Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Korsanfan.Com - One Piece Türkiye
Neler yeni

[Tanıtım] Mugen no Juunin (Blade of the Immortal)

Uzun süredir böyle sağlam kötü karakter görmemiştim açıkçası.😳


Bunun aksine manganın başlarında villain olarak gösterilen Anotsu'yu tanıyıp anladıkça çok sevdim açıkçası. Bitince daha detaylı yorum yazacağım, gerçekten harika bir seri.
 
Seriyi yarılamışken bir iki şey yazayım.

Bence ilgi çekici bir konuya sahip. Ölümsüz bir samuray fikri epey hoşuma gitti. Karakterleri ilk başta çok klişe dursalar da yazar bunları farklı bir bakış açısı ile işleyip epey ilgi çekici hale getirebilmiş. Tebrik ederim.

Seri ile ilgili canımı sıkan tek şey her halde konuşmaların gereğinden çok uzun olması. Yani karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama konuşmaları okurken Samuray Jack'teki sessiz sahneleri daha çok taktir ettim. Adamlar hiç konuşmadan dertlerini anlatabiliyorlardı. Mesela burada Manji her 5 bölümde bir uzun uzun Rin'in ne kadar güçsüz ve toy olduğundan bahsediyor. Hani yaptığı yanlış bir çıkarım değil ama bunu o kadar uzun ve sıkıcı bir şekilde anlatıyor ki insanın baygınlık geçiresi geliyor. Seri ile ilgili tek eleştirimde şu anlık bu sanırım. Bitirince genel düşüncemi kısaca yazarım.
 
Daha önceleri sorulan güç sıralamasını yapacak olursam (Herkesin sağlam halini baz alıyorum):

- Makie O-Tachibana
- Habaki Kagimura
- Anotsu Kagehisa
- Arashino
- Manji - Shira - Giichi
Hepsinin o kadar orijinal güçleri ve silahları vardı ki, belli başlı karakterler dışında kıyaslamak kolay değil bence. Arashino'yu Shira ve Giichi'nin önüne koyman şaşırttı açıkçası, onun dövüştüğü bölümlere tekrar baksam iyi olabilir, Manji'ye karşı yıkılmaz bir duruşu vardı yanlış hatırlamıyorsam.🤔 İlk 3 benimkinde de aynı, sonra Shira ve Giichi gelir diye düşündüm. Ölümsüzlüğü nedeniyle Manji'nin gerçek gücünü analiz etmemiz mümkün olmayacağı için onu bu güç sıralamasının dışında tutmak gerekir bence. Yine de sıralamaya sokmak gerekirse Shira ile aynı düzeyde değildir sanırım, Magatsu ile beraber saldırdıklarında bile Shira'yı anca düşürebilmişlerdi... Şelâleden.😄
 
Seriyi yarılamışken bir iki şey yazayım.

Bence ilgi çekici bir konuya sahip. Ölümsüz bir samuray fikri epey hoşuma gitti. Karakterleri ilk başta çok klişe dursalar da yazar bunları farklı bir bakış açısı ile işleyip epey ilgi çekici hale getirebilmiş. Tebrik ederim.

Seri ile ilgili canımı sıkan tek şey her halde konuşmaların gereğinden çok uzun olması. Yani karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama konuşmaları okurken Samuray Jack'teki sessiz sahneleri daha çok taktir ettim. Adamlar hiç konuşmadan dertlerini anlatabiliyorlardı. Mesela burada Manji her 5 bölümde bir uzun uzun Rin'in ne kadar güçsüz ve toy olduğundan bahsediyor. Hani yaptığı yanlış bir çıkarım değil ama bunu o kadar uzun ve sıkıcı bir şekilde anlatıyor ki insanın baygınlık geçiresi geliyor. Seri ile ilgili tek eleştirimde şu anlık bu sanırım. Bitirince genel düşüncemi kısaca yazarım.
Hiç birinizde çıkıp ''Ula Kenshiro nerede kaldı genel düşüncelerin?'' demiyor. Bitireli kaç ay oldu yazmamışım hala.

Neyse efendim her şeyden önce serinin gerçekten çok kaliteli bir iş olduğunu rahatlıkla söylemek isterim. Peki tükettiğim en iyi samuray içeriği mi? Hayır. O unvan hala Samuray Jack'e ait. Ama tabi bu kişisel bir şey. Şimdi kısaca seride neleri sevip sevmediğimden bahsedeyim. Baştan şöyleyeyim spoilera girecem o yüzden mangayı okumadıysanız bu yazıyı da okumayın.

Öncelikle çizimler hakkındaki görüşlerimi hemen aradan çıkarmak istiyorum. Çizim kalitesi kesinlikle çok iyi. Çizim tarzı olarak jenerik denebilecek bir stile sahip olsa da yazar sadece kara kalem ile çizerek kendine has bir görsellik oluşturmayı başarabilmiş. Eğer serinin çizimlerini özetleyecek bir kelime olsaydı bu kelime ''Şiir'' olurdu. Özellikle yazarın özendiği çizimler adeta bir şiir okumak gibi. İnanmıyorsanız bakın



Hikayeye gelecek olursak okuduğum en sıra dışı intikam hikayelerinden birisi olduğunu söyleyebilirim. Seri elbette ilerledikçe başka yan olaylara da giriyor fakat ana odağını asla unutmuyor. Rin, Anotsu ile bu kadar çabuk karşılaşması ve aralarındaki bağın gelişmesi bence çok güzel işlenmiş. Normalde bu tarz intikam hikayelerinde intikam alacak karakter düşmanı ile taş çatlasın 1-2 defa yüz yüze gelirken ben bur serideki sayıyı unuttum. Ve bu karşılaşmaların hiçbirinin boşa olduğunu düşünmüyorum. Rin'in Anotsu ile her karşılaşmalarında ilişkilerini daha da derine inmesi çok güzel verilmiş bence. Tüm serideki herhalde en sevdiğim sahneler bunlardı. Bir tek yine bu tarz hikayelerdeki meşhur ''İntikam döngüsü'' muhabbetine sondada girilmesine pek gerek yok gibiydi ama çokta şikayet edeceğim bir şey değil.

Öte yandan kısaca karakterlere gelecek olursak

Manji
Seinen seriler hakkında genel yorum yapacak kadar seri tükettiğime inanıyorum. Şunu fark ettim ki seinen serilerde genel olarak iki türlü ana karakter var. Biri ya serinin başından beri hep gerçekçi olan ve yolundan sapmayıp mantıklı ilerleyen biridir. Diğeri de serinin başında çok ezik olarak başlar ve seri ilerledikçe olgunlaşan biridir. Ve genelde 2. saydığım kişinin yanında da onu sürekli koruyan ama yaşadığı dünyanın da ciddiyetini öğreten bir karakter vardır. İşte Manji de aynı bu karakter. Black Lagoon'daki Revy gibi bir bakıma. Ama tabi bu kötü bir şey değil. Klişe olsa da okuması iyi bir karakterdi. Tek eksiği yazar genellikle karakter havalı manalı konuşturacam diye sürekli aynı şeyleri söylettiriyor. Fakat bu probleme sonra değineceğim. Serinin ana karakteri denebilir mi tam emin olamadım. Çünkü seri önemli olan her karaktere eşit denebilecek sürede yer veriyor. Çok bayıldığım bir karakter olmasa da genel işlenişini ve hikayesini beğendim. Bir de serideki son savaşının daha epik olmasını isterdim.

Rin
Yukarıda da bahsettim gibi Rin seinen serilerdeki 2. tarzdaki ana karakter portresine uyuyor. Ve bence bunu çok güzel uyguluyor. Güç olarak olamasa da karakter olarak gelişimini güzel buldum. Bazı olaylarda zekasını çok iyi kullanması beni epey mutlu etti. Etkileşime girdiği her karakter ile bir şekilde dostumsu bir ilişki elde etmesi karakterde hiç sırıtmıyordu. Normalde bazı yazarlar genelde bu tarz karakterlerin saflığını aptallık derecesinde arttırır ama burada böyle bir şey olmaması beni mutlu etti.

Anotsu
Kişiliği, idealleri ve kılıca bakış açısı ile yazar ortaya iyi tasarlanmış bir gri karakter yaratabilmiş. Fakat bunu baştan planlamadığı bence çok bariz. Neden mi? Çünkü ilk bölümde bayağı bildiğin karaktersizin teki gibi davranıyor. Hani ilk bölüm harici tüm serideki haline kıyaslayınca bunun aynı karakter olduğunu söylemek neredeyse imkansız. Belli ki yazar başta acımasız ve kötü niyetli bir karakter yazmak istedi fakat fikrini sonradan değiştirdi. Ve bu çok iyi bir şey. Yukarıda da dediğim gibi Rin ile olan ilişkileri gerçekten çok güzeldi. Günün sonunda ölmeli miydi yoksa kalmalı mıydı hala pek karar veremsem de sanırım yaptığı onca şeyden sonra bu son kendisi için iyi oldu.

Makie
İyi yazılmış fakat yazarın sürekli tekrar eden diyaloglarına kurban gitmiş bir karakter bence. Çünkü kendisin 3 lafından 2'si ''Ben tam bir çöp parçasıyım.'' dan ibaret. Yani sanki üzerine hiç diyalog yazılmasa derdini daha iyi anlatabilecek bir karaktermiş gibi geliyor. Birde aileden miras alınan kılıç yeteneği muhabbetini bi tık zorlama buldum. Bilemiyorum belki de ben karakteri iyi anlamamışımdır.

Shira
Kaliteli bir kötü fakat çok zorlama bir şekilde hayatta tutulan birisi. Yani o dönemin tıbbı bilgilerini çok iyi bildiğimi iddia edemem fakat kesilmiş bir kolun yarasını açık tutmak ve iki eli olmadan da şelaleden düşüp hayatta kalması çok zorlama geldi. Ama genel olarak iyi tasarlanmış bir kötü karakter. Dövüşleri kesinlikle karakterin en iyi anlarıydı.

Habaki
Yine çok fazla anime mangada görebileceğiniz klişe bir karakter. Fakat işlenişi belki de serideki izlemekten en çok keyif aldığım şeylerdendi. Bu tarz karakterlerin aksine kendisinin zamanla her şeyini kaybetmesi ve aldığı kararlardan daha da pişman olması çok iyi yazılmış bir hikayeydi. Günün sonunda her şeyini kaybetmiş bir şekilde yerde yatan cesedini görünce kendisine birazcık üzülmedim desem yalan olur.

Burando
Bu karakter hakkında da bir şeyler karalamazsam içimde kalır. Zamanı tarafından kısıtlanmış bir deha. Kötü niyet ile hareket eden birisi olduğunu düşünmesem de amacı doğrultusunda neredeyse aklını yitirmesi ve korkunç şeyler yapmasını görmek üzücüydü. Günün sonunda tövbe edip hayatına keşiş olarak devam etmesi umarım kendisine huzurlu bir hayat verir.

Şimdi gelelim seri hakkında beni en çok rahatsız eden şeye. Yukarıda da fark etmişsinizdir. Diyalogları beğenmedim. Biraz düzelteyim diyalogların kullanımını beğenmedim. Bilmiyorum bu bir tek benim mi canımı sıktı fakat bazı karakterler aynı şeyleri sürekli tekrarlar gibi. Daha önceki yorumumda da demiştim
Seri ile ilgili canımı sıkan tek şey her halde konuşmaların gereğinden çok uzun olması. Yani karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama konuşmaları okurken Samuray Jack'teki sessiz sahneleri daha çok taktir ettim. Adamlar hiç konuşmadan dertlerini anlatabiliyorlardı. Mesela burada Manji her 5 bölümde bir uzun uzun Rin'in ne kadar güçsüz ve toy olduğundan bahsediyor. Hani yaptığı yanlış bir çıkarım değil ama bunu o kadar uzun ve sıkıcı bir şekilde anlatıyor ki insanın baygınlık geçiresi geliyor.
Bu sefer Samuray Jack'ten farklı bir örnek verecem. Eğer eski çizgi romanları okuduysanız o zamanlar çok fazla diyalog ve yazı kutusu olduğunu fark etmişsinizdir. Çünkü bunun sebebi o zamanlar tek bir bölümde olabildiğince şey anlatmaya çalışırdı yazarlar. Gereksiz derecede her şeyi açıklarlardı. Fakat orada bile en azından kendilerini tekrar etmezlerdi. En azından sonraki konuşmalar yeni bir şeyler içerirdi. Hatta Stan Lee bile arada bununla ilgili şaka yaptı
Ama neyse ki bu her bölüm yaşanan bir şey değil. O yüzden seriyi gözümde çok düşürmedi. Yine de dediğim gibi Makie gibi karakterlere bunun zarar verdiğini düşünüyorum.

Ve evet sanırım diyeceğim her şey bu kadardı. Belki düşüncelerimi çok iyi aktarabilmiş değilimdir. Genelde bu tarz yazılar yazarken bir süre sonra beynim yoruluyor. Yine kısa tutacam deyip bir yazıyı daha uzattım. Genel olarak herkesin okuması gerektiği bir seri bence. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.

Ha bide Masashi Kishimoto tarafından yapılmış bir çizim. Çizim stili seriye güzel gitmiş bence.
 
Son düzenleme:

Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)

Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Yukarı Çık