Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

One Piece'i Kendinize Göre Uyarlayın

Canavar Korsanlarının yenilişinin ve Orochi'nin ölümünün ardından Wano şafağı görmüş, ülke için yeni bir perde açılmıştı. Yeni Shogun Kozuki Momonosuke'nin yöneticiliği altında Wano halkı tekrardan huzura kavuşabilmişti. Fakat huzurlu geçen aylardan sonra bu yeni dönemde kendine ait bazı sıkıntılar baş göstermeye başlamıştı. Halkın içerisinden bir kesim Momonosuke'nin Shogun mevkisi için uydun aday olmadığını düşünmeye başlamıştı. Kurozumi klanından hayatta kalanlar başlarında bir Kozuki'yi görmek istemiyorlardı. Kendilerinin senelerce hor görülmelerinden ve katledilmelerinden bıkmışlardı. Tekrardan aynı durumla karşılaşmaktan endişe duyuyorlardı. Momonosuke onlara karşı elinden geldiğince ılımlı bir politika izlemesine rağmen yine de bu değişimden haz etmeyen ve onu Shogun koltuğuna layık görmeyen bazı Kurozumi üyeleri varlığını sürdürmeye devam ediyordu.

Momonosuke ayrıca ülkeyi kalkındırma konusunda da sıkıntılar çekmeye başlamıştı. Köleliği kaldırmasının üzerine silah fabrikasında işçi çalıştırılan zamanlar geride kalmış, bu sebeple finansal problemler ortaya çıkmıştı. Çiçek Başkenti dışında ki bölgelerinde refahını yükseltmek isteyen Momonosuke oraların çeşitli erzak ihtiyaçlarını karşılamıştı. Böylece herkesin eskisi gibi açlık ve susuzluk çekmesini engelleyeceğini düşünmüştü. Fakat tüm ülkenin refah seviyesini yükseltebilmek için daha çok paraya ve kaynağa ihtiyacı vardı. Halka yapılan yoğun erzak destekleri ülkeyi bütçe açığına sokmuştu. Silah fabrikalarının kapatılmasından ötürü silah ticareti aksamış, bu yüzden Wano'nun gelirleri düşmeye başlamış ve bu da bir noktadan sonra ekonomik sıkıntıların yeniden yükselmesine sebep olmuştu.

Momonosuke tüm bu sorunlarla uğraşırken, halen aklen sekiz yaşında olmasının getirdiği zorlukları yaşıyordu. Aklı politika ve ekonomiye pek basmadığı için çoğunlukla Kınlardan, özellikle de Kinemon'dan yardım alıyordu. Kinemon onun akıl hocası gibi olmuştu, Momonosuke birçok kararında ona danışıyordu. Buna rağmen Kinemon bile bu sorunlarla nasıl başa çıkılacağını çözememişti. Momonosuke sık sık babam olsaydı ne yapardı diye düşünmeden edemiyordu. Oden'in gölgesinde kalma korkusu gün geçtikçe onu daha çok ele geçiriyordu. Kendini sorgulamaya ve bu mevki için uygun olup olmadığını düşünmeye başlamıştı. Kınlar ise ona her seferinde iyi bir Shogun olduğunu söylüyor, doğruyu yaptığını vurgulayarak moralini yükseltmeye çalışıyorlardı.

Momonosuke ara sıra Yamato ile görüşüyor ve ülkenin geleceği hakkında sohbet ediyorlardı. Yamato Wano'yu geziyor ve yaşadıklarını tıpkı Oden gibi kendine ait bir günlüğe yazıyordu. Yamato'nun Kaido'nun kızı olduğu halk arasında yayılmaya başladıktan sonra ona karşı mesafeli davrananlar oldu. Onu Wano'da istemeyen bir kesim ortaya çıkmıştı. Yamato buna rağmen onların düşüncelerini değiştirebilmek için onlara iyi yaklaşmaya, Kaido ile hiçbir bağı kalmadığına ve Onigashima'da olan savaşta onların tarafında savaştığına ikna etmeye çalışıyordu. Bu durum Momonosuke'nin kulağına gidince Wano halkının önünde bir konuşma yaparak Yamato'nun müttefikleri olduğunu ve bundan sonra onun hakkında bir şikayet duymak istemediğini belirtmesi üzerine halk geri adım atmıştı.

İdari işlerle uğraşmakla meşgul olan Momonosuke ülkeyi eskisi kadar gezemediği için olan bitenler ona Daimyolar tarafından rapor ediliyordu. Bazı Daimyolar Momonosuke ile olan toplantılarında Wano'nun toparlanabilmesi için ülkenin sınırlarının açılmasını ve diğer ülkelerle ticaret yapılması gerektiğini öne sürmüştü. Anavatanı olduğu için deniz taşı üzerinden iyi gelir elde edilebileceği fikri tartışılmaya başlanmıştı. Momonosuke Oden'in istediği gibi Wano'nun sınırlarını açmayı arzuluyordu fakat henüz buna hazır olduğuna kendini bir türlü ikna edemiyordu. Dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı endişeliydi ve ülkesinin yine benzer bir duruma düşme ihtimalinden korkuyordu. Bu sebeple bu fikri şimdilik reddetmişti. Bu kararı fikri öne süren Daimyolar tarafından hoş karşılanmamıştı ve aralarının açılmasına sebep olmuştu.

Ülkenin gelirlerini arttırmak adına adamlarından biri Momonosuke'ye vergileri arttırma fikrini sunmuştu. Momonosuke başta bu fikre sıcak bakmasa da aklına başka bir çözüm gelmediği için mecburen kabul etmişti. Vergileri biraz yukarı çekmenin çok problem çıkarmayacağını, halkın bunu anlayışla karşılamasını umuyordu fakat öyle olmadı. Bu konuda şikayetler almaya başlamıştı. Refah düzeyleri konusunda memnun olmayan vatandaşlar üzerine eklenen vergiler sonrası tepkilerini duyurmuşlardı. Momonosuke ise bunun zorunlu bir tercih olduğunu, her şeyi ülkenin iyiliği için yaptığını belirtip kendilerine güvenmelerini istemişti. Kozuki klanı bu konuda ona güvense de diğer klanların homurdanmaları kesilmemişti.

Tüm bunların yanında bir başka problem olan savaş esirlerine ne yapılacağı konusu gündeme gelmişti. Wano halkı Udon'da hapis yatmakta olan Canavar Korsanları üyeleri ve Orochi'nin eski ninja ekibi olan Oniwabanshu üyelerinin infaz edilmesini istiyordu. Momonosuke hapsin onlar için yeterli bir ceza olduğunu düşünüyor ve halka açık bir idam yapmayı istemiyordu. Wano'yu daha fazla kana bulamanın gereksiz olduğu kanısındaydı. Bu düşüncesi birçok kişi tarafından hoş görülmemiş ve ufak isyanların çıkmasına sebep olmuştu. Kuri ve Çiçek Başkenti halkı Shogun sarayına kadar dayanmış, Mononosuke'yi bu kararından ötürü protesto etmişlerdi. O suçluların kendi vergileriyle beslenmelerine karşılardı. Hak ettikleri cezayı çekene kadar protestolarına devam edeceklerini haykırıyorlardı. Momonosuke bu sorunu daha barışçıl yöntemlerle çözmek istiyordu, Kaido tarzı bir tirana dönüşmek istemediği için isyanları bastırmakta oldukça zorluk çekmeye başlamıştı.

Dedesi Sukiyaki ile görüşme kararı alan Momonosuke ondan bu sorunu çözmek için sert yola başvurmaktan başka seçeneği olmadığını işitmişti. Sukiyaki halen gerçek kimliğini gizlemekteydi, halkın onun kimliğini öğrenirse vereceği tepkiden çekiniyordu. Onları kaderine terk eden bir Shogun olarak anılmak istemediği için ölü kalmanın daha doğru olduğunu düşünüyordu. Buna rağmen Momonosuke'ye bu yolda destek olmakta geri adım atmadı. İsyanların ardı arkası kesilmediği için Shogun altındaki samuraylar ve halk arasında çatışmalar başlamıştı. Momonosuke Sukiyaki'nin tavsiyesini dinleyerek zor yolu kullanmayı seçti ve isyanları askeri güç ile bastırmayı denedi. Bu işe yarasa da ona karşı olan tepkileri dindirmeye yetmemişti hatta onun yönetiminden şüphe duymaya başlayan insan sayısı artmıştı. 20 yıl boyunca korkuyla yönetilen Wano halkı yeni bir diktatör ile karşı karşıya gelme fikrine hiç sıcak bakmıyorlardı.

Bu süreçte Kızıl Kınlar, Hyogoro ve altında ki Yakuzalar Momonosuke'ye olan bağlılıklarını korusalar da ülkenin bir iç savaşa sürüklenme ihtimalinden çekiniyorlardı. Momonosuke bu isyanları kökten çözebilmek için bir fikir bulmuştu. Canavar Korsanları üyelerini ve Oniwabanshu ninjalarının cezasını Udon'da ömür boyu çalışma olarak değiştirdi. Böylece işledikleri suçların bedelini Wano için çalışarak ödeyeceklerdi. Fabrikalar tekrardan açıldı ve bu kişiler çalıştırılmaya başlandı. Böylece ülkenin kaynak sıkıntılarının azalacağını uman Momonosuke biraz olsun rahatlamıştı. Halk tam anlamıyla tatmin olmasa da isyanlar bir süreliğine durmuştu. Ortalık yavaştan sakinleşmeye başlamışken Udon'da ki görevlilerin çalışanlara kötü şartlar yaşatması, onlara işkence etmeleri ve ölene kadar çalıştırmaları Momonosuke'nin kulağına gittiğinde sinirlenmesine sebep oldu.

Ülkesini Canavar Korsanlarının yaptığı gibi yönetmeye karşıydı. Fakat insanların içinde ki öfkeyi, intikam arzusunu yok etmek kolay değildi. Bu sebeple çalışan suçlulara karşı gereksiz şiddeti yasaklamaya karar verdi. Eski Udon ceza yöntemleri kullanılmayacaktı. İnsanlar bu kararına pek sıcak bakmamıştı. Onların da kendileriyle aynı şartlar altında çalıştırılması gerektiğine inanıyorlardı. Bazı vatandaşlar Momonosuke'yi suçlulara karşı fazla yumuşak davranmakla ve ülkeyi yeterince kalkındıramadığı ile suçlamaya devam ediyordu. Gelen tepkilerden dolayı geri adım atma konusunda kararsız kalan Momonosuke neyin doğru yol olup olmadığı konusunda çelişkilerle dolu bir ruh haline bürünmüştü.

Çoğu gece uyuyamıyor ve kabuslar görüp duruyordu. Bir gece kendi samuraylarından biri tarafından ansızın uğradığı suikast girişiminden sonra ise artık daha fazla dayanamamış ve bir şeyleri değiştirmenin elzem olduğuna karar vermişti. Daimyolar ile yaptığı son toplantısında Wano'nun sınırlarını açacağını söylemiş ve karışık tepkiler almıştı. Kimisi onaylamış kimisi ise karşı çıkmıştı, ama son kararı verecek kişi Shogundan başkası değildi. Böylece Wano'nun sınırları dışarıya açılmış oldu. Bu olay ise Wano'nun başına geleceklerin sadece başlangıcıydı.
Çok fazla Momo var, @İtachi_27yazdı sandım
 
Bir Kaptanın Kararlılığı

Elbaf adasının kıyılarında bir gemi denizin derin sularına doğru batarken bir adamın kulağına bağırış sesleri geliyordu. Yerde uzanmakta olan bu adam gözlerini yavaşça aralamaya başladı, bulanık olan görüşü yerine gelirken etrafında ki kişileri seçebilmeye başladı. Yüzüne doğru akan gözyaşları arasında şu cümleleri işitti.

''Kaptan yaşıyorsun! Şükürler olsun!''

Bu adam üç milyar ödüle sahip Eustass Kaptan Kid'den başkası değildi. Kid önce etrafına bakındı, geceydi ve ortamı yanı başında bulunan ateş aydınlatıyordu. Kendi vücuduna göz attığında ise boydan boya bandajlı olduğunu fark etti ve öfkeli bir yüz ifadesi takınarak kendi kendine mırıldandı.

''Lanet olsun sana Kızıl Saç..''

Tayfası ise o sırada onun hayatta olmasının verdiği mutlulukla ona sıkıca sarılmaya devam ediyordu. Bu durumdan rahatsızlık duymaya başlayan Kid onlara bağırarak tepki gösterdi.

''Yeter çekilin üzerimden! İyiyim!''

Tayfası hemen onun üzerinden kalkarak geriye çekildi. O sırada ona doğru yaklaşmakta olan başka bir adam daha vardı. Kid o adamı fark ettiğinde öfkeli halde olan suratı yerini hafif bir gülümseye bırakmıştı. Adamın elinde içki şişesi vardı ve şişeyi Kid'e doğru uzattı.

''Sonunda uyanabildin kaptan.''

''Görünüşe bakılırsa benden erken kalkmışsın Killer.''

Killer buna gülerek karşılık verdi ve Kid'in yanına eğilerek oturdu.

''Aldığın yarayı düşününce hayatta olman bile bir mucize.''

Kid yerde uzanırken gökyüzünü izliyordu, derin bir nefes aldıktan sonra Killer'a döndü.

''İster şans de ister şanssızlık, her halükarda yine hayattayız.''

Killer gülümseyip içkisinden bir yudum aldı. Kid hafifçe doğruldu ve oturur pozisyona geçti. Bir yandan sağ eliyle yarasının olduğu göğsünü tutuyor bir yandan da sol elinde içkisini tutuyordu. İçkiyi dudaklarından üzerine dökerek kana kana içerken tayfasının karşısında iki büklüm durduğunu ve yüzüne bakamadıklarını fark etti. Onlara odaklanarak kaşlarını çattı.

''Neyiniz var lan sizin? İlk defa yenilgi almışız gibi bir ruh halindesiniz.''

Heat ve Wire onun karşısında boyunlarını bükmüş ve sessiz kalmışlardı. Wire bir süre sonra sessizliğini bozarak titrek bir sesle konuştu.

''Ge-gemiyi kaybettik kaptan. Devler onu ortadan ikiye böldü, tayfadan kurtulamayanlar da var.''

Kid bunu duyunca bir anlığına dona kaldı ve içmeyi bıraktı. Yüzü düşmüş bir şekilde Wire'ın dediklerine dikkat kesildi.

''Victoria Punk'ı kaybettik demek.. O gemi bizi uzun zamandır taşıyordu. Yerini doldurmak kolay olmayacak.''

Wire oldukça mahcup görünüyordu. Zorlukla konuşmaya devam etti.

''Sadece o da değil. Biz yol kitabelerini Shanks'a kendi ellerimizle teslim ettik..''

Kid bunun üzerine sessiz kalmış ve dişlerini sıkmaya başlamıştı. Wire gözleri dolmuş bişr şekilde Kid'in önünde yere kapaklandı. Sesi şimdi acı dolu geliyordu.

''Çok üzgünüz kaptan.. Senin canını bağışlaması için aklımıza başka bir yol gelmemişti. Onuruna leke sürülmesine izin verdiğimiz çok üzgünüz.''

Kid yavaşça ayağa kalktı. Son derece ciddi bir surat ifadesi ile Wire'a doğru yürüyordu. Tüm tayfası onu dikkatle izlerken Wire tir tir titremeye başlamıştı. Kid dibine kadar geldiğinde ona doğru kolunu uzatırken hafifçe omzuna dokundu.

''Önemli değil Wire.. Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim.''

Wire bu cümle karşısında daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı. Gözyaşlarını yüzünden aşağı akarken başını yere eğdi. Killer bu manzara karşısında duygulanmış ve kahkaha atmaya başlamıştı.

''Seni sulu gözlü. Bu şekilde kendini utandırmaktan başka bir işe yaramıyorsun.''

Kid bu kahkahanın arkasında aslında bir acı olduğunu ve Killer'ın da ağladığının farkındaydı. Smile meyvesinin etkileri ömrü boyunca onunla olmaya devam edecekti. Killer kahkahası sonra erdikten sonra lafa girdi.

''Sanırım artık daha sakin bir hayat tarzı bizim için akıllıca olacak.''

Kid bu cümleye karşılık pis pis sırıttı ve Killer'a dalga geçercesine bir bakış attı.

''Ne yani emekli falan olacağımızı mı sandın?'

Tüm tayfa bunu duyduktan sonra şaşkınlıkla bakakaldı. Killer telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı.

''Sen ciddi misin? Gemimizi, yol kitabelerimizi kaybettik. Neredeyse canımızı bile kaybedecektik. Artık One Piece yarışı için çok geride kalmış durumdayız.''

Bu gerçekler Kid'in pek umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Yüzünde kararlı ve hiddetli bir ifade vardı.

''Benim ne zaman pes ettiğimi gördün Killer. Gerekirse sıfırdan başlayacağız. Bu bizim için bir son değil, yeni bir başlangıç olacak. Benimle misin?''

Killer ona gururlu bir şekilde ile bakarken sırıttı. Yumruğunu sıkarak Kid'e doğru uzattı.

''Her zaman seninleyim ortak.''

Kid'de sırıtarak karşılık verdi ve yumruğunu Killer ile tokuşturdu. Ardından tayfa üyelerine döndü ve sesini yükseltti.

''Bugün gemimizi, yoldaşlarımızı kaybetmiş olabiliriz fakat bir şeyi kaybetmedik. O da hayallerimiz! Hayallerimiz var olduğu sürece Kid korsanları da var olmaya devam edecek. Kimsenin bu hayalleri bizden çekip almasına izin vermeyeceğiz. Hayatını kaybeden yoldaşlarımız için ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yaşananları o aşağılık Kızıl Saç ve devlerin yanına bırakmayacağız. Anlaşıldı mı?!'''

Tüm tayfa var gücüyle bağırarak ellerini havaya kaldırdı.

''Evet kaptan!!''

Günün ilk ışıkları Kid'in yüzüne vururken o uçsuz bucaksız denizi seyrediyordu. Tayfası ona hayranlıkla bakarken bir şeyin farkına varmışlardı. Bu bir adamın yeniden doğuşuydu, bu bir kaptanın kararlılık anıydı.
 
Son düzenleme:
İmpel Down'a girmeden denizcilerin elinden kurtulan Wevile anasına kavuşur ve anası aynı fiyasko tekrar yaşanmasın diye bir plan düşünmüştür. Anası danasını alır ve Çapraz Birlik'e katılır. Garp'ın kurtarma harekatı sırasında Arı Kovanı'ndan kaçan Moria da sığınacak liman aramaktadır. Buggy'nin gerçek yüzünü bildiği için o da Cros Guild'e katılmak için yola çıkar. Eski savaş lordlarını göstermelik bile olsa yanına alan Buggy bu özgüvenle Shanks'ın Karasakal'ı aradığını tahmin etmektedir ve yol kitabelerinin bilgisini paylaşma anlaşması teklif ederek ittifak kurmayı düşünmektedir ve bunu diğerleriyle paylaşır. Crocodile öneriyi duyduktan sonra tam ağzına kancayı takacakken Moria'nın gözleri büyür ve Mihawk kancayı durdurur. Eski dostuyla ittifak kurma fikrine sıcak baktığını ve böylece önemli bir rakibi saf dışı bırakabileceklerini söyleyerek Croco'yu ikna eder. Wevile ise konuşmaları ağzı açık dinler.

Karar alınmıştır, Buggy ve tayfası Karasakal'a karşı ittifak kurmak için Shanks'ın yanına doğru yola çıkarlar. Ekip adeta Rocks tayfası gibi takılmaktadır ama tuhaf bir şekilde anlaşma yöntemleri vardır. Her biri kendi tümenini kurup emrine adam toplayarak ekibi büyütme ve olası ayrılıkta arkasında tayfa oluşturma düşüncesindedir. Hepsi kendi tümenine ait gemi hazırlar ve birlikte yola koyulurlar. Mihawk salını makam koltuğu haline getirerek orta büyüklükte bir gemiyi komuta eder ve tayfasında eski dostları olan maymunları yönetir. Crocodile pruvasına timsah kafası geçirdiği büyük bir gemiyi komuta eder ve emrinde mafyatik tipler vardır. Wevile babasının gemisine benzesin diye balina kafasını pruva yapmak ister fakat geminin kalanını fıçılardan oluşturur ve emrine katılacaklara 40 İQ üst sınırını getirmiştir. Sebebi tümeninin en zekisi olmayı istemesidir. Moria yolda topladığı gölgeleri ormanda öldürdüğü hayvanların bedenine geçirmiştir ve gemi olarak ağaçlardan devasa bir kova yapmıştır. Yeşil Vadi'ye sefere çıkan Tellioğulları misali dizilen filoya önde eşeğiyle giden Şaban gibi Buggy önderlik etmektedir. Shanks'a konuşmayı o yapacaktır çünkü Mihawk eski dostuna yalvarmayı istemediği için bu işi Buggy'nin yapmasını istemiştir.

Filo ilk olarak Elbaf'a gitmeyi planlamıştır. Yolda suyun üstünde bitkin halde yüzen birilerini görürler. Bir ayının üstünde uzanan gençten oğlan görürler. Wevile ayıyı beğenir ve iyileştirip tayfasına almak için gemisine alır. Ayı gemiye çekilirken üstündeki genci bırakmaz. Wevile güverteye çektikleri ayıyı kaldırır ve tuttuğu genci suya fırlatır.

Filo yoluna devam ederken Elbaf yakınlarında yine su üstünde yüzen birilerini görürler. Bazıları tahta parçalarına tutunmuş halde bazıları ise sırtüstü suda yüzmektedir. Moria gölgelerini almak için bunları toplar. Tahtaya sarılanlar benim diye bağırır Wevile. Tahtaya sarılanları gemiye çeker ve tiplerine baktıktan sonra fikir değiştiren Wevile tahtaları gemide kullanmak için tutar ve adamları Moria'ya atacakken adamlardan maskeli olan elini tutup "Kaptan... Kaptanı kurtarın..." diyip tekrar bayılmıştır. Etkilenen Wevile biraz düşünüp hangisinin kaptan olduğunu öğrenmek için Moria'ya aldığı adamları sorgulamasını ister ve karşılığında kaptan dışındakileri vermeyi teklif eder.

Devamı gelecek...
...
Moria senin saçmalıklarınla uğraşamam diye bağırır. Bunu duyan Weevil'in gemisinde derin bir sessizlik oluşur. Weevile akan burnunu son kez çeker ve mevzuya ilgisinin kalmadığını söyleyerek adamları Moria'nın gemisine fırlatır.

Ekip Elbaf'a ayak basar ve kalabalığı gören devler durumdan rahatsız olur. Ekip sözcüsü olarak Mihawk öne çıkarak devlere seslenir; " Biz dostuz, Kızıl Saçlı Shanks ile birlikte ittifak olmak için geldik ! ". Devlerden Shanks'ın bir süre önce adadan ayrıldığı cevabı gelir. Tam bu sırada Dorry ve Brogy eşliğinde Hasır Şapka tayfası adaya yaklaşır. Pruvanın yanından iki efsane devin sinirli bir şekilde adaya baktığı ve saldırma hazırlığında olduğu görülür. Korkuya kapılan Buggy bağırarak durmaları için yalvarmaya başlar. Buggy'nin sesini duyan Luffy ve Zoro ekşimiş suratlarla birbirlerine bakarak Buggy'nin adını haykırırlar. Nerden geldiyse artık Zoro'nun aklına Mihawk'ın Buggy'nin emrine girdiği haberleri gelir ve devlere karşılarında dostlarının olabileceği için durmalarını söyler. Luffy'e bakan devler ondan istemsiz bir surat ifadesiyle onay aldıktan sonra dururlar. Adaya çıktıklarında ufak çaplı bir ziyafet eşliğinde konuşurlar. Ziyafet sırasında kıyıya vuran gemi parçaları Luffy'nin dikkatini çeker ve tanıdık geldiğini söyleyerek düşünmeye başlar.

Hatırlayamayan Luffy etini dişlemeye devam ederken Cross Guild ile konuşan Dorry ve Brogy bu ittifak konusunda Luffy'e ne düşündüğünü sorar. Luffy bunlardan bir zarar gelmez deyince Brogy elinde Shanks'ın yaşam kartı olduğunu söyler ve arzu ederlerse hep birlikte gidebileceklerini Cross Guld'e iletir. Teklif kabul edilir ama Luffy Shanks ile aralarında bir söz olduğunu ve buna hazır olup olmadığını bilmediğini söyler. Heyecanlanmıştır ama tedirgindir aynı zamanda. Yemek yiyen tayfasını gözden geçirip içinden "Zoro tamam, Sanji... tamam ama Yamato'yu da almak lazım Wano'ya dönüp, Jinbe adamın dibi o da tamam, Franky de tamam, Brook tamam, Robin tamam, Chopper tamam, Nami... tamam tamam, Usopp ??? Babasıyla nasıl kapıştırayım ben şimdi bunu..." diye konuşur. Tayfaya güveninin tam olduğunu düşünüp yola çıkmaya karar verdiğini hayırır ağzındaki et parçasıyla...

Devam edecek...
 
...
Moria senin saçmalıklarınla uğraşamam diye bağırır. Bunu duyan Weevil'in gemisinde derin bir sessizlik oluşur. Weevile akan burnunu son kez çeker ve mevzuya ilgisinin kalmadığını söyleyerek adamları Moria'nın gemisine fırlatır.

Ekip Elbaf'a ayak basar ve kalabalığı gören devler durumdan rahatsız olur. Ekip sözcüsü olarak Mihawk öne çıkarak devlere seslenir; " Biz dostuz, Kızıl Saçlı Shanks ile birlikte ittifak olmak için geldik ! ". Devlerden Shanks'ın bir süre önce adadan ayrıldığı cevabı gelir. Tam bu sırada Dorry ve Brogy eşliğinde Hasır Şapka tayfası adaya yaklaşır. Pruvanın yanından iki efsane devin sinirli bir şekilde adaya baktığı ve saldırma hazırlığında olduğu görülür. Korkuya kapılan Buggy bağırarak durmaları için yalvarmaya başlar. Buggy'nin sesini duyan Luffy ve Zoro ekşimiş suratlarla birbirlerine bakarak Buggy'nin adını haykırırlar. Nerden geldiyse artık Zoro'nun aklına Mihawk'ın Buggy'nin emrine girdiği haberleri gelir ve devlere karşılarında dostlarının olabileceği için durmalarını söyler. Luffy'e bakan devler ondan istemsiz bir surat ifadesiyle onay aldıktan sonra dururlar. Adaya çıktıklarında ufak çaplı bir ziyafet eşliğinde konuşurlar. Ziyafet sırasında kıyıya vuran gemi parçaları Luffy'nin dikkatini çeker ve tanıdık geldiğini söyleyerek düşünmeye başlar.

Hatırlayamayan Luffy etini dişlemeye devam ederken Cross Guild ile konuşan Dorry ve Brogy bu ittifak konusunda Luffy'e ne düşündüğünü sorar. Luffy bunlardan bir zarar gelmez deyince Brogy elinde Shanks'ın yaşam kartı olduğunu söyler ve arzu ederlerse hep birlikte gidebileceklerini Cross Guld'e iletir. Teklif kabul edilir ama Luffy Shanks ile aralarında bir söz olduğunu ve buna hazır olup olmadığını bilmediğini söyler. Heyecanlanmıştır ama tedirgindir aynı zamanda. Yemek yiyen tayfasını gözden geçirip içinden "Zoro tamam, Sanji... tamam ama Yamato'yu da almak lazım Wano'ya dönüp, Jinbe adamın dibi o da tamam, Franky de tamam, Brook tamam, Robin tamam, Chopper tamam, Nami... tamam tamam, Usopp ??? Babasıyla nasıl kapıştırayım ben şimdi bunu..." diye konuşur. Tayfaya güveninin tam olduğunu düşünüp yola çıkmaya karar verdiğini hayırır ağzındaki et parçasıyla...

Devam edecek...
Skywalker'dan inciler
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 2)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık