Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

Sihirli Annem Distopyası

Sonraki konum ne olmalı


  • Kullanılan toplam oy
    33
Buradaki herkes, ister çocukken izlemiş olsun, isterse de dejenere olmuş gençliğin sürekli olarak eski çocuk dizilerini memelemesi ile olsun bir şekilde Sihirli Annemi biliyordur. Sihirli annem, 2000lerin başında, ve 2010ların başında olmak üzere 2 farklı dönemde bir izleyici kitlesi ile buluşmuş, sonrasında ise final yaparak ara ızdan saçma bir dizi olarak ayrılmıştır. Bu dizinin saçmalığını bir kenara bırakarak, dizinin çocuk dizisi altında ne kadar karanlık ve vahşi olduğunu sizlere açmak, benim görevimdir. Periliçe karakteri, kötüdür. Periliçe karakteri, tüm insan siyasal tarihinde bulunan politik figürlerden daha da bencil, güçlü ve de manüpletif birisidir. Bununla birlikte, bize çocukça, saçma gözüken tüm peri kuralları ve adetlerini de incelediğimizde, aslında ne kadar da kötü bir dünyada yaşandığını göreceksiniz., önce bilmemiz gereken bazı şeyleri sıralayalım

Dystopia: Totaliter ve baskıcı bir rejimin, sansasyonel şekillerde bir toplumu yönetmesi. Bu genelde, sansür, manüplasyon, kısıtlama gibi şekillerde olur.

Peri: dizi boyunca perilerin ölümsüz, ve her şeyi yapabilecek kadar güçlü olduklarını biliyoruz. 750 yaşına kadar sihir yapabil, ayrıca yeni perilere doğar doğmaz bir sihirli küre verilir. Bu küreler ile sigir güçleri arasında bir bağ da olabilir. Peri çocukları hızlı doğarlar, ve anne karnında iken sihir yapma gücü, anne ile telepatik konuşma gibi yetenekleri vardır. Birbirlerinin zihnine girebilirler, bununla birlikte perilik hakları ve sihirli güçler, kişilerin ellerimden alınabilir. Bu alınmadan sonra perilerin ölümsüzlüğü gider mi, bilinemez, ama periler yaşlanma, şişmanlama gibi fiziksel değişimler geçirebilirler. Sonsuza dek taşa dönüştürülebilirler, ve öldürülebilirler ama fani yapımı eşyalar herhangi bir zarar veremez. Perilerin başkalarına güç verebildikleri durumlar vardır. Dudu 2 defa damatlarını perş yapmayı denemiştir, Ceme ise kabadayılar ile dövüşmesi için kendi gücünü ve dayanıklılığını vermiştir. Dişi periler peri tozu yapabilirler, ve polymlrph büyülerinde daha iyilerdir, ama erkek perilerin daha güçlü oldukları kabul edilir. Gargamel, aslında bir peri olmakla birlikte, güçlerini kötü yönde kullandığı için güçleri alınmıştır, ve de bu yüzden de büyücülüğe geçiş yapmıştır, bu noktada bir dünya ilkidir.

Büyücü: Sihirli annem evreni, Hoggwarts savaşından sonra, Voldemortun mağlubiyetinden bir kaç sene sonra başlar. Harry potter, daha evlenmemiştir, çocukları daha yoktur. Büyücüler ile peri ırkının birbirlerini bildikleri bir gerçektir. Büyücüler daha formülüze giderler, ve dallarda uzmanlaşırlar. Bu konuya otorite, yetenek ve büyü bilimi kısımlarında gireceğim.

Cadı: Cadı en temelimde, 3. Bir ırk olarak karşımıza çıkıyor. Adı ırkı peri değildir, periler de cadı değildir. Kötücül periler olabilir, iyi periler de olabilir. Ama cadılar gene periler kadar güçlü olmakla birlikte, güçlerini kötülük için kullanırlar. Genel olarak lanet ve ilüzyon büyülerinde ustadırlar, çünkü kendi otoriteleri yüzyıllar içimde silindiği, ve herkesce dışlandıkları için, gizli bir şekilde başka sihirli alemlere sızarak onlarmış gibi davranırlar, yaşamlarını bu şekilde sürdürürler.

Fani:Ya da mugglelar, büyü gücüne sahip değillerdir, ve büyü alemleri bu varlıklardan gizli yaşamlarını sürdürürler. Gene bunun genel sebebi otorite ve yetenek arasındaki fark, ve iki türün de gerçek sihire kıyasla yetersiz, ya da yapısının gizliliğe dayalı olmasıdır. Bununla. Birlikte, yarı fani bir peri, normal perşye kıyasla daha fazla potamsyele sahiptir, yüksek ihtimalle güfanilerin gaia otoritesi ve inançsızlıklarını daha kolay aşabilmelerinden ötürü. Gene erkek yarı faniler, peri kehanetlerine göre, tüm perilerin en güçlüsü, en muazzamı olacaktır, ki bu da dudunun çocuğu olan ömür peridir. Gene yüksek ihtimalle, gaianın feminen konseptine karşı, erkek konseptini koyabildiği için, bir demiourgos yaratabilmesi ve primordial güçleri kontrol edebilecek olmasından ötürüdür. Aslında periler gayet güçlü olmakla birlikte, tanrı olmaya en yakın varlık, hatta bir noktada yaratıcı olabilecek kadar güçlü tek varlık ömür peridir.

Büyü
En temelinde , 3 evrende de var olan büyüler, gerçek büyüler değiller. Gene perilerin buna çok yaklaştığını itiraf etmek gerek. Öncelikle, peri, cadı ve büyücüler, gerçek büyüden daha aşşağıda kalıyorlar, ama periler büyülerini otorite ile yaparken, büyücüler ise yetenek üstğnden yapıyorlar.

En temelinde , Gerçek Büyü, sonsuz zaman ve sonsuz kaynak ile bile yapılamayacak şeyi yapma, yani en basit hali ile, imkansızı ve çelişiği, paradoxu yok sayma, ya da paradox olabilecek bir şeyi, çelişki düzlemşnden çıkarabilecek kadar güçlü olmaktır. Gerçek büyünün, otoritenin de ötesinde, saf bir kuveti var. Eskiden büyüler, güçlerini bundan alırlarken, şiödi otorite ve sınırdan alıyorlar.

Büyü ise, bir kişinin somsuz zaman ve kaynakla yapabileceği bir fenomen halini almıştır. Büyü bunun dışındaü var olan bir gizi, tekrar ortaya çıkarmak için yapılan şeye denir. Var olmuş bir mucizeyi, tekrarlamak büyüdür. İşlemin kendisi mucize olsa bile, sonucun kendisi, aslında olabilitesi olan bir şeydir. Bu büyü ile bilim birbirine çok yakın giderler. İkisi de aynı sonuca ulaşabilir, çünkü sonsuz zaman ve sonsuz kaynakla yapılan şey, en temelşmde evrenin yasalarının izin verdiği şeydir. Gerçek büyü ile aralarında olan sınır, insan aklı ve evrenin yasalarıdır. Bundan ötürü, zatem var olmuş bir femomenin tekrar yaratılmasının ötesinde bir büyü yapılamaz. Geçmişte birisi bir yıldırım ile öldü ise, büyü de bilim de birini yıldırımla öldürmeyi başarabilir. Ama bilim bunu mucizeler ve gizlerin tekrar harekete geçirilmesi ile yapmaz. Mucizeler ve gizler, çeşitli okullar oluyor tabii. Kaballah, simya, Tamaturji, Numeneroloji, bunlar birbirinden farklı konsept ve gizlere sahip okullardır.

Şimdi, başka okulların olma sebebi ise, gene mucizelerşn tekrarlanmaya bağlı olmasından ötürüdür. Bizim güyü enerjisi dediğimiz bir şey var, en temelşmde bu enerji, dışarıda olan bir şeyi kontrol etmek için kullanılıyor, ve mucizeler aslında önceden olmuş olanın tekrarlanması olduğu için, bir olul, bunu ilk kurduğunda, ne kadar enerji harcıyorsa, o kadar enerji, o okul içerisinde sonsuza dek harcanacaktır. Bir grubun okula olan inancı, onu daha stabil yapsa bile, o kadar kişinin aynı okuldan büyü yapması ise, toplan o okulda kullanılabilen kişi başına düşen enerjiyi azaltacaktır. Yani büyünün kendisi daha kesşn, güçlü olurken, büyüyü uygulayan kişi güçten düşecektir. Bundan ötürü her mucize bazı okullarda daha özenli ve yoğunlaşılmış yaratılmışken, bazı büyüler, o okullarda daha az önemsenmiştir.

Şöyle bir örnek, daha açıklayıcı olacaktır, elimizde tüfek mermisi, ve tabanca mermisi var. Dünyadaki herkes, tabanca kullansaydı, sadece tabanca üretilir ve geliştirilirdi, bu yüzden gün geçtikçe daha kaliteli tabancalar üretilirdi. Ama herkese 1 mermi düşerdi. Tabanca ve tüfek aynı önemde kullanılırsa, dahanyavaş gelişse de, herkese 2 mermi düşerdi. Büyülerin böyle sınırlamaları vardır. Bu sınırlamalar, aslında sahte olmasına rağmen, ihtiyacımız olan sınırlamalardır. Asa kullanımı, bazı olullarda işe yararken, bazısında yaranaz. Bu o okulun nasul bir düşünce yapısında olduğuna bağlıdır. Asanın hangi konseptin imagosu olduğuna bağlı, işe yaramz ya da güçlendirici olabilir. Mesela, asa bir penise benzer, bundan ötürü otorite ve gücü temsil ettiğinden, üyü yapmak için kullanılan bir araçtır, çünkü büyüye hükmetmeni sağlar, konseptine sahip bir büyü okulu asayı büyü yapmak için kullnırken, kase, bir şeyin topkanma yeridir, bundan ötürü büyüyü kase ile yapmak büyüyü daha güçlü toplar ve boşaltır konsepti olan bir büyü okulunda işe yaramaz.

Bununla birlikte, periler(Ve cadılar) normal büyüden daha güçlü bir büyü olan otoriteye sahipleridr. Perilerin büyüleri, familerin duvarlarının içinde bulunmadığından, düşünce okullarına ayrılmak gibi bir duruma düşmezler. Büyü, daha önce olmuş bir fenomeni bir prensip ve kural ağı ile açığa çıkarmaktır. Otorite ise, buna hakkım olduğu için bir şeyi yapmamdır. Bu tür bir büyü, kendi içinde çelişik olmadığı, tutarlı olduğu sürece otoritenin içinde her şeyi yapma hakkına sahiptir. Tabii burada asıl durum, her otoritenin herkesde bulunmaması ile ve de çelişememe ile sınırlanır.
Mesela, iyilik otoritesi, yemek otoritesi olmadığı için, temek yaratamaz. Ama bir yemeğin var olması, birine iyilik yapabilecekse, bu iyilikotorştesşne girer, bu yüzden iyilik otoritesine sahip olan kişi, bu büyüyü yapabilir. Ama otoritesi iyilik olan biri, başkasına iyilik yapmak için kötülük yapamaz, bu bir çelişiklik olacağından mümkün değildir ya da kötü sonuçlar doğurur. Bundan ötürü, iyilik perisi birini aç bırakmaz, ama fazla yeme düşüncesini ortadan kaldırır, bu bir kötülük değildir.

Bir sürü otoriteye sahip olan bir sürü peri görüyoruz. Betüş ve eda bir iyilik perisidir, keza dudu da öyle. Bu arkadaşlar iyilik otoritesi üstünden sihirlerini yaparlar, ce dudunun iyilik anlayışı, kocalarından ayrılan kızlarının daha mutlu olacsğı yönünde olduğundan, kötülük sayılamaz. Buna rağmen, çelişik olduğundan da ceza alır, hatta otoritesine el konulur. Bu arkadaşlar ama her sihri yapamazlar. 51. Bölümde eda peri, betüş ile yemek yapma konusunda iddiaya girdiğinde, eda peri 8 defa tavuk yakar. 9. Tavuğu yapacağı sırada, malzeme perisi, kotasını doldurduğu hakkında onları uyarır. Bu bize gösterir ki, iyilik yapma dışında, sadece iddia yüzünden tavuk yaratamaz, malzeme perisinin otoritesine boyun eğer. Cidden de periler aleminde, fal perisi, zaman perisi, hayat perisi gibi periler vardır. Her peri bir diğerinin otoritesinden yararlanır, yani öyle tanrısal değillerdir.

