Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[İnceleme] One Piece Film 6: Baron Omatsuri ve Saklı Ada İnceleme

Selam, bu başlıkta favorim olan ve serinin en önemli filmi olduğunu düşündüğüm 6. filmi kendimce inceleyeceğim. Muhtemelen oldukça noksan bir inceleme olacaktır ama forumda bu filmin konusu açılmamış, onu da bu vesileyle açmış oluruz. Spoiler içeriyor, filmi izlemeden okumayın.

Filmi açmadan önce kapağı göze çarpıyor, One Piece standartlarında bile çocuksu olacak bir filmmiş gibi duruyor. Çizim tarzı da alıştığımız One Piece çizimlerine göre daha minimal tercih edilmiş.


Önemli olduğunu düşündüğüm sahnelerlerle birlikte, filmi hatırlamanız için kısaca özetleyeceğim ve bu filmin benim gözümde neden 'serinin gelmiş ve gelecek en önemli filmi' olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Film, tayfanın gemisine Omatsuri Adası'ndan gelen bir mektupla başlıyor. Robin, mektubu okuyor ve adanın her gün festival yapılan bir korsan cenneti olduğu ortaya çıkıyor. Usopp, Robin'in yanına gelerek bunun bir tuzak olduğunu söylüyor. Robin okumaya devam ediyor, adada kaplıca ve güzellik merkezleri olduğunu duyan Nami, Robin'in yanına geliyor. Adada dünya güzelleri olduğunu duyan Sanji de Robin'in yanına geliyor. Daha sonra adada mükemmel yemekler olduğunu duyan Chopper da oraya gidiyor. Bütün bunlar olurken Zoro, yanda ağırlık antrenmanı yapıyor ve Luffy de Merry'nin kafasında oturuyor. Zoro, Luffy'e ne düşündüğünü soruyor. Luffy cevap vermeyince sinirleniyor ve bağırıyor. Luffy ise adaya korsanlar davet edildiğinden, tayfa da korsan olduğundan gitmeye karar veriyor. Bu sahnenin, tayfa üyelerinin karakteristik özelliklerini -zayıflıklarını- (Usopp'un korkaklığı, Nami'nin materyalistliği, Sanji'nin şehveti, Chopper'ın merakı ve oburluğu, Luffy'nin korsanlık gururu, Zoro'nun doyumsuzca antrenman yapması) göstermekte ve tayfa içi dinamiği yansıtmakta başarılı olduğunu düşünüyorum. Şüpheli bir mektubu ilk inceleyen kişinin Robin olması tayfanın ona olan güvenini simgeliyor. Bu film yanlış bilmiyorsam Skypiea sonrasında, Water 7 öncesinde geçiyor.


Bu sahnedeki hissiyat, alışkın olduğumuz One Piece'ten biraz farklı. Tayfanın güvertedeki kaotik ve gürültülü sahnelerinden farklı olarak, çok stabil ve sessiz ilerliyor. Bu az önce bahsettiğim detayları öne çıkarıyor. Ayrıca çizimlerdeki minimallik kapağa uygun bir şekilde filmde de devam ediyor. Sonraki sahne olan sahile demir attıkları kısımda çizimlerdeki farklılık daha da belirginleşiyor. Gölgelerden ve vurgulardan kaçınılmış, tek tip bir renk paleti kullanılmış. Bu sayede karakterlerden ziyade manzara ve atmosfere dikkat çekilmiş. Bu, sonraki sahnelerde, adanın içindeki festival merkezine vardıklarında daha anlaşılır oluyor. Filmi izledikçe, sinematografik olarak seri içinde özel bir yeri olduğunu anlıyorsunuz.


Buradan sonra Baron (omzunda bir çiçek oluşu göze çarpıyor) geliyor, karakterlerimize Cehennem'in Ateşten Gömleği'ni (bir tür yarışma) giyerlerse, adada istedikleri gibi keyiflerine bakabileceklerini söylüyor. Tayfa bunu duyunca kaçmaya çalışıyor fakat Luffy, Luffy'liğini yapıp kabul ediyor. Çok uzatmayayım, tayfa yarışmanın ilk fazını kazanıyor. Rakipleri Muchigoro, oyun gereği tayfanın hizmetkârı oluyor. Yarışmanın ikinci turunda, çift kişilik iki takım yarışacak. Zoro ve Sanji, Nami ve Usopp takım oluşturuyor. Kalanlar otelde vakit geçiriyor.

Luffy, Brief isminde eski bir korsan kaptanıyla tanışıyor. Brief ona arkadaşı olmasını söylüyor ama Luffy kabul etmiyor.

Bu sırada Robin, Muchigoro'ya içmesini emrediyor. Daha sonra mektupta çiçeklerden bahsedildiğini fakat adada hiç çiçek göremediğini söylüyor ve adanın endemik çiçek türlerini soruyor. Muchigoro, Zambak Karanfili adında bir çiçek olduğunu söylüyor. Bu sahnenin, Çiçek Meyvesi yemiş Robin üzerinden çizilmesi güzel fakat benim dikkatinizi çekmek istediğim nokta farklı bir yerde. Bu sahneyi, normal seride asla göremezsiniz çünkü alt metni yetişkinlere yönelik. Robin, Muchigoro'nun ağzından laf almak için onu içmeye zorluyor.


Aynı zamanda Chopper da keşfe çıkıyor. Koca bir mezarlık keşfediyor. Arkadan birisi onu Baron'un adamı sanarak saldırıyor. Saldıran kişi de meğer bir korsan ve üç çocuk babasıymış, Chopper'a, dayak yiyormuş rolü yaparsa adanın sırlarını göstereceğini söylüyor. Adam çocuklarına güçlüymüş rolü yapan korkak biri.

Yarışma devam ederken, zaten tezat şekilde oluşturulmuş takımlarımız içinde sürtüşmeler oluyor. Yarışmayı kazansalar bile Nami, Usopp'a küsüyor. Zoro ve Sanji bildiğiniz gibi. Geldiklerinde Chopper'ın nerede olduklarını merak ediyorlar.

Chopper, çocukların babasının onu götürdüğü yerde Baron'un eskiden bir korsan kaptanı olduğunu keşfediyor ve tayfasıyla bir fotoğrafını görüyor. Tayfada Baron dışında kimsenin yaşlanmamış olması dikkatini çekiyor. Daha sonra Baron, gittikleri yerin önünde beliriyor ve Chopper'ı vuruyor.


Yarışmanın üçüncü aşamasına geçmeden, Robin mevzubahis çiçek türünü araştırmaya çıkıyor.

Nami ile kavgalı olan Usopp ise ortamdan uzaklaşırken sonraki turun rakibi DJ'yle karşılaşıyor. Rakibi, Usopp'un şapkasını beğeniyor ve vermesini istiyor. Usopp ile aralarında bir yanlış anlaşılma oluyor ve DJ sinirleniyor, sonrasında gözleri kırmızıya dönüyor. Usopp'u filmin sonuna kadar bir daha görmüyoruz.


Usopp'a kızgın olan Nami, Muchigoro ile içiyor. O da Robin gibi onu sarhoş ederek ve ona sırnaşarak ağzından laf almaya çalışıyor. Adada bir şeylerin garip olduğunu, tayfayla daha önce aralarının hiç bu kadar bozulmadığını fark ediyor. Muchi, garip bir şekilde Roger ile kısa süre önce karşılaştıklarını söylüyor. Fırtınalı bir geceyi hatırladıktan sonra ise mumyaya dönüşüyor.


Robin, keşfinde Baron'un gemisini buluyor. Gemi fırtına yüzünden paramparça bir hâlde kıyıya vurmuş. Baron, Robin'i yakalıyor. Ona zambak karanfilini göstereceğini söylüyor. Gösterdiği şeyden Robin bile ürküyor. Robin'i de film sonuna kadar bir daha görmüyoruz.


Tayfadan üç kişinin kayıp olduğunu fark eden dörtlü, endişeleniyor. Sanji, Luffy'ye ciddi anlamda sinirleniyor ve her şeyin onun suçu olduğunu söylüyor. Daha sonra yarışmanın üçüncü aşaması başlıyor. Tayfadan kayıp kişileri ararlarken, 100 kişi peşlerinde onları öldürmek için kovalayacak. Zoro, Nami ve Sanji dağılıyor. Luffy ise öylece duruyor. Baron, tayfasını terk ettiği için Luffy ile alay ediyor, daha sonra Luffy, Baron'a saldırıyor fakat güdümlü oku yüzünden kaçmak zorunda kalıyor. Brief, Luffy'yi kurtarıyor.

Sonraki sahne, biraz önceki karanlık ortama kıyasla Miyazaki filmlerini andıran, tatlı bir ortamda geçiyor. Brief ile Luffy birlikte çay içiyorlar. Brief bütün tayfasının öldüğünü söylüyor.


Sonrasında, Chopper kendini yerde buluyor. Okla vurulduğu hâlde neden yaralanmadığını merak ediyor. Çocuklar ve babaları da aynı yerde. Baron, Zambak'ı beslemek için onları yem olarak getirmiş. Zambak, havaya kök salarak çocuklardan en küçüğü Daisy'i yakalıyor.


Chopper, Zambak'a vurarak Daisy'i kurtarıyor fakat bu sefer kendisi yakalanıyor. Çocuklar onu kurtarmak için tutuyor, babalarıyla çocukları tutup zorla çekiyor. Chopper arkadaşlarının onu kurtarmaya geleceğini söylese de Baron onunla alay ediyor. Chopper, diğer üyelerin de Zambak tarafından yutulduğunu fark ediyor. Karakterler neredeyse karşı bile koyamadılar, Zoro'nun 10 saniyelik bir kısmı dışında hepsi anında saf dışı edildi ve gübre oldular. Bu da filmdeki özgün detaylardan biri.


Luffy sahneye giriyor, Baron ile dövüşmeye çalışıyor fakat her saldırısında Baron ok ile ateş ederek bir bir uzuvlarını duvara sabitliyor. Bütün bunlar olurken tayfa iyice yutuluyor ve Baron, Luffy'e teker teker arkadaşlarının öldüğü haberini veriyor. Luffy, bütün uzuvları okla duvara sabitlenince çaresizlikten ağlarken dişleriyle yere tutunuyor, kafasını uzatarak onları kurtarmaya çalışıyor fakat başarısız oluyor. Luffy'nin buradaki çaresizliği ve o karanlık atmosfer çok iyi yansıtılıyor. Baron, Luffy ile alay etmeye devam ediyor ve amaçlarının arka planını izleyicilere gösteriyor. Karakterin komik tasarımınına rağmen oldukça korkunç bir sahne olmuş.


Daha sonra Brief yine Luffy'yi kurtarıyor. Luffy kan kaybından morarmış durumda. Mental olarak da çökmüş, bütün arkadaşlarının kendisi yüzünden öldüğünü düşünüyor. Durmaksızın kendini suçluyor.


Sonra Brief'in yardımıyla yeniden savaşa giriyor. Burada anlıyoruz ki Baron aslında fırtınada bütün tayfasını kaybetmiş, başkalarının da aynı acıyı yaşaması için bir üs kurmuş. Gelen korsan tayfalarını iç çatışmalara sürükleyerek onları Zambak'a yem ediyor.


Baron, Brief'e ok yağdırıyor. Tayfasına doğru koşan Luffy, belki de onları kurtarma şansını kaybetme pahasına geriye dönüp Brief'i kurtarıyor. Artık onu da bir arkadaşı olarak gördüğünü anlıyoruz. Daha sonra Baron'a yumruk atıyor ve Zambak'a doğru zıplayarak ona vurmaya başlıyor.


Buradan sonra hikâye daha da karanlıklaşıyor. Parçalanan zambak, milyonlarca oka dönüşüyor ve içinden kimse çıkmıyor.


Baron'un omzundaki çiçek Evangelionvari bir şekilde Zambak Karanfili'ne dönüşüyor ve rahatsız edici bir görüntü ortaya çıkıyor. Tayfa üyelerinin bitki tarafından sindirilmeye başlandığını görüyoruz. Daha sonra havadaki milyonlarca ok Luffy'nin üstüne yağıyor. Baron'un arka planını daha iyi anlıyoruz bu sahnede.


Çocukların babası, arkadan okla Zambak'a ateş ediyor ve onu parçalıyor. Burada, filmdeki genel izleniminin aksine gösterdiği cesaret göze çarpıyor. Daha sonra Luffy, Baron'a yumruk atıp onu deviriyor. Buradaki manga efekti hoşuma gitti, Kutsal Ejder'i yumrukladığı sahnede bu filmden esinlenilmiştir belki.


Yenilen Baron, ölen arkadaşlarıyla konuşuyor. Filmin sonunda da bir çiçeğe dönüştüğünü görüyoruz. Tezatlarla dolu bu film; zararsız ve tatlı bir çiçeğin, tüm tayfayı sindirmeye çalıştığı bir canavara dönüştükten sonra gerçekten zararsız bir çiçeğe dönüşmesiyle bitiyor.


Bu filmi özel yapan şey, risk almasıdır. Şu ana kadarki One Piece filmlerinin hiçbiri bu kadar riskli bir senaryo denemedi, muhtemelen de denemeyecektir. One Piece'de asla göremeyeceğiniz kadar karanlık bir atmosfer ve senaryoyu, seride daha önce denenmemiş bir çizim stiliyle buluşturmuş yönetmen.

One Piece'in önemli filmlerinde, heyecan yaratmak için evrende büyük rolü olan karakterleri filme dâhil ediyorlar. Roger'ın rakibi Shiki, eski amiral Z, dünyadaki en zengin kişi Tesoro, Stampede zaten karakter şöleni, şimdi de Shanks'in kızı Uta. Bunlardan önceki filmlerde ise garip meyve yetenekleri ile ilginç karakterler yaratmaya çalışıyorlardı.

Bu filmde ise bunların hiçbiri yok, konağını insanları öldürüp kurban olarak sunması için kullanan bir parazitin tayfamızla karşılaştığı rahatsız edici hikâyeyi izliyoruz. One Piece'te hepimizin sevdiği, karakterlerin önemine tezat olarak "Doğu Mavi'den çıkan bir grup gencin hikâyesi" temasının bir uzantısı olarak bu filmde hiçbir önemli karakterin olmayışı benim çok hoşuma gitti. Zoro, Sanji veya diğer tayfa üyelerinin savaştığı kimse yok. Hatta güçlü bir düşman bile yok, bir yumruk ve bir oka devriliyor Baron. Yeni filmlerdeki frapan efektlere kıyasla bu filmdeki minimal savaş sahneleri benim çok hoşuma gitti. Filmde Luffy'nin kahramanlığını değil çaresizliğini izliyoruz zaten.

Son manga bölümlerinden sonra, One Piece'teki ciddiyeti özleyen kişilerin filmi yeniden izlemesini tavsiye ederim.
 
Son düzenleme:
çok korkunçtu ya youtubeda az bir şey izledim tüylerim ürperdi. Çizimler,atmosfer falan baya kötü yaptı insanı.
 

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık