

Teşekkürler!

-SIU
234. Bölüm

Bölümün sonunda malum şahıs ortaya çıktı… Konuyla pek de alakalıymış gibi durmuyor, acaba neden burada hehehe…

Yakında öğreneceğiz.

Bu Ölüm Katının girişi olduğu için şimdilik yeni kata alışmak için zaman ayırmanız lazım.

Tower of God, her arcta yeni kavramlar ve yeni bir düzen oluşturmak zorunda olduğundan, giriş kısmında bir tanıtım/alışma bölümünün olmasının epey yardımcı olduğunu fark ettim.

Aslında her arc bu problemi yaşıyorum, ve yine biraz problem yaşadım. Ama bu aynı zamanda bir başarı hissini de beraberinde getiriyor ve eğlenceli de. Sonuç itibariyle olay bu ^^

Bu bölümde tanıtılan şeyler:
  • Shinsoo her zaman işe yaramıyor.
  • Gözeticinin kanından oluşan denizin altında bir yerdeler. Ayrıca orada bir sürü geçit var.
  • Aşağıda önemli/büyük bir şey var.
Olması gereken bu ^^ Bu arcın normalden daha hızlı bir girişi olması lazım ve artık Baam odaklı savaşların dışına çıkıp dostlarının güçlerine geçeceğiz? Veya en azından başlayacağız, umarım hoşunuza gider.

Geçen hafta rahatsızlandığımı söylemiştim ama bu hafta daha iyiyim. Çok kolay hasta olurum bu yüzden eğer blog yazılarını düzenli olarak takip ediyorsanız ‘’ Bu adam da her zaman hasta’’ diye düşünebilirsiniz hehe. Soğuk algınlığından bir kez daha hastaneye gitmek zorunda kaldım ama en azından teselli olarak diğer hastalıklara pek yakalanmıyorum.

Ne zaman yorgun veya hasta olsam ortaya koyduğum işin kalitesi hakkında endişeleniyorum( ÇN: yani her zaman, gerçi bu iyi bir şey) . Kendi kendimle ve hayatın başıma saldığı her belayla mücadele etmem gerekiyor ama okuyucular da her zaman çok yüksek beklentilere sahip. Yine de bazılarınız benim için endişelenip beni neşelendirmeye çalışıyor , bu sayede kendimde güç bulabiliyorum. Teşekkürler ^^

Ön gösterim bölümlerde ana hikaye başlamak üzere ve normal yayın için de yeni şeyler üretmem gerekiyor, bu yüzden bu hafta dinlenecek pek fazla vakit bulamadım. ^^

Neyse herkese güzel bir hafta dilerim ve sonraki hafta görüşmek üzere!

Teşekkürler^^

-S.I.U
235. Bölüm

Henüz Ölüm Katının erken safhalarında olduğumuz için çok fazla şey gösterilmedi.

Tuhaf göz canavarı gibi bir şey?

Buna benzeyen bir şey ortaya çıktı, acaba ne merak ediyorum hehe.

Hockney orada yaşıyormuş gibi hemen daha önceden tanıdığı biriyle karşılaştı.

Ben de tatil için eve döndüm ve tanıdığım çok az kişi bulabildim bu yüzden epey şaşkınım.


Bu dev böcekler Ölüm Katında ilerledikçe ortaya çıkmaya devam edecekler.

Ölüm Katı, çürüyen bir bedenin üzerine kurulmuş ve cesetlerde de böcekler olur. O yüzden kurgunun temelinde bolca böcek olması yatıyor.

Kırkayağın yanı sıra başka tür böcekler de ortaya çıkacak. ^^


Gelecek hafta Koon’un tekniğini izleyeceğiz.

Fenerci olduğundan uzun zamandır kendini gösteremedi ve birçok kişi de bu pozisyonun uzmanlığını görmek istedi.

Bu yüzden ben de kullanışlı bir fener tekniği yapmak istedim. Umarım heyecanlısınızdır.


Tatili olmayan bir işim olduğu için hala çalışıyorum ama uzun bir zamandan sonra ilk kez ailemle yüz yüze görüştüm ve arkadaşlarımla buluştum.

Böyle zamanlarda sanki bir rüyadan gerçek hayata uyanmış gibi hissediyorum.

Manhwaga/mangaka olmak epey zor bir meslek ama bazı artıları da olabilir.


Neyse umarım gelecek haftaki bölümden keyif alırsınız, ve 2017 de sizin için mutlu bir yıl olur.

Umarım bu yıl da Tower of God’dan keyif almaya devam edersiniz.

Teşekkürler!

-S.I.U
236. Bölüm

(Bu bölüm Koreceden çeviren kişi çok hasta olduğu için normal çevrilmemiş ama yine de özet geçmiş. )

Öngösterimi okuyanlar Koon’un çok güçlü olduğunu düşünmüştü ama bence çok zayıf gözüküyor. Hatsu dahil herkes büyük bufflar aldı ve Koon’inki de bu.

Ayrıca bu tekniğin bazı gizemleri de var. Diğer kişilerden de yeni fener teknikleri göreceğiz.


Son Muhafız, Budist Tapınaklarında görebileceğiniz Dört Göksel Kraldan esinlenilme.

Bazen düşünmek için tapınaklara gitmeyi seviyorum ve Dört Göksel Kral da ilgimi çekiyor.

Son Muhafız ana hikayeye dahil olduğunda Hockney hakkında daha çok şey öğreneceğiz.


Sonraki hafta görüşmek üzere!

Teşekkürler!

-S.I.U
237. Bölüm

Bu hafta dev bambu mızraklarımız… ee yani gizemli kadınımız var. Bu çok önemli bir an olduğu için çizerken bayağı stresliydim.

O kadar stresliydim ki sinirden karnıma ağrılar girdi, hatta uyuyamadım bile.

Yaklaşan hikayeyi nasıl karşılayacaksınız bilmiyorum ama hikayeyi olabilecek en ilginç hale getirmek ve sevgiyle hatırlamanız için elimden geleni yapacağım.

Bu bölüm savaş sahnesinde tempomu arttırmaya çalıştım. Bu karşılaşmanın kısa ve vurucu olmasını istiyordum, tabi eksikmiş gibi olmamasını da.

Bir süre hikayenin merkezde olması gerektiği için tempomu çok dikkatli biçimde ayarlamalıyım. Bu sinirlerime iyi gelmiyor ^^

Son zamanlarda iyi hissetmiyorum. Gözlerim pek de iyi sayılmaz ve boyun-omuz bölgem ağrıyor. Yaşlı olmadığım için kendimi zorlayabileceğimi sanıyordum ama bu günlerde daha endişeliyim.

Uzun vadede çizmeye devam etmek istiyorsam sağlığımı korumalıyım. Belki de kendime daha çok dikkat etmem gerekiyor gibi hissediyorum.

Vücuduma iyi bakmak önemli ama aklıma iyi bakmak daha da zor. Rekabetçi bir arenada herkese açık şekilde yayın yaptığım için düzenli olarak geri bildirim alıyorum. Bu beni etkiliyor evet. Hehe bu her yerde geçerli aslında.

Tabi ki asıl önemli olan hikayenizi çizerken nasıl azimle devam ettiğinizdir. En iyi hikayeyi anlatamayabilirim ama size ulaştırmak istediğim hikayeyi anlatabilmek istiyorum.

Ayrıca ön gösterim bölümler ve diğer şeylerin uygunsuz biçimde yayılması da var. Nasıl hissettiğinizi anlayabiliyorum ama serinin yaratıcısının cesaretini böyle kırmamanızı umuyorum en azından.

Çok fazla şikayet ediyorum gibi hehe. Üzgünüm, tabi bloğumu okuyan sizler genelde bu tür şeylerde iyisinizdir. Yani gereksiz yere dil döküyorum aslında. ^^ [ hayır, iyi değiliz :D ]

Bu şekilde konuşuyorum ama kendimi şanslı bir yazar olarak görüyorum ve siz okuyuculardan hak ettiğimden daha fazla sevgi görüyorum. O yüzden bu iyiliğinze karşılık olarak o seviyeye çıkmak istiyorum.

Neyse, umarım iyi bir hafta geçirirsiniz ve gelecek haftaki hikaye için heyecanlanmışsınızdır.

Teşekkürler!

-S.I.U
241. Bölüm

Bu bölüm… Enryu kırmızı yengeçlerle ziyafet çekiyordu;; Oldukça etkileyici….

Herkes Enryu’nun yüzünü görmek istiyordu ben de gözlerini çizdim haha.


Gardiyanları tasvir etmekte zorluk çekiyorum: Her katın gardiyanının kendine has bir görünüşü olduğundan ve hepsinin formları veya kişilikleri de farklı olduğu için ‘’Tüm Gardiyanlar şöyle şöyledir….’’ gibi bir şey söylemek mümkün değil.

Ama bu katın Gardiyanı daha agresif olduğu için daha korkutucu bir görünüş seçtim.

Saldırırken değişik formlara bürünmek bana bir Çin Tanrısını hatırlatıyor. Yine de ‘’Yenilmez’’ bir varlığı tasvir etmek zor.

Bazen hayal gücümün sınırlarına ulaştığını ve yazarlık işinin beni aştığını hissediyorum. Yine de umarım beğenirsiniz. ^^


Garam’ın hikayesine ve Hell Joe’nun savaş ilanına, geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Arada en kadar boşluk bırakmam gerektiğini düşünüyordum ( eğer ki gerekliyse).

Bir arcta birden fazla konu birlikte olursa insanların neler olup bittiğini anlayıp anlamadığı konusunda endişeleniyorum. ^^

En büyük endişem, başta çok fazla konu olduğu için arc sonunda bunları tamamlarken yaşayacağım zorluk hehe.

Neyse bu hafta biraz sorunlu geçti. Önümüzdeki hafta Yuri’nin savaşını göreceğiz.

Umarım sonraki bölüm için heyecanla bekliyorsunuzdur, güzel bir hafta geçirip mutlu kalın!

Teşekkürler!

-S.I.U
242. Bölüm

Bu bölüm, Garam ve Baam’ın arasındaki konuşma ve konunun gelecek kısmı arasında bir geçiş, sıçrama tahtasıydı.

Bu sohbetin ardından Baam’ın Ölüm katındaki gerçek yolculuğu başlıyor. Bu, arcın ikinci yarısının başlangıcıydı.

Yuri kendini birebir karşılaşmanın içinde buldu. Buradan ortaya ne çıkacak merak ediyorum.

Yuri yetkin bir abla figürü gibi görünebilir ama başta ilk kata inecek kadar cüretkar bir baş belasıydı. O yüzden uzun zamandır ilk kez Yuri’nin gerçek kişiliğini görebildiğimiz için mutluyum.

Yuri, Tower of God hikayesinin etrafında çözüldüğü, neredeyse ana karakter kadar önemli bir karakter. Bu yüzden hikaye ilerledikçe onun maceralarını yazmak da eğlenceli oluyor.

Kişilik itibariyle Baam Yuri’den çok daha tahmin edilebilir. Baam’ın nasıl davrandığını bazen inatçı ve klasik davranışlarda bulunduğunu bilirsiniz. Bu Baam’ın kişiliği.

Bu bölümü Yuri’nin olduğu kısımda kessem mi yoksa Baam’ın hikayesine odaklanıp tamamlasam mı karar veremedim. Bölümün sonunda Baam’ı yola çıkarken çizdim, iyi bir fikir miydi emin değilim. Çünkü çok daha fazlasını yapabilirmişim gibi hissediyorum. Umarım beğenirsiniz.

Özel hayatıma gelirsek son zamanlarda iyi ve kötü hissettiğim zamanlar oluyor, bununla başa çıkmakta zorlandım. Böyle zamanlarda eğer koşullar sizi desteklemiyorsa güzel bir iş çıkarmak zor oluyor diye düşünüyorum. İnsanlar hayatlarını sürdürürken her şey iyi gitmeyebilir, kaçınılmaz olarak sürekli zorluklarla karşılaşabilirler. Ama bu konuda çok çalışmak zorundasınız. Bu, bir yazarın vermesi gereken mücadele.

Umarım sonraki bölümü heyecanla bekliyorsunuzdur. Hala biraz soğuk sayılır, sıkı giyinip sağlıklı kalmaya bakın ve gelecek hafta görüşmek üzere!

Teşekkürler! ^^

-S.I.U
243. Bölüm

Birkaç hafta önce bir bölümün önemli bir kısmı silindi. Ve çeviri meselesinden dolayı önümüzdeki haftaya kadar o dosya elimde olmalı. Bu yüzden bölümü eski haline getirmek için çok çalışmam gerekti… epey yorucuydu :'(

Kiraz çiçekleri biraz daha beklemek zorunda kalacak. Bu yazıyı hızlıca yazıp yeni taslağa başlamam lazım. Her ihtimale karşın istek çizim kutusu açık. ^^

Eğer blog yazılarını takip ediyorsanız bilirsiniz ki ne zaman kendimi iyi hissetmesem hasta olur ve kusacakmış gibi hissederim - ki bu epey sıradışı.

Psikolojik bir olay olduğundan tedavi olmam imkansız o yüzden çalışmaya devam edip bilgisayar ve telefonla alakalı bir şey yapmamaya çalışıyorum. Daha da kötü bir hal aldığı için aşırı endişeli bir hale geldim.

Tabi ki çalışmaya devam ediyorum, sadece bu problem biraz fazla gelmeye başladı.

Neyse bu yazı da ‘’SIU’nun Şikayetleri’’nin yeni sayısı oldu ama bölümle ilgili konuşmam lazım.

Yuri akılsızca bire bir karşılaşmayı kabul etti… ve şu an neredeyse başka biri gibi hissediyor….

Belki de 13 Ay Serisi ve içerdikleri ruhlarla bir alakası vardır… ama dahası da var…

Artık bir dahaki sefere! Umarım yakında Yuri’nin aklı başına gelir, ama aslında normal Yuri’den o kadar da farklı değil.

Yakında 13 Ay serisiyle alakalı daha fazla bilgi gelecek.


Ve Hockney hakkında:

Geleceği göremem ama bu gerçekten iyi bir şey olur muydu merak ediyorum.

Sanırım bu sayede bir sürü para kazanabilirdim hehe. Ama geçmiş ve gelecekteki sorunlar bir yana, mutlu olabilmek için şu ana odaklanmanın daha iyi olduğunu söylemek isterim.

Bu arada Hockney’nin ismini esinlendiğim David Hockney, bir manzaranın farklı zamanlardan ve açılardan fotoğraflarını çekip bunları tek bir eser olacak şekilde düzenlerdi.

Buradan aralarında bir bağlantı olduğunu hissettiğim için karakteri bu şekilde isimlendirdim.

Ayrıca Hockney’nin saçında bir sürü saç tokası var çünkü sanat okulundayken arkadaşlarımın da vardı hehe…

Nihayet Ruhlar Oda’sına ulaştık. De’Jah tam olarak kim? Dikenin ikinci parçası nerede? Gelecek hafta Tower of God’da bunları keşfedeceğiz!... ve ben çalışmaya dönüyorum :'(

Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, Teşekkürler!

- S.I.U
244. Bölüm

Çok fazla panel var… Bu arcta bölümler genel olarak uzundu ama bu daha da uzun…

Bölümü bir miktar kesmeyi düşünüyordum ama sonunda bütün halde bıraktım.

Gönder’e tıklayana kadar epey kararsızdım. Bu iyi bir fikir miydi emin değilim, bölseydim bu bana düşünecek daha çok zaman verirdi. ^^

Her neyse bu bölüm Baam ve Rachel arasındaki ilişkinin değişimine odaklanıyor. Gerçek duyguları yüzeye çıkmaya başladı. Baam ve Garam arasındaki konuşmadan sonra Baam’ın hislerini gösteren bir sahnenin iyi olacağını düşündüm.

Ve bu bize başka bir soruyu beraberinde getiriyor. Geçmişte Baam ve Rachel’ın bulundukları yer neresiydi? Senaryo iyice kalınlaşıyor…

Baam ve Rachel arasındaki ilişkiyle ilgili birçok olay olacak o yüzden gözünüz üzerlerinde olsun.

Hell Joe epey popüler oldu. Herkes ondan bir parça istiyor. Sanırım Hell Joe’nun baş düşman olduğu doğrulandı hehe.

Görümünün aksine Hell Joe çok güçlü sadece tanıtımında gördüğümüz gibi komik bir kişiliği var.

Gittikçe daha kötü görünecek. Olacaklar için heyecanlısınızdır umarım. ^^

Güzel bir hafta geçirin ve mutlu kalın! Teşekkürler!

Gelecek hafta görüşmek üzere ^^

-S.I.U
245. Bölüm

Bu bölüm malum şahsın sahneye girişi yüzünden gölgede kalmasını istemediğim bir sürü olay vardı.

Hmm ne hakkında konuşuyorduk? Urek uzun zaman sonra tekrar bir sapık gibi gözüküyor.

Ruhlar Odası’yla işimiz henüz bitmedi. Baam ve Rachel arasındaki ilişki…. De Jah ve Hockney ilişkisi … - illaki romantik anlam kastedilmiyor ilişki derken Ç.N –

Hockney, arc sonunda büyük bir rol üstlenecek dolayısıyla bu tasarlamam gereken bir hikaye olacak.

Urek uzun zamandır ilk kez sahada.. Karaka bu durumun nasıl üstesinden gelecek merak ediyorum…

Karaka gerçekten de güçlü bir karakter ama neden sürekli kendinden güçlü rakiplerle karşılaşmak zorunda…

Karaka’nın ne kadar güçlü olduğunu size daha sonra göstereceğim… Bu günlerde kendime bunu tekrarlıyorum…


Bu arc Baam’ın takımının dışındaki karakterlerin etrafında şekilleniyor, birçoğunuz bu durumdan hoşnut değil biliyorum. Ama zaten Tower of God birkaç anahtar karakter etrafında şekillenen hikayeden çok, engin bir dünyada yolculuk eden bir çocuk hakkında hikayeler bütünü olarak başladı.

Yani tüm söyleyebileceğim: İlk sezonun verdiği his illa ki ‘’orijinal’’ his olmak zorunda değil. Ama bu daha geniş bakış açısı ‘’orjinal’’e daha yakın.

Güçlü bir ana karakter ve arkadaşlarının düşmanlarını yenme teması eğlenceli ama narin bir ana karakter ve arkadaşlarının tanrısal düşmanlarla yüzleşmesi Tower of God’ın sahip olduğu tema. Eğlenceli değil mi? Hahaha. Bu kaldırabileceğimden emin olmadığım başka bir soru hehe.

Her neyse, bu arcın sonu ve bir sonraki arc Baam’a odaklanacak dolayısıyla herkesin yeterince sahnesi olacak. Çok da fazla hayal kırıklına uğramayın ^^

Neyse eksik olduğum çok şey var, daha sıkı çalışmalıyım. Çok fazla yakındım ama kısa bir zaman diliminde haftalık yayın yapıyorum… Bunun farkında olduğunuzu umuyorum ^^

Bu haftanın yazısı birazcık uzadı. Bu bahar havasında dışarı çıkıp eğlenin ama havadaki toza dikkat edin! Güzel bir hafta geçirmeniz ve sonraki hafta görüşmek üzere!

Teşekkürler!

-S.I.U
246. Bölüm



Bu hafta… Urek’in güçlü parmakları var… Bununla birlikte çok güçlü bir karakter olduğundan onu her şeyiyle sergileyemem. Ama bu minik maceraların ardından Ölüm Katı arcı yüksek seviyeciler arası bir savaşa sahne olacak.

Yüksek seviyecilerin savaşı, doğal afet filmlerindeki gibi bir facia olduğundan, genel kural olabildiğince dövüşten kaçınmalarıdır. Karaka burada epey çaresiz gözüküyor ama bilmenizi isterim ki aslında o kadar da güçsüz değil… evet…

Bu arc ‘Baamın sırrı’ ‘Rachel ve Baam arasındaki ilişkinin değişimi’ ‘Hell Joe savaşı ve diğerleri’ ‘Savaş Sonrası’ şeklinde planlandı. Yani şu an oyunun 3. perdesi başlıyor. İlk kısımlar uzun olduğundan bazı yerleri uzatıp bazıları kısaltmak zorunda kaldım, görünüşe göre bunun bazı iyi ve kötü tarafları var^^ .

Neyse şu an ‘Hell Joe savaşı ve diğerleri’ kısmındayız, umarım heyecanla bekliyorsunuzdur.

Baam ve Rachel Hell Joe’nun kalesi için işbirliği yapıyor.Bunun..... biraz aşırı kaçtığını söyleyebilirsiniz.^^

Ama Hockney’nin gözleri gibi birçok değişken olduğundan, bu arcta görülecek daha birçok şey var.


Son zamanlarda Tower of God’ı yazdığım süre boyunca diğer mecralar için çok az şey yaptığımı fark ettim. Eğer bu konuda bir şeyler yaparsam size daha iyi ulaşabilirim gibi geliyor ve her şeyle de tek başıma ilgilenmiyorum sonuçta…

Çok çalışıyorum ama görünüşe göre güçlüklerle karşılaşmaya da devam ediyorum. 7 yıl oldu ama etrafıma baktığımda sanki biraz boş gibi hissettiriyor.

Neyse eğer kararsız kaldıysak, yeniden okuma vakti değil mi? Haha

Gelecek hafta güzel hikayelerle döneceğim. Güzel bir hafta geçirin!

Teşekkürler!

-S.I.U
306. Bölüm

Bu haftaki olaylar hikayenin konusundan çok buluşmanın etkisiyle ilgiliydi.

Gerçek Zahard müthiş güçlü gözüküyor… Doğrusu şaşırtıcı değil haha.

Kurallı halinin datasından çok farklı bir seviyede.

Ama tırmanılacak uzun yol farkını göz önüne alırsak beklendik bir şey.

Bir kurallı ve sıradan bir seviyeci arasında bile büyük bir fark var sonuçta ^^ ( Burada Baam şu an seviyeci gücünde mi diye tartışan okurlara bir selam çakmış reis)


Yura ve Rachel’ın tarafı giderek daha karmaşık ve karanlık bir hal alıyor. İşlerin bu şekilde sonuçlanması üzücü.

Şahsen Hwang’ın hikayesinin Gizli Katı çok iyi temsil ettiğini düşünüyorum.


Baam’ın ikinci dikeni henüz sahneye düzgün bir giriş yapmadı. Ama her parçanın faklı bir yeteneği veya gücü var gibi duruyor…

Belki de boyutsal teknikler gelişir… Umarım heyecanla bekliyorsunuzdur.


Güzel bir hafta geçirmeniz ve sonraki bölüm görüşmek üzere.
307. Bölüm

Yuri ve Karaka’yı son görüşümüzün üzerinden epey zaman geçtiği için onları çizdim…

Onları tekrar görebildiğimiz için mutluyum.
***

Gizli Kat arcı neticeye bağlanıyor gibi.

Baam kaçmayı başarabilir mi veya Gustang’e verdiği sözü tutabilir mi şu an için belirsiz haha.

Bu bölüm daha çok Zahard vs Baam için bir giriş-gelişme bölümüydü.

Bu arcın hikayesini herkese hitap edebilecek ve herkesin beğenebileceği şekilde yapmak için zor zamanlar geçirdim… ve dengeyi ve hikayenin akışını kontrol altında tutmak da zordu ama…

Umarım sonuna kadar takipte kalmaya devam edersiniz.
***

Şu yaşananlar sonucu Baam ve Zahard’ın ilişkisi daha da talihsiz hale geldi.

Belki de Zahard gençken Baam’la tanışsaydı, Wangnan’ın Viole’yi anlaması ve onu değiştirmesi gibi , iyi geçinebilirlerdi.

Eduan ve Zahard da beklenilenin aksine, beraber gayet iyi çalışıyorlar haha
***

Wangnan’a gelirsek, başta onun Zahard’la yüz yüze karşılaşmasını planlamıştım ama bu sonraki arclar için planladığım şeyleri açığa çıkarabilirdi.

Ben de farklı bir seçenek olarak onun silahla(?) konuşup onu almasını sağladım.

Ama bu planın arkasındaki kişi Zahard olduğundan hikaye yine de aynı şekilde sonuçlanacak.

Sanırım Wangnan’ı seviyorsanız bunun uzun soluklu bir hikaye olduğunu göze almanız gerekiyor.
***

(Sağlık, çok çalışmak ve yayıncıyla ilgili şikayetler…)
***

Hmm bu günün yazısı haklı bir sebebi olmazsızın çok uzun oldu.

Dünya Kupası başladığından milli takımın maçlarını izliyordum. Bazı anlar eğlenceli bazıları da hüzünlüydü ama oyuncuları bu kadar gayretli görmek beni de cesaretlendiriyor.

Yabancı takımlar içinde özellikle hayranı olduğum bir tanesi olmadığından sadece ‘’Vay canına’’ diyebiliyorum.

Ama milli takımı izlerken kendimi kaptırıp tezahürat etmeye başlıyorum.

Aslında biraz ara verip kısa futbol temalı bir manhwa çizmeyi çok istiyorum ama Naver izin vermiyor… haha

Bu sıcak yaz günlerinde Dünya Kupasını keyifle izleyebilirsiniz umarım, aynı zamanda Tower of God da giderek ısınıyor.

Gelecek hafta Wangnan’ın tehlikeli bir şeyi eline aldığı ortaya çıkacak!

Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle, teşekkürler!
 
Son düzenleme:
Baam ne kadar güçlenir sizce ?

White 4 parçası birleşince Baam'a üstün geliyordu hatta White'ın ruh klonu saldırıyı durdurmasaydı Baam kolaylıkla yeniliyordu. Ruhları alınca kısa süreliğine güçlenip tekledi sonra o güç gitti.
White 5 parça birleşmiş halini mi yener yoksa Karaka'yı mı ?

Karaka olmamasını umut ediyorum Baam daha Karaka gibi üst düzey bir ranker seviyesine bu kadar kolay gelmemeli.
Bu adam daha en fazla 8 baang kullanıyor normal bir High Ranker 30-50 arası. Ortalama bir ranker 15-20 baang kullanıyordur diye düşünüyorum.
Bir anda bu kadar yükselmesi saçma olur diğer karkaterleri Androssi'yi filan çok hızlı aşar. Baam şu an Androssi ile aşağı yukarı aynı güçtedir. Androssi'yi geçmesi lazım ama bu tek atacak kadar olmamalı.

Bu arada eline sağlık. Bu konunun açılması iyi oldu okumayan kişiler spoiller yiyordu.

Bölüm çıkınca bu anahtar mevzusunuda daha detaylı konuşuruz. 13 ay serisini toplamaları lazım.
13 ay serisinden iki tanesi Garam Zahard'Ta olması lazım. O da 43. katta. Onu muhtemelen Yuri alacak elinde 4tane ay serisi olacak.

Bunun yanında Koon Maschenny Zahard ve Maria Koon Zahard ile de Yuri cepten konuşmuşlardı. İkiz prensesler ile ilişkisi vardı. Muhtemelen Yuri onuda yenip 5 ay serisine sahip olacak. Zaten Yuri'nin Ha Yurin'e benziyor diye 13 ay serisini toplanacağına dair bir inanışta vardı mangaka burdanda göz kırpmış.
Hem Koon Maschenny Zahardı da yenerek ilk 100'den birini yenmiş olur 75. sıraya filan gelir belki :/

Birde mangakanın hemen hedefi 134. kata çıkmak yapmayacaktır daha farklı olaylar gerçekleşir işler karışır vs.
 
Son düzenleme:
Baam ne kadar güçlenir sizce ?

White 4 parçası birleşince Baam'a üstün geliyordu hatta White'ın ruh klonu saldırıyı durdurmasaydı Baam kolaylıkla yeniliyordu. Ruhları alınca kısa süreliğine güçlenip tekledi sonra o güç gitti.
White 5 parça birleşmiş halini mi yener yoksa Karaka'yı mı ?

Karaka olmamasını umut ediyorum Baam daha Karaka gibi üst düzey bir ranker seviyesine bu kadar kolay gelmemeli.
Bu adam daha en fazla 8 baang kullanıyor normal bir High Ranker 30-50 arası. Ortalama bir ranker 15-20 baang kullanıyordur diye düşünüyorum.
Bir anda bu kadar yükselmesi saçma olur diğer karkaterleri Androssi'yi filan çok hızlı aşar. Baam şu an Androssi ile aşağı yukarı aynı güçtedir. Androssi'yi geçmesi lazım ama bu tek atacak kadar olmamalı.

Bu arada eline sağlık. Bu konunun açılması iyi oldu okumayan kişiler spoiller yiyordu.
Androssi'de farkı açtırmaz, ayrı takılsalar belki fark açılırdı ama Baam'ın yanında durması güçlenmesine yeter. En düşük seviyecinin 1 tıl altı olsa yeter Baam, seviyeci demek 134 kat görmüş biri demek sonuçta ve Baam ne kadar çabuk o güce ulaşırsa o kadar sıkıntı olur. Katları güle oynuya geçmesi bir yana, diğerleriyle kopar.
 
Baam ne kadar güçlenir sizce ?

White 4 parçası birleşince Baam'a üstün geliyordu hatta White'ın ruh klonu saldırıyı durdurmasaydı Baam kolaylıkla yeniliyordu. Ruhları alınca kısa süreliğine güçlenip tekledi sonra o güç gitti.
White 5 parça birleşmiş halini mi yener yoksa Karaka'yı mı ?

Karaka olmamasını umut ediyorum Baam daha Karaka gibi üst düzey bir ranker seviyesine bu kadar kolay gelmemeli.
Bu adam daha en fazla 8 baang kullanıyor normal bir High Ranker 30-50 arası. Ortalama bir ranker 15-20 baang kullanıyordur diye düşünüyorum.
Bir anda bu kadar yükselmesi saçma olur diğer karkaterleri Androssi'yi filan çok hızlı aşar. Baam şu an Androssi ile aşağı yukarı aynı güçtedir. Androssi'yi geçmesi lazım ama bu tek atacak kadar olmamalı.

Bu arada eline sağlık. Bu konunun açılması iyi oldu okumayan kişiler spoiller yiyordu.
Baam'ın seviyesi hakkında atölye savaşında Reflejo bir B seviye kurallı kadar güçlü olduğunu söylüyordu daha sonra birçok power up aldı ve son durumda Kaiser '' Neredeyse kurallı olduğuna inanasım gelmiyor'' dedi. GoG de benzer bir şey söyledi son bölümde yani Baam'ın şu anki seviyesi yaklaşık olarak son katları tırmanan biri veya yeni seviyeci olmuş biriyle denktir.
Tabi Hoaqin karşısındaki geçici güçlenmesini saymazsak.
Baam 10 aile liderlerinin tekniklerini öğrense de bu onu direk Yüksek seviyeci kadar güçlü yapmaz bence sadece bir miktar daha güçlendirir. Mesela Urek'in en güçlü tekniğini de öğrendi ama sonuçta o tekniği kullanırken kontrol edebileceği shinsoo miktarı gücünü belirler.
Arc nasıl gelişir düşünürsek bence Hoaqin son klonuyla da birleşecek ama birikmiş ruhların güçlerini kaybedecek. Yani Hoaqin sadece 5 klonun güçlerini sahip olur. Bu sefer Baam'la karşılaşmaları eşit denebilecek şartlarda gerçekleşir. Baam verir Koon'un yıldırımını, Yeon'un ateşini falan :D.
Ruhların gücüyle de anlık olarak güçlenip Karaka'ya bir hareket yapar hepimiz coşarız.
Zaman atlaması olmadan Baam'ın gücünün 3-5 kat artması hikayeye ters düşer.

Ayrıca olayların Zahard'ın ölümsüzlüğü, 13 ay serisi gibi konulara bu kadar hızlı bağlanması çok şaşırtıcı oldu. Bu sadece geçici bir tempo artışı mı yoksa kartopu misali büyüyecek mi merak ediyorum. Yani dediğini gibi Garam Zahard'dan silahların alınması, Manchenny meselesi, White'ın dirilmesi falan hikayenin temposunu aşırı yükseltir.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 1, Ziyaretçi: 1)

  • Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
    Tasarım Korsanfan V.6.0
    Yukarı Çık