Periliçe iyi bir siyasetçi mi?
Şimdi, bu konuda diyeceğim çok şey var, ama o kadar kafam bulanık ki, yavaş yavaş gireceğim. Olay şu ki, insanlar sihirli anneme baktıklarında, ay çocuk dizisi, ya kanunlar çok saçma gibi şeyler atıyorlar.
Ama gerçekte, periliçe çok manüplatif birisi. Öncelikle, kendisinde perilerin yöneticisi olma otoritesi var, ama bu otoriteyi, perihanla da paylaşıyor. İkisi de diğer kişilerin üstğnde bir otorite oluşturabildiklerinden, en güçlü olmasalar bile en yenilmez periler.(En güçlü peri ömür ve de dudu peridir, genel olarak betüş ve ailesi aşırı güçlülerdir. Ama yarı peri olsalar bile, betüş ve eda, 1 dudu ile baş edemezler. Otoritesine rağmen, perihan bile dudu ile baş edememiştir.)
Normalde bu otoriteye sahip kişinin, objektif olmak adına bir sevigilisi ya da çocuğu olması yasaktır, bundan ötürü de perihan asla evlenmemiştir. Ama 2005 yılsonu özel bölümünde periliçeyi kocası ile birlikte görüyoruz. Bu hipokrasi, periliçeni. Haltlarının yanında bir hiçtir.

Mesela, size çok basit bir şey diyeyim. Terörizm, devletşn meşruluk belgesidir. Bushun çok basit bir sözü vardır, ya bizdensiniz, ya da onlardan. Bu söz, bir illüzyondur. Tarafsız kaldığında bile onlardan sayan bir aldatmaca ve manüplasyondur. Bir dış gücün varlığı, bir tehtit unsuru, politikada bir güç dengesini korumak için önemlidir. Sonuçta, bir kötü adama sahip kişi, tğm kötülükleri üstğne itebileceği bir suçlu bulmuş olur kendine. Tüm sorun, bu suçlulardandır, ve iyi devlet, kusursuz ya da alçak gönüllü ise kusurlu ama çalışken devlet, bu kötülükleri yok etmek için her zaman ayakta duracaktır. Sorarım size, bilir misiniz, içinde kötü sihirleri barındıran kitspların yazarı kimdir? Periliçe tabii ki. Perihana bunu kötü perileri görmek için yaptığını söylüyor, ama zaten kitabı almaya gelen perilerşn hepsinin suçlu ve kötü periler olduğu biliniyor. Bu durumda periliçenin bu yaptığı şey, bir mimleme değil, bir kötü adam oluşturma ve devleti aklama çabasıdır. Türkiyenin kendi insanına zarar veren teröristlere silah verdiğini, ya da abdnin ikiz kuleleri bombalattığını düşünün? Kennedy döneminde kübaya saldırabilmek için abd devleti, kendi insanını katledip suçu kübaya atcaktı, keneddy buna izin vermeyerek önemli bir insanlık suçunu yok etti. Periliçenin yaptıkları ile, bu dediklerimin ne farkı var? Hatta ki, andnin ikiz kulelerden sonra nasıl bir ideolojşye girdiğini anlatmama da gerek yoktur. Periliçe kendi düşmanına silah satar. Ama onun kötülüğü bununla bitmiyor.

Tüm iyi niyetşne rağmen, peri okulu, perilerin beyninin yıkandığı bir yerdir. Normalde okul ve ailede, ahlak ve insam olma öğretilir, okulda çocuğun sosyal becerisi gelişir. Kantine gider ve orada yemek yer, insanlarla konuşarak çocuk bir birey olmasını öğrenir, edebi eserler okunarak dünya tanılır.

Ama peri okulunda
Sınıflar tek kişilik. Periler sadece öğretmenleri ile peri alfabesini öğrenip, çeşitli büyüleri öğreniyorlar. Kantin diye bir şey yok. Öğretmen, öğrencinin konuşabileceği tek arkadaşı. Aynı zamanda ona sihir yapmasını öğreten arkadaşı, yani gözünde aynı zamanda bir rol model. Ve bu hoca kim dersiniz? Tabii ki periliçe. Başöğretmen olmaya kendini adamış periliçe, otoritesi yönetmek olan periliçe, eminim ki bu küçük beyinlere edebiyat ve sanat öğretiyordur. Hayır efendim. Peri okulunda ölümlü alfabesi öğretilmiyor, ve perilerin kendilerine ait bir edebi ya da felsefi arşivleri yok. Bunu da duduan öğreniyoruz. Periler, politika, eğitim, tıp, biyoloji, yasalar ve haklar konusunda cahil kalmış kimseler. Bu kişiler, manüplasyona da açık, ki bu manüplasyon küçük yaştan itibaren başlıyor. Düşünemeyen, arzu ve isteklere göre sihir yapan, okumayan ve öğrenmeyen kişiler yaratıyor periliçe. Ona tapacak ve dediğini yapacak kimseler, ki bu kişiler korkunç güçlere ve umursamazlığa sahipler. Periler zaten güçlerinden ötürü garip bir apati içindeler. Haydi çileğin, kendi düşüncesine ve özgürlüğüne sahip, aynı zamanda canlı olan klonu ile olan konuşmasına bakalım.


Bu inanılmaz bir umursamazlık. Tabii ki de bu yolda devö eden periler, iyilik perisi bile olsalar, acımasız ve umursamaz varlıklar olarak, uzaktan iyilik yapacaklarıdır. Eda ve betüş fani okuluna gittikleri için, daha birey olmuş kişilerdir.

Bununla birlikte, periliçe batıl inançları kullanmasını da iyi biliyor. Periliçenin elinde yağmur ve fırtına perileri var. Bu periler erkek periler, dudunun ağabeyisi Bulut peri de bu periler arasında. Şimdi, normalde periler yağmurda sihir yapamazlar, bunun sebebi de periliçenin otoritesinin bunu yasaklaması. Hasaklama sebebi olarak, sihirin kötü tepeceğine inandığı için bunu yasaklamış olduğunu görüyoruz. O zaman söyler misin periliçe, elinde nite sana itaat eden elit perilerden oluşan yağmur perilerş var. Acaba büyü yapmasını istemediğin kişilerin tepesine yağmur yağdırmak istediğin için olmasın?
Gördüğünüz üzere, periliçe, aslında çok tehlikeli bir devlet perisi, ve manüplasyon ve kontrol yetenekleri muazzam. Bununla birlikte, aslında yüzeyi yeni aşındırdık. Peri aleminin distopyası burada bitmedi. Devam edecek.

Yazım hataları için özğr dilerim. Mobilden yazmaktayım. Gördüğünüz hataları bana yazın
Ben de buna göre düzelteceğim
 
Yazının başında konuyla alakalı kilit bilgileri uzun uzun açıkladığın bölüm hoş olmuş.
Dizinin en büyük problemi en azından kendi adıma konuşacak isem yukarıda anlattığın karanlık atmosferi türlü türlü hileler yardımıyla seyirciden gizlemesi sanırım. Bir de fazla kadınsı/feminen geliyordu dizi. Kullanılan renklerin beni çok rahatsız ettiğini hatırlıyorum. Yani bunun temel sebebi de belli aslında.
Günümüz devlet/toplum kavramından çok farklı görünmüyor Periliçe'nin Peri İmparatorluğu. Tam olarak Tc Ms 2019 simülasyonu okuyormuşum gibi hissettim.
Okurken çok keyif aldığımı söylemem gerekir. Devamını merakla bekliyorum. Yazı için teşekkürler.
 
Türkiye'deki diziler berbat hele çocuklar için olanları. Sadece bu değil. O zaman yabancı çizgi filmler izledik de en azından klasik müziğe kulak aşinalığı oldu. Müzik zevki oluşturdu bir nevi.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